Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/151 E. 2021/901 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/151 Esas – 2021/901
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/151 Esas
KARAR NO : 2021/901

HAKİM :…
KATİP :….

DAVACI : …..
DAVALI : …..

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/02/2017
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Dava dışı… İşletme Müessesesi, 31.12.2015 – 31.12.2016 dönemini kapsayan 234071313 numaralı poliçe ile müvekkil şirketin sigortalısıdır. Sigorta dönemi içerisinde kalan 06.04.2016 tarihinde sigortalı kuruma ait Tren 51’in, M4 bakım hattına giriş yaparken davalıya ait iskeleye temas ederek maddi hasar almıştır. Bu hasar neticesinde; Ankara Metrosu Emniyet Başmühendisliği’nden Emniyet Başmühendisi … tarafından hazırlanan 18.04.2016 tarihli “Kaza Araştırma Raporun”da özetle; hasarın trenin… firmasına ait iskelenin açık olan kapağına çarpması sonucu oluştuğu, kapağın… firması personeli tarafından mı yoksa Ankara Metrosu personeli tarafından mı açık bırakıldığının tespitinin mümkün olmadığı, ayrıca kapağın, emniyet piminin yerinden çıkması sebebi ile de açılmış olabileceği ancak bunun da tespitinin mümkün olmadığı, kapak açık olsa dahi trenle temas etmeyecek şekilde tasarlanmış olması gerektiği, Ankara Metrosu ile… arasında aktif koordinasyon olduğu, fakat… tarafından bir süredir herhangi bir çalışma talebi olmadığı, iskelenin…’ye ait olduğu ve dolayısıyla bakım, onarım ve sair tüm sorumlulukların da…’nin sorumluluğunda olduğu, belirtilmiş; ayrıca, … Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti.’den sigorta eksperi …tarafından hazırlanan 06.04.2016 tarihli ‘ön ekspertiz” ve 16.06.2016 tarihli ‘kesin’ raporlarda özetle; 199.800.000 TL sigorta bedeli olduğu, hasarın teminat kapsamında olduğu, olayda 92.040 TL tutarında maddi hasar meydana geldiği belirtilmiş ve “Mevcut hasarda sigortalı kuruma ait tren 51’in M4 bakım hattı üzerinde kurulu… firmasına ait iskelenin kapaklarının açık unutulmasından kaynaklı M4 hattına gelen tren 51’in iskeleye çarpması sonucu mevcut hasarın meydana geldiği belirlenmiş ve söz konusu iskeleden sorumlu firmanın… olması sebebiyle ve iskelenin… firmasına ait olmasından kaynaklı hasar bedelinde Şirketiniz Yetkililerinin… firmasına rücu imkanı olacağı kanaatine varılmıştır.” denilmiştir. Bu raporlar üzerine davalı… firmasının sigortalı olduğu Zürich Sigorta A.Ş.’ye rücu talebinde bulunulmuş; ancak bu talep, poliçede 111.808 USD muafiyet olması sebebiyle reddedilmiştir. Hasarın muafiyet altında olması sebebiyle müvekkil şirket bu kere de 07.11.2016 tarihli yazıları ile davalı…’ye rücu talebinde bulunmuş (Ek-5);, ne var ki bu talep de davalı vekillerinin Ankara 20. Noterliği’nden gönderdikleri 16.11.2016 tarih ve 18554 yevmiye sayılı ‘ihtarname’ ile reddedilmiştir. Bu ret ihtarı üzerine huzurdaki davayı açma zorunluluğu doğmuştur. Şöyle ki; Somut olayda hasara sebebiyet veren iskelenin mülkiyetinin ve dolayısyla bakım, onarım dahil tüm sorumluluğunun davalı…’ye ait olduğu açık ve tartışmasızdır. Her ne kadar cevabi ihtarda müvekkil Anadolu Sigorta’nın sigortalısı… İsletme Müessesesi tarafından davalı şirkete çalışmalara ilişkin bilgi verilmediği savunulmakta ise de ekli olarak sunduğumuz 18.4.2016 tarihli “Kaza Araştırma Raporun”nun 4.3 maddesinde sigortalının koordinasyon yükümlülüğünü aktif olarak sağladığı, aksi durumda zaten çalışma izni verilmediği belirtilmiştir. İhtarda hasar gören trenin M4 bakım hattına kimin talimatı ile gönderildiğinin bilinmediği ve bu sebeple de…’nin bir sorumluluğunun olmadığı savunulsa da bu talimatın somut olay ile bir ilgisi olmayıp, hattın manevra amaçlı kullanıldığı açıktır. Yine ihtarda iskelenin kim tarafından nasıl kullanıldığı veya nasıl bırakıldığının bilinmediği savunulmakta ve dahası hasarın oluşumu, trenin genişliğine bağlanmaktadır. Ne var ki kaza araştırma raporunda da açıkça belirtildiği üzere iskelenin kapakları açık olsa dahi trene temas etmeyecek şekilde tasarlanmış olması gerekir ve bu sorumluluk da yine… firmasına aittir. Somut olayda, Ansaldo STS’ye ait iskeleden kaynaklı bir hasar söz konusu olduğundan ve bu iskelenin “tüm sorumluluğu davalı…’de olduğundan, davamızın kabulü ile 92.040 TL’nin rücu tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi hükmünce davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Yukarıda arz ve izah olunan nedenler ve Sayın Mahkemece re’sen takdir olunacak hususlar nazarında, fazlaya ilişkin her nevi talep ve dava hakkımız saklı tutularak; davanın kabulü ile 92.040 TL’nin davalıya rücu tarihi olan 07.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte rücuen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ederim.” şeklinde talepte bulunmuştur.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Huzurda açılan dava haksız ve hukuka aykırı olup tarafımızca kabulü mümkün değildir. Şöyle ki; davaya konu kazadaki iskelenin bulunduğu yerdeki yapım işleri yalnızca müvekkil şirket tarafından değil, konsorsiyum olarak söz konusu yapim işini üstlenmiş olan Ansaldo – … konsorsiyumu ile Ankara Büyükşehir Belediyesi arasında akdedilen sözleşme kapsamında yapılmıştır. Bu nedenle davacı tarafından davanın HMK’nın zorunlu dava arkadaşlığı hükümleri gereği adi ortaklık hükümlerine tabi … Alarko konsorsiyumuna yönetilmesi gerekirken yalnızca müvekkil şirkete yönetilmiş olması hukuka aykırı olup, davanın husumet yönünden reddi gerekmektedir. Müvekkil Ansaldo firması ve … San. Tesisleri ve Tic. A.Ş. Konsorsiyumu ile Ankara Büyükşehir Belediyesi… Genel Müdürlüğü Raylı Sistemler Dairesi Başkanlığı (Ankara Metrosu olarak anılacaktır) arasında Batıkent-OSB Metro hattı elektro mekanik işlerinin yapımı,…. hatlarının sinyalizasyon sistemlerinin yapımı ile mevcut Kızılay- Batıkent metrosunun elektro mekanik işlerinin yenilenmesi sözleşmesi akdedilmiştir. Daha sonra söz konusu sözleşme 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Doğrultusunda alınan 25.10.2010 tarih ve 2010/1115 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından davalı Bakanlığa devredilmiş ve söz konusu sözleşmeye ” İşveren” sıfatıyla Bakanlık taraf olmuştur. Ancak ne var ki; huzurda açılan haksız dava sadece, konsorsiyum ortaklarından, müvekkil firmaya yöneltilmiş olduğundan işbu durum usule aykırılık teşkil etmektedir. Sayın Mahkemenizce de malum olduğu üzere; konsorsiyumu temsil eden: müvekkil şirket ile Alarko firması arasındaki bu ilişki adi ortaklık olup ortaklığın taraf olduğu söz konusu sözleşmeden doğan ihtilaflarda kural olarak adi ortaklığı oluşturan bütün ortakların tümünün davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Bu sebeplerle; dava konusu olayda müvekkilimin herhangi bir kusuru bulunmamasına rağmen, Sayın Mahkemenin aksi kanaate varması halinde, meydana gelen olayda diğer ortağın da sınırsız sorumluluğu bulunduğundan davanın … San. Tesisleri ve Tic. A.Ş.’ye yöneltilmemiş olması nedeniyle davanın husumetten reddini talep ediyoruz. Müvekkilin meydana gelen olayda kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Davacının sigortalısı… Genel Müdürlüğü’nün kendi kusuru nedeni ile meydana gelmiş olan kaza sonucu ortaya çıkan hasarlar poliçeden kaynaklı yükümlülükleri kapsamında davacı tarafından tanzim edilmiştir. Davacı sigorta şirketinin bu kapsamda ödediği bedeli müvekkil şirketten tazmin etmeye çalışması hukuka aykırıdır. Müvekkil şirket tarafından hazırlanan kaza raporunda da belirtildiği üzere araç üstü sinyalizasyon sistemlerinin kurulum faaliyetleri kapsamında kazanın yaşandığı M4 bakım hattı Ankara Metrosu tarafından müvekkil şirkete tahsis edilmiştir. Ancak bu bakım hattı üzerinde ihtiyaç olması halinde davanın söz konusu iki kuruma ihbarını talep ediyoruz. Yukarıda açıkladığımız nedenlerle; meydana gelen olayda müvekkilin kusur ve sorumluluğu bulunmadığından huzurda açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep ediyoruz. Haksız ve mesnetsiz açılan davanın öncelikle; husumet nedeniyle usulden reddine, Ankara Büyükşehir Belediyesi… Genel Müdürlüğü Raylı Sistemler Genel Müdürlüğü’ne, Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı Altyapı Genel Müdürlüğü’ne, … Proje A.Ş. şirketine ihbar edilmesine, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; davacının sigortalısı… işletmesine ait Trenin M4 bakım hattına girişi esnasında davalıya ait iskeleye temas ederek hasarlandığı ve maddi zararın gerçekleştiği iddiasıyla rücuan alacak istemine ilişkin davadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu “Madde 1472- (1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
(2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” hükümlerini haizdir.
Davalı tarafından iş ortaklığı nedeniyle diğer ortağında davaya dahil edilmesi gerektiği belirtilmişse de; Ankara BAM 29. Hukuk Dairesi’nin 2021/1290 E. Ve 2021/1601 K. Sayılı kararında parasal konularda ortakların müşterek ve müteselsil sorumlu oldukları vurgulanmıştır.
Davada taraf ehliyeti medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan gerçek ve tüzel kişilere aittir. Tüzel kişiliği bulunmayan toplulukların taraf ehliyeti de bulunmamaktadır. Adi ortaklığın kendisine ait bir tüzel kişiliği mevcut olmadığından davada taraf olma ehliyeti yoktur. Bir başka ifade ile adi ortaklığın dava ve takip ehliyeti olmadığı gibi, ona karşı da dava açılamaz. Bu bağlamda adi ortaklığa karşı açılacak davalar adi ortaklığın kendisine karşı değil dava konusunun paradan başka bir şey olması halinde ortaklığı oluşturan ortakların tamamına, dava konusunun para olması halinde ise ortaklar arasında müteselsil sorumluluk esası geçerli olduğundan ortaklardan biri ya da birkaçı aleyhine yöneltilmelidir.
Davamızın konusunun para olması nedeniyle ortaklardan birine karşı yöneltilen davada herhangi bir husumet eksikliği bulunmamaktadır. Husumet itirazın reddi gerekmiştir.
Dosyamızda bulunan kaza ekspertiz raporundan dava konusu trenlerin 31.12.2015-31.12.2016 tarihleri arasında 199.800.000.TL limitle maddi hasarlar nedeniyle teminat altına alındığı anlaşılmıştır.
Kazanın meydana gelmesine ana etken iskele kapaklarının açık bırakılmasıdır. M4 bakım hatına kurulu iskele davalı…. firmasına aittir. İskele kapaklarının açık bırakılmaması ya da açık bırakılsa dahi trenin geçişine imkan verecek şekilde hazır bulundurulması gerekmektedir. Davalı firma tarafından gerekli kurulum yapılmayarak, Tren 51’in geçişi sırasında iskele kapaklarına temas neticesinde kaza meydana gelmiştir. Tren sürücüsünün kazada herhangi bir kusuru bulunmamaktadır. Davalı firma, kapakların açık bırakılması nedeniyle %75 oranında kusurludur. Dava dışı… firması da kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediğinden %25 oranında kusurludur. Bilirkişilerce tespit edilen 12.10.2021 tarihli kusur raporundaki oranlarının mahkememizce de yerinde olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle kaza nedeniyle meydana gelen zarardan davalı firma müteselsil sorumluk ve kusuru oranında sorumludur. Zarar miktarı ve kusur konusunda bilirkişiden rapor alınmış,
01/11/2019 tarihli bilirkişi heyetinden alınan rapordan özetle, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile dosya kapsamı bütünüyle değerlendirildiğinde; Davaya konu hasarın oluşumunda; davalının tam kusurlu olduğu, Trende meydana gelen hasarın Kdv dahil 92.040,00TL olduğu, Davacı Sigorta şirketi tarafından tanzim edilen Makine Kırılması Sigorta Poliçesi’nin dosyada yer almaması nedeniyle; sigorta poliçesi kapsamı ve teminat yönünden bir değerlendirme yapma imkanının mümkün olmadığı yönünde ” kanaat bildirmiştir.
12/10/2021 tarihli bilirkişi heyetinden alınan ek rapordan özetle, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile dosya kapsamı bütünüyle değerlendirildiğinde; Davaya konu hasarın oluşumunda; davalının % 75 oranında kusurlu olduğu, Dava dışı sigortanın % 25 oranında kusurlu olduğu, Trende meydana gelen hasarın Kdv dahil 92.040,00TL olduğu, Rücu edilebilecek tazminat tutarının 69.030,00TL olarak hesaplandığı yönünde ” kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi raporları açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 69.030,00-Tl rücuen tazminatın ödeme tarihi olan 08/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 4.715,44-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.571,82-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 3.143,62-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 9.774,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan; 31,40-TL Başvuru Harcı, 1.571,82-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 1.603,22TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
-Davacı tarafından yapılan; 3.589,85-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 3.589,85-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 2.692,39-TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2021

Katip ….

Hakim …..

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR