Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/120 E. 2021/874 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/120
KARAR NO : 2021/874

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/02/2016
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 18/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

1.Davacı vekili iddiasında özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari olarak çeşitli parti malzemelerinin alınmasına ilişkin mutabakat sağlandığını, davalının, müvekkili tarafından düzenlenen faturaya istinaden toplamda 229.961,20 Amerikan Doları tutarı karşılığında malzemeleri satın aldığını, müvekkili şirketin, tarafların vardıkları mutabakat doğrultusunda FOB “Gemi Bordasında Teslim” şekli ile davalı şirket tarafından belirlenen gemiye malların yüklenmesi gerçekleştirilerek, alım/satım ilişkisinden kaynaklanan tüm edimlerini eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, fakat sonrasında öğrenildiği üzere taşıyıcı şirket ve davalı şirket arasında sürastarya ve diğer ücretler sebebiyle doğan uyuşmazlık sonucu, malların teslim edilen gümrükten çekilmediğini, davalı şirketin tamamen müvekkili haricinde kaynaklanan sebepler ile malları teslim almadığından bahisle, takip konusu fatura bedelini ödemeyeceğini ileri sürerek, müvekkili şirkete olan borcunu ödemekten haksız ve mesnetsiz şekilde kaçındığını, satışın FOB doğrultusunda gerçekleştirilmiş olduğunu, dolayısıyla, davalı şirket ve taşıyıcı şirket arasında doğan bir uyuşmazlık sonucu malların davalıya teslim edilmemesi konusunda müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin FOB teslim gereği malların gemi küpeştesini geçtikten sonra herhangi bir yükümlülüğü ve risk sorumluluğu kalmadığını, yükleme limanında malların geminin küpeştesini geçtikten sonra malla ilgili masraf ve risklerin davalı şirket sorumluğunda olduğunu, defaten yapılan uyarılara ve ödeme davetine rağmen fatura bedelini alamayan müvekkili şirket tarafından alacağın tahsili amacıyla Ankara 7.İcra Müdürlüğü’nün 2015/22318 Esas nolu dosya ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini belirterek, borçlunun borca, faize ve fer’ilere yönelik itirazının iptali ile icra takibinin devamına, takip tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre yönünden takip konusu alacak için gecikme faizi olarak reeskont faizinin işletilmesine, alacağın %20 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili savunmasında özetle; davacı şirket ile malların satışı konusunda anlaştıklarını, anlaşma konusu malların resmi, ağırlıkları, boyutu ve şekillerinin açıkça belli olduğunu, davacı şirket ile anlaşmaya varılmış olan malların tamamının 4 konteynır olduğunu, bu mallardan müvekkili şirketin 2 konteynır ürünü teslim aldığını ve malların gerekli analizleri yaptırılarak 2 konteynır ürün karşılığında 95.000 USD’nin davacı şirkete gönderildiğini, geriye kalan 2 konteynır ürünlerin anlaşmaya aykırı olarak ve defolu ürünler olduğu için birbirinden ayırma şansı bulunmadıkları için T.B.K. 230.maddesine göre satıcı şirkete bu malları geri almasının söylendiğini, madde metninden de anlaşılacağı üzere ayıplı parçaların diğerlerinden ayrılmasına imkân yoksa, dönme hakkının satılanın tamamını kapsamasının zorunlu olduğunu, ithalatta konteynır içinden bazıları alıp ve bazıları almayarak geri gönderme şanslarının bulunmadığını, burada davacının ayıplı ifasının söz konusu olduğunu, malların gümrükte ayıplı olup olmadığının tespitinin yapılması gerektiğini, ayıplı olanların maddi değeri ve bu malların konteynırdan ayrılıp gümrüklenip gümrüklenmeyeceğinin ve ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın ve geri iadesi gerekip gerekmediği, sipariş ile gönderilen proforma fatura arasında farklılıklar olup olmadığı hususunda malın bulunduğu İstanbul Gümrüğünde yerinde tespit yapılması gerektiğini, davacı şirketin reeskont avans faiz talebinin tamamına itiraz ettiklerini, söz konusu faturaya ilişkin davacıya borçlarının olmamasına rağmen müvekkili şirketten para talep ettiklerini, davanın reddi ile asıl alacak üzerinden davacıdan %20 kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.

3.Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, ticari satış sebebi ile faturaya dayalı olarak, satış bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine yapılan itirazın İİK m.67/1. maddesi uyarınca iptali davasıdır.

Davacı, davalı şirkete FOB usulü ile satış yaptığı ürünlerin bedelinin davalı tarafça ödenmediğini, gemi küpeştesine teslim ile yükümlülüğünün sona erdiğini belirterek, takibe yapılan itirazın iptalini istemiş, davalı ise gönderilen 4 konteyner üründen ikisinin teslim alınıp bedelinin ödendiğini, kalan ikisinde defolu ürünler olduğundan, bunların ayırt edilememesi sebebi ile ürünlerin teslim alınmadığını, bedelinin bu sebeple ödenmediği savunmasında bulunmuştur.

Taraflar arasında ticari satışın varlığı, davacının satıcı, davalının alıcı olduğu ihtilafsız olmakla birlikte, satılan malların sözleşmeye uygun tesliminin yapılıp yapılmadığı, davalının ayıplı ifa savunmasına dayanmakta haklı olup olmadığı konusunda ihtilaf olduğu anlaşılmıştır.

Davacının takip yaptığı Ankara…Müdürlüğünün 2015/22318 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı şirketin 03/12/2014 tarihli faturaya dayalı olarak, 683.411,10 TL asıl alacak, 61.230,82 TL işlemiş faiz olmak üzere 744.641,92 TL üzerinden icra takibi yaptığı, davalı/borçlu şirket vekili alacaklıya borçları olmadığından bahisle asıl borca ve fer’ilerine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğu, yasal sürede bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Tarafların dayandığı tüm deliller celbedilmiş, ticari defterler ve satışa konu emtianın bulunduğu gümrük sahasında inceleme yapılarak düzenlenen bilirkişi raporu ve taraf vekillerinin itirazını karşılar ek rapor aldırılmıştır.

Bilirkişi kök ve ek raporlarında özetle; Davacı/satıcı tarafından toplamda 2880 adet olarak sipariş verilen 8 renk üründen 2880*8 = 23.040 adet olarak gönderilmiş olduğu, toplamda 20.160 adet fazla mal gönderilmiş olduğu, ürünlerin içerisinden sondajlama olarak alınan her bir renkten 3’er koli üzerinde yapılan incelemede 2 adet yanar döner renkli üründe defonun bulunduğunun görüldüğü, her bir kolinin 72 adet olduğu düşünüldüğünde % 1’e dahi tekabül etmeyen defonun bulunduğu, A.mavi ve Gümüş renk bozuğu konusunda ise; sipariş edilen renkler dosya içerisinde bulunmadığından renklerin karşılaştırılamadığı ancak A.mavi rengin Turkuaz olarak imal edilmiş olduğu, A.mavi ve Gümüş renklerin adet olarak istenilenden eksik gönderildiği iddiasının yerinde olmadığı, tüm siparişlerin istenilenin kat kat üzerinde gönderilmiş olduğu, davalı tarafından dosyaya sunulan sipariş föylerinde ürünlerin gramajının 0.170 gr olarak belirtilmiş olduğu, tüm ürünlerin gramajlarının istenilenden ağır olduğu ve 0.178 ve 0.226 gr aralığında gramajlarda üretilmiş olduğu, yapılan kontroller ve incelemeler neticesinde ürünler üzerinde küçük oranda imalat ayıpları bulunduğu, bu imalat ayıplarının ise fire standartlarında kaldığı, davalının (alıcı) eşyaları sipariş verdiği ve ayıplı olarak mazeret ileri sürerek eşyaları almadığı, limanda bıraktığı ve rejim beyanında bulunmadığı, ordino almadığı hususları dikkate alındığında Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği çerçevesinde bir yükümlülüğü bulunmadığı, ancak eşyaların ayıplı olduğuna dair, eşyaların elleçlenerek ithalattan önce kusurlu olup olmadığı ve bu konuyu da belgelendirmesi gerekirken bu konuyla ilgili dosyada lehine olabilecek ilgili gümrük idaresine bir müracaatının olmadığı, eşyaların hasarlı olduğu ile ilgili herhangi bir akredite kuruluştan alınan belgenin mevcut olmadığı, davalı defterlerinin incelenmesinde, 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. m 182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2014 yılı Defteri Kebir açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, 2014 yılı Yevmiye, Defteri Kebir ve Envanter açılış tasdik bilgilerinin ibraz edilmediği, 2015 yılı Yevmiye Defteri açılış ve kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, 2015 yılı Defteri Kebir ve Envanter açılış tasdik bilgilerinin ibraz edilmediği, bu itibarla HMK 222 md. ve TTK 64/3 md. gereğince mevcut haliyle davalının 2014 yılı Defteri Kebir ve 2015 yılı Yevmiye Defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, 2014 yılı Yevmiye, Defteri Kebir ve Envanter ve 2015 yılı Defteri Kebir ve Envante defterlerinin tasdik bilgileri ibraz edilmediğinden lehine delil niteliği hususunda değerlendirme yapılamadığı, davacı ile davalı yan arasında yapıldığı anlaşılan mail yazışmalarında taraflar arasında, yapılan işlemler ve düzenlenen faturaların her iki tarafında bilgisi dahilinde olduğu ve davalı itirazının bulunmadığı, ayıplar konusunun net olarak tespit edilemediği sadece Party Hat Balloon WEİGHT Asortment adlı ürünün fazla adette ve hatalı geldiği hususundaki tespiti neticesinde davacının 14.976,00 USD (14.976 USD x 2,9978 TL- 44.895,05 TL) fazla faturalandırma yapmış olduğu, siparişteki adetin iştenilenden fazla gönderilmiş olması durumu; hizmet ayıbı olarak değerlendiril ise, bu itibarla bu ürün bedellerinin tenzili ve ürünlerin davacıya iadesi halinde (683.411,10 TL-44.895,05 TL) davacının davalıdan 638.516,05 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.

Somut olayda tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;Taraflar arasında ticari satışın varlığı, davacının satıcı, davalının alıcı olduğu ihtilafsız. Tacir olan taraflar arasında çeşitli parti malzemelerinin satışı sözkonusudur. Dava konusu satışın yapıldığı davalı alıcının kabulündedir. Davalı dava konusu emtianın ayıplı olduğunu, bu sebeple gümrükten almadığını iddia etmiştir. TTK m.23/1-(c) göre; “Ticari satışlarda, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür”, aksi halde satılan mal bu ayıpla kabul edilmiş sayılır. Davalı alıcı, satıcıya ayıp ihbarında bulunduğunu ispatlayamamıştır. Kaldı ki bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere satışa konu emtianın ayıplı olduğuna dair davalının soyut iddiası dışında delilde sunulmamıştır. Davalının gümrük idaresine bir müracaatının olmadığı gibi, eşyaların hasarlı olduğu ile ilgili herhangi bir akredite kuruluştan alınan belgenin mevcut değildir. Bilirkişi tarafından yapılan kontroller ve incelemeler neticesinde ürünler üzerinde küçük oranda imalat ayıpları bulunduğu, bu imalat ayıplarının ise fire standartlarında kaldığı belirtilmiştir. Davalının takibe konu faturaların içeriğine itirazı bulunmamaktadır. Davacı asıl alacak üzerinden harçlandırarak davayı açmıştır. Bu sebeple fatura bedeli olan asıl alacak üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu alacak, faturaya dayalı likit alacak olduğundan, davacı lehine hükmolunan miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının Ankara…Müdürlüğü’nün 2015/22318 Esas sayılı dosyasında yapılan takibe yönelik itirazının kısmen iptali ile, takibin 683.411,10 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Hükmolunan 683.411,10 TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 136.682,22 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 46.683,81 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 7.947,75 TL harcın mahsubu ile kalan 38.736,06 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 7.976,95 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 674,40 TL tebligat ve posta gideri, 2.881,81 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.556,21 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 51.220,56 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)