Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/135 E. 2021/49 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/135 Esas
KARAR NO : 2021/49

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/02/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili 22.02.2018 tarihli dava dilekçesi ile özetle; Borçlar Kanununun 36. ve 49. ve devam maddeleri gereğince ‘aldatma’, ‘haksız fiil’ ve ‘sözleşme öncesi kusur sorumluluğu hükümleri gereğince zarara uğrayan müvekkili şirketin zararlarının tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın müvekkili şirketin sözleşmeyi imzaladığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve dava sonunda dava değerinin yüksek miktarlara ulaşabileceğinden ve alacağın konusuz kalması ihtimali bulunduğundan 3.kişilere devrinin önlenmesi amacıyla davalı şirketlerin taşınmaz ve taşınırlarına, banka hesaplarına İhtiyati tedbir konulmasına, davalı şirketlerin KGM nezdindeki teminat senedine temlik konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı taraf vekili (… Adi Ortaklığı) nin 05.04.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı müvekkiller arasında sözleşmesel herhangi bir ilişki olmadığını, davacının, alt yüklenicilik sözleşmesini diğer davalı ile imzaladığını, Müvekkilin davacıya karşı herhangi bir beyan ya da taahhüdünün olmadığını, Davalı müvekkiller taahhüdü altında yapımı devam eden Ordu Çevre Yolu inşaatı kapsamında; Boztepe Girişi ve Öceli Çıkış Sağ ve Sol Tünellerinin yapımı işi için diğer davalı … Enerji firması ile 01.07.2012 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin “Devir ve Temlik Yasağı” başlığını taşıyan 25.maddesinde “Alt Yüklenici … Enerji’nin, hiçbir neden veya gerekçeyle, yükümlendiği İş’i davalı müvekkillerin yazılı ön onayını almadan kısmen veya tamamen bir başkasına devredemeyeceği” nin hüküm altına alındığını, Davalı müvekkiller ile diğer davalı … Enerji arasında yapılan 01.07.2012 tarihli sözleşmenin 13.5. maddesi hükmüne göre, … Enerji taahhüdünü yerine getirmek üzere kendi ekibine ek olarak ikincil alt yüklenici çalıştırabileceğini, Sözleşmenin bu hükmüne istinaden, diğer davalı … Enerji firmasının talebi/bildirimi üzerine, davacı … firmasının müvekkiller tarafından ikincil alt yüklenici olarak SGK’ya bildirildiğini, bu bildirimin, müvekkil davalılar ile … arasında imzalanan sözleşme konusu işin davacıya devir ve temlik edildiği, dolayısıyla davalı müvekkillerin davacıya karşı herhangi bir taahhütte bulunduğu anlamına gelmediğini, bu nedenle davacı, davalı müvekkillerin alt yüklenicisi değil, diğer davalı … Enerjinin alt yüklenicisi olduğunu, … Enerjinin alt yüklenicisi olan davacının, sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında işyeri bildiriminin yapılması kendisini, davalı müvekkillerin muhatabı ve dolayısıyla sözleşme tarafı yapmayacağını, Müvekkil Adi Ortaklık aleyhine hukuki mesnetten yoksun, haksız ve yersiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf (…) vekilinin 15.05.2018 tarihli cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürülen hususların, hukuki ve fiili gerçeklerle bağdaşmadığı gibi, iyi niyet ve dürüstlük kuralları gereği de kabulünün mümkün olmadığını, usûle ilişkin olarak, dava dilekçesinde talepler, taleplerin dayanakları ve talep sonucunun açık ve net olarak belirtilmediğini, bu nedenle dava dilekçesinin HMK md. 119 gereğince davacı tarafından açıklanması gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen iddia ve vakıaları kabul anlamına gelmemekle birlikte zamanaşımı definde bulunduklarını, dava zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak, Müvekkil davalı … Enerjinin, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün açmış olduğu ihaleyi alan … adı ortaklığının (Nurol inşaat ve Tic. A.Ş.- ….-….-… inşaat A.Ş.) alt yüklenicisi olarak 01/07/2012 tarihinde Ordu Çevre Yolu İnşaatı kapsamında Boztepe Girişi Öceli Çıkışı Sağ ve Sol Tünellerinin yapımını üstlendiğini, bu kapsamda ana yüklenici olan … Ortak Girişiminden sözleşmeli olarak iş devralmmasının söz konusu olmadığını, işin bir bölümünün müvekkil şirkete alt yüklenici (taşeron) sözleşmesi ile ihale edildiğini, işin yapımı için sonrasında müvekkil ile davacı … Grup Ltd. Şti. arasında 01/08/2012 tarihli alt yüklenici sözleşmesi düzenlendiğini ve davacı firmanın işe başladığını, imzalanan sözleşmenin bir devir sözleşmesi olmadığını, taşeron sözleşmesi olduğunu, ana yüklenici ile yapılan 01/07/2012 tarihli sözleşmede müvekkil şirketin işin yapılması için ikincil alt yüklenici çalıştırabileceğinin düzenlendiğini, Sözleşme hükümlerine istinaden, davacı şirket ikincil alt yüklenici olarak, müvekkil şirketin talebi üzerine ana yüklenici tarafından SGK’ya bildirildiğini, bu bildirimin, işin davacıya devir ve temlik edildiği anlamına gelmediğini, davacı firmanın aldatıldığına dair yapmış olduğu savunmaya itibar edilmesinin mümkün olmadığını, davalı firmanın çalışmaya başladığı ilk günden bu zamana kadar, gerek üstlendiği işi gereği gibi yapmamış olması, eksik ve kusurlu işlemlerde bulunması, gerekse iş güvenliği tedbirlerini almaması ve diğer sebepler ile müvekkil firmaya zarar verdiğini, eksik ve hatalı imalatlar yaptığını, hatta müvekkil ile arasında düzenlemiş olduğu imzaladığı sözleşmeleri ve hak edişleri dahi kabul etmeyerek kendi ile çelişkiye düşerek; basiretli bir tacir olmadığı gibi kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, arz edilen ve resen yapılacak değerlendirmede ortaya çıkacak sebeplerle; haksız ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir talebinin ve davanın Reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir.
İnşaat Mühendisi ve Mali Müşavir bilirkişiden alınan rapordan özetle, ” Nihai karar Sn. Mahkemenize ait olmak üzere; davacı şirketin, Borçlar Kanununun 36. ila 49. ve devam maddeleri gereğince ‘aldatma’, ‘haksız fiil’ ve ‘sözleşme öncesi kusur sorumluluğu’ hükümleri gereğince uğradığı herhangi bir zarara ilişkin olarak dosya kapsamında belge bulunmadığı, Firmalar arasında mevcut olan hukuki ihtilafların, buna ilişkin olarak başlatılacak yargısal süreçler neticesinde çözüme kavuşabileceği, nitekim, davacı tarafından, dava konusu işe ilişkin olarak taşeron kaydının yapılası istemi ile Karayolları Genel Müdürlüğüne yapılan başvurunun reddine ilişkin 11.06.2015 gün ve 11416 sayılı işlemin iptali istemi ile açılan davada, Samsun…. İdare Mahkemesinin 28.01.2016 gün ve … sayılı kararı ile işlemin iptaline karar verildiği, bu kapsamda, Borçlar Kanununun 36. ila 49. ve devam maddeleri gereğince ‘aldatma’, ‘haksız fiil’ ve ‘sözleşme öncesi kusur sorumluluğu’ hükümleri gereğince tespit edilen bir zarar bulunmadığından herhangi bir hesaplama yapılamadığı, ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Davacı davalı … Enerji Ltd. Şti. Firmasının sözleşme öncesi aldatma, haksız fiil, sözleşme öncesi kusur sorumluluğu (culpa in contrahendo) kapsamında davalılardan tazminat talep etmiştir.
…. sorumluluğu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda açık bir hükümle düzenlenmemiştir. Bu sorumluluk İsviçre ve Alman hukukları kaynaklı olup, Türk doktrinine ve mahkeme kararlarına yansımıştır. Culpa in Contrahendo sorumluluğu sözleşme görüşmeleri sırasında tarafların özenli ve dürüst davranma ilkelerine kusurlu olarak uymamaları veya diğer taraf nezdinde uyandırılan güvene aykırılık nedeniyle verdikleri zarardan hakkaniyet ilkesi gereğince sorumlu olunmasını ifade etmektedir.
Doktrinde bu sorumluluğun 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. Maddesine dayandığı üzerine fikir birliği mevcuttur. Söz konusu maddede herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda oluduğu ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağı belirtilmiştir.
Yargıtay’ca da benzer kararlar verilmiştir. Yargıtay’a göre sözleşme yapma iradesi bulunmadığı ya da bu yönde var olan iradesi güçlü olmadığı halde karşı tarafta aksine kanı uyandırma sorumluluğa sebeptir. Şu kadar ki akdin müzakeresi taraflar arasında bir hukuksal ilişki kurar sözleşmenin müzakeresine girişen taraflar, bu ilişkide dürüstlük kuralına uygun davranmakla yükümlüdürler. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 15.09.1997 tarih ve 1997/8864 K. Sayılı kararı)
Dosyaya sunulan sözleşmeler incelenmiş, davalılar … Enerji Ltd Şti ile diğer davalılar arasında 01.07.2012 tarihinde Ordu Çevre Yolu İnşaatı kapsamında Boztepe tüneli girişi ile Öceli tüneli çıkış tarafı yapım işi işin alt yüklenici sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır.
Daha sonra 01.08.2012 tarihinde davacı … Yapı Ltd Şti ile … İnşaat Ltd şTi arasında Ordu Çevre Yolu İnşaatı kapsamında Boztepe tüneli girişi ile Öceli tüneli çıkış tarafı yapım işi işin sözleşme imzalandığı anlaşılmıştır.
01.07.2012 tarihli sözleşme incelenmiş, “13.5 maddesi… Alt yüklenici,…’nun onayını alarak taahhüdünü yerine getirmek için kendi ekibine ek olarak ikincil alt yükleniciler istihdam ettiği takdirde, … açısından, bu ikincil Alt Yükleniciler, Alt Yüklenici’nin kendi personeli olarak kabul edilir ve Sözleşme’nin Alt Yüklenici personeli ile ilgili hükümlerine tabi olurlar.
…, İş’in yapımı sırasında gerek alt Yüklenici’nin kendi personeli, gerekse ikincil Alt Yüklenicilerin çalıştırdığı personelden uygun görmediklerinin İş’e ilişkin faaliyetlerine son verilerek İş’in başından uzaklaştırılmasını talep edebilir. Alt Yüklenici ve ikincil Alt Yüklenicileri, …’nun bu talebini yerine getirmekle yükümlüdür. ” maddelerini haizdir.
01.08.2012 tarihli sözleşme incelendiğinde davacının dava konusu Ordu Çevre Yolu İnşaatı kapsamındaki Boztepe Tüneli Girişi ve Öceli Tüneli Çıkışı yapım işini davacı tarafından davalıların arasındaki imzalamış oldukları 01.07.2012 tarihli sözleşme kapsamında üstlendiği anlaşılmıştır.
Ek protokol ile davacının işi yapabilmesi için 313.616,90.TL makine kiralama bedeli olarak 30.01.2103 tarihli çek ile ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasındaki 01.08.2012 tarihli sözleşme gereğince davacının OÇYİ kapsamındaki Boztepe Tüneli Girişi ve Öceli Tüneli Çıkışı yapım işini üstlendiği, bu işin davalı … İnşaat Ltd Şti. Firmasının makine ve ekipmanların kira bedelini ödediği anlaşılmıştır.
Davacı bu haliyle sözleşme konusu işin yapımını üstlenmiş, davalı … İnşaat Ltd Şti’de işin yürütülmesi için bir takım mali yükümlülükler altına girmiştir. Davacının yapacağı işlerin sınırları çizilerek alacağı ücret kararlaştırılmıştır.
Davacı şirket olması nedeniyle tacir sıfatını haizdir. Bu haliyle basiretli tacir gibi davranmak yükümlülüğü altındadır. Sözleşme kurulmadan önce üstlenilecek iş hakkında araştırma yapmak ve kendi şartlarına uygun ise sözleşme imzalamak durumundadır. Davacı bu araştırmayı yaptığını dilekçeleriyle kabul etmekte, bu nedenle sözleşmeyi imzadığını beyan etmektedir. Davalı … İnşaat bu haliyle davacıyı yanıltıcı herhangi bir bilgi vermemiş, dürüstlük kuralına aykırı davranmamıştır. Sözleşme kapsamında üzerine düşen sorumlulukları da yerine getirmiştir. Bu nedenle davalıların sorumluluğuna gidilemez.
Dosyadan alınan bilirkişi raporu da yukarıdaki açıklamaları destekler niteliktedir. 16.07.2020 tarihli … imzalı bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınmıştır. Bu nedenle davacının davasının reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 23,40-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda, davalı … vekili ile diğer davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza