Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/374 E. 2021/605 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/374 Esas
KARAR NO : 2021/605

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/06/2015
KARAR TARİHİ : 13/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.09.2021

Mahkememizde görülmekte olan Haksız Rekabet nedeni ile Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalının müvekkili bünyesinde 17/02/2012 tarihli iş sözleşmesi kapsamında İstanbul ili Avrupa Yakası bölgesi tıbbi tanıtım ve satış elemanı olarak işe başladığını, müvekkili tarafından masrafları müvekkil tarafından ödenerek davalıya eğitimler verildiğini, davalının iş sözleşmesi ile 2 yıl boyunca müvekkili yanındaki işinden ayrılmamayı aksi takdirde son aldığı ücretin 12 katı kadar cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının istifa ederek iki arkadaşı ile birlikte işten ayrıldığını, işten ayrıldıktan sonra ise müvekkili ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren ve müvekkiline ait …isimli ürünün muadili …isimli ürünün muadili … isimli ürünleri pazarlayan…med. İlaç San.Tic.İth.İhr.Ltd.Şti isimli rakip firmada işe başladığını, davalının bilinçli ve planlı olarak müvekkili firmadan aniden istifa edip rakip firma bünyesinde işe başlayarak, müvekkilini çok zor duruma düşürdüğünü, bölgede tanıtım faaliyeti yapamaz hale geldiğini ve müvekkilinin ağır zararlara uğradığını bu nedenlerle 100 TL maddi, 1.000 TL manevi , 100 TL masraf avansından kalan alacağın, 100 TL eğitim giderinin, 100 TL cezai şartın ve 100 TL ihbar tazminatı olmak üzere toplam 1.500,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı firmada çalıştığı süre zarfında herhangi bir eğitime tabi tutulmadığını, tabi tutulmuş olsa bile müvekkilinin şahsi gelişimi için talep etmiş olduğu ve şahsi menfaat sağladığı bir eğitim olmayıp tamamen firmanın kendi işleyişi ve çalışma şartlarının iyileşmesi için verilen bir eğitim olduğunu bu eğitimden dolayı çıkar sağlayacak olan davacı firma olduğunu, zira zorunlu olarak eğitime tabi tutulan müvekkilinin böyle bir eğitimden dolayı eğitim bedeli ve herhangi bir cezai şart ödeyeceği iddiasının yerinde olmadığını, müvekkilinin davacı firmada çalıştığı süre boyunca yalnızca bu sektörde iş yaptığını başkaca bir iş yapmadığını ve başka bir sektörde çalışma imkanı bulunmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Ankara ….İş Mahkemesine ait 2013/1514 esas sayılı dava dosyasının verilen 28/04/2015 tarihli ara kararı uyarınca haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminat davası yönünden davanın tefrikine karar verilerek dosyanın 2015/478 Esas sırasına kaydının yapılarak akabinde 06.05.2015 Tarih ve 2015/478 Esas ve 2015/480 Karar sayılı karar ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememiize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen cezai şart alacaklarının tahsili istemine ilişkin olup, öncelikle dikkate alınması gereken husus uyuşmazlığın 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda Ticaret Mahkemelerinin görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda, Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağına ilişkin hükümlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu belirtilmiş ise de, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde yer alan: “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü, bu konuda ayrı bir düzenleme bulunup bulunmadığının göz önünde bulundurulmasını gerektirmektedir.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesi, “a)5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,b)İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,c)Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Şu halde, İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi ve işveren arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan uyuşmazlıkları çözme görevinin iş mahkemesine verilmiş olması, Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinde yer alan “aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresinin karşılığıdır. Başka bir anlatımla, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesi, Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde belirtilen ticari davalara bakma görevinin ticaret mahkemelerine ait olduğunu belirten 5.maddedeki ‘aksine hükmü’ öngören bir düzenlemedir.
İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu’ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevli olduğu kanaatine varılmıştır. (Yüksek Yargıtay 9. HD. 2021/3076 Esas ve 2021/9789 Karar)
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunludur.

Gerçekleşen somut olayda, uyuşmazlık İş sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davanın İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla karşı görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:

-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,2-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
3-Daha önce Ankara 9.İş Mahkemesine ait 06.05.2015 Tarih ve 2015/478 Esas ve 2015/480 Karar sayılı karar ile aynı konuda verilmiş görevsizlik kararı bulunmakla, kararın itiraz edilmeksizin kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi ve görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın ilgili Ankara Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
air, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/09/2021

Katip

Hakim

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre Elektronik olarak imzalanmıştır.