Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/266 E. 2021/112 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2017/266 Esas
KARAR NO : 2021/112

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/04/2017
KARAR TARİHİ : 08/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı firmaya proje, tadilat ve dekorasyon hizmeti verdiklerini, işin bir kısım bedelini tahsil ettiklerini, davalının bir kısım bedeli ödemekten imtina ettiği, ödenmeyen miktarın tahsili için … Müdürlüğünün … E sayılı dosyasıyla başlattıkları icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini, 2 adet faturaya dayalı olarak başlattıkları takipte, bakiye fatura bedellerini talep ettikleri, davalıya ait …. ANKARA adresinde, açıklaması dava dilekçesinde yapılan 16 kalem imalatın yapıldığını, belirtilen işlerin hepsini tamamlayıp davalıya teslim ettiklerini beyanla davalının … Müdürlüğünün … E sayılı takibine yönelik itirazının iptaline, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafa borçlarının bulunmadığı, icraya konu faturaların davacıya iade edildiğini, davacının belirttiği işlerin davacı şirket tarafından yapılmadığını, işleri zamanında ve gereği gibi ifa etmediğini, davacıya ödemenin defaten yapıldığı, davacının ödemelerin karşılığı olan işler tamamlanmadan şantiye alanını terk ettiğini, işleri kendisinin yaptığına dair delil sunmadığını, keyfî olarak alt fatura ve irsaliye olmadan sunmuş olduğu faturaların kabul edilmeyip davacıya iade edildiğini, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, sözlü anlaşmaya göre davacının, davalı adresindeki taşınmazın işyeri olarak kullanılması için gerekli düzenlemeleri gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğini, ancak işleri tamamlamadığını, işlerin, mevcut taşınmazlarındaki kira akdi sonu olan 15.11.2016 tarihine kadar bitirmeyi taahhüt ettiği halde işi tamamlamadan inşaatı terk ettiğini, kira kontratı sona erdiği halde yeni adrese taşınamadıklarını, işi başka taşeronlara tamamlattıklarını, davacıya yapılan ödemelerin iş karşılığı değil, avans olarak verildiğini, uğradıkları zararın tazmini için dava haklarını saklı tuttuklarını, davacının açtığı davanın haksız ve dayanaksız olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın konusu; Eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacak için başlatılan takibe yapılan itirazın yerinde olup olmadığı, bu kapsamda itirazın iptali ile inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususundadır.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanılmış; icra dosyası celp edilmiş, 3 ayrı heyetten bilirkişi raporları ve ek raporlar alınmış, mahallinde keşif icra edilmiştir.
… Müdürlüğü’nün 2017/451 sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; takibin taraflar arasında olduğu, davacının davalıdan 77.410,00 TL alacak talebinde bulunduğu, alacağın iki ayrı faturaya dayalı olduğu, davalının süresinde itirazı ile takibin durduğu görülmüştür.
Davacı taraf davalı ile yapılan sözlü anlaşma uyarınca, dava dilekçesinde belirttiği 16 kalem işlerin imalatının yapılarak teslim edildiğini, davalı yanın iş bedeli ödemekten kaçınması nedeniyle bakiye alacağa dayalı olarak icra takibine giriştiğini iddia etmekte, davalı taraf ise; davacının işi tamamlamadan şantiye alanını terk ettiğini, dava dilekçesinde yer alan işlerin tamamının davacı tarafından üstlenilmediğini, davacıya yapılan ödemelerin avans niteliğinde olduğunu, işleri tamamladığına dair davacı tarafça delil sunulmadığını, ayrıca imalatların zamanında bitirilmediğini, başkaca taşeronlara yüksek bedelle işlerin tamamlattırıldığını savunmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı, sözleşmenin şifahi olarak kurulduğu tartışmasızdır. Uyuşmazlık, davacı tarafından üstlenilen imalatların tamamlanıp tamamlanmadığı ve tamamlanan imalatlardan dolayı bakiye alacağı olup olmadığı ve takip tarihi itibariyle miktarının belirlenmesine ilişkindir.
Eser sözleşmelerinde işin tamamlanarak teslim edildiğinin ispatı yükleniciye, iş bedelinin ödendiğinin ispatı ise iş sahibine aittir. Bu bağlamda, faturanın tek başına işin yapıldığını ispat gücü bulunmamaktadır. Davacının yaptığı iddia edilen imalatların tespiti amacıyla 20/02/2018 tarihinde keşif icra edilmiş ve düzenlenen 16/04/2018 tarihli birinci bilirkişi raporuyla fatura tarihi itibariyle 35.280,00 TL, takip tarihi itibariyle 25.486,00 TL olmak üzere davalının fazla ödeme yaptığı sonucuna varılmıştır. Söz konusu raporu düzenleyen bilirkişiler bazı imalatları dosyada mimari proje olmadığından değerlendiremediklerini bildirdiklerinden ve ayrıca tadilat ve yıkımlardan oluşan hafriyat ve molozların iş alanından uzaklaştırılması işlerinin yapılmadığı sonucuna vardıklarından işin mahiyeti gereği harfiyat-moloz oluşup oluşmayacağı ve işin devamı için bunların sahadan uzaklaştırılmasının zorunlu olup olmadığı değerlendirilerek ek rapor talep edilmiş, 27/07/2018 tarihli ek raporda bilirkişi heyeti de aynı görüşü korumuştur.
Taraf vekillerinin rapora itirazları yerinde göründüğünden bu kez ikinci bilirkişi heyeti oluşturularak 01/10/2019 tarihli rapor ve 20/12/2019 tarihli ek rapor alınmıştır. İkinci bilirkişi heyetince, yapılan imalatlar tek tek değerlendirilerek fatura tarihi itibariyle davacının 8.970,00 TL, takip tarihi itibariyle 21.153,50 TL alacaklı olduğu sonucuna varılmış ancak iç mimari projelendirme bedeli hesaplanmamış ve bu konudaki takdir mahkememize bırakılmıştır. Ancak söz konusu iş mahkemenin takdiri ile çözümlenebilecek nitelikte olmadığından TMMOB, İç Mimarlar Odası, İç Mimari Proje Hiz. Asgari Ücretleri celp edilerek bilirkişi heyetinden ek rapor istenilmiş ayrıca TBK 481. Maddeye göre eserin yapıldığı zamandaki değerinin esas alınması talep edilmiştir. Bunun üzerine ikinci bilirkişi heyeti 20/12/2019 tarihli ek bilirkişi raporunu düzenleyerek imalat kalemlerine ilişkin kök rapordaki görüşlerini devam ettirmişler, ayrıca iç mimarlık hizmet bedeli, kontrolörlük bedeli ve 3D görselleştirme bedeli olmak üzere toplam 44.550,00 TL bedel tespit etmişlerdir.
Alınan 2 ayrı heyet raporunda farklı tespitlerde bulunulmuş olup bu fark sadece iç mimarlık proje bedeli, kontrolörlük ve 3D görselleştirme bedelinden ibaret olmayıp aynı imalatlar için belirlenen bedeller de farklı olduğundan her iki rapor arasında çelişkiyi giderir, Üçüncü rapor alınması kaçınılmaz olmuştur. Bu amaçla oluşturulan bilirkişi heyetinden 30/12/2020 tarihli rapor alınmış, söz konusu raporda daha önce düzenlenen bilirkişi raporları da tartışılmak suretiyle hesaplama yapılmış, işin tamamlandığı tespit edilen 2016 yılı raiç bedelleri esas alınarak davacının yaptığı imalatların bedeli belirlenmiş, KDV dahil olmaksızın davacı imalatının 205.500,00 TL olduğu tespit edilmiş bu tutara ayrıca ilgili oda tarafından belirlenen asgari ücret baz alınarak 9.450,00 TL 3D görseller/mekanpersfektifleri bedeli eklenerek KDV siz yapılan iş bedeli 214.950,00 ,KDV dahil tutarlı iş bedeli 253.641,00 TL olarak belirlenmiştir.
Mahkememizce esas itibariyle 3. Bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınmıştır. Zira söz konusu rapor başlangıçta alınan 2 rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla alınmış ve düzenlenen raporda önceki heyetlerin takdirleri ve tespitleri ayrı ayrı değerlendirilmiştir.
Davacı taraf mimari proje bedelini talep etmekte ise de bilirkişi raporunda belirtildiği üzere böyle bir projenin varlığı ispatlanamamıştır. Yine ikinci bilirkişi raporunda kontrolörlük hizmet bedeli hesaplanmış ise de 3. Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere yüklenici davacının işveren adına kendi kendini denetlemesi söz konusu olamayacağından böyle bir hizmet bedelinin hesaplanmasına da gerek olmadığı kanaati bildirildiğinden ve söz konusu kanaat yapılan işin mahiyeti gözetildiğinde yerinde olduğundan davacı tarafın imalat bedelleri dışında sadece 3D görsel çalışmaları nedeniyle bedel talep edebileceği mahkememizce kabul edilmiştir.
3. Bilirkişi heyet raporunda KDV hariç imalat bedeli 205.500,00 TL olarak belirlenirken oluşturulan tablonun 11. sırasında yer alan imalat bedeli, ikinci bilirkişi raporundan ayrılarak 1.000,00 TL fazla belirlenmiş olup davacı vekili 21/10/2019 tarihli ikinci bilirkişi heyeti ek raporuna karşı beyanında imalat kalemleri için belirlenen rakamları kabul ettiğinden ve bu kabul davalı lehine usulü kazanılmış hak doğurduğundan 3. Bilirkişi heyeti raporu sonuç kısmından 1.000,00 TL mahsup edilmek suretiyle davacının imalat bedelinin 204.500,00 TL olarak kabulü cihetine gidilmiş, bu tutara 9.450,00 TL 3D görsel bedeli eklenmek suretiyle, yapılan işin KDV siz bedelinin 213.950,00 TL olduğu bu tutara KDV eklendiğinde 252.461,00 TL ye ulaşıldığı ve bu tutardan dosyaya sunulan ödeme belgeleri ve tarafların defterleri incelenerek belirlenen 234.700,00 TL ödeme tutarı düşüldüğünde davacının 17.761,00 TL alacaklı olduğu ve bu tutar yönünden takibe yapılan itirazın iptalinin gerektiği, davacı alacağı, keşif yapılmak suretiyle 3 ayrı bilirkişi raporu ile belirlenebilen eser sözleşmesine dayalı bakiye alacak olduğundan likit kabul edilmeyerek davacının icra inkar tazminatının reddinin gerektiği, mahkememizce kabul edilen tutar üzerinde takip yapılmasının davacıyı kötü niyetli kılmayacağı ve zaten davacının takipte kısmen haklı olduğu da gözetildiğinde davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin de reddinin gerektiği değerlendirilerek aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Davanın KISMEN KABULÜNE
… Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından başlatılan takibe, davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin;
-17.761,00 TL alacak üzerinden devamına, alacağa takipten itibaren değişen oranlı yasal faiz işletilmesine,
-Davacının icra inkar tazminatı ve fazla istemi ile davalı tarafın kötüniyet tazminat taleplerinin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.213,25 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan harcın mahsubu ile kalan 278,73 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yapılan 970,72 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 295,70 TL dosya masrafı, tebligat ve posta gideri, 8.700,00 bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.995,70 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 2.063,98 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya 8.554,37 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirlmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/02/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre Elektronik olarak imzalanmıştır.