Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/450 E. 2021/247 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2016/450 Esas
KARAR NO : 2021/247

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/05/2016
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ciro silsilesi sonucu müvekkili şirketin eline geçen … Bankası A.Ş. …/ANKARA Şubesi’ne ait 10.01.2014 keşide tarihli, B-7130639 çek numaralı, 115.000,00 TL bedelli çek ile … Bankası A.Ş. …/ANKARA Şubesi’ne ait 06.12.2013 keşide tarihli, B-7130638 çek numaralı, 115.000,00 TL bedelli çeklerin Bankaya ibraz edildiğini ancak karşılıkları bulunmadığından her ikisine de “karşılıksızdır” işlemi yapıldığını, ibraz edilen çeklerin davalı banka tarafından … İş Ortaklığı adına basıldığını ve keşide edildiğini, daha sonra ciro yolu ile müvekkiline ulaştığını, … Bankası A.Ş. …/ANKARA Şubesi’ne ait 10.01.2014 keşide tarihli, B- 7130639 çek numaralı çekin tahsilatı için … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından, … Bankası A.Ş. …/ANKARA Şubesi’ne ait 06.12.2013 keşide tarihli, B-7130638 çek için ise … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından takip yapıldığını, ancak borçlunun yüklü borçları sebebiyle ilgili takiplerden tahsilat yapılamadığını, keşideci adi ortaklığın da ciranta olan diğer firmanın da herhangi bir malvarlığı bulunmadığını,… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10.07.2015 tarih ve …. Karar sayılı kararı ile … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin iflasına karar verildiğini, davalı bankanın, Çek Kanunu kapsamında çek hesabı açarken göstermesi gereken özeni, basireti ve dikkati göstermediğini, çek karnesi verirken borçlunun mali tablosunu incelemediğini, çek karnesi isteyen firma hakkındaki icra dosyalarını dikkate almadığını, bunun yanında tüzel kişiliğe haiz olmaması sebebiyle çek hesabı açılmaması gereken adi ortaklık adına çek hesabı açarak müvekkilinin zararının oluşmasında belirleyici olduğunu, Bankanın bu eyleminin hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin doğan zararlarını tazmin yükümlülüğü bulunduğunu, davalı bankanın, çek karnesi verdiği keşideciyi özenli şekilde araştırmadığını, mali tablosuna bakmadan kanunun kendisine yüklediği yükümlülüklere aykırı şekilde borçlu firmaya çek karnesi verdiğini, davalının, mali durumu elverişli olmayan ve de tüzel kişiliği olmayan adi ortaklığa 5941 sayılı kanuna aykırı olarak çek hesabı açması ve çek karnesi vermesi basiretli davranma ve özen yükümlülüğüne aykırılık oluşturduğunu, bu hususun Yargıtay içtihatları ile sabit olduğunu, yasadan kaynaklanan özen görevini yerine getirmeyen, gerek mali verileri, gerek hakkında icra takipleri gerekse tüzel kişiliğe haiz olmaması sebebiyle çek karnesi verilmemesi gereken adi ortaklığa basiretsiz ve özensiz davranışı sonucu çek karnesi veren davalı bankanın çeklerin karşılıksız çıkması ile müvekkili firmanın oluşan bu zararından kusuru sebebiyle sorumlu olduğunu, belirterek; davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları ve ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00 TL’nin işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dışı iş ortaklığına çek karnesi verilmesinin hukuka ve mevzuata uygun olduğunu, Yargıtay İçtihatlarından da anlaşılacağı üzere, müşterek iş ortaklıklarına veya adi ortaklık adına çek karnesi verilebileceğini, bankanın, çek karnesi düzenlenmesi ve tahsis edilmesi sırasında mevzuatın kendine yüklemiş olduğu tüm özeni gösterdiğini ve basiretli davrandığını, müvekkili bankanın, ilgili mevzuat gereği tüm inceleme ve istihbaratı yaptığını, dava dışı şirket ortakları ile Hem Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası hem de Kredi Kayıt Bürosu kayıtları incelendiğini, kayıtlara güvenilerek ve şirket için sunulan belgelerin çek karnesi verilmesi için eksiksiz olduğu ve çek karnesinin verilmemesi yönünde olumsuz bir koşulun bulunmaması dolayısıyla çek karnesi düzenlendiğini, ayrıca, … Ortaklığını kendisini oluşturan … İnşaat San. Tic. A.Ş ve Serel Yapı A.Ş’den ayrı olarak düşünülmemesi gerektiğini, zira iş ortaklığını oluşturan firmalarla davalı bankanın uzun yıllardır çalıştığını, geçmiş mali durumları hakkında da bilgi sahibi olduğunu, bununla birlikte, dava dışı iş ortaklığını oluşturan firmaların 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ait tüm çekleri ödenmiş olduğunu, gerek TCMB gerekse KKB nezdinde olumsuz herhangi bir kayıtları bulunmadığını, ayrıca gerek … İnşaat Şirketi gerekse Serel Yapı A.Ş nin müvekkili banka dışında diğer birçok banka ile de çalışmış olduklarını, İş Ortaklığı kurulduktan sonra, dava dışı iş ortaklığının mali yapısında sıkıntılar yaşandığını ve çekleri ödenmemeye başladığını, davacının, müvekkili bankanın gereken özeni göstermediği iddiasını bir takım Yargıtay Kararlarıyla desteklemeye çalıştığını, ancak dava dilekçesinde bildirilen Yargıtay Kararlarının tamamı, sahte evrak, sahte nüfus cüzdanı ve sahte sair belgeler neticesinde çek düzenleyen bankaların sorumluluğundan söz etmekte olduğunu, dava ile benzer nitelik göstermediğini, zira, çek karnesi düzenlenen iş ortaklığının ortaklarının çek karnesi alırken düzenlemiş oldukları herhangi bir sahte belgenin söz konusu olmadığını belirterek; davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; davalı bankanın eylemi nedeniyle doğduğu iddia edilen zararın tazminine yönelik alacak davasıdır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … karar sayılı ilamının gönderilmesi, kesinleşip kesinleşmediğinin bildirilmesi yönünde ilgili mahkemeye yazı yazılmış olup , 21/10/2016 tarihli yazı ile cevap verildiği görülmüştür.
….. İş Ortaklığı’na verilen çek karneleriyle ilgili işlem dosyasının istihbarat raporları, bilançolar vs. ile birlikte eksiksiz bir suretinin iş ortaklığına ve iş ortaklığını oluşturan şirketlerin bankada mevcut hesaplarına ilişkin hesap hareketlerini de gösterir işlem dosyalarının mahkememize gönderilmesi yönünde davalı banka Genel Müdürlüğü’ne yazı yazılmış olup, 16/01/2017 tarihli cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Bilecik Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazı yazılarak dava dışı … İnşaat’ın sicil dosyasından eksiksiz bir suretin gönderilmesi istenilmiş olup gelen cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odasına müzekkere yazılmış olup gelen cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Yargılama devam ederken davacı şirketin iflasına karar verildiği ve iflas kararın kesinleştiği görülmüştür.
TMSF’ye müzekkere yazılarak 2020/285 sayılı karara istinaden belirlenen İflas İdare Memurlarının Mahkememize bildirilmesinin istenilmesine, bildirildiğinde taraf teşkilinin sağlanması için ilgililere tebligat işlemlerinin yapılmasına karar verilmiş olup gelen cevabi yazıda 2. Alacaklılar Tolantısına kaim olmak üzere 17/09/2020 tarihli 2020/285 sayılı kararın verildiği ve karar suretinin Mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Dosyanın mahkememizce re’sen seçilecek finansçı, bankacı ve mali müşavir bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdii ile mahkemece yapılan uyuşmazlık tespiti çerçevesinde iddia ve savunmaları karşılar var ise tarafların kusur oranlarını belirler rapor alınmasına karar verilmiş olup 04/12/2017 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle; dava konusu karşılıksız çeklerin bedelinden bankanın sorumlu tutulmasının, gerçekte var ve faal olan bir firmanın çek müşterisi yapıldığı, bu firmanın istihbarat bilgilerinin olumsuzluk içermediği, çek yasaklısı da olmadığı dikkate alınarak dava konusu karşılıksız çeklerde yazılan meblağlardan bankanın sorumlu tutulmasının mümkün olamayacağı belirtilmiştir.
Bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı ve katılım fonlarını sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan ve hem mudileri hem de üçüncü kişileri koruyucu tedbirler almak ile yükümlü kuruluşlardır. Bankalar sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumundadırlar. Bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir (Battal, Ahmet; Güven Kurumu Nitelendirmesi Işığında Bankaların Hukuki Sorumluluğu, Ankara, 2001, s. 106). O hâlde, bankalar, ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2’nci maddesi gereğince; tacir, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. Nitekim bankaların, tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğü herhangi bir tacirden farklıdır. Bu sebeple bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlüğü şüphesiz daha ağırdır. Özellikle birer itimat kurumu olan bankaların, aldıkları mevduatları ve açtıkları çek hesapları ile çek hamillerini sahtecilere karşı özenle koruma yükümlülüğünün daha da arttığının kabul edilmesi gerekmektedir (Yılmaz, Süleyman; Hukuki Açıdan İnternet Bankacılığı, Ankara, 2010,
5941 sayılı Çek Kanunu’nun; “Bankanın araştırma yükümlülüğü, çek hesapları ve çek defterleri” başlıklı 2. maddesinde; “(1) Bankalar, çek hesabı açılması ile ilgili olarak bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını bu Kanun hükümlerine göre araştırırlar; ayrıca ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler.(2) Bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenlerin yasaklılık durumuna ilişkin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kayıtlarını, açık kimliklerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya sürücü belgesi örneklerini, yerleşim yeri belgelerini, vergi kimlik numaralarını, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını, esnaf ve sanatkâr olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili kayıtlarını almak ve çek hesabının kapatılması hâlinde bunları, hesabın kapatıldığı tarihten itibaren on yıl süreyle saklamakla yükümlüdür. Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler, bankaya kendileri ile ilgili olarak Türkiye ‘de bir adres bildirmek zorundadır. Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması hâlinde, çek düzenleyenin bankaca bilinen adresleri, talebi hâlinde hamile verilir.” Aynı yasanın “Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” başlıklı 5. maddesinde; “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılması hâlinde, altı ay içinde hamilin talepte bulunması üzerine, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da çek hesabı sahibinin yahut talepte bulunanın yerleşim yeri Cumhuriyet savcısı tarafından, her bir çekle ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilir. Bu fıkra hükmüne göre çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı, karşılıksızdır işlemine tabi tutulan çekin düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi hâlinde de verilir. “şeklindedir.
Somut olayda; dava dışı … İş Ortaklığı’nın Bankadan, 19.03.2013, 20.03.2013, 28.03.2013 ve 02.05.2013 tarihlerinde çek karnesi talebinde bulunduğu, Banka tarafından çek talebi için düzenlenen “Çek Karnesi Talep Form”larının İstihbarat Kısmında; -Karşılıksız Çekinin olmadığı, -Keşide Yasağı olmadığı, -Protestolu Senedi olmadığı, -Sorunlu Kredisi bulunmadığı, -Düzeltme Hakkı Kullanılan Çeki olmadığı, -Ödenmeyen Çeki olmadığı, ödendiği, Müşteri İstihbaratının olumlu olduğu, belirtilerek çek karnelerinin verildiği görülmüştür.
Dava konusu edilen çek suretlerinin incelenmesinde; dava dışı … İş Ortaklığınca dava dışı … Elektrik Sanayi Tic. Ltd. Şti. emrine ödenmek üzere keşide edilmiş ve adı geçen şirketten de davacı şirkete ciro yoluyla geçtiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili, davalı bankanın çek hesabı açılıp, çek karnesi verirken müşteriyle ilgili yasanın kendisine yüklediği inceleme ve araştırma yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu nedenle çek verilmemesi gereken müşteriye çek karnesi verilerek davacının zarara uğratıldığı iddiasıyla alacak talep etmiştir. Uyuşmazlığın davalı bankanın bankacılık işleminden dolayı kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir. Toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davalı bankanın kanunen üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği, ilgiliden istemesi gereken belgeleri aldığı, davacının uğradığı zararda herhangi bir kusurunun bulunmadığı, borçlu ve davacı arasında ticari ilişkinin tarafı olmadığı, bankanın eylemiyle davacının uğradığı zarar arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında peşin alınan 29,20-TL harçtan mahsubu ile eksik alınan 30,01-TL nin davacıdan alınarak hazine irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 1.000- TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
5-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza