Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/981 E. 2021/283 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/981 Esas – 2021/283
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/981 Esas
KARAR NO : 2021/283

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2016
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; “…müvekkili davalı şirketin hisselerinin tamamının davalı …’a ait olduğu dönemde davalı idarenin özelleştirmesinin gündeme alınmasıyla 24.07.2006 tarihinde müvekkili davacı şirket ile davalı … arasında İşletme Devir Hakkı Sözleşmesi imzalandığını, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7,4 ve 7,6 maddelerinde dağıtım faaliyetlerinin … tarafından yürütüldüğü dönemlerde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun …’a ait olduğunun belirtildiğini, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 maddesi gereğince dağıtım faaliyetinin … tarafından yapıldığı dönemde 2001 yılında meydana gelen olay nedeni ile … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile verilen kararın … Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, müvekkili davacı şirketin 6.023,95 TL ödeme yapmak durumunda kaldığını, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi gereğince katlanmak durumunda olmadığı bir bedeli davalı yerine ödemek zorunda kalan müvekkili davacı şirketin alacağının davalı tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.023,95 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini …” talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; “… …’ın 02.04.2004 tarih, 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alındığını, … ile %100 hisselerine sahip olduğu davacı şirketinde aralarında bulunduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin 24.07.2006 tarihinde İşletme Devir Hakkı Sözleşmesi imzalandığını, İşletme Devir Hakkı Sözleşmesinin 18.6 maddesi gereğince davacı şirketin dava konusu ettiği alacaklara ilişkin olarak hiçbir talepte bulunamayacağının açıkça ortada olduğunu, İşletme Devir Hakkı Sözleşmesinin 7. maddesi İle Özelleştirme İdaresi Başkanlığı talimatlarının esas alındığını, daha sonra açılacak olan dava ve icra dosyalarının kimin tarafından takip edileceğinin belirlendiğini, 7. maddenin alt bentlerinde tespit tutanağına konu olan 7. maddedeki kriterler esas alınarak belirlenen dava ve icra dosyalarının derdest olduğunu, dolayısıyla hisse devir tarihi öncesinde tamamlanmış dosyaların bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, devre esas bilançoda da dava konusu bedelin davacı şirket lehine alacak olarak yer almadığını, rücu davasına konu Mahkeme kararında bahsi geçen alacağın davacı şirket tarafından talep edilmesinin mümkün olmadığını, bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve icra takibine sebep olan davacının söz konusu davaya ilişkin faiz ve icra dosyasına ilişkin giderleri talep hakkı bulunmadığını …” belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava: hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu ” D – MÜRURU ZAMAN
Madde 66 – Haksız surette mal iktisabından dolayı ikame olunacak dava, mutazarrır olan tarafın verdiğini istirdada hakkı olduğuna ıttılaı tarihinden itibaren bir sene müruriyle ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren on senenin müruriyle sakıt olur. Eğer mal iktisabı mutazarrır olan taraf aleyhinde bir borç teşkilinden ibaret ise, mutazarrırın hakkı müruru zaman ile sakıt olmuş olsa bile, bu borcu ifa etmez.” hükümlerini haizdir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ” D. ZAMANAŞIMI
Madde 82- Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse diğer taraf, istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcunu ifadan kaçınabilir.” hükümlerini haizdir.
Dava konusu … Ticaret Mahkemesi’nin … E. Ve 2005/652 K. Sayılı kararı incelenmiş, davacının “yüklenici firmanın sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verdiklerinden dolayı sorumlu oldukları” iddiasıyla dava açıldığı, davanın reddedildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından davanın reddi nedeniyle ödenen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin rücuan tazminatı talep edilmektedir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi davası sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak açılmıştır. 818 sayılı kanunda sebepsiz zenginleşme zamanaşımı süresi 1 ve 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. 6098 sayılı kanuna göre 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Davalı tarafından cevap dilekçesi ile zamanaşımı defi ileri sürülmüştür.
… Asliye Ticaret Mahkemesi kararı icraya konu edilmiş, icra dosyası 15.01.2008 tarihinde ödenmiştir. Davacı 15.01.2008 tarihinde sebepsiz zenginleşmeye konu davayı öğrenmiş bulunmaktadır. Mahkememizde ikame edilen iş bu dava 27.12.2016 tarihinde açılmıştır. Bu haliyle Sebepsiz zenginleşme davası gerek 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu gereğince 1 ve 2 yıllık zamanaşımına uğramıştır. Bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekmiştir.
07/05/2018 tarihli bilirkişi raporundan özetle, Davaya konu kesinleşmiş yargı kararına dayalı 3.kişi alacağının, 2001 yılında taraflar arasında akdedilen ÎHDS tarihi öncesi … tarafından dağıtım tesislerinin işletilmesi kapsamında akdedilen sözleşme çerçevesinde … Müessese Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda söz konusu davanın davalısı vekili için mahkemece taktir edilen vekalet ücretinden kaynaklandığı, davacı tarafından icra dosyasına ödenen bedel kapsamında ödenmesi gereken bedelden İHDS nin 7.4 ve 7.6. maddeleri çerçevesinde davalı …’ın sorumlu olduğu, Davacının kesinleşen yargı kararına dayalı olarak icra dosyasına ödediği bedelle ilgili olarak 5.584,59 TL tutarı davalıdan talep etme hakkı olduğu, Dava öncesinde davacının davalıyı temerrüde düşürmemiş olması nedeniyle dava tarihinden itibaren faiz talep edebileceğinin değerlendirildiği,” şeklinde kanaat bildirmiştir.
28/03/2019 tarihli bilirkişi raporundan özetle, davaya konu olay dağıtım faaliyetinden, dağıtım tesislerinden ve dağıtım tesislerinin İHDS öncesi dönemde işletilmesinden kaynaklandığından sorumluluğun davalı … Ha ait olduğu, kesinleşmiş Mahkeme kararına istinaden davacı şirket tarafından yapılan ödemelerin muhatabı … olduğundan davacı şirketin rücuen alacak talebinin yerinde olduğu, Malatya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası yönünden 15.01.2008 ödeme tarihi itibariyle toplam borç miktarının 6.131*81 TL olarak hesaplandığı, Davacı şirket tarafından bu dosya için 15.01.2008 tarihinde 6.023,95 TL ödeme yaptığı, Davalı kurumun zamanaşımı ve sair itirazlarının değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin yetkisinde olduğu, ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 43,58-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/03/2021