Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/374 E. 2022/318 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/374 Esas – 2022/318
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/374
KARAR NO : 2022/318

BAŞKAN : …
ÜYE : ..
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ …
Av. …
DAVALILAR : 1…
VEKİLİ : Av. …
VEKİLİ : Av….

TASFİYE MEMURLARI …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/05/2017
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 28/05/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; Müvekkili Bankanın…Organize Sanayi Şubesi ile davalı asıl borçlu … arasında kredi sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşme kapsamında adı geçen şirkete kredi kullandırıldığını, diğer davalıların anılan kredi sözleşmesini müşterek
borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine kredi hesabının kat edilerek, asıl borçlu ve kefillere Noterden ihtarname keşide edildiğini, İhtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında … E. sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı borçluların itirazlarının haksız olduğunu, belirterek, davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

2.Davalılar vekili savunmasında özetle; İcra takibindeki asıl borçlunun …. olduğunu, diğer davalıların kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil olduğunu, davacı tarafın takibe başlamadan önce asıl borçluya ihtarname göndermesi gerektiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun 586. Maddesi uyarınac asıl borçluya ayrıca ve tek başına ihtarname gönderilmesi zorunluluğu getirildiğini, Kanun’un bu düzenlemesine göre, alacaklının asıl borçluya başvurmadan ve taşınmaz rehnini paraya çevirmeden doğrudan müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve kendisine gönderilen ihtarın sonuçsuz kalması gerektiğini, esas borçlunun ifada gecikmiş olması ön koşul olduğundan, asıl borçluya söz konusu madde gereğince yapılacak olan ihtarın da asıl borcun muaccel hale gelmesinden ve ifada gecikilmesinden sonra yapılacak bir ihtar olması gerektiğini, bu koşullar yerine gelmeden yapılacak olan ihtar ile müteselsil kefile başvurabilme imkanı olmadığını, müteselsil kefilin, kendisine başvurulmadan önce asıl borçluya ihtar çekilmesi gerekliliğinden önceden vazgeçebilmesi, Kanun’un 582/3 maddesindeki düzenleme karşısında mümkün bulunmadığını, davacının “asıl borçluya müracaat edilmeden ” müteselsil kefiller için de takip başlattığını, alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceğini, ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması gerektiğini, dava konusu icra takibi sürecinde, alacaklı bu takip kuralına aykırı hareket ettiğini, asıl borçlu dışındaki davalıları da “Muhataplar” arasında gösteren noter ihtarnamesinin hükümsüz olduğunu, dava konusu alacağın likit olmadığını, davacının icra inkar tazminatı talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu savunarak, müvekkilleri hakkında açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3.Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Açılan dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacı/bankanın başlattığı icra takibine, davalı/borçluların yaptığı itirazın iptali davası olduğu, davanın İİK’nun 67/1. maddesine göre 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.

Davacı banka ile davalılar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ihtilafsızdır. Davacı banka kredi borcunun ödenmemesi üzerine yaptığı takibe yönelik itirazın iptalini istemektedir. Davalılar ise söşleşmenin varlığına itiraz etmemiş, asıl borçluya başvuru olmadan kefiller yönelik takibi haksız ve yasaya aykırı olduğunu savunmuştur.

İcra dosyası, banka kayıtları getirtilmiş, dosya ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.

Yargılama sırasında asıl borçlu şirket ve kefil olan şirket iflas etmiş, onlar yönünden kayıt kabul olarak dava devam etmiştir.

Dosyadaki kayıtlara ve bilirkişi tespitlerine göre; Davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında 18/04/2013 tarihli ve 16/05/2014 tarihli toplam 55.000.000 TL bedelli iki adet genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, diğer davalıların müteselsil kefil olarak 55.000.000 TL limitli kefaletlerinin olduğu, davalıları akdi ilişkiye itirazlarının olmadığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine, kredi hesabının kat edilerek, davalılara 1.367.073,83 TL toplam borcun (1) günlük sürede ödenmesi ve ayrıca mer’i 64 adet çekten kaynaklanan 90.240 TL yasal sorumluluk bedelinin aynı sürede depo edilmesi, 208.300 TL bedelli teminat mektubunun iadesi istenilmiş,borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında… E. sayılı dosyasında ilamsız takip yoluyla 28.04.2017 tarihinde takip başlatılmış, takip talebinde; 1.303.929,87 TL Asıl Alacak
84.729,13TL işlemiş yıllık Faiz ve 4.236,45 TL BSMV ve 1.101.86TL masraf olmak üzere toplam 1.393.997,31 TL üzerinden icra takibi yapılmış, takipte ayrıca 64 adet iade edilmeyen çek yaprağından dolayı toplam 90.240,00 TL tutarındaki bankaca ödenebilecek olan çek sorumluluk bedelinin Bankada faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesi, çek sorumluluk bedellerinin tazmini halinde tazmin tarihinden tahsil tarihine kadar kadar işleyecek %39 temerrüt faizi, BSMV, icra harç ve masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ve yapılacak ödemelerin B.K.100. gereği öncelikle faiz ve giderlerden mahsubu suretiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen tahsili, ayrıca 208.300,00 TL tutarındaki teminat mektubunun iade edilmesini veya teminat mektubu karşılığı olan teminat mektubu bedelinin bankada faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesi talep edilmiştir. Davalıların itirazı ile icra takibi durmuştur.

Sözleşmelerde kefillerin sorumluluğuna dair düzenleme bulunmadığı, banka kayıtlarına göre 64 adet çekle ilgili banka sorumluluğuna ilişkin yasal sürenin dolduğu, buna göre çekler yönünden davalı asıl borçlu şirketin sorumluluğunun kalmadığı, mer’i olan teminat mektupları yönünden davacı asıl borçlu şirketin sorumluluğunun devam ettiği görülmüştür.

Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalar nazara alınarak, iflas eden asıl borçlu ve şirket yönünden iflas tarihi itibari ile masaya kayıt kabulü gereken alacak yönünden hesaplama nazara alınarak, Davanın kısmen kabulü ile, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile, davalı asıl borçlu …. yönünden 1.874.368,16 TL davacı alacağının davalının iflas masasına kayıt kabulüne, 5 adet mer’i teminat mektubu bedeli olan 208.300 TL’nin İİK 197 maddesi uyarınca iflas masasına kayıt kabulüne, takibe konu 90.240 TL çek sorumluluk bedeli yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı kefil … yönünden 1.812.072,91 TL davacı alacağının davalının iflas masasına kayıt kabulüne, kefil olan diğer davalılar … yönünden ise; Davalıların … Esas sayılı dosyasına yapılan takibe yönelik itirazlarının kısmen iptali ile, takibin 1.303.929,87 TL asıl alacak, 31.166,58 TL işlemiş akdi faiz, 18.363,68 TL işlemiş temerrüt faizi, 3.645,53 TL BSMV ve 1.101,86 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 1.358.207,52 TL yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %39 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına, iflas kararının kesinleşmesi ile İİK.’nun 193. Maddesi uyarınca icra takipleri düşeceğinden, müflis şirketler yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmeksizin, alacağın likit olması sebebi ile hükmolunan 1.358.207,52 TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 271.641,50 TL icra inkar tazminatının davalılar…’dan müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine kararverilerek aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
Davanın KISMEN KABULÜ ile, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile,
1-Davalı …. Yönünden 1.874.368,16 TL davacı alacağının davalının iflas masasına kayıt kabulüne,
5 adet mer’i teminat mektubu bedeli olan 208.300 TL’nin İİK 197 maddesi uyarınca iflas masasına kayıt kabulüne,
Takibe konu 90.240 TL çek sorumluluk bedeli yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı…. Yönünden 1.812.072,91 TL davacı alacağının davalının iflas masasına kayıt kabulüne,
3-Diğer davalılar … yönünden;
A)Davalıların… Esas sayılı dosyasına yapılan takibe yönelik itirazlarının kısmen iptali ile, takibin 1.303.929,87 TL asıl alacak, 31.166,58 TL işlemiş akdi faiz, 18.363,68 TL işlemiş temerrüt faizi, 3.645,53 TL BSMV ve 1.101,86 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 1.358.207,52 TL yönünden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %39 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına,
B)Hükmolunan 1.358.207,52 TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 271.641,50 TL icra inkar tazminatının davalılar…dan müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 92.779,16 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 16.836,00 TL harcın mahsubu ile kalan 75.943,16 TL harcın (davalı müflis şirketler yönünden 80,70 TL maktu harçla sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 16.867,40 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan 558,25 TL tebligat ve posta gideri, 800 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.358,25 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 1.323,38 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 80.337,26 TL vekalet ücretinin (davalı müflis şirketler yönünden 5.100 TL maktu vekalet ücreti ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
9-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına takdir edilen 5.368,47 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
10-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde… Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır