Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/646 E. 2022/12 K. 10.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/646 Esas
KARAR NO : 2022/12

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … –

VEKİLLERİ …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/07/2017
KARAR TARİHİ : 10/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.01.2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı …’in, …Elektrik ünvanıyla mesleğinde saygın bir şekilde faaliyet gösterdiğini, davacı ile davalı şirket arasında 31/08/2016 tarihli “Kulu Ges Projesine ilişkin Elektrik Taahhüt Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme gereği davacı şirketin üstüne düşen edimleri zamanında ve eksiksiz şekilde yaptığını, buna karşılık davalı tarafça kısmı ödemeler yapıldığını ancak kalan 98.600,00 TL nin davacı tarafın her türlü uyarısına rağmen davalı şirketin ödemediğini ve davacı şirketi mağdur ettiğini bu sebeple davayı açmak zorunda kaldıklarını beyanla bakiye 98.600,00 TL alacağın dava tarihi itibariyle işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasını istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davaya konu olan Konya-Kulu bölgesi…. ada parselde kurulmuş olan GES projesinin … Enerji İnş. Mad. San ve Tic. A.Ş ye ait olduğunu, … şirketinin GEs projesinin EPC işlemlerini yaptırmak adına…Enerji Havacılık San. Ve İç ve Dış Tic. Ltd. Şti ile anlaştığını, Ansira’da yapılacak işlerin bir kısmını alanında uzman olması sebebiyle iş bu davanın davacısı … ile yapmak istemiş ve bu aşamada davalı şirket…ile …’i bir araya getirdiğini, müvekkilinin ne işveren ne de yüklenici olduğunu sadece danışmanlık hizmeti verdiğini savunarak öncelikle davanın…ve … şirketlerine ihbarını sonrasında da davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını dilemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, Eser sözleşmesinden kaynaklanan Alacak talebine ilişkindir.
6100 sayılı yasanın 5. Maddesine göre; Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ayrımı kaldırılarak görev ilişkisi kurulmuştur. 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre; Ticaret Mahkemelerinin görev alanına, her iki tarafın ticaret işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile anılan maddede tahdidi olarak sayılan ihtilaflardan kaynaklanan davalar girmektedir.
Bu noktada , ticari dava ile ticari iş ayrımına dikkat çekmek gerekmektedir, zira, ticari iş kavramı ile ticari dava kavramı birbirinden farklı olmaktadır.
Ticari dava TTK 4. maddede tanımlanmıştır. Madde metninde, ticari iş değil, ticari dava kavramı kullanılmış ve tarifi yapılmıştır. Buna göre, Ticaret Mahkemelerinin görev alanına giren ticari davalar, her iki tarafın tacir olmaları koşulu ile, ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile anılan maddede tahdidi olarak sayılan ihtilaflardan oluşmak durumundadır.
TTK’nın 3.maddesinde ise “Bu kanunda düzenlenen hususlarla, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi yer almakta olup, aynı yasanın 19/2 maddesinde ise, “Taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari iş sayılır. ” hükmü bulunmaktadır. Dolayısıyla, her ticari dava, ticari iş içermekte ise de, her ticari iş, ticari dava niteliğinde değildir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde;
Mahkememizce vergi dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapla, davalının işletme defteri tuttuğu, 2.sınıf tüccar olduğunun belirtilerek, müzekkere ekinde hasılat durumunu gösterir belge örneklerinin mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 13.10.2021 havale tarihli beyan dilekçesi ile müvekkilinin Esnaf olduğunu belirtmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun [TTK] 11’inci maddesine göre, “ticari işletme”, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Cumhurbaşkanı (02.07.2018 tarihli ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 192’nci maddesiyle burada yer alan “Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir” ibaresi “Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir” şeklinde değiştirilmiştir) kararıyla belirlenir.
TTK m.12 uyarınca, bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye “tacir” denmektedir.
TTK m.15 uyarınca, ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.
5362 No lu Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3. Maddesinde Esnaf ve sanatkâr: İster gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler, olarak tarif edilmektedir.
5362 No lu Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3. Maddesinde belirtilen işletme hesabı esasına göre deftere tabi kimselerin kimler olabileceğini görmek için Vergi Usul Kanunu’nun İkinci Sınıf Tüccarlar başlıklı 178. Maddesine bakmak gerekmektedir. 178/1 maddeye göre Vergi Usul Kanunu’nun 177. Maddesine yazılı bulunan 1. Sınıf tüccarların dışında kalan tüccarlar 2. Sınıf tüccardırlar. Bunlar İşletme Hesabı esasına göre defter tutarlar. Bunlar 2015 yılı için belirlenen kriterlere göre;
1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı 160.000,00 TL veya satışları 220.000 –TL’yi aşanlar,
2. Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 88.000 –TL’yi aşanlar;
3. 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 160.000 –TL’yi aşanlar; Birinci sınıf tüccardırlar. Bunların dışında kalanlar ise 2. Sınıf tüccardırlar ve işletme hesabı esasına göre defter tutarlar.
2007/12362 sayılı Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararının “Esnaf ve sanatkâr ile tacir ve sanayicinin ayrımı” başlıklı 1 inci maddesine göre;
“(1) 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 63 üncü maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 12’nci ve 17’nci maddelerinin uygulaması bakımından;
a) Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazetede yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177’nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkârlar odalarına kaydedilmeleri……………… kararlaştırılmıştır.”
Dolayısıyla 2.sınıf tüccar olunsa dahi 2007/12362 sayılı Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararının “Esnaf ve sanatkâr ile tacir ve sanayicinin ayrımı” başlıklı 1 inci maddesinin (a) bendine göre (1) ve (3) numaralı bentlerdeki nakdi limitlerin yarısı, (2) numaralı bentte yazılı nakdi limitin tamamını aşmayan gelire sahip kişilerin ise esnaf ve sanatkar sayılması gerekmektedir.
Dava mutlak ticari dava değildir, davalı şirket tacir olmakla birlikte, davacı tacir sıfatına sahip bulunmamaktadır. Bu durumda mahkememizin görevli olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu anlaşıldığından (Benzer mahiyette Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 22/03/2017 Tarih, 2017/148 Esas, 2017/899 Karar, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 30/09/2016 Tarih, 2016/12927 Esas, 2016/17597 Karar Sayılı ilamları) davanın görev nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine,
2-Tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/01/2022

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre Elektronik olarak imzalanmıştır.