Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/930 E. 2021/568 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/930
KARAR NO : 2021/568

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2016
KARAR TARİHİ : 14/07/2021
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 06/08/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili asıl davada iddiasında özetle; davalı şirketin %10 hissedarı olduğunu, şirket kuruluşu sonrasında şirketin sermayesinin kısıtlı olması ve amaçları gerçekleştirme hususunda yetersiz kalınması sebebi ile gerek müvekkili gerekse diğer ortakların şirkete borç nakit para verdiklerini, müvekkilin şirkete banka aracılığı ile 739.590,00 TL nakit para verdiğini, bu bedelin 10.000,00 TL’ lik kısmının şirket sermayesinin ödenmesi adına yatırıldığını, 579.590,00 TL olan kısmın müvekkilin eşi … adına kayıtlı … Bankası … Şubesinin 11521167 no.lu müşteri hesabından muhtelif tarihlerde gönderildiğini, 30.000,00 TL’ nin … adına kayıtlı banka hesabından 04.09.2012 tarihinde, 110.000,00 TL tutarın … tarafından … Şubesi … no.lu hesabından 21.04.2015 tarihinde, 10.000,00 TL tutarın 10.07.2013 tarihinde yatırıldığını ve “… ev satışından” notu ile davalı şirket kasa hesabında görüleceğini, müvekkili tarafından şirkete yatırılan paraların müvekkil ve diğer ortaklara yapılan daireler satıldığında ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkiline satılan ve eşi … adına tescil edilen dairenin bedelinin 450.000,00 TL olarak belirlendiğini %18 KDV uygulanarak 531.000,00 TL tutarla 01.07.2016 tarihinde fatura edildiğini, faturalandırma işlemi sonrasında kalan alacağın tespiti için talep edilen kayıtlarda 01.01.2015-31.12.2015 tarihli ve 01.01.2016-31.03.2016 tarihli mizanların incelendiğini, “ortaklara borçlar” başlıklı 431.03 kodu ile düzenlenen kayıtta müvekkilin 165.000,00 TL alacaklı olduğunun görüldüğünü, müvekkilin şirkete ödediği bedelin 729.590,00 TL olduğunu, taşınmaz bedeli olan 531.000,00 TL mahsup edildiğinde kalan bakiye farkın 198.590,00 TL olacağını, müvekkili adına şirket tarafından yapılan bir harcama olmadığını, müvekkilin şirkete her hangi bir borcunun bulunmadığını, bu farkın müvekkiline iade edildiği ya da müvekkili adına ne şekilde harcandığı hususunun ispatının davalı şirketin yükümlülüğünde olduğunu, davalı şirket kayıtlarında ortaklara borçlar adı altında müvekkilinin alacağının 165.000,00 TL görülmesi nedeni ile bu bedelle dava açıldığını fazlaya ilişkin haklarının ve dava haklarının saklı tutulduğunu, Ankara … Noterliğinin 28.10.2016 tarih ve .. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı yandan 165.000,00 TL’ nin ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalının Ankara … Noterliğinden …yevmiye numaralı ihtara cevapta alacağın bulunmadığını iddia ettiğini, tüm bu nedenlerle … bu davanın açıldığından bahisle; davalarının kabulü ile müvekkilin davalı şirketten olan alacağının tespitini, şimdilik 165.000,00 TL kısmının ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Davalı vekili asıl davadaki savunmasında özetle; Davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kabul beyanı içermemek kaydıyla davacının şirketten bir alacağının mevcut olduğunun kabulü halinde dahi talep edilen alacağın belirlenebilir ve muaccel bir alacak olmadığını, davacıya devredilen taşınmazın 450.000.00 TL+ KDV tutarındaki değerin avans niteliğindeki satış miktarını içermekte olduğunu, tapuda yapılan işlemin bu miktar esas alınarak yapıldığını, taşınmazların emsal değerinin yapı kullanma izni alınmasından sonraki hesaplamalara göre tespitinin mümkün olduğunu, davalı şirketin tapuda ‘‘…. Parselde” kayıtlı bulunan taşınmazı, 10.04.2013 tarihinde T.C. Özelleştirme İdaresi’ nden 2.832.000,00 TL bedelle satın aldığını, sözü edilen arsa üzerinde tasdikli projesinde çoğunluğu villa tipi yapıdan oluşan ve 32 adet bağımsız bölümü içeren inşaatın yapımına ise 15.07.2013 tarihinde yapı ruhsatı alınarak başlandığını, şirketin yüklenimi altındaki imalatların bağımsız bölümler ile ortak alanlardaki bir kısım eksiklikler dışında 31.12.2016 tarihinde tamamlandığını, mevcut eksiklikler nedeniyle henüz yapı kullanma izni alınamadığını, site yönetim kurulu ve genel kurulda ele alınarak bildirilen eksikliklerin tamamlanmak üzere olduğunu, yapı kullanım izin belgesinin bu eksiklikler giderildiğinde alınacağını, şirket ortaklarının inşa edilen yapıdan bağımsız bölüm alması durumunda belirlenecek fiyatın tespitinin dava nedeniyle değerlendirilmesi gereken bir sorun olduğunu, şirket ortaklarının inşa edilen … Sitesi’nden bağımsız bölüm alması durumunda belirlenecek fiyatın yürürlükteki mevzuat uyarınca emsal bedel esasına göre olması gerektiğini, müvekkili şirketin aktifindeki arsa üzerine inşa ettiği otuz iki bağımsız bölüm ve site ortak alanlarından oluşan yapıdan sattıkları bağımsız bölümlerin imal ettikleri emtia niteliğinde olduğunu, inşaatın bitiminden önce özel sözleşme veya satış vaadi ile veya arsa payı üzerinden kat irtifakı kurularak yapılan satışlarda bir teslim veya hizmet mevcut olmadığından alınan bedellerin de avans niteliğinde olduğunu, bağımsız bölüm ve site ortak alanlarında bulunan eksikliklerin tamamlanıp yapı kullanım izin belgesinin alınması ile birlikte maliyet bedelinin ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin zorunluluk olmamasına rağmen avans hükmünde olmak üzere 450.000,00 TL+KDV tutarında fatura düzenlediğini, inşaat tamamlanarak yapı kullanma izin belgesinin alınmasını müteakip çıkarılacak maliyete istinaden emsal bedelin tespit edileceğini, bu bedele istinaden fark faturası düzenlenerek tapu harcı hesaplanarak ortaklarıyla o tarih itibariyle cari hesap mutabakatı yapılacağını, vekil eden şirketin sermayesinin 100.000,00 TL olduğunu, yukarıda bahsi geçen imalatları bu sermaye ile yapmasının mümkün olmadığını, sermaye yetersizliğinden dolayı şirket ortaklarınca şirkete yapılan imalat ve giderler için ödemeler yapıldığını, ortaklar tarafından şirkete yatırılan paraların sermayeye ilavesi veya nakden artırılması suretiyle şirket sermayesinin artırılması zorunluluğu ortaya çıktığını, davacının her seferinde bu işlemi engellediğini, en son hükümet komiserinin katılımıyla yapılmasının karar altına alındığı genel kurul toplantılarına da katılmadığını, davacının şirketten olan mevcut bir alacağının varlığının kabulü halinde dahi inşaatın maliyet ve emsal bedelleri tespit edilmeksizin, tespit edilen emsal bedelin davacının cari hesabına kaydı yapılmaksızın belirlenebilir ve talep edilebilir olmadığını belirterek davanın reddinini talep etmiştir.

3. Birleşen dava davacısı vekilinin iddiasında özetle; davalının, müvekkili şirketin ortağı olduğunu, …. parselde kayıtlı bulunan taşınmaz, 10/04/2013 tarihinde T.C. Özelleştirme İdaresi’nden 2.832.000,00 TL bedelle müvekkilince satın alındığını, arsa üzerinde Belediye İmar Müdürlüğü’nün tasdikli projesine göre çoğunluğu villa tipi yapıdan oluşan ve 32 adet bağımsız bölümden oluşan inşaatın yapımına başlandığını, yapı kullanma izninin ise 15/02/2018 tarihinde alındığını, taşınmazın 1 nolu bağımsız bölümünün davalıya 20/04/2015 tarihinde satıldığını, tapu devrinin davalının eşi adına yapıldığını, avans niteliğinde olmak üzere 531.000,00 TL tutarında fatura düzenlendiğini, davalının bağımsız bölümüne isabet eden maliyet bedelinin daha sonra 699.600,47 TL olarak belirlendiğini, bağımsız bölüme isabet eden maliyet bedeline %5 yüklenici karı ve %18 KDV oranı uygulandığında satış bedelinin 866.804,95 TL olduğunu, oluşan fark bedel için davalıya ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmediğini, 335.804,95 TL tutarındaki alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek Merkez Bankası tarafından belirlenen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
4.Birleşen dava davalısı savunmasında özetle; asıl davadaki beyanlarını tekrarla, dava konusu gayrimenkul bedelinin davacıya ödendiğini, tapunun eşi adına çıkartıldığını, taşınmaz satışının böylelikle sona erdiğini, davacının iddialarının doğru olmadığını, kendilerinin açtıkları dava üzerine bu davanın açıldığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

5.Deliller: Tarafların dayandığı tüm deliller, tapu kayıtları getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.

5.1.Bilirkişi heyet raporunda özetle; Dava konusu taşınmazın 450.000 TL bedel karşılığı dava dışı … adına 20/04/2015 tarihinde satışı yapıldığı, inşaatın tamamlanma seviyesinin 10/02/2016 tarihinde %100 olduğu, yapı kullanma izin belgesinin dava tarihinden sonra 15/02/2018 olduğu, Davacının yaptığı ödeme miktarının 739.590 TL olduğu, sermaye payı karşılığının 20.000 TL olduğu, davalının davacıya 70.000 TL iade ettiği, tapu tarihine göre taşınmazın değerinin 545.210 TL olduğunu ve buna göre davacının bakiye alacağının 104.380 TL olduğu, inşaatın tamamlanma tarihine göre taşınmazın değerinin 579.620 TL olduğunu ve buna göre 69.970 TL olduğunu, dava tarihine göre taşınmazın değerinin 591.620 TL olduğunu, buna göre davacının alacağının 57.970 TL olduğunu belirtilmiş, 18/12/2020 tarihli ek raporda, yapı kullanma izin belgesinde 450 m2 olsada bu miktara havuzun dahil edildiği, havuz hariç projedeki inşaat alanının 401 m2 olduğu belirtilerek, buna göre yapılan hesaplamada, davacının alacağının tapu tarihine göre 136.200 TL, inşaatın %100 tamamlanma tarihine göre 104.010 TL, dava tarihine göre 92.010 TL olduğu belirtilmiştir.

6.Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Asıl dava, ortağı olduğu şirkete verilen borç sebebi ile alacak davası, birleşen dava ise, taşınmaz satışı sebebiyle bakiye alacağın tahsili davasıdır.

Asıl dava davacısının davalı şirket ortağı olduğu, davalı şirkete 729.590 TL ödeme yaptığı, dava konusu taşınmazın davacının eşi adına 20/04/2015 tarihinde satışının yapıldığı konusunda ihtilaf olmamakla birlikte, davacının davalı şirkete yaptığı ödemeler sebebi ile bakiye alacağının olup olmadığı, birleşen dosya davacısı şirketin, birleşen dosya davalısından taşınmaz satışından bakiye alacağının olup olmadığı konusunda taraflar arasında ihtilaf olduğu anlaşılmıştır.

Davacı …’un, … adına yapılanlarda dahil olmak üzere davalı şirket nam ve hesabına 729.590 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında, dava konusu taşınmazın satışına ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Taşınmazın 450.000 TL bedel karşılığı dava dışı … adına 20/04/2015 tarihinde tapuda satışı yapılmış, 01/07/2016 tarihinde 450.000 TL + %18 KDV 81.000 TL olmak üzere toplam 531.000 TL bedel üzerinden … adına fatura düzenlenmiştir. Davalara konu taşınmazın, inşaatın tamamlanma tarihindeki değerinin bilirkişi raporuna göre 579.620 TL olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi heyeti 18/12/2020 tarihli ek raporunda bu değeri farklı bulmuşsa da bunun sebebinin, kök raporda yapı kullanma izin belgesinde belirtilen inşaat toplam alanı 450 m2 belirtildiğinden, bu miktar üzerinden değerin hesaplandığı, ek raporda ise havuz çıkartılarak taşınmazın 401,09 m2 olduğu belirlenerek, taşınmazın değerinin 545.580 TL olduğu belirtilmişse de, yapı kullanma izin belgesindeki miktar asıl olduğundan, mahkememizce kök raporda belirtilen 579.620 TL esas alınmıştır. Davacının 20.000 TL sermaye payı olduğu, davalı şirketin ise davacı ortağa 70.000 TL iade ettiği gözetildiğinde, davacı tarafından ödenen bedel olan 739.590 TL’den, davacının sermaye pay olan 20.000 TL, davalının iade ettiği 70.000 TL ve davacıya satılan taşınmazın tamamlanma tarihindeki değer olan 579.620 TL düşüldüğünde, davacının 69,970 TL alacağının olduğu görülmekle, asıl dava yönünden bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne, davalının temerrüt tarihi olan 04/11/2016 tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, birleşen dava yönünden ise davacı şirketin taşınmaz satışından alacağının olmadığı, bilakis şirket ortağı olan davacıya borcu olduğundan, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE 69.970 TL’nin 04/112016 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.779,65 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 2.817,79 harcın mahsubu ile kalan 1.961,86 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.846,99 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 276 TL tebligat ve posta gideri, 500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 776 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 329,07 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 9.896,10 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 12.977,85 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,

B-BİRLEŞEN ANKARA …. ASLİYE TİC. MAH. … E. SAYILI DOSYASINDA:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında peşin alınan 5.734,71 TL harçtan mahsubu ile artan 5.675,41 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 31.956,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
5-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)