Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/883 E. 2022/816 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/883
KARAR NO : 2022/816

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … – […

DAVALI : 1- … – … …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … –

DAVALI : 2- … – … …
VEKİLİ : Av. … – ..
DAVALI : 3- … – … …-..
DAVA : Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerine Yönelik Sorumluluk Davası
DAVA TARİHİ : 27/12/2017
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 24/12/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.DAVACI VEKİLİ İDDİASI:
Davalıların, müvekkilinin %100 hisseye sahip olduğu … ….’nin yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları dönemde, yaptıkları usulsüz işlemler ile şirketi zarara uğrattıklarını, iştirak edilen şirketlere verilen borçların geri ödenmediğini, şirketin yurt dışından satın aldığı malların gümrük işlemlerinin şirket adına yapılmadığını, stokta gözükmesine rağmen yapılan araştırmada malların gümrükten girişinin olmadığının tespit edildiğini, avans ödemesi yapılan şirketlerin fatura ile avansları kapatmadıklarını, 2015 yılında mevzuat uyarınca geçerli bir belgeye dayanmayan harcamalar yapıldığını, yüksek meblağlı araç kiralama ve mobilya harcaması yapıldığını, gerçek mal ve hizmet alımı yapılmadan, danışmanlık ve hizmet bedeli olarak firmalara paralar ödendiğini, şirketin 2014’de zarar etmesine rağmen yüksek tutarda huzur hakkı ödendiğini, şirketin iştiraklerine ve bağlı ortaklıklarına yüksek miktarda borçlu olduğunu, davalıların OHAL KHK’sı ile görevlerine son verildiğini, haklarında açılan Savcılık soruşturmasının devan ettiğini, zararın tam tespit edilememesi sebebi ile belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak davalıların sebebiyet verdiği zarara istinaden 4.000 TL’nin zarar tarihinden işleyecek faizi ile davalılardan tahsil edilerek ….’ne ödenmesini talep etmiştir.

2.DAVALI … VEKİLİNİN SAVUNMASI:
Davanın şirket tarafından açılabilecekken, şirket ortağı tarafından açıldığını, bu sebeple davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddi gerektiğini, davacının iddialarının doğru olmadığını, zararın oluşmadığını, dava konusu olan hususların zamanaşımına uğradığını, şirketteki yönetim kurulu üyeliğinin kendi isteği ile olmadığını, şirket ana sözleşmesi gereği görevlendirildiğini, müvekkili ile terör örgütü bağlantısı iddiasını kabul etmediklerini, savcılık soruşturması sonucu KYOK verildiğini, şirketin yapılacak yatırımlara yönelik işbirliği için kuruduğunu, kurulacak şirketlere sermaye koymadan hisse ortağı olduğunu, şirketlerin yönetiminin büyük hissedarlara bırakıldığını, iştirak edilen tüm şirketlerin aktif ve borcu ödeyecek mali güce sahip olduğunu, davacı şirketin şirketleri kapatmaya çalıştığını, Üniversite Rektörünün talimatı ile tüm ödemelerin durdurulduğunu, varsa zararın bu tutum ve davranışlardan meydana geldiğini, borç verilen şirketlerden tahsilat yoluna gidilmediğini, yapılan ödemeler karşılığı danışmanlık hizmetinin alındığını, bazı ödemelerin proje desteği için yapıldığını, yapılan ödemelerin amacına ve usule uygun olduğunu, davacının iddialarının kötüniyetli olduğunu, kiralanan araçların en düşük maliyetli araçlar olduğunu, davacının iddialarını somutlaştırmadığını, dava dilekçesinde iddia edilen mal ve hizmet alımlarının gerçek olduğunu, şirket genel kurulunda davalıların ibra edildiğini belirterek haksız davanın reddini istemiştir.

3.DAVALI … VEKİLİNİN SAVUNMASI:
Belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının iddialarının doğru olmadığını, davalının herhangi bir örgütle irtibatının olmadığını, davacının iddia ettiği şirket zararı olduğu iddia edilen işlemlerle müvekkilinin ilgisinin olmadığını, şirketin bilimsel çalışmalara destekte bulunduğunu, bunun şirket amacına uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

4.Davalı …’na usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılmamıştır.

5.İDDİA, SAVUNMA VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HÜKME ESAS GEREKÇE:
Dava, TTK.’nun 553. maddesine dayalı açılan, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluk davasıdır.

Davacı ortak, ortağı olduğu şirketin yönetim kurulu üyesi olan davalıların, görev yaptıkları dönemde yaptıkları faaliyetler ve aldıkları kararlar ile dava dışı şirketi zarara uğrattıklarını iddia ederek, oluşan maddi zararın davalılardan tahsil edilerek, şirkete ödenmesini talep etmiş, davalılar ise savunmalarında, iddiaları kabul etmeyerek, şirketin kuruluş amacına uygun kararlar alındığını, şirket zararının oluşmadığını belirterek, davanın reddini istemişlerdir.

Tarafların dayandıkları tüm deliller getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporu ve taraf vekillerinin itirazlarını karşılar ek rapor aldırılmıştır.

… sayılı soruşturmasında, davalılar … ve … hakkında, diğer davalı … … yönelik “Suç Delillerini Bildirmeme ve Suçluyu Kayırma” suçlarından 2016/87283 sayılı KYOK verildiği anlaşılmıştır.

“Kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu” başlıklı TTK.’nun 553/1. maddesinde “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete, hem pay sahiplerine, hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” düzenlemesi yer almaktadır.

Somut olayda tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davalıların dava dışı şirkete 10/07/2013 tarihli şirket ana sözleşmesi ile 3 yıllığına yönetim kurulu üyesi olarak seçildikleri, 2013, 2014 ve 2015 yıllarındaki faaliyetlerinin dava konusu olduğu, şirket ana sözleşmesinin 3. Maddesinde şirketin kuruluş amaç ve gayesinin teknolojik alanda çalışma yapan kişi ve şirketlere destek olmak, girişimcilere yönelik çalışmalar yapmak olduğu, bilirkişi incelemesinde sermaye konulan ve nakdi yardım yapıldığı tespit edilen şirketlerin ve şahısların bu yönde faaliyette bulunduğu, şirketlere verilen paraların bir kısmının iade edildiği, bir kısmının ise şirketler uhdesinde kaldığı, iade edilmediği tespit edilmemiştir.

Davalıların şirket zarar etmesine rağmen huzur hakkı aldıkları iddiasına yönelik ise, davalı üç yönetim kurulu üyesine birlikte yıllık toplamda 2013 yılında 35.246,90 TL, 2014 yılında 76.299,90 TL, 2015 yılında toplam 149.430,72 TL huzur hakkı ödendiği, bu miktarın şirket faaliyetleri nazara alındığında kişi başına düşen bedelin makul olduğu kanaatine varılmıştır.

Dava konusu olan dönemde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK.’nun 553. maddesinde düzenlenen sorumluluk kusur sorumluluğudur. Yönetim kurulu üyeleri ancak, şirkete zarar veren işlem ve eylemlerinin yönetim kurulu üyelerinin kusurlarından kaynaklandığı kanıtlandığı taktirde sorumlu tutulabilirler (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, Ortaklar Hukuku I, 2014 Basım, s.389). Davalıların şirkete zarar veren kusurlu işlem ve eylemleri davacı tarafça ispatlanamamıştır. Bilirkişi raporlarında belirtilen, sermaye konulan ve nakdi yardım yapılan şirketlerin bir kısım borçlarını ödemediği tespit edilmişse de, bu durumun davalıların kusurlu davranışlarından kaynaklandığı ispatlanamamış, davalıların görevden ayrılması sonrasında faal olan şirketlerden ve şahıslardan bu paraların tahsiline yönelik girişimde bulunulmadığı da gözetidiğinde, davalıların şirkete zarar veren kusurlu işlem ve eylemleri ispatlanamadığından açılan davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında alınan 14.297,31 TL peşin ve tamamlama harcından mahsubu ile artan 14.216,61 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 105.091,18 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
5-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,
Dair, davalı … … dışında diğer taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde… Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip…
e-imzalıdır