Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
… GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/641
KARAR NO : 2022/957
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – … .. …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 17/09/2018
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2023
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1.DAVACI VEKİLİ İDDİASINDA ÖZETLE;
Müvekkilinin, inşaat alanında faaliyet gösteren…nin 23.10.2012 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ile davalı ve davalının eşi …’in paylarını iktisap ederek şirketin hissedarı olduğunu ve 10 yıl süre ile şirket müdürü olarak atandığını, böylece yeni ortaklık yapısı ile şirketin inşaat faaliyetlerine başladığını, davacının müdür olarak şirketin temsil yetkisini alsa da, aynı zamanda mali müşavir olan davalı tarafından şirketin faaliyetlerinin yürütüldüğünü ve davalının yönlendirmesi ile davacının hareket ettiğini, müvekkilinin inşaat alanında faaliyet gösteren bir şirket faaliyetini yürütebilecek bir deneyime sahip olmamasının yanı sıra davalının da uyandırdığı güven ile 2014 yılında görevinden istifa ettiğini, 15.12.2014 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ile davalının 10 yıl süre ile müdürlük görevine atandığını, davalının, kendisine duyulan güveni ve müdürlük yetkisini kötüye kullanarak, özen ve bağlılık yükümlülüğüne, şirket ana sözleşmesi, ortaklar kurulu kararları ve kanunların kendisine yüklediği yükümlülüklere aykırı hareket ederek, şirketin, müvekkilinin ve üçüncü kişilerin zararına sebebiyet verdiğini, üçüncü kişilerle kat karşılığı inşaat sözleşmeleri imzalandığını ve inşaatların yapımına başlandığını, müvekkili tarafından inşaatların tamamlanabilmesi için şirkete verildiği düşünülerek yüklü miktarda borç paraların davalıya zaman zaman elden, zaman zaman da banka hesaplarına yatırılmak suretiyle verildiğini, 2014 yılında davalının teklifi üzerine … adında başka bir şirket daha kurulduğunu, bu şirketin temsil yetkisinin de davalıya verildiğini, 2016 yılında davalı tarafından piyasadaki durgunluk nedeni ile satış yapılamadığı ve inşaatların devam etmesi için nakit ihtiyacı doğduğunun müvekkiline bildirilmesi üzerine müvekkilinin anne ve babasının sahibi olduğu şirket üzerinden ve müvekkilinin ve davalının ortak olduğu şirket üzerinden bankalardan toplamda 950.000 TL kredi çekilerek şirkete borç olarak verildiğini, aynı yıl davalı tarafından davalının müşavirliğini de yaptığı ikinci şirketin iyi durumda olduğu belirtilerek, şirketin müvekkilinin babası…’e devredildiğini, onun tarafından söz konusu şirketin mali müşavirliğinin 2017 yılında üçüncü bir kişiye verilmesinden sonra, ticari defterlerin ve muhasebe kayıtlarının gereği gibi tutulmadığı, şirket adına çıkartılan kredi kartlarından yüklü miktarlarda kişisel harcamalar yaparak şirketi borçlandırıldığı, şirketi kendine haksız menfaat sağlayarak zarara uğrattığının tespit edildiğini, bu durumdan haberdar olan müvekkilinin güveninin sarsıldığını ve davaya konu şirketin ticari defter ve kayıtlarının davalıdan defalarca yazılı ve sözlü olarak talep edilmesine rağmen davalı tarafından müvekkilinin telefonlarının açılmadığını, kendisine hiçbir konu hakkında bilgi ve belge verilmediğini, müvekkilinin haricen yaptığı araştırmalarda bugüne kadar ….Caddesinde tamamlanmamış binalar olduğunu, söz konusu bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere satıldığını, üçüncü kişilerden paraların tahsil edildiğini öğrendiğini, ancak söz konusu tahsil edilen bedellere ilişkin müvekkiline bilgi verilmediği gibi bu bedellerin tahsil edilmesine rağmen şirket borçlarının ödenmeyerek şirket aleyhine icra takiplerinin başlatılmasına sebebiyet verdiğini, şirketin faaliyeti ile orantısız şekilde borçlandırıldığını, şirket adına keşide edilen çeklerin karşılıksız çıkması neticesinde hakkında açılmış çok sayıda ceza yargılamasının mevcut olduğunu, davalı tarafından şirketin kasıt veya ağır ihmalle zarara uğratılmış olmasının yanında, davalının yakınlarına ve dolaylı olarak kendine menfaat sağlamak amacıyla şirket tarafından müvekkilinden tahsil edilen ve geri ödemesi yapılmayan finansmanla yapılmış dairelerin davalı tarafça bila bedel yakınlarına devredildiğini, söz konusu karşılıksız kazandırma niteliğindeki muvazaalı satışlar tapu kayıtlarının ve şirket banka hesap dökümlerinin ilgili yerlerden celbi ve incelenmesi neticesinde açıkça anlaşılacağını, üçüncü kişilere tapuda devredilen ve üzerinde söz konusu kişiler lehine kat irtifakı kurulan bağımsız bölümlerin iskan ruhsatlarının alınmadığını, bu yolla iyi niyetli üçüncü kişilerin mağdur edildiğini, şirketin itibarının onarılamaz derecede zedelendiğini, davalı şirket müdürü tarafından işçilerin … primleri ve şirketin kamu borçlarının ödenmediğini, ilgili kurumlar tarafından söz konusu borçların tahsili için yasal süreçlerin başlatıldığını, davalı tarafından … prim borçlarının ödenmediği müvekkiline beyan edildiğini ve müvekkilinden yine para istediğini, müvekkilinin şirket kayıtlarına bakmadan ödeme yapılamayacağı belirtildiğini, ancak davalı tarafından şirketin gelir ve giderlerine ve kamuya olan borçlarının ödenip ödenmediğini gösteren herhangi bir belge sunulamadığını, davalı tarafından müdürlük görevinin yürütüldüğü süre boyunca olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığını, buna ilişkin bir çağrıda bulunulmadığını, buna bağlı olarak senelerce ortak olan müvekkili tarafından şirketin bilançosunun, finansal tablolarının inceleme olanağının ortadan kaldırıldığını, müvekkili adına noter kanalıyla keşide edilen ihtarnamede şirketin faaliyetleri ve içinde bulunduğu finansal ve ekonomik durumdan haber olma ihtiyaçları, yönetimin karar ve işlemleri ile şirket hesaplarının denetlenmesine ilişkin hususlar ve faaliyet konularına giren verilerin, ticari defterlerin ibraz edilmesinin istenildiğini, davalı tarafından en kısa sürede bir toplantının organize edileceği söylenmesine rağmen kendilerinden bu yönde bilgi ve belge temininin mümkün olmadığını, söz konusu ticari kayıtların ve şirket ticari defterlerinin ibraz edilmesinden sürekli imtina edilmesinden çıkarılacak doğal sonucun, ya
kayıtlarda yolsuzluk yapılmış olması veya söz konusu kayıtların hiç tutulmamış olduğu kanaatinde olduklarını, şirket müdürünün kötü yönetimi neticesinde finansal durumunun son derece kötü olduğunu, yapılan inşaatların hemen hemen hiç birinin iskânının alınmadığını, davalının şirketi kasten zarara uğrattığını, vergi borçlarının ödenmediğini, yürütülen kötü yönetim sonucu 3. kişilerin ve devletin de zarara uğratıldığını, şirketin ticari itibarının ve bu yolla dolaylı olarak müvekkilinin itibarının ayaklar altına alınmış olduğunu, tutulması zorunlu ticari defterlerin tutulmadığını, şirket genel kurullarının yapılmadığının açık olduğunu, davalının hukuka aykırı eylemleri ile şirket faaliyetlerine devam edemez hale geldiğini belirterek, yargılama süreci tamamlanana kadar davalının temsil yetkisinin tamamen kaldırılmasına, mahkemenin aksi kanaatte ise davalının gayrimenkul alım satımı yapmak, hesap açmak ve hesaplardan para çekme yetkilerinin kaldırılarak temsil yetkisinin sınırlandırılmasına, yargılama süresince söz konusu yetkilerin kaldırılması veya sınırlandırılmasına, müvekkilinin tedbiren şirkete müdür olarak atanmasına, mahkeme aksi kanaatte ise, mahkemece resen seçilecek bir kişinin şirkete kayyım olarak atanmasına, nihayetinde davanın kabulü ile, davalının TTK.’nun 630 maddesi kapsamında terditli olarak haklı sebeple yönetim yetkisinin alınmasına ya da yetkilerinin sınırlandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.DAVALI VEKİLİ SAVUNMASINDA ÖZETLE;
Müvekkilinin, yıllarca davacının anne ve babasının mali müşavirliğini yaptığını, taraflar arasında güvene dayalı bir ilişki kurulduğunu, müvekkilinin müteahhitlikle uğraşmaya başlayınca, davacının babası …tarafından oğlunun hayatını düzene sokabilmek maksadıyla müvekkilinden oğluna işi öğretmesi ve birlikte çalışılması talep edildiğini, davacı ile müvekkilinin bir süre işleri birlikte yürüttüklerini, daha sonra davacının müdürlük yetkilerini devrederek..’a gittiğini, dava açılmadan birkaç ay öncesine kadar davacının şirketin mali durumu ile ilgilenmediğini, müvekkil tarafından şirketle ilgili yaşanan gelişmeleri düzenli olarak şirketin gizli ortağı olan davacının babası ile konuşulduğunu, şirketin yılsonunda kâra geçeceği ve bu karın nasıl bölüşüleceği konuşulurken ortada hiçbir talep veya huzursuzluk yokken 2016 yılı sonunda neredeyse her sektörde, bilhassa inşaat sektöründe yaşanan krizin müvekkilinin temsilcisi olduğu şirketi de vurduğunda, davacı ve ailesinin üsluplarının sertleşmeye başladığını, şirketin malvarlığından talepte bulunduklarını, dayanağı olmayan ve şirketin karşılamayacağı yüksek tutarda nakit paraları istediklerini, davacının kâr ve mal paylaşımı odaklı yaklaştığı şirketin ekonomik problemleriyle bir gün olsun ilgilenmediğini, müvekkilinin bu süreçte yalnızlaştırıldığını, tüm problemlerle tek başına göğüs germek zorunda bırakıldığını, tüm bu sürecin sonunda şirketin malvarlıklarından, bir kısmı şirketin banka borçlarını ödeme hususunda yapılan anlaşma sonucu, bir kısmı da davacının baskıları sonucu aşağıdaki taşınmazların tamamının davacının annesi… adına tescil edildiğini, davacının anne ve babasının sahip olduğu şirket üzerinden 950.000 TL kredi çekilerek şirkete borç aktarıldığı iddiasını asla kabul etmediklerini, çekilen bu kredinin mülkiyeti ….’ne ait olan .. ..de” bulunan natamam binanın kullanılabilir hale getirilmesi için harcandığını, bu binada faaliyet gösterecek olan…’nin bir dönem ortağı ve yetkilisi olan … tarafından eksik tamirat bedelleri ve fabrika araç ve gereçleri ile makine bedellerinin bizzat karşılandığını, müvekkilinin dava dışı bu şirkete harcamış olduğu emek, mesai ve parasının karşılığında önce formalite icabı ortaklıktan çıkarıldığını, davacının babasının talebi üzerine tüm hisse ve yetkilerini aralarındaki güven ilişkisine istinaden bedeli sonradan alınmak üzere …’e devrettiğini, iş karşılığında şirket mülkiyetine geçen/geçecek olan minimum 2.800.000 TL değerindeki gayrimenkul ile beraber şirketin haricen öğrenildiği üzere 6.500.000 TL’ ye devredilmesine rağmen müvekkiline para verilmediğini, müvekkilinin tüm mal varlığının, kredi kartları, banka hesaplarının …simli firmalara aktarıldığını, müvekkilinin bunca yıllık çabasının karşılığında da ekonomik kriz nedeniyle şirketin düştüğü durumdan ötürü evine gelen hacizler, hakkında açılan davalar ve çekle ilgili şikayetler sebebiyle özgürlüğünden bile mahrum olma ihtimali olduğunu, şirketin kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde müteahhit sıfatıyla yer aldığı binaların iskan alımı haricinde tamamlanmış vaziyette olduğunu, şirket hakkında açılan davaların neredeyse tamamının iskan alınmayışı sebebiyle istenilen kira bedellerine ilişkin olduğunu, şirketin müteahhidi olduğu … İlçesinde 2 adet daire bulunduğu… parselde yapılan 17 dairelik inşaatın müteahhidinin şirket ortağı … olduğunu, burada yapılan inşaatta bulunan 12 hakedişten elde edilen gelirlerin de şirkete borç olarak aktarıldığını, şahsı adına tescil edilen tüm gayrimenkullerin bugün itibariyle davacının annesi…adına kayıtlı olduğunu, davacının babası …’ in yapılan tüm bu devirlerden ve devir sebeplerinden ilk günden beri haberi olduğunu, müvekkilinin de şirketin vergi ve … borçlarından şahsen sorumlu olduğunu, çek şikayetleri nedeniyle sanık sıfatıyla yargılandığını, evine hacizler için gelindiğini, taraflar arasındaki husumetin bu seviyeye gelmesinin sebebinin…aracılığı ile satışı yapılan . bulunan taşınmaz olduğunu, tarafların defalarca bu daireden elde edilecek gelirin ne yapılacağını tartıştıklarını, müvekkilinin çek dosyalarının ve şirket sebebiyle yakınlarından aldığı borçların öncelikli olarak talep ettiğini, ancak para ile ne yapılacağı hususunda anlaşamadıklarından … tarafından dairenin alıcısına ihtarname gönderilerek müvekkilinin dolandırıcı olduğunu ve yetkilerinin bu davanın açılmadan önce kısıtlandığı izlemi yaratılarak satışın engellenmeye çalışıldığını, davacının iddialarının doğru olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3.İDDİA, SAVUNMA VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HÜKME ESAS GEREKÇE;
Dava; TTK.’nun 630/2 maddesine dayalı olarak, haklı sebeple limited şirket yöneticisinin yönetim hakkı ve temsil yetkisinin mahkeme aracılığı ile kaldırılması, sınırlandırılması davasıdır.
Tarafların dayandıkları tüm deliller, … kayıtları getirtilmiş, dosya ve şirket kayıtları ile satılan gayrimenkullerin değer tespitine yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılmış, taraf vekillerinin itirazlarını karşılar ek rapor aldırılmıştır.
TTK.’daki dava konusuna ilişki yasal düzenlemede;
“Özen ve bağlılık yükümü, rekabet yasağı” başlıklı 626. maddesinde; “(1) Müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler. 202 ilâ 205 inci madde hükümleri saklıdır.
(2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. Şirket sözleşmesi ortakların onayı yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını öngörebilir.
(3) Müdürler de ortaklar için öngörülmüş bulunan bağlılık borcuna tabidir.”
“Görevden alma, yönetim ve temsil yetkisinin geri alınması ve sınırlandırılması” başlıklı 630. maddesinde; “(1) Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir.
(2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.
(3) Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.
(4) Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yargıtay içtihatlarına göre; şirket müdürünün, TTK. ve şirket esas sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini, görevini bağlılık yükümlülüğüne uygun şekilde, özen göstererek yerine getirmesi, şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmesi, şirketi zarara uğratacak eylem ve işlemlerden kaçınması gerekmektedir. Müdürün gereken özeni göstermemesi, bağlılık yükümüne aykırı hareket etmesi yine diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal etmesi, bu çerçevede rekabet yasağına aykırı hareket etmesi, kasten veya ihmal suretiyle görevini aksatması ya da hiç yerine getirmemesi, şirketi sürekli zarara uğratması, şirket içerisindeki ilişkilerin devamını zorlaştıran ve güven ilişkisini zedeleyen eylemlerde bulunması… vb. hallerde müdürün görevden alınması için haklı sebeplerin oluştuğu kabul edilmektedir.
Dosyada yer alan kayıtlar, deliller ve bilirkişi raporundaki tespitlere göre; Dava dışı şirketin 20.11.2011 tarihi itibariyle ticaret siciline tescil edildiği, şirkette davacının %42,50, davalının %37,50, diğer şirket ortağı ….ise %20 oranında pay sahibi olduğu, davalı ortağın, 15.12.2014 tarihli 2014/1 nolu ortaklar kurulu kararı ile şirketi 10 yıl süre ile temsil ve ilzama yetkili müdür olarak atandığı, şirketin 31.12.2020 tarihi itibariyle özvarlığının (-)639.513,49 TL olduğu, varlıkların borçları karşılama oranının (1)’in altında olması sebebiyle şirketin borca batık olduğu, …06.05.2019 tarihli ve…sayılı cevabi yazısına göre; dava dışı şirketin 06.11.2012 tarihinde faaliyete başladığı, 26.12.2015-30.04.2019 tarihleri arasında 92.565,78 TL vergi aslı ve 29.218,01 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 121.783,79 TL vergi borcunun olduğu, …. Merkezi’nin 16.04.2019 tarihli ve… sayılı cevabi yazısına göre; şirketin 16.04.2019 tarihi itibariyle 140.192,53 TL anapara 76.183,36 TL gecikme zammı olmak üzere 216.976,89 TL, …n 16.04.2019 tarihli ve ….03-E sayılı cevabi yazısına göre; işverenin 16.04.2019 tarihi itibariyle 39.309,43 TL anapara 15.899,01 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 55.208,44 TL borcunun bulunduğu, davalının 15.12.2014 tarihli ortaklar kurulu kararıyla müdür olarak atanmasından sonra yapılan 15.03.2015 tarihli genel kurul toplantısından sonra şirketin genel kurul toplantısının yapılmadığı, şirketin sattığı taşınmazların satış tarihindeki rayiç değeri 11.420.000 TL olmasına rağmen, 5.859.491,50 TL’ye satılarak, şirketin taşınmaz satışı sebebi ile 5.760.508,50 TL zarara uğratıldığı, taşınmaz satışlarında hem faturalama, hem de tapuya tescil yönünden Muhasebe Usul ve Esaslarına uygun davranılmadığı anlaşılmıştır.
Buna göre; şirket müdürü olan davalı ortağın, 15.03.2015’ten sonra şirketin olağan genel kurul toplantılarını yapmayarak, şirket öz varlığını (-)639.513,49 TL’ye düşürerek, toplamda 121.783,79 TL vergi ve 272.185,33 TL … borcunu ödemeyerek, faaliyet alanı inşaat olan şirketi taşınmaz satışı sebebi ile satış tarihine göre 5.760.508,50 TL zarara uğratarak, şirketi borca batık hale getirerek, TTK.’da ve şirket esas sözleşmesine göre, görevini bağlılık yükümlülüğüne uygun şekilde, özen göstererek yerine getirme, şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetme ve şirketi zarara uğratacak eylem ve işlemlerden kaçınma yükümlülüğüne aykırı davrandığı kanaatine varıldığından, açılan davanın kabulü ile dava dışı …. Müdürü olan davalı …’in yönetim hakkı ve temsil yetkisinin TTK 630/2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yönetim organı boşluğu oluşmaması için, karar kesinleştiğinde dava dışı …. yönetim organı seçilmesi gündemi ile şirket genel kurulunu toplantıya çağırmak üzere Mali Müşavir görevlendirilmesine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davanın KABULÜ ile,
Dava dışı … Şti. Müdürü olan davalı …’in yönetim hakkı ve temsil yetkisinin TTK 630/2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Karar kesinleştiğinde dava dışı …. Yönetim organı seçilmesi gündemi ile şirket genel kurulunu toplantıya çağırmak üzere Mali Müşavir …l’ün görevlendirilmesine, 3.000 TL ücretin şirket kasasından ödenmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harçtan, dava dosyasında alınan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 36,30 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 44,80 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 436,33 TL tebligat ve posta gideri, 6.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.436,33 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)