Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/37 E. 2021/968 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/37 Esas
KARAR NO : 2021/968

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : … – …

VEKİLLERİ : Av. ……
İFLAS İDARE MEMURU/(LAR) : … – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2017
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin, dava dilekçesinde özetle: davalı-borçlu ile müvekkilinin açık hesap şeklinde çalışmakta olduğu , taraflar arasında bu şekilde süregelen alışveriş ilişkisi içerisinde, davalı-borçlu şirketin 01.01.2016-14.11.2016 tarihleri arasındaki hesap ekstresinde belirtilen borcun dayanağı olduğu satış faturalarına konu mallaro aldığı, ancak bu mallann bedelini taahhüt ettiği tarihte müvekkiline ödemediği, müvekkilinin borcun ödenmesi yolunda davalı-borçluya bir çok kez yaptığı şifahi taleplerin karşılıksız kaldığı, müvekkilinin alacağını tahsili için davalı-borçlu hakkında, söz konusu açık hesap alacağına dayalı olarak, Ankara … Müdürlüğünün 2016/22210 sayılı takip dosyasından icra takibi başlatıldığı, borçlunun süresinde yaptığı itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı- borçlu itirazında borca, işletilen faize ve ferilerine itiraz ettiğini belirttiği, davalı-borçlu şirketin fatura konusu malları teslim aldığı , davacı yanın dilekçelerinde sunduğu fatura ve sevk irsaliyesi örnekleri, taraf defterleri ve davalı firmanın BA formları ile ortaya çıkacak olduğu , davalının aldığı mal ve hizmetlerin bakiye bedelini ödememiş olması karşısında davalının itirazlarında haksız ve kötü niyetli olduğunun sabitliği, yukarıda belirtilen nedenler ve yargılama aşamasında belirecek durumlar karşısında; davalı-borçlu şirketin asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalı-borçlu şirketten fazlaya ilişkin talep haklanının saklı kalmak ve %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkâr tazminatı alınmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı-borçlu şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirtildiği gibi taraf firmalar arasında ticari ilişki olduğu, açık hesap alacağına dayalı olarak çalışılması söz konusu ilişkinin içeriğini oluşturan malların tam ve sağlam teslim edildiği anlamına gelmeyeceği gibi taraflar arasında kesin bir hesap ilişkisi olduğu sonucunu da doğurmayacağını, bu sebeplerden dolayı işbu davadaki alacak miktarını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, davacı firma ile ticari ilişkide bulunuluyor olması ve müvekkilinin içinde bulunduğu belli orandaki ekonomik problemler davacı tarafın iddialarının doğruluğuna sebebiyet vermeyeceği gibi müvekkilinin haksız ve kötüniyetli olduğu sonucunu da doğurmayacağı, ayrıca davacı tarafın dava dilekçesinde teslim ettiğini iddia ettiği malzemelerin birçoğu ayıplı çıktığı ve müvekkilinin sırf bu ayıplı mallar nedeni ile ceza ödemek zorunda kaldığı, müvekkilinin ile davacı arasındaki ticari ilişki Ankara … Müdürlüğünün 2016/24314 E. Sayılı dosyasına konu edilen çekin verilmesi ile birlikte bittiği, davacı taraf anılan çeki icra takibine koyduğu ve bunun neticesinde kendileri ile 27/12/2016 tarihli protokol – ibraname sözleşmesi yapılarak taraflar arşındaki tüm borçların kapatıldığı, davacı taraf tekrar eski alacaklarını faturalara konu ederek mükerrer tahsilat yoluna gitmek istediği, müvekkilinin Ankara … Müdürlüğünün 2016/24314 E. sayılı dosyasına konu edilen çeki verdikten sonra davacı tarafla başkaca bir ticari ilişki içerisine girmediği, anılan nedenlerle davaya konu faturaların kabul edilmediği, anılan faturaların gerçeği yansıtmadığı, icra takip dosyasına karşı yapmış olunan itirazda da bu durumun açıklandığı, davacı taraf kendi yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmemesine rağmen bunların karşılığı olarak müvekkilinin haksız kazanç sağlama gayreti içerisinde olduğu, açıklanan nedenler ile, davanın reddine, davacı aleyhine % 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; faturadan kaynaklanan itirazın iptali davasına ilişkindir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminata hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.05.2019 tarih ve 2017/19-823 Esas, 2019/553 E. Sayılı kararında ” faturayı alan kişi 8 gün içinde faturaya itiraz etmezse, faturanın dayandığı temel borç ilişkisinin bulunmadığının faturayı alan kişi tarafından ispat edilmesi gerekir. Ancak, faturayı alan kişi, öngörülen süre içinde faturaya ve bununla birlikte temel borç ilişkisine de itiraz ederse, genel hükümler çerçevesinde ispat yükü faturayı düzenleyen tacire ait olacaktır.” şeklinde karar verilmiştir.

Dosyamız arasına icra dosyası. BA ve BS formları ile tarafların ticari defterleri alınıp, bilirkişi marifetiyle incelenmiştir.
Davacı tarafından iflas masasına yapılan başvuruda alacak hiç kabul edilmemiştir. Dava konusu borca ilişkin faturalar davalı çalışanına imza karşılığı teslim edilmiştir. Süresi içerisinde faturalara itiraz edilmediğinden fatura içeriği ve tutarı kesinleşmiştir. Tarafların defterleri usulüne uygun tutulan defterlerde takip konusu alacağın doğrulandığı, defterlerin sahibi lehine delil teşkil ettiği anlaşılmıştır. Alacağa ilişkin bilirkişi raporu alınmıştır.
02/11/2017 tarihli bilirkişi raporundan özetle, takibe konu yapılan davacının davalıya keşide ettiği 14.11.2016 tarihli 4 adet açık olmak üzere toplam 29.874,14,-TLlık fatura ve içeriklerin davalıya teslim edildiği, davalının takip öncesi herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı, tarafların usulüne uygun tutulan ticari defter kayıtlarında takip konusu faturaların kayıtlı olduğu, tarafların ticari defter kayıtlarınının birbiri ile uyumlu olduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, tarafların ticari defter kayıtlarında, takip tarihi itibariyle, davacının davalıdan 29.987,14.-TL alacaklı olduğu, takip sonrası, takip döneminden öncesine ait cari hesap ilişkisi kapsamında davacıya verilen 291.416,93.-TL’lık çeklerin iade edildiği ve yerine 300.000,00.-TL’lık çeklerin verildiği, bu şekilde dava tarihi itibariyle, davacının davalıdan 21.404,15.-TL alacaklı olduğu, davacının takipte işlemiş faiz talep etmesine rağmen, takip öncesi davalıyı temerrüde düşüren herhangi bir ihtarın ve kesin vade içerir taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşmenin bulunmadığından, işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 21.404,15-TL yönünden Ankara 21. İflas Müdürlüğünün 2018/3 sayılı dosyasındaki iflas masasına kayıt ve kabulüne,
2-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 1.462,12-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 512,11-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 950,01-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 31,40-TL Başvuru Harcı, 512,11-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 543,51TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
6-Davacı tarafından yapılan; 500,00-TL Bilirkişi ücreti, 231,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 731,50-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 522,13-TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/12/2021

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR