Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/919 E. 2021/228 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/919 Esas
KARAR NO : 2021/228

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2016
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı Vekili sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilin, davalı şirket … Elektrik San. ve Tic. Ltd. Şti. ile aralarında iş yapmış oldukları; müvekkilin davalı şirkete toplam 42.589,61 TL’lik iş yapmış olduğu; ödemenin gerçekleşmediği; bakiye borcun 65.553,27 TL olduğu;
Bu iş karşılığında, nolu 3.243,19 TL bedelli, nolu 6.920,70 TL bedelli, nolu 26.941,00 TL bedelli, nolu 1,77 TL bedelli, nolu 1.770,00 TL bedelli, nolu 4.162,95 TL bedelli faturaların kesildiği; Faturaların ödenmediği gibi davaya konu icra takibine haksız olarak itiraz edilerek takibin durdurulduğu; Faturaya konu işin yapılarak davalıya teslim edildiği; İtirazın iptali; Replik dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde anılan senetler ve yapılan havalenin müvekkil firmaya değil, müvekkilin eski ortağına verilmiş olduğu; müvekkile olan borca mukabil bir ödeme olmadığı; davalının borç miktarı 42.589,61 TL iken, 65.553,27 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı yönündeki iddianın asılsız olduğu hususlarını arz ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı Vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkil şirket arasında malzeme alımına ilişkin ticaret yapıldığı; bu ticarete ilişkinde davacı tarafından kesilen faturalar akabinde müvekkil şirketten senet alındığı; bu senetlerinde müvekkil tarafından günü gününe ödendiği; 15.09.2013 tarihli 40.000.- TL bedelli senet, 05.12.2013 tarihli 25.000.-TL bedelli senet, 10.05.2013 tarihli 22.137.- TL bedelli senet, 30.12.2012 tarihli 37.500.- TL bedelli senet, 15.04.2013 tarihli 22.000.- TL bedelli senet, 30.07.2013 tarihli 30.000.- TL bedelli senet, 25.06.2013 tarihli 18.500.- TL bedelli senet, 30.01.2014 tarihli 20.872,50 TL bedelli senet, 20.08.2013 tarihli 30.000.- TL bedelli senet, 10.03.2014 tarihli 20.872,50 TL bedelli senet, 24.09.2013 tarihli 12.000,00 TL bedelli davacı şirkete yapılan havale dekontu, Müvekkilin davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığı; müvekkilin üzerine düşen tüm ödemeleri yapmış olduğu; dava dilekçesinde, davacı ve davalı arasında 42.589,61 TLTik ticaretin yapıldığının söylendiği; fakat bakiye borcun 65.553.27 TL olduğunun belirtildiği; bu durumun dahi açılan davanın kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğu; yukarıdaki ticarete ilişkin verilen senetler ve ödemeler incelendiğinde yapılan ticaretin çok daha fazla olduğunun ve müvekkilin tüm ödemeleri yaptığının görüleceği; dava dilekçesinde belirtilen 023107 nolu 4.162,95 TL bedelli 19.08.2016 tarihli faturanın ne müvekkile gönderildiği ne de defter ve kayıtlarına işlediği; böyle bir faturanın dahi olmadığı; diğer faturaların durumunun da bilinmediği; davacının kötüniyetli olarak hiçbir alacağı olmadığı halde müvekkil şirketten tahsilat yapmaya kalktığı; davanın reddi; düplik dilekçesinde özetle; 10.02.2013 tarihinde mal alımına dayalı ticaretin başladığı ve 31.10.2013 tarihinde bitmiş olduğu; müvekkili şirketin cari hesap defterinde de davacı şirketin kesmiş olduğu faturalar ve buna ilişkin ödeme yapılan senetlerin ve ödemelerin açıkça yazıldığı; burada da açıkça görüldüğü gibi 30.01.2014 vadeli, delil listesine ekli ,… şirketine yazılan 20.872,50 TL bedelli ve yine 10.03.2014 vadeli … şirketine yazılan 20.827,50 TL bedelli senetlerin; delil listesine ekli banka ödeme dekontuyla müvekkil tarafından ödendiği ve borcun sıfırlandığı; bu ödemelerden sonra aradaki ticaretin bitmiş olduğu; cari hesap defterinde de borcun sıfırlandığının açıkça belli olduğu; davacı şirketin dava dilekçesinde belirttiği faturaların altında HESAP BAKİYESİ’nin yani son kalan borcun belirtildiği; davacı şirketin kesmiş olduğu ve dilekçesinde belirttiği son tarihli faturasının 24.10.2013 tarihli 516971 numaralı 1.770,00 TLTik fatura olduğu; bu faturanında dilekçe ekinde sunulduğu; bu faturada son kalan hesap bakiyesinin faturada yazdığı gibi 41.743,65 TL olduğu; bu son kalan bakiyeye ilişkin de müvekkilin 30.01.2013 vadeli 20.872,50 TL ve 10.03.2014 vadeli 20.872,50 TL bedelli senetleri (alacaklısı …) davacı şirkete vermiş olduğu; bu senetlerde DEKONTTA AÇIKLAMASI AYRINTILI YAZDIĞI GİBİ davalı müvekkil tarafından davacı şirketin yönlendirmesi ile dekontta belirtilen hesaplara ödendiği ve borcun sıfırlandığı; ödenen senetlerin davacı şirket tarafından müvekkile gönderildiği; bu senetlerinde dilekçe ekinde sunulduğu; hususlarını arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; itirazın iptali davasına ilişkindir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.05.2019 tarih ve 2017/19-823 Esas, 2019/553 E. Sayılı kararında ” faturayı alan kişi 8 gün içinde faturaya itiraz etmezse, faturanın dayandığı temel borç ilişkisinin bulunmadığının faturayı alan kişi tarafından ispat edilmesi gerekir. Ancak, faturayı alan kişi, öngörülen süre içinde faturaya ve bununla birlikte temel borç ilişkisine de itiraz ederse, genel hükümler çerçevesinde ispat yükü faturayı düzenleyen tacire ait olacaktır.” şeklinde karar verilmiştir.

05/01/2018 tarihli Mali Müşavirden alınan rapordan özetle, tarafların ticari defterlerindeki fatura kayıtlarının ve dava konusu 6 adet toplam 42.589,61 TL fatura kayıtlarının örtüştüğü; bu anlamı ile davacının mal teslimin ispatlamış olduğu ve bedelini almaya hak kazanmış olduğu; davacının kendi ticari defterlerine göre 41.745,40 TL alacaklı olduğu; kendi ticari defterlerinin aleyhine delil olması nedeni ile bu tutar 41.745,40 TL’den fazla alacak talebinde bulunamayacağı; tarafların ticari defterlerindeki toplam 288.602,20 TL tutarındaki ödemelerin örtüşmekte olduğu; Sayın Davalı Vekilinin dava dilekçesinde iddia ettiği ödemelerin bu tutarlar ile ilgili olarak taraflar arasında yapılan dava konusu olmayan ticarete ilişkin ödemeler olduğu; taraflar arasındaki ödemelere ilişkin mutabakatsızlığın davalının belge sunarak 30.01.2014 vadeli 20.872,50 TL tutarlı ve 10.03.2014 vadeli 20.872,50 TL tutarlı toplam 41.745.- TL tutarındaki 2 adet senedi banka dekontu sunarak ödemiş olduğunu iddia etmesinden ve bu ödemelerin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı; davalının borçlu davacının alacaklı olduğu 30.01.2014 vadeli 20.872,50 TL tutarlı senedi; davalının, davacıya teslim etmiş olduğuna dair, davacının eli ürünü bir kanıt sunarak ödemesini ispat etmesi gerektiği; davalının borçlu davacının alacaklı olduğu; 10.03.2014 vadeli 20.872,50 TL tutarlı senedi; davalının, davacıya teslim etmiş olduğuna dair, davacının eli ürünü bir kanıt sunarak ödemesini ispat etmesi gerektiği; takip tarihinden sonra asıl alacağa işleyecek % 10,50 değişen oranlarda ticari temerrüt faizi talebinin 3095 sayılı yasanın 2/2. maddesine uygun olduğu şeklinde kanaat bildirmiştir.
Dosyaya sunulan bono ve bononun ödendiğine dair ödeme dekontlarını sunulduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda ve davacının iddiasından 2 adet bono bedelinin şirkete ödenmediğinin, bu nedenle alacaklı olduklarını iddia etmişlerdir.
Bonolarla birlikte sunulan ödeme dekontları incelenmiş, uyuşmazlığa neden olan 30.01.2014 vadeli, 20.872,50.TL tutarlı bono, 03.02.2014 tarihli … Katılım Bankası’na ait dekont ile …’ın … Bankası’ndaki hesabına açıklama kısmında “30.01.2014 vd senede istinaden … Senedi” ödeme yapıldığı, 10.03.2014 vadeli, 20.872,50.TL tutarlı bono, 12.03.2014 tarihli … Katılım Bankası’na ait dekont ile …’in … Bankası’ndaki hesabına açıklama kısmında “10.03.2014 VD senede istinaden … Elektrik” açıklaması ile ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalının dava konusu borcun şirketin eski ortağının hesabına ödendiğine dair iddiada bulunulmuştur.
Dosyaya sunulan belgelerden, taraflar arasında açık hesap şeklinde hesap tutulduğunu, bu hesaba ilişkin borcun bonoya bağlandığını, bonoların da banka hesabına yapılan havalelerle ödendiği anlaşılmaktadır.
Açık hesabın bakiyesini oluşturan iki adet bononun 03.02.2014 tarihinde ve 12.03.2014 tarihli havaleler ile şirket çalışanlarının hesaplarına ödenmiştir. Davacının iddia ettiği gibi şirketin eski ortakları değildir. Ödeme dekontlarının açıklama kısmında ilgili bonoların tarihi ve tutarları birbiri ile örtüşüyor olması borcun ödendiğine işaret etmektedir. Davalı tarafından da bonoların suretlerinin dosyaya sunuluyor olması, borcun ödenerek bonoların teslim alındığına delalet etmektedir. Bu haliyle davalı borcunu ödemiştir. Davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı anlaşılmıştır. Davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE, Kötüniyet tazminat talebinin reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 781,69-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde*6) göre hesaplanan 9.322,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/03/2021

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR