Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/875 E. 2021/261 K. 12.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/875 Esas
KARAR NO : 2021/261

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2016
KARAR TARİHİ : 12/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili, … Marka … …tipli klimalı..Model 27+1+1 kişilik küçük otobüsü 07/10/2016 tarihli 703646 numaralı fatura ile … Ankara ili yetkili satıcısı davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden sıfır km. De otobüs satın almış, muayenesine ihtiyaç olmayan aracın satın atımından yaklaşık bir hafta sonra araç 2-3 kez personel servisi yaptıktan sonra arka bagaj kısmında yan direklerin boyasında oluşan, çatlaklar üzerine müvekkili malın ayıplı olabileceğini fark etmiş ve 14.10.2016 tarihinde aracı ….Ankara adresinde bulunan … … yetkili servisine gitmiş, Yetkili Serviste bulunan müdür ve çalışanlar, ilk önce arka kısımda bagaj ve bagaj yan direklerinde hasar olduğu, arka camın orijinal olmadığını farkettiklerini beyan etmiş olsalar da daha sonra servis fişi istenildiğinde servise girişe dair evrak vermediklerini, tüm gün akşama kadar hem müvekkilini hem de servis aracını işinden alıkoymuş oldukları, bu nedenle müvekkilim bakımından hak kaybı olmamasını temin amacıyla yetkili servise gelinerek bulunulan ayıp ihbarına rağmen ayrıca …. Noterliği’nin 17/10/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunulmuştur. İhtarnameye davalı tarafından yanıt verilmemiş, zararın giderilmesine dair de fiilen hiçbir girişimde bulunulmamış, 13.11.2016 tarihinde fabrikadan gelen teknik ekibin talebi üzerine müvekkili yine aynı servise aracı götürmüş gelen teknik ekip otobüsün kazalı olmadığını düşündüklerini ancak vinçle kaldırılırken otobüsün kasılmış/eğilmiş olabileceğini beyan etmişler, böylece malın ayıplı olduğunu ikrar etmiş olduklarını, müvekkili teknik ekibin beyanına ilişkin evrak vermemesi üzerine video kaydı ile aracın hasarlarını kaydetmiş olduğunu, otobüsün yamuk olma ihtimalini bu şekilde rahatlıkla beyan eden davalı şirket görevlilerinin davranışının iyi niyetle izahına imkan olmadığını, müvekkili C plaka olarak okul ve personel taşımacılığı yapmak için kullanılan aracına trafik tescil, muayene, plaka aktarımı, rehin, banka kredisi, sigorta, okul paketi araç giydirmesi ve benzeri bir çok masraf ettiğini, ayrıca sıfır kilometrede araç, davalı tarafından ayıpsız olması gerekirken kazalı/ayıplı olarak, tamir ile gizlenerek satmış olduğundan aracın değer kaybı bulunduğunu, müvekkili aldığı araç bakımından maddi kaybı oluştuğu, aracın yapılacak muayenede başkaca ayıpların çıkabileceğini, tüm bu hususlar bakımdan tespit taleplerinin bulunduğunu, araçtaki değer kaybı ve yaptığı giderler gibi maddi zararları bakımından fazlaya ilişkin her türlü talep haklarını saklı tuttuklarını, yargılama esnasında tespit olacak nedenlerle sayın mahkemece müvekkiline ait aracın sıfır kilometre olarak çatılan bir araç olması nazara alınarak ayıplı mal olduğunun ve bu nedenle müvekkilinin isteyebileceği ayıp oranında bedel indirimi miktarının tespiti ile bu tutar bakımından müvekkili tarafından verilen 10.11.2016 vadeli 84.500 TL bedelli tek bono bakımından müvekkilinin borçsuzluğunun tespitini talep etmekte olduklarını, dava konusu bono henüz icra takibine konu edilmemiş olup, bu nedenle icra takibine başlanamamasının, alacak davasına veya ihtiyati hacze konu edilememesinin temini yönünde ihtiyati tedbir karan verilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA
Davalı … Tic. Ltd. Şii. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği araç, davacıya müvekkili şirket tarafından hatasız olarak testim edilmiş olup, iddia edilen sorunlar aracın kullanımından kaynaklanmış olduğunu, müvekkili şirket aracın yalnızca satıcısı konumunda olup, aracı üreten konumunda olmadığı, davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği gibi davacının aracını onarım sürecinde de hiçbir şekilde rol almadığını, bu nedenle müvekkili şirketin dava dilekçesinde belirtilen iddialarda hiçbir kusuru bulunmadığından davanın reddedilmesi gerekmekte olduğunu, işbu talepleri kabul görmediği takdirde, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, herhangi bir hak kaybına uğramamak için davanın … Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş.’ne ihbar edilmesini talep ettiklerini, yukarıda açıklanan gerek de resen dikkate alınacak sebepler ile haksız bir şekilde ikame edilen işbu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ettikleri belirtilmiştir.
Dava konusu araç davacıya, davalı şirket tarafından satılmış ve teslim edilmiş, müvekkili şirket aracın üreticisi olup üretimi tüm araçlarda olduğu gibi bu araçta öncelikle uzun birAR-GE süreci sonrası geliştirilerek seri üretimine başlanan ve üretim aşamasında da birçok noktada hassas kontroller sonrası üretimi gerçekleşen araç olduğu, söz konusu araç ayıpsız ye noksansız bir şekilde imal edilerek davalı şirkete teslim edilmiş, davalı şirket de aynı şekilde davacıya teslim edilmiş olması hayatın olağan akışı olduğu, davacının dilekçesinde belirttiği hususların hukuki dayanağı olmadığını, HMK gereği iddiada bulunan tarafın ispatla yükümlü olduğu açık iken davacının iddiaları arasında yer alan aracın kazalı olduğu, camın orijinal olmadığı ve benzeri hususların servis çalışanlarının beyanı olduğu şeklindeki iddiaların ispata muhtaç olduğu, kaldı ki araçta herhangi bir ayıp olmadığı, yoktur. Davacının araçta varlığını iddia ettiği hususlar aracı ilk teslim halinde basit muayene ile anlaşılabilecek hususlar olduğu halde aracın tesliminde bu yönde bir beyanı olmayan davacı daha sonra bu hususları ileri sürmekte olduğunu, bu nedenle, davacı iddiaları hukuki mesnetten yoksun olup davanın reddine, masraf ve ücreti vekaletin de davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; takip öncesi menfi tespit davasına ilişkindir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “MENFİ TESBİT VE İSTİRDAT DAVALARI:
Madde 72 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/43 md.)
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” hükümlerini haizdir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ” Madde 219- Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.

7. ALICININ SEÇİMLİK HAKLARI
A. GENEL OLARAK
Madde 227- Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
Davacı alıcı TBK 227 anlamında 3 fıkra kapsamında aracın onarılması ve genel hükümlere göre araç değer kaybı ile mahrum kalınan kar alacağını talep etmiştir.
Aracın hasarlı olup olmadığı, kullanımdan kaynaklanıp kaynaklanmadığı yönünde bilirkişiden yardım istenmiş, bilirkişi tarafından araçtaki hasarın kullanımdan kaynaklanmadığı, aracın onarım ve hasar izini taşıdığı tespit edilmiştir. Bu haliyle araca davacı tarafından zarar verilmediği, satıcı tarafından zarar verildiği ya da zararlı aracın satışının yapıldığı anlaşılmıştır. Ayıptan imalatçı ve satıcı müteselsilen sorumludur. Dosyaya sunulan belgelerden servis olarak kullanıldığı dosyaya sunulan belgelerden ve plakasından anlaşılmıştır. Bu nedenle aracın servis olarak kullanılamamasından kaynaklanan zarardan da sorumlu tutmak gerekmiştir. Aracın parça ve işçilik maliyeti, aracın piyasa fiyatına göre değer kaybı ve aracın mahrum kaldığı kar kaybı hesaplanmış, davalıdan satıcı sıfatıyla tazminine karar vermek gerekmiştir.
29/07/2018 tarihli bilirkişi raporundan özetle, Dava konusu …. plakalı, … marka, ….(İnceleme tarihinde araç 2 yaşında) 27+1+1 kişilik tek katlı küçük otobüsün mevcut durumu itibariyle yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; Dosyaya ibraz edilen ve tespit araca ait olduğu belirtilen arızalı ve hasarlı kısımların araç kullanımından kaynaklı olmadıkları, aracın onarım ve hasar izini taşıdığı, Araçta mevcut oldukları tespit edilen yanlış ve eksik onarımların yeniden yapılabilmesi için toplam parça, malzeme ve işçilik bedelleri toplamının 13.000,00 TL olacağı, Aracın mevcut hasar onarımları için aracın işten geri kaldığı 17 günlük süre içinde iş kaybından dolayı gelir kaybı zararının hesaplanması, servis taşımacılığı yapılan kurum veya kuruluşlar arasında tanzim edilmiş sözleşme içeriğine göre muhasebe kayıtlarından tespiti ile mümkün olabileceği hususu, Sayın Mahkeme’nin takdirlerinde bulunduğu, Aracın tespit edilen arka kısmının hasarlarının yeniden onarım ile boya işlemlerine tabi tutulmasından dolayı hasar izlerini taşıyabileceği ve bu nedenle aracın hasarsız muadillerine göre değerinden 15.000,00 TL daha düşük olacağı, değerinden değer kaybı oluşabileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 06/03/2021tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerimizi bilirkişi raporu nezdinde 22.180,13 TL artırarak 32.180,13 TL olarak ihtarname tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte ıslah ediyoruz.Yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olup hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 13.000,00-TL malzeme ve onarım bedelinin, 15.000,00-TL araç değer kaybının, 4.180,13-TL araç yoksunluğu kar kaybının ihtar tarihi olan 17/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 2.198,22-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 549,57-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.648,65-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 4.827,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 29,20-TL Başvuru Harcı, 170,78-TL Peşin/nisbi Harcı, 378,79-TL Islah Harcı, 825,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.403,77TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/03/2021

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR