Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/252 E. 2021/210 K. 01.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2016/252 Esas
KARAR NO : 2021/210

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 21/03/2016
KARAR TARİHİ : 01/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin davalı ile elektrik kullanımına ilişkin sözleşmesi bulunduğunu ve davalı şirketin davacı şirkete elektrik hizmeti sağladığını, ne var ki müvekkil şirkete ait ….66 adresinde bulunan ve plastik ve koruge imalatı yapan işyerinde elektriklerin tamamen kesildiğini, buna bağlı olarak da faz dalgalanması, 2 faz elektrik gelmesi, yüksek voltajlı elektrik gelmesi gibi durumlarla karşılaşıldığını, bu durumlarında davacı şirketin işyerinde bulunan araçların aksamasına ve zararına sebebiyet verdiğini, faz dalgalanması, 2 faz gelmesi, yüksek voltaj elektrik ve elektrik kesilmesi durumunda; koruge makinesinin anında durduğunu, milkovanda, tüpte, kalıptaki malzemelerin boşa gittiğini, bütün kafa,tüpün tekrar söküldüğü, temizlendiği, üzerinde ve içinde olan ürünlerin boşa gittiğini, elektrik düzeldiğinde tekrar makineleri ısıtmak için bir saatte yaklaşık 160 kWh boşa enerji harcandığı, kangal boru makinaları üzerinde bütün hammadde ve çekilmiş olan ürünlerin yarım kaldığı ve bu ürünlerin kesilerek hurdaya ayrıldığını, ürünlerin sorunlu çıktığını, bazen bir makineden 70-80 kilogram hammaddenin hurdaya gittiğini, bütün makinelerin baştan temizlendiğini, üretim olması için olan işgücünün boşa harcandığını, ürünlerde kalite sorunu yaşandığı, müşteri kaybına yol açıldığı,ürünlerin zamanında teslim edilemediği ve marka zararına uğrandığı,iş kaybı korkusu yaşandığını, galvanizli kanal üretimi yapan makinalann yazılım programlarının bozulduğunu, kesici ve delici kalıplara zarar verildiğini, 2 faz ve voltaj yüksekliğinden dolayı yanan motor pompa vesaire materyallerin hattı hesabının olmadığını, bu sorunlardan ötürü yıllardır davacı şirketin mağdur olduğunu, davalı kuruma yapılan başvurularda hiçbir netice alınamadığını, meydana gelen zararların tespiti amacıyla Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ….D.iş dosyası ile müvekkil şirkette uzman bilirkişi heyetince inceleme yapıldığını, bu incelemede bahsi geçen elektrik problemlerinin yaşandığı ve bu problemlerin davacı şirkette zararlara yol açtığının tespit edildiğini, sözleşmede ; “iş yerinin enerji aldığı şebekede yaşanacak faz kesilmesi ve gerilim düşümü hallerinde ürünler ve makine akşamlarında imalat hataları ile deformasyonlar yaşanabileceği görüş ve kanaatine varılmıştır” ifadelerine yer verildiğini, bilirkişi heyetinin rapor ve tespitlerinden de anlaşılacağı üzere davalı şirketin elektrik dağıtım sorumluluğunu tam olarak yerine getirmediğini, bu bağlamda davacı şirkette zararın doğmasına sebep olduğunu, doğan zarar miktarının tam olarak tespitinin taraflarınca mümkün olmadığını beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı şirketin uğradığı zarar bedelinin bir kısmı olan 5.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 03/02/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 125.435,23 TL ye çıkarmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalının davacının iddia etmiş olduğu zararlarda hiçbir kusuru ve sorumluluğu olmadığını, 21.12.2012 tarihli Resmi gazetede yayınlanan elektrik dağıtım ve perakende satışına ilişkin hizmet kalitesi yönetmeliğinin kullanıcı zararın tazmini başlıklı 26. Maddesi hükümlerine göre yapılan incelemede söz konusu tarih ve adreste müvekkil şebekesinden kaynaklı cihaz hasarlarına neden olabilecek bir arıza tespit edilemediği, elektrik piyasası müşteri hizmetleri yönetmeliğinin 4. maddesinin 34 bendine göre müvekkil şirkete ait alçak gerilim şebekesi ile bina girişleri irtibatını sağlayan yapı bağlantı hatları ile iç tesisatların mülkiyeti ve işletme sorumluluğunun müşteriye ait olduğunu, davacıya ait cihaz hasarlarının mülkiyetinde olan yapı bağlantı hattı veya bina iç tesisat arızasından kaynaklanmasının da mümkün olduğunu,yapı bağlantı hattı ve bina iç tesisatının ise müvekkil şirket sorumluluğunda olmadığı,davalı tarafından Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında yaptırılan tespitin müvekkilinin yokluğunda yapıldığını, bu şekilde yapılan tespitlerle müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığı, söz konusu rapora itiraz üzerine düzenlenen ek raporda bilirkişi heyetince;voltaj dalgalanmasının olup olmadığı, olduysa tarih ve zamanlarının tespiti hususlarının tespitinin teknik incelemeyi ve yargılamayı gerektirdiği dolayısıyla müvekkilin iddia edilen zarardan sorumlu olduğuna ilişkin görüşleri ulaşamadıklarını, kendilerinin yalnızca fiziki olarak mevcut durum tespiti yaptıklarını beyan ettikleri,dolayısıyla davacının iddia etmiş olduğu zararlara müvekkilinin neden olduğunun da tespit edilemediği, kabul anlamına gelmemek kaydıyla uzun yıllardır elektrik alan ve elektrik ihtisas konusu olan davacının zararı önlemek için akım düzenleyici, voltaj regülatörü, voltaj akım sabitleyici ve jeneratör ve sair tedbirler alabilecekken almamasının, böyle bir durum varsa yetkili dağıtım şirketine ihbar da bulunmaması sebebiyle kendisinden sadır olan bu durum karşısında “kimse kendisinden sadır olan kusuru başkasına izafe edemez ” kuralı gereğince davacının davalıya yöneltebileceği bir husumetinin bulunmadığını, davacı yanın kendi kusuru ile iddia etmiş olduğu zararın doğmasına yol açtığını beyanla davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Davanın konusu; Davalının abone sözleşme hükümlerine göre üstlendiği sürekli, kaliteli, enerji sağlama yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği, buna dayalı olarak davacı işyerinde meydana gelen kesintilerden kaynaklı maddi zararın oluşup oluşmadığı ve zarar meydana gelmiş ise taraflara izafe edilecek kusur bulunup bulunmadığı hususundadır.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanılmış, bu kapsamda; Abonelik sözleşmesi, davacının davalı şirkete yaptığı müracaat ve sonuçları, fatura suretleri ve tespit dosyası celp edilerek mahkememizce atanan bilirkişi heyetinden 02/10/2018 tarihli rapor, 02/03/2020 tarihli ek rapor ve 12/10/2020 tarihli 2. Ek rapor alınmış, davacı tanıkları dinlenilmiştir.
Alınan bilirkişi raporuyla davacı abonenin enerji aldığı trafo ve fiderde meydana gelen arızalara bağlı bildirimsiz kesinti yapıldığı, davalı kurumun mahkememize verdiği cevapta gözetilerek belirlenmiştir. Buna göre 2013 yılı içerisinde 65 kez olmak üzere 120 saat 23 dakika enerji kesildiği, 2014 yılı içerisinde 39 kez olmak üzere 77 saat 12 dakika enerji kesildiği, 2015 yılı içerisinde 26 kez olmak üzere 33 saat 37 dakika enerji kesintisi olduğu belirlenmiştir. Elektrik Dağıtımı ve Parekente Satışına İlişkin hizmet kalitesi yönetmeliğinin 16. Maddesinde bildirimsiz kesim sınır değeri 56 adet ve 48 saat olarak belirlenmiştir. 2013 yılında gerçekleşen kesinti sayısı ve kesinti süresi yönetmelikte belirlenen eşik değerin üzerinde olmuş, 2014 yılında kesinti sayısı eşik değerin altında kalmasına karşılık kesinti süresi itibariyle üzerine çıkılmış, 2015 yılında ise eşik değerler sayı ve süre olarak aşılmamıştır. 02/03/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda yönetmeliğin 16. Maddesine göre 2013 ve 2014 yılında tazminat hesabı yapılmış ise de yönetmeliğin 16. Maddesine göre yapılan tazminat hesabı gerçek zarar üzerinden değil, bir nevi kusursuz sorumluluk kapsamında belirlendiğinden mahkememizce yerinde görülmemiştir. Davacı taraf sadece cihaz arızasına dayalı olarak tazminat talep etmemekte ayrıca üretimde zaman kaydı, hammadde kaybı, işgücü kaybı gibi nedenlerden doğan zararının tespitini ve giderilmesini talep ettiğinden aynı yönetmeliğin 16/5. Maddesinde ayrıca teçhizat zararı olursa bunun giderileceği de hüküm altına alındığından yönetmelikte belirlenen kusursuz sorumluluğa dayalı tazminatın ayrıca TBK hükümlerine göre gerçek zarar oluşmuşsa talep edilmesini engellemeyeceği mahkememizce değerlendirilerek bilirkişilerden elektrik kesintisine dayalı olarak davacının iddia ettiği zararların oluşup oluşmadığı yönünde tekrar ek rapor istenilmiş ve bu kez mahkememizce hükme esas alınan 2. Ek rapor oluşturulmuştur.
2. Ek raporda; davacının işyerinin boyutu, imalat yaptığı kalemler ve üretim miktarı gözetilerek ve elektrik kesintisine dayalı olarak üretimde meydana gelen hurdaya ayrılması gereken mamul ve yarı malulle ilgili hesaplama ve fazladan yapılan işçilik nedeniyle oluşan zarar ile üretimin tekrar başlaması için geçen zaman aralığındaki kar kaybı denetime elverişli olarak belirlenmiş ve neticede yönetmelikte belirlenen makul tutarın üzerinde elektrik kesintisi neticesinde davacının, hurdaya ayrılan ham madde, mamul ve yarı mamul nedeniyle 95.352,54 TL, fazladan işçilik nedeniyle 23.920,69 TL, üretimin durmasına dayalı kar kaybı nedeniyle 6.162,00 TL olmak üzere toplam 125.435,23 TL zararın oluştuğu belirlenmiş, denetime elverişli ve mahkememiz talebi ile oluşturulan rapora itibar edilmiş, davacının sık sık elektrik kesinti yaşamasına rağmen jeneratör tedbirine müracaat etmemesinin davanın reddini gerektirmeyeceği, zira EPMH yönetmeliğine göre davalının abonelerine sürekli kaliteli enerji sağlama yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda bu görevin yerine getirilemediği bu nedenle davalının kusurlu olduğu, davacı tarafın tedbir almamasının davalının kusurunu ortadan kaldırmayacağı ancak zararın artmasına sebebiyet verilmesi nedeniyle TBK 52. Madde gereği müterafik kusura dayalı olarak tazminattan indirim yapılmasını gerektirdiği değerlendirilmiş ve hesaplanan tazminat tutarından %50 oranında indirime gidilerek 62.717,62 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuş, davanın reddedilen kısmı TBK 52. Madde kapsamında hakimin takdirine göre belirlendiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmediği gibi kabul ve red oranına göre yargılama giderini paylaştırma da yapılmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Davanın KISMEN KABULÜNE,
62.717,62 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Hükmedilen tutarın 5.000,00 TL sine dava tarihinden, 57.717,62 TL sine ıslah tarihi olan 04/022021 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faiz yürütülmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.284,24 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin ve ıslah alınan harcın mahsubu ile kalan 2.141,85 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yapılan 2.175,89 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 223,50 TL dosya masrafı, tebligat ve posta gideri, 3.150,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.373,50 TL yargılama giderinin yukarıda açıklanan gerekçe ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 8.953,29 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yukarıda açıklanan gerekçe nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirlmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre Elektronik olarak imzalanmıştır.