Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/489 E. 2021/163 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/489 Esas
KARAR NO : 2021/163

Hisar Mahallesi Tarım Cad. No:13/1/1 Sultanhisar/ AYDIN
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2017
KARAR TARİHİ : 18/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalı şirket yetkilileri ile defalarca yapılan görüşmelere rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle icra takibine başlandığını,
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hüküm olunmasını talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı şirkete usulünce tebligat yapılmasına karşın yargılamaya katılmadığı gibi cevapta vermediğini, icra takip dosyasına davalı şirket yetkilisi Abdullah ÇANKAYA tarafından sunulan 02.06.2017 tarihli itiraz dilekçesinde “Fiyat farklarından dolayı böyle bir borcumuz yoktur, alacaklıya yapmış olduğumuz ödeme dikkate alınarak yapılan icra takibinde talep edilen miktarın 5.927,88 TL tamamına itiraz ediyoruz, aleyhimize yapılan icra takibinin durdurulması kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; itirazın iptali davasına ilişkindir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.05.2019 tarih ve 2017/19-823 Esas, 2019/553 E. Sayılı kararında ” faturayı alan kişi 8 gün içinde faturaya itiraz etmezse, faturanın dayandığı temel borç ilişkisinin bulunmadığının faturayı alan kişi tarafından ispat edilmesi gerekir. Ancak, faturayı alan kişi, öngörülen süre içinde faturaya ve bununla birlikte temel borç ilişkisine de itiraz ederse, genel hükümler çerçevesinde ispat yükü faturayı düzenleyen tacire ait olacaktır.” şeklinde karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişiden alınan rapordan özetle, davalı şirket ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmemiş, bulunduğu yer ve irtibat kurulacak kişi hakkında da bir açıklama yapmadığını, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen toplam 8.893,69 TL tutarındaki 13 adet faturanın davacının usulünce tutulan ticari defterlerine kaydının yapıldığı, yine bu fatura bedellerine karşılık davalı şirketten toplam 2.965,81 TL tahsilat kaydı mevcut olduğunu, yapılan tahsilatın fatura bedellerinden tenzili sonrasında, davacı şirketin 20.03.2017 olan takip tarihi itibariyle davalı şirketten 5.927,87 TL bakiye alacağının kaldığına dair kayıt mevcut olduğu ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi marifetiyle davacı defter ve kayıtlarının incelenmesinde 13 adet fatura düzenlendiği, davalının bu faturalara istinaden kısmi ödeme yaptığı, kalan tutarın takipteki tutarla uyumlu olduğu yönünde rapor verilmiştir. Davalı taraf ise defterlerini hazır etmemiştir. Süresinde cevap dilekçesi de vermemiştir. Davalının defter ve kayıtlarını incelenmesi, ayrıca davacı şirket yetkilisinin yemini ile de dava konusu alacağın varlığı teyit edilmiş, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Alacak likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin 5.927,88-TL asıl alacak ve asıl alacağa işleyecek %9,75 avans faizi üzerinden devamına,
Takip çıkışı olan 5.927,88-TL’nin %20’si olan 1.185,57-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 404,93-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 71,60-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 333,33-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 31,40-TL Başvuru Harcı, 71,60-TL Peşin/nisbi Harcı, 761,70-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 864,70TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/02/2021
Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza