Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/749 E. 2022/649 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/749
KARAR NO : 2022/649

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

ASIL DAVADA :
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av….
DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan),
DAVA TARİHİ : 10/11/2015

BİRLEŞEN ANKAR…
DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2018
KARAR TARİHİ : 06/10/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2022

Mahkememizde görülen davaların yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

1. DAVACI VEKİL ASIL DAVADA İDDİASINDA:
Müvekkili şirket ile… Adi ortaklığı arasında 25.11.2013 tarihinde “…Binası Yapım İşi Kapsamında Veri Merkezi Yapım İşinin Yerine Getirilmesi İşi” hakkında sözleşme imzalandığını, sonrasında Çelikler Taah. İnş. San. tarafından işin tamamının davalı ….’ye devredildiği, müvekkili olan sözleşmenin de yenilendiğini, sözleşmeye konu işin % 99’unun tamamlandığı ve geçici kabul işlemlerine başlandığı, 04.02.2015 tarihli iş sahibi Kurum mühendisinin de imzası bulunan tutanak da, alandaki nem değerlerinin tespit edildiğini, nem miktarının uygun seviyeye gelmemesi nedeniyle epoksi uygulamasının yapılamadığını, 20.02.2015 tarihli müteahhit firma yetkilisinin imzasının bulunduğu tutanakta da alandaki uygun olmayan nem değerlerinin tespit edildiği, Müvekkili şirket tarafından…D.İş dosyası aracılığı ile yaptırılan tespitte epoksi uygulanacak ortamların hazır olmadığı, ana ürünlerin tümünün gelmiş kuruluma hazır vaziyette durmakta olduklarının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davalı tarafın, sözleşme gereği inşaat alanını teslim etmemesi ve hakkedişlerini ödememesine rağmen, taraflarınca verilen teminat mektubunu nakde çevirmek üzere başvurduğunun öğrenildiği, gecikmenin müvekkilinden kaynaklanmadığını, açıklanan nedenler ile,… tarafında verilen 26.01.2015 tarih ve … sayılı 179.000 EURO bedelli teminat mektubunun tazmini şartları oluşmadığından, sözkonusu teminat mektubu sebebi ile her türlü dava ve talep haklı saklı kalmak kaydıyla teminat mektuplarından dolayı müvekkili şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava sürecinde teminatın ilgili banka tarafından davalı şirkete ödenmesi halinde her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile tahsil olunan teminat bedelinin davalıdan ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.DAVACI VEKİLİ BİRLEŞEN DAVADA İDDİASINDA ÖZETLE:
Asıl davadaki aynı sözleşmeye dayalı olarak, sözleşmeye konu işin tamamlandığını, geçici kabul işlemlerinin bitirildiği, bakiye bedelin ödenmemesi nedeniyle, alacak için 07.05.2018 tarihli 62.611,87 Euro bedelli hakediş faturasının düzenlendiği, davalı tarafça iade faturasının düzenlendiği, bakiye hakediş bedelinin tahsili için yapılan icra takibinin davalının itirazı ile durdurulduğu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

3. DAVALI VEKİLİ ASIL DAVADA SAVUNMASINDA ÖZETLE:
Davacı şirketin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini sürekli aksattığını, bu konuyla ilgili bir çok kez ek süre verildiğini, bu sürelere rağmen iş proğramına uygun hareket edilmemesi nedeniyle noter marifeti ile 19.11.2015 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, … Mahkemesi aracılığıyla yapılan tespitin tek taraflı olduğunu, müvekkili şirketin savunmasının raporda yer almadığını, sözkonusu raporda iş ile ilgili malzemelerin ne kadarının şantiye alanında olduğunun tespit edilmediğini, sorunun montaj için uygun ortam olmamasından ziyade, sözleşme gereği temin edilmesi gereken malzemelerin şantiyede hazır edilmemesinden kaynaklandığını, müvekkili şirketçe, teminat mektubunun tazmini gibi bir durumun sözkonusu olmadığını, davacının yapmış olduğu iş ile ilgili henüz geçici kabul işleminin yapılmadığını, geçici kabule işlemi tamamlanmadığı sürece müvekkil şirketin sözleşmesel bir hak olarak teminat mektubunu para çevirmesini engelleyecek yasal bir düzenlenin bulunmadığını, müvekkilinin idareden aldığı hakediş oranında davacıya ödemelerini yaptığını, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, davacının sözleşme imza aşamasında, işin uygulanacağı inşaat alanını görmesine rağmen, herhangi bir itirazı kayıt ileri sürmediğini, sonrasında işi geciktirme, malzemenin şantiye sahasına teslimindeki gecikmelere bu hususları gerekçe yaptığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

4.DAVALI TARAFIN BİRLEŞEN DAVAYA YÖNELİK SAVUNMASI:
Davalı taraf birleşen davaya cevap vermemiş, duruşmadaki beyanında; davacının yeni bir iş yapmadığını, davaya konu faturanın asıl davada görülen davaya konusu iş kapsamında yapıldığı iddia edilen imalatlara ait olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

5.İDDİA, SAVUNMA VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HÜKME ESAS GEREKÇE:
Asıl dava, eser sözleşmesi kapsamında alt yüklenicinin, iş sahibi üst yükleniciye teminat mektubundan dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası, birleşen dava ise bakiye hakediş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Dosya kapsamı ve bilirkişi raporunda yapılan tespitlere göre;

Taraflar arasında eser sözleşmesine dayalı akdi ilişki bulunduğu, davacının alt yüklenici, davalının üst yüklenici olduğu tartışmasızdır. Davacı asıl davada, davalı ile akdettikleri sözleşme kapsamında yükümlülüklerinin %99’unu yerine getirdiğini, sadece nem oranının uygun seviyede bulunmaması nedeniyle epoksi uygulamasının yapılamadığını, dava tarihi itibariyle davalıdan 301.191.- Euro alacaklı bulunmasına rağmen, davalı tarafından teminatı nakde çevirmek için başvurduğunun öğrenildiği belirterek, teminat mektupları sebebi ile davacı şirketin, davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalı ise, davacı şirketin, sözleşmesel yükümlülüklerini sürekli aksattığını, ek sürelere rağmen iş programına uygun hareket edilmediğini, müvekkili şirketçe, teminat mektubunun nakde çevrilmesinin söz konusu olmadığı belirterek davanın reddini istemiş, birleşen davada ise; davacı taraf, eser sözleşmesi kapsamında hakediş bedeli kapsamında düzenlediği 07.05.2018 tarihli 62.611,87 EURO’luk fatura bedelinin ödenmemesi sebebi ile başlattığı icra takibine yönelik itirazın iptalini istemiş, davalı ise davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Taraflar arasındaki akdi ilişki incelendiğinde; “Davacı ile davadışı…Adi Ortaklığı arasında 25.11.2013 tarihinde… Binası Yapım İşi kapsamında Veri Merkezi Yapım İşinin yerine getirilmesi konusunda sözleşme imzalandığı, daha sonra 12.11.2014 tarihli protokol ile, önceki sözleşmede yer alan hak ve alacakların tamamının devamı suretiyle sözleşmenin yenilendiği, işin sözleşmenin imzalanmasından sonra 1 hafta içinde başlayacağı, işin bitiş tarihinin ise 31.12.2014 olarak belirlendiği, teminatların iadesi başlıklı 7. maddesinde; “Teminat Mektubunun kesin kabulden sonra taşeronun bu işle ilgili bir ilişiğinin bulunmadığı anlaşıldıktan ve işvereni ibra edecek bir vesikasının tevdiinden, … mevzuatına göre bu işle ilgili evrak, belge eksiği, prim borcunun olmadığına dair …’dan alınacak bir belgenin işverene ibrazından, taşeron sorumluluğunda bulunan kalemlere ilişkin ödemelerin yapıldığına dair sunulan..arafından hazırlanan özel amaçlı raporların sunumundan sonra iade edileceğinin” hüküm altına alındığı görülmektedir.

Davacı tarafından …D.İş sayılı tespit dosyasında alınan 04.09.2015 tarihli bilirkişi raporunda; “Dosyaya sunulan 2 ayrı tutanaktan sistem odasının yükseltilmiş döşeme altı epoksi boya imalatı ile ilgili olarak ölçülen zeminin nem değerlerinin, epoksi uygulaması yapılmaya uygun değerlerde olmadığının anlaşıldığı, keza aydınlık boşluklarında hala suların akmakta olduğu, epoksi imalatı uygulanacak ortamların hazır halde olmadığı, yükseltilmiş döşeme döşenmişse de asma tavanların karşı tarafça yapılmamış durumda olduğu, ana ürünlerinin tümünün gelmiş, kuruluma hazır vaziyette durmakta oldukları, asma katla ilgili sonlamanın olmadığının” tespit edildiği görülmüştür.

Nem değerlerinin Tespitine dair Hazırlanan Tutanaklarda; 04.02.2015 tarihinde, ölçüm yapan … isim ve imzası ile yer alan tutanak da; “… sistem odası epoksi yapılacak alanda zeminden örnek numune alınarak yerinde nem ölçümü yapıldığı, nem ölçüm değerlerinin aşağıdaki gibi olduğu imza altına alındığı, Veri merkezi 1.ölçüm % 4, Veri Merkezi 2.ölçüm % 8, NOC odası ölçüm % 6, 20.02.2015 tarihinde, davacı ve davalı tarafın imzalarına taşıyan tutanak da; Testo 606-1 marka/modelli nem ölçüm cihazı ile yapılmış olunan nem ölçüm değerlerinin 1.ölçüm % 2, 2.ölçüm % 1-5, 3.ölçüm % 1-8, 4.Ölçüm % 1-9, 5.ölçüm %2-1, 6.ölçüm %1-7, 7.ölçüm % 1-5, 8.ölçüm % 1-7, 9.ölçüm % 1, 10.ölçüm % 1-2 olarak belirlendiği” görülmüştür.

İdare tarafından hazırlanan 25.12.2015 tarihli Gecici Kabul Tutanağında; Sözleşme bitim tarihinin süre uzatımı nedeniyle 12.06.2015 tarihi olduğu, işin bitirildiği tarihin 07.07.2015 olduğu, yüklenici tarafından yapılan işin sözleşme ve eklerine uygun olduğu ve geçici kabule engel olacak eksik, kusur ve arızaların bulunmadığının görüldüğü, ekli listede yer alan inşaat, mekanik ve elektrik eksik ve kusurlu imalatların tamamlanması için yüklenici firmaya 15.01.2016 tarihine kadar süre verildiği, eksikliklerin tamamlanmaması halinde gecikme zammının uygulanacağı, bitim tarihi 07.07.2015 olarak itibar edilmek üzere geçici kabulünün komisyonlarınca uygun görüldüğü belirtilmiş olup, tutanak ekinde yer ve davacı tarafından yapımı üstlenilen, Özel Poz.1-2-3-4-5-6-7-8-9-18.138/C- 18.140/C-İ, 04.551/08- 27.581/MK-27.583/MT imalatları ile ilgili yapım oranın ortalama % 99 seviyesinde olduğu görülmektedir.

Asıl davada dava konusu teminat mektubunun süreli olduğu, 31/03/2017 tarihine kadar olan sürenin 29/12/2017’e uzatıldığı, bu tarihten sonra süre uzatımının yapılmadığı, yargılama sırasında sürenin sona erdiği, dava tarihi olan 10/11/2015’de teminat mektubunun mer’i olduğu, davalı şirketin, dava tarihinden önce 09/11/2015 tarihinde tazmin talebinde bulunduğu, 10/11/2015’te tazmin talebini geri çektiği, bankadan gelen 15/02/2019 tarihli cevabi yazıdan anlaşılmıştır.

Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde; Birleşen davada davacı tarafından davalıya e-fatura olarak keşide edilen faturanın içeriğinin “…Hizmet Binası İnşaatı CŞB Veri Merkezi İmalatları 3 ek no.lu Hakediş Bedeli” açıklamasının yer aldığı, KDV Hariç bedelinin 55.605,17 EURO olduğu, KDV dahil tutarının ise 62.611,87 EURO olduğu, davalıya E-Fatura sistemi üzerinden Elektronik olarak iletildiği anlaşıları e fatura karşılığında, davalı tarafından, davacıya 09.05.2018 tarihli iade faturası düzenlenerek KDV dahil 62.611,87 EURO üzerinden e fatura düzenlendiği, tarafların 2016, 2017 ve 2018 yıllarında E Defter mükellefi olduğu, ticari defterlerinin açılış ve kapanış beratlarını aldıkları, davacı ve davalının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak süresinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defter kayıtlarının da usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit ettiği, takip konusu yapılan faturanın davacı kayıtlarında, davalının takip edildiği cari hesabın borç kısmında kayıtlı olduğu, fakat davalı tarafından davacıya iade faturası olarak düzenlenen 09.05.2018 tarihli e faturanın ise davacı kayıtlarında yer almadığı, takip konusu yapılan 07.05.2018 tarihli 62.611,87 EURO’luk faturanın davalı kayıtlarında da yer aldığı, davacının takip edildiği cari hesabın alacak kısmında kayıtlı olduğu, bahse konu fatura karşılığında 09.05.2018 tarihli 62.611,87 EURO’luk iade e-faturası düzenlemek suretiyle davacıya gönderildiği ve davacının takip edildiği cari hesabın borç kısmında kayıtlı olduğu, tarafların defter kayıtlarındaki uyuşmazlığın takip konusu yapılan 07.05.2018 tarihli KDV dahil 62.622,87 EURO’luk fatura karşılığında davalı tarafından davacıya düzenlenen 09.05.2018 tarihli 62.611,87 EURO’luk iade e-faturanın davacı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, takip konusu yapılan faturanın, taraflar arasında akdedilen ve ana dosyaya konu olan KDV hariç 1.790.000,00.-EURO’luk sözleşme kapsamında keşide edildiği, davacı kayıtlarına göre; birleşen dosya kapsamında icra takip tarihi itibariyle davalıdan 41.001,68.- EURO karşılığı 222.585,.84 TL alacak bakiyesinin bulunduğu anlaşılmıştır.

Hükme esas alınan 08/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda; ” Bakiye iş bedeli hesaplamasında, ana sözleşme kapsamında düzenlenen ve kesin hesaba dayalı 18.06.2019 tarihli ve (4-KESİN) nolu kesin hak ediş raporuna göre, 07.07.2015 tarihi itibari ile … Merkezi İşine ait gerçekleşen imalat yüzdeleri dikkate alınarak yapılan hesaplamada davacı şirketin dava konusu işte %99,60 seviyesinde iş yaptığı, eksik kalan iş yüzdesinin %0,04 olduğu, dava konusu işin ifasının tamamının gerçekleştiremediği, taraflar arasında akdedilen taşeron sözleşmesi çerçevesinde sözleşme bedeli 1.790.000,00 Euro+KDV bedelinin esas alınarak hesaplama yapıldığı, davacının bakiye iş bedeli alacağının 07.06.2018 takip tarihi itibari ile 42.044,79 EURO (takip tarihindeki TL karşılığı 226.248,54 TL) olarak hesaplandığı, ana sözleşme kapsamında yapılan iş kapsamında iş programı olmaksızın gecikme cezası talep edilmesi nedeniyle, taşeron sözleşmesinde işin bitim tarihinin 31.12.2014 tarihi olarak belirlendiği, bu bitim tarihi esas alındığında gecikmenin (07.07.2015-31.12.2014=) 189 gün olduğunun hesaplandığı, sözleşmede günlük gecikme cezasının 10.000,00 TL/gün olarak hesaplandığı, buna göre gecikme cezası tutarının toplam (10.000,00 TL/günx189 gün-) 1.890.000,00 TL olarak hesaplandığı, bakiye iş bedelinden hesaplanan gecikme cezası toplam bedelinin mahsup edilip edilmeyeceğinin Mahkemenin takdirinde olduğu” belirtilmiştir.

Somut olayda tüm bu deliller değerlendirildiğinde; Asıl davada, davacı alt yüklenici, teminat olarak davalı yükleniciye verilen teminat mektubundan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Dava konusu teminat mektubu süreli olup, 31/03/2017 tarihine kadar olan sürenin, 29/12/2017’e uzatıldığı, bu tarihten sonra süre uzatımının yapılmadığı, buna göre dava tarihi olan 10/11/2015’de teminat mektubu mer’i olmakla birlikte, yargılama sırasında süre uzatımı yapılmaması sebebi ile davacının teminat mektubundan doğan sorumluluğunun sona erdiği, böylelikle davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Davalı şirket, dava tarihinden önce 09/11/2015 tarihinde tazmin talebinde bulunmuş, dava tarihi ile aynı gün olan 10/11/2015’te tazmin talebini geri çektiği anlaşılmıştır. Dosyada bulunan bilirkişi raporlarına göre davacı alt yüklenicinin sözleşme konusu yüklendiği işlerin %99,60’nı tamamladığı, kalan kısımdaki işleri davalının teslim yükümlülüğünü tam yerine getirmemesi sebebi ile yapamadığı, böylelikle tazmin şartlarının oluşmadığı anlaşılmıştır. Buna göre dava tarihi itibari ile davacı taraf dava açmakta haklıdır. Bu sebeple konusuz kalan asıl davada davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderinin davalıdan tahsiline ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.

Birleşen davaya yönelik olarak, dosya kapsamına uygun bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre, davacının yaptığı imalatlardan dolayı takip tarihi itibariyle bakiye iş bedeli alacağının 42.044,79 EURO (takip tarihindeki TL karşılığı 226.248,54 TL) olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki taşeron sözleşmesine göre işin bitim tarihinin 31.12.2014 olarak belirlendiği, İdare tarafından hazırlanan 25.12.2015 tarihli Gecici Kabul Tutanağına göre işin bitirildiği tarihin 07.07.2015 olduğu, bu bitim tarihi esas alındığında gecikmenin (07.07.2015-31.12.2014=) 189 gün olduğu, sözleşmede günlük gecikme cezasının 10.000,00 TL/gün olarak belirlendiği, buna göre toplam gecikme cezası tutarının (10.000,00 TL/günx189 gün-) 1.890.000,00 TL olarak hesaplandığı, davalının, yargılama sırasında davacının bakiye iş bedeli talebine yönelik, gecikme cezası bedelinin mahsubu talebinde bulunduğu, davacının bakiye hakediş bedelinden, davalının gecikme cezası sebebi ile alacağı mahsup edildiğinde, davacının takip tarihi itibari ile alacağı kalmadığından, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Asıl dava konusuz kaldığından, davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
a- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında alınan 9.568,02 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 9.487,32 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
b-Davacı tarafça yapılan (13.400 TL bilirkişi gideri+1.913,80 TL posta ve tebligat gideri=) 15.313,80 TL yargılama giderlerinin, davalıdan tahsil edilerek, davacıya ödenmesine
c-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 79.630.- TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
d-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

2-Birleşen …Esas sayılı dosyada açılan davanın REDDİNE,
a- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında alınan 6.966,84 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 6.886,14 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
b-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 60.114 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
d-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)