Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/773 E. 2022/319 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/773 Esas – 2022/319
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/773
KARAR NO : 2022/319

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …..
VEKİLLERİ : Av. …
Av. ….
Av…

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2017
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 28/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; Müvekkili ile davalı arasında imzalanan 16.09.2013 tarihli sözleşme gereği, dava dışı iş sahibi….. Müdürlük Ek Binasının Yapılması işi kapsamında “camlı korkuluk, alın korkuluğu, merdiven korkuluğu, menfez yapım ve montaj işlerini” müvekkilinin taşeron firma olarak üstlendiğini, müvekkili tarafından 02.02.2015 tarihinde hazırlanan hakediş raporunda yaklaşık 336.000,00 TL alacaklı olduklarının hesaplandığını, davalıya bu tutar bildirilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının 28/10/2015 tarihli noter ihtarnamesi ile idarenin yapım sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini, bu nedenle de müvekkili ile imzalanan taşeronluk sözleşmesinin ifa imkansızlığı nedeniyle hükümsüz hale geldiğini, sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiklerini, taraflar arasındaki hesabın tasfiye edileceğini, hakediş alacağının ödeneceğini bildirmesine rağmen, herhangi bir ödeme yapılmadığını, ….’nin söz konusu inşaatın tamamlanması konusunda, yeni bir yüklenici ile anlaşması durumunda müvekkilinin yapmış olduğu işin tespiti zorlaşacağından, 04.08.2017 tarihinde … D.İş sayılı dosyasında yapılan işlerin tespitinin istendiğini, 13.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda müvekkilinin 333.870,00TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, şimdilik bilirkişi raporuyla tespit edilen 333.870,00 TL alacaklarının, hakediş tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep etmişlerdir.

Davacı vekili 24/02/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 370.729,25 TL’ye yükseltmiş, ıslah harcını yatırmıştır.

2.Davalı vekili savunmasında özetle; İş sahibi olan….’nin ana sözleşmeyi 17.08.2015 tarihinde tek taraflı olarak feshettiğini, şantiyeye el koyduğunu, şantiye sahasına hiç kimseyi almadığını, bu durumun davacının da bilgisi dahilinde olduğunu, açıklanan hukuki imkansızlık sebebiyle davacı ile akdedilen sözleşmenin feshedildiğini, davacının, müvekkilince kendisine bildirilen imalatlarındaki eksik ve hatalı hususları fesih tarihine kadar gidermediğini ve işi müvekkiline teslim etmediğini, yokluklarında yapılan tespiti kabul etmediklerini, tespit bilirkişisinin eksiklik ve hataları dikkate almadan, imalatlar tamamlanmış gibi rapor düzenlediğini, ayrıca davacının kötü niyetli olarak ana işverenin sözleşmeyi feshettikten 2 yıl sonra tespit başvurusunda bulunduğunu, bu süreçte işverence imalata devam edildiğini, ancak bilirkişinin bu dönemde yapılan imalatları da davacı yapmış gibi değerlendirdiğini, raporda metrajların mevcut olmadığını, bahse konu itirazlarını ilgili mahkemeye sunduklarını belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Deliller: Tarafların dayandıkları tüm deliller, tespit dosyası, ihale dosyası ve ekleri getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.

4.Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde;

Dava; Eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye hakediş bedeline yönelik alacak davasıdır.

Dosyada yer alan kayıtlar ve bilirkişi incelemesinde yapılan tespitlere göre; Taraflar arasında “19/09/2013 tarihli … …Ek Hizmet Binasının Yapılması işi kapsamında, birim fiyatla, B ve C bloklarda camlı korkuluk, alın korkuluğu, merdiven korkuluğu, menfez yapım ve montaj işlerine” yönelik taşeronluk sözleşmesi imzalandığı, davalı vekili tarafından davacıya keşide edilen…. Noterliğinin 28/10/2015 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname ile; “müvekkili ile işveren … arasındaki yapım sözleşmesinin 17/08/2015 tarihinde Türk Telekom tarafından tek taraflı feshedildiğini, dolayısı ile davacı ile imzalanan sözleşmeyi de hukuki imkansızlık sebebiyle tek taraflı olarak feshettiklerini, taraflar arasındaki hesabın tasfiyesi için 7 gün içerisinde şirket merkezine davet edildiğinin” bildirildiği anlaşılmıştır.

Taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesinin “Sözleşmenin Feshi” başlıklı 28/b maddesinde;”..Müteahhit’in belirleyeceği tarihte başlanılmak üzere Taşeron’un hesap kesme hak edişi yapılır. Taşeron gelmediği veya vekilini göndermediği takdirde bu hak ediş MÜTEAHHİT’çe re’sen tanzim edilir” düzenlemesine göre, yapılmış hesap kesme hak edişinin yapılmadığı anlaşılmıştır.

Davacının başvurusu ile … D. İş sayılı tespit dosyası kapsamında, 11.08.2017 tarihinde yapılan tespit sonrası düzenlenen 18.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda; “yapılan tespitler ve değerlendirme” başlıklı 3. maddesinde; 9 adet imalat kalemine yönelik olarak ödenmesi gereken imalatların parasal miktarı toplamının 333.870,00 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporunun davalı şirkete tebliğ edilmesi üzerine, davalı şirket vekili tarafından verilen itiraz dilekçesinde özetle; eksik ve hatalı imalatların fesih tarihine kadar giderilmediği için hak ediş düzenlenemediği, itiraz edilen bilirkişi raporunda natamam imalatların tamamlanmış ve eksiksiz gibi dikkate alınarak her bir imalata ait metraj düzenlenmeden hesaplama yapıldığı, hatta eksik, ayıplı hatalı imalatların tespitinin yapılmadığından bahisle tespit raporuna itiraz edildiği anlaşılmıştır.

Davacı yan, davalı tarafından bedelleri ödenmeyen imalat ve işlerin bedellerini içeren 02.02.2015 tarihli hak ediş raporu hazırlandığını, yaklaşık 336.000,00 TL’lik kalan hak ediş bedeli alacaklarının olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise, davacı yanca yapılmış imalatlardaki metrajlara itirazları, eksik ve hatalı imalatların kendilerine bildirildiğini, bu eksikliklerin giderilmediğini, bu nedenle natamam imalatlara yönelik bir hak ediş yapılamadığını, natamam imalatların bilirkişi raporunda tamamlanmış eksiksiz gibi rapor edildiğini, eksik, ayıplı ve hatalı imalatların tespit edilmediğini savunmuştur.

Hükme esas alınan 03/01/2022 ve 15/02/2022 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; “Tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, ticari defterlerinin birbirini teyit etmediği, davacının dava tarihi itibari ile davalıdan 20.424,60 TL alacak kaydının olduğu, ancak davalının defterlerinde dava tarihi itibari ile borç kaydının olmadığı, aradaki farkın, davalının düzenlediği 13/11/2014 tarihli ve … nolu genel gider-yemek gider yansıtma açıklamalı 5.822,79 TL’lik fatura, 15/12/2015 tarih 019041 nolu yemek bedeli-şantiye sahası hizmet gideri açıklamalı 1.675,93 TL’ lik fatura ve 01/07/2016 tarihli 12.925,73 TL … gider yansıtması olmak üzere toplamda 20.424,45 TL’nin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı,dava dışı ….’nin 14.07.2020 UYAP tarama işlem tarihli yazısında; davalı şirket ile yapılan sulh sözleşmesi ile tasfiyesinin yapıldığı, ekinde 04.12.2017 tarihli tasfiye hak ediş raporunun sunulduğu, imalatın gerçekleşme seviyesinin 2 nolu hak ediş raporunda % 80, hesap kesme hak ediş raporunda % 80 olduğu tespit edildiği, her iki hak edişte gerçekleşme seviyeleri bakımından uyumsuzluk bulunmadığı, %80 oranındaki gerçekleşme seviyesi dikkate alındığında, dava konusu işteki bahçe duvarı kazı ve betonarme imalatlarının 15.11.2016 fesih tarihi itibari ile tamamlanmadığı sonucuna ulaşıldığı, davacının yaptığını iddia ettiği imalatlar ile dava dışı iş sahibi … tarafından 3. kişiye yaptırılan işlerde karşılaştırılmasına gelince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ödenmesi gereken 9 adet imalat kaleminde toplandığı, dava dışı …’nin gönderdiği 04.12.2017 tarihli tasfiye hak ediş raporu incelendiğinde; dava dışı … 3. kişiye yaptırılan işlere ait hak edişlerin sunulmadığı, üst yazısında; “Tavsiye sonrasında bina genelinde proje revizesi yapılarak imalatlar farklı yüklenicilere tamamlatılmıştır.” denildiği, 04.12.2017 tarihli tasfiye hak ediş raporu ile karşılaştırma yapıldığında, her bir imalat kalemi ayrı ayrı olmak üzere toplam 9 adet imalat kalemi yönünden 28.10.2015 fesih tarihi itibari ile davacının davalıdan talep edebileceği bakiye iş bedeli tutarının 13.489,99 TL olarak hesaplandığı, Mahkemece davalı …. Arasında düzenlenen 04.12.2017 tarihli tasfiye hak ediş raporu esas alındığında; davacının davalıdan talep edebileceği 28.10.2015 tarihi itibari ile bakiye iş bedeli tutarı 13.489,99 TL olarak hesap edildiği,…D. İş sayılı tespit dosyası kapsamında alınan ve inşaat mühendisi tarafından düzenlenen 13.09.2017 yazım tarihli bilirkişi raporu esas alındığında; davacını davalıdan talep edebileceği 28.10.2015 fesih tarihi itibari ile ilave iş bedeli tutarı KDV hariç 333.870,00 TL olarak hesaplandığı” belirtilmiştir.

Somut olayda tüm bu deliller değerlendirildiğinde; Taraflar arasında eser sözleşmesine dayalı akdi ilişkinin varlığı, dava dışı….’nin iş sahibi, davalının yüklenici, davacının ise alt yüklenici/taşeron olduğu ihtilafsızdır. Davacı taşeron, sözleşmenin davalı yüklenici tarafından haksız feshedildiğini, hakediş alacağının ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise, dava dışı iş sahibinin aralarındaki sözleşmeyi feshettiğini, ifa imkansızlığı sebebi ile sözleşmenin haklı sebeplerle feshedildiğini, eksik ve kusurlu işlerin iş sahibi tarafından başkasına yaptırıldığını, davacının alacağının olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Taraflar arasında, sözleşmenin feshinin haklılık durumu, kalan işlerin kimin tarafından yapıldığı, davacının bakiye alacağının olup olmadığına ihtilaf olduğu görülmüştür.

Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda karine olarak akdî ilişkinin devam ettiği, yüklenicinin işi bırakmadığı, işyerini terk edip gitmediği sürece gerçekleştirilen iş ve imalatların yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmektedir. Yüklenicinin işi teslim etmesi ya da eksik olarak bırakıp gitmesi veya sözleşmenin feshinden sonra bu tarihler itibariyle eksik ve kusurlu imalatlar belirlenmiş ise, bunları da karine olarak iş sahibinin giderdiği; teslim, fesih ya da terkten sonra yüklenicinin saptanan eksik ve ayıpları işe devam ederek giderdiği iddiasını yasal delillerle ispatlaması gerektiği kabul edilmektedir. Buna göre teslim, terk ya da fesih tarihine kadar karine yüklenici lehine olup, aksinin ispatı iş sahibinin yükümlülüğündedir. Teslim, fesih ya da terkten sonra ise karine iş sahibi lehinedir ve bunun aksini ispat külfeti yükleniciye aittir (… İlamı).

Somut olayda; davacı taşeron, sözleşmenin fesih tarihinden sonraki imalatları kendisinin yaptığı iddiasını yasal delillerle ispatlayamadığından,… kararında belirtilen karine uyarınca iş sahibince yapıldığı ya da yaptırıldığı kabul edilerek, dosya kapsamına uygun denetlenebilir bilirkişi raporundaki hesaplama uyarınca 28.10.2015 fesih tarihi itibari ile davacının davalıdan talep edebileceği bakiye iş bedeli tutarının 13.489,99 TL olduğu kabul edilerek, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
13.489,99 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 921,50 TL nispi karar ve ilam harcının peşin ve ıslah harcından alınan 6.331,14 TL harçtan mahsubu ile artan 5.331,14 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan 952,90 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 271,35 TL tebligat ve posta gideri, 8.400 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.671,35 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 315,53 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 33.456,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır