Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/793 E. 2021/219 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/793
KARAR NO : 2021/219

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 22/10/2007
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; müvekkili bankanın … Şubesi tarafından, dava dışı … A.Ş.’ye usulsüz kullandırılan kredilerden dolayı bankanın zararına sebebiyet verildiğini, şirket hakkındaki istihbarat raporlarının olumsuz olmasına rağmen şubenin teklifi ile yönetim kurulu kararı ile kredi tahsis edildiğini, kredi kullandırılırken bankacılık genel mevzuatına, banka iç mevzuatına ve bankacılık teammüllerine aykırı davranıldığını, krediler için alınan teminatların yetersiz olduğunu, davalılar hakkında ceza davası açıldığını, banka yönetim kurulu üyeleri olan davalıların özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını, banka çalışanı olan davalıların ise görevlerini kasten ya da ihmal neticesi gereği gibi yerine getirmediğini, bu sebeple oluşan banka zararından sorumlu olduklarını, şirketin borcunu ödememesi sebebi ile tahsil kabiliyeti bulunmadığından bahisle 1.686.483,69 TL’nin, tasfiye olunacak alacaklar hesabına aktarıldığı 27/09/2000 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek bankaca aynı tür kredilere uygulanan değişen oranlarda temerrüt faiz oranları ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

2.Davalı … vekili özetle; müvekkilinin ticari krediler biriminin müdürü olduğunu, yönetim kurulu üyesi olmadığını, bu sebeple denetçilerin şirket çalışanı aleyhine dava açma yetkilerinin bulunmadığını, açılan davada zaman aşımı süresinin dolduğunu, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesi nedeniyle borcun sona erdiğini, meydana gelen ekonomik krizler sebebi ile Hazinenin bu riskleri zaman zaman üstlendiğini, müvekkilinin kredi verilmesi konusunda yetkili olmadığını, istişari nitelikte ve bağlayıcı olmayan görüşlerinden dolayı sorumluluğunun doğmayacağını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
3.Davalılar … ve arkadaşları vekili özetle; açılan davanın zaman aşımına uğradığını, davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkillerinin ibra edildiğini, bu sebeple sorumluluklarının kalmadığını, bankanın borçlu hakkındaki takiplerinin devam ettiğini, alacağın tasfiye olunacak alınacaklar hesabına aktarıldığını, bu sebeple banka yönünden zararın oluşmadığını, dava konusu kredinin usulüne uygun olarak kullandırıldığını, bankacılıkta risk faktörünün her zaman olduğunu, kredi kullandırırken mevzuata yönelik tüm kurallara uyulduğunu, istihbarat raporlarında şirket hakkında olumlu tespitlerin de bulunduğunu, istihbarat yapılmadan ve gerekli teminat alınmadan kullandırılan kredi olmadığını, gerekli teminatların alındığını, istihbarat raporlarının bütünüyle olumlu olduğunu, bankanın zararının doğmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

4.Davalı … vekili savunmasında özetle; dava konusu alacak yönünden zaman aşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin Fon Kredileri Genel Müdürü olarak görev yaptığını, kendi görev ve yetki alanına girmeyen krediler nedeniyle sorumlu tutulamayacağını, ilgili şirkete fon kredisi kullandırıldığını, bunun ticari kredilerden farklı usullere tabi olduğunu, bu kredinin sermaye yapısı zayıf olan firmaları desteklemek amacıyla tahsis edildiğini, ihtiyacı bulunmayan bir firmaya kredi verilmesinin mümkün olmadığını, kredilerin miktarı itibari ile yönetim kurulunun yetkisinde bulunduğunu, müvekkilinin yetkisinin şubeden gelen kredi teklifini yönetim kuruluna iletmek olduğunu, bunun dışında sorumluluğunu gerektirecek bir işleminin bulunmadığını, ekonomik krize kadar kredi kullandırılan şirket yönünden sorun yaşamadıklarını, bankanın yasal takip işlemleri devam ettiğinden oluşan bir zararın bulunmadığını, şirketin öngörülemeyen ekonomik kriz sebebi ile ödemede sorun yaşadığını, kredi tahsisinde bu sorunun olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.

5.Davalı … özetle; kendisi hakkında bankaca yapılmış bir suç duyurusu bulunmadığını, sorumluluğunu gerektirecek bir eyleminin olmadığını, yönetim kurulu tarafından ilk kredi tahsisinden sonra kredi arttırımına gidildiğini, dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, söz konusu kredilerin yönetim kurulu onayı ile verilen otorize kredi olduğunu, Hazine Müsteşarlığının firmaya verdiği yatırım teşvik belgesi kapsamında makine alınması için kullandırıldığını, krediden dolayı kendisinin sorumlu tutulamayacağını, gerekli teminatların bankaca alındığını, ekonomik kriz ve aradan geçen süre sonrasında teminatların zayıfladığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

6.Davalı K. … özetle; açılan davanın zaman aşımına uğradığını, icra takiplerinin devam etmesi sebebi ile banka zararının oluşmadığını, kredi için yeterli teminatın alındığını, kredinin Hazine Müsteşarlığı tarafından verilen yatırım teşvik belgesine dayalı olarak kullandırıldığını, kendisinin kredi kullandırılmasına ilişkin karar verme yetkisinin bulunmadığını, firma ile borcun ödenmesi konusunda protokol imzalandığını, bu sebeplerle davanın usul ve esastan reddi gerektiğini belirtmiştir.

7.Diğer davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.

8.Deliller: Tarafların dayandıkları tüm deliller, dava konusu krediye ilişkin banka kayıtları ile … Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası getirtilmiş, dosya üzerinde 2 ayrı bilirkişi heyetine inceleme yaptırılmış, rapor ve tarafların itirazlarını karşılar ek rapor aldırılmıştır.

8.1. Davalılar hakkında … Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında açılan davada; zamanaşımı sebebi ile düşme kararı verildiği, ceza yargılamasında aldırılan bilirkişi raporunda, … A.Ş’ne kullandırılan kredilerle ilgili olarak istihbarat, tahsis ve kullandırma ile teminatlandırma aşamasında herhangi bir olumsuzluk bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.

8.2. Birinci bilirkişi heyetinin raporunda özetle; bankacının risk mesleği olduğu, … firmasına kullandırılan kredinin tasfiye olunacak alınacaklar hesabına alınması sebebi ile bankanın herhangi bir zararının doğmadığı, kredi alacaklarının ipoteklerin paraya çevrilmesi suretiyle tahsil edildiği, kredilerin açılması ve kullandırılmasında davalıların kast, kusur ve ihmalinin bulunmadığı, bu sebeple sorumluluklarının olmadığı belirtilmiştir.

8.3. Hükme esas alınan ikinci bilirkişi heyetinin 07/04/2020 tarihli raporunda özetle; dava dışı … firmasına kredi tahsisinde ipoteklerin yanısıra ortaklarının da kefaletlerinin alındığı, 01/08/2000 tarihindeki risk karşılaştırıldığında riskin %22 fazlası, 07/08/2001 tarihindeki riski %94 fazlası rehin bulunduğu, riskin sadece maddi teminat açısından değerlendirilmesinde bile alınan teminatların yeterli olduğu, dava tarihi itibari ile de asıl borçlu şirket ve kefiller hakkında devam eden maddi ve şahsi teminatlar üzerinden icra takiplerinin bulunduğu, kesin olarak doğmuş bir zarardan söz edilemeyeceği, davacı bankanın kredi borçlularından talep edebileceği tutarın üzerinde tahsilat yaptığı, davalılardan talep edilebilecek bir tutar bulunmadığı, Mali Tahlil ve İstihbarat Raporlarında firma hakkında teknik inceleme, analiz ve görüşlerin bilgi mahiyetinde ve ihtiyatlı olarak hazırlanması dolayısı ile genellikle olumsuz görüş bünyesinde barındırdığı, istihbarat raporlarında firma hakkında kesin ve net şekilde olumsuz görüş bildirilmediği, bu sebeple yönetim kurulu üyeleri ve banka çalışanlarının sıfır risk ile karar vermelerinin beklenemeyeceği, bankanın alacağını, alacağa mahsuben devraldığı taşınmazlar ile tasfiye ettiği, böylelikle dava konusu kullandırılan kredileri nedeni ile davalılara atfı kabil bir kusur bulunmadığı, davacı bankanın talep hakkının olmadığı belirtmiştir.

9.Tarafların iddia ve savunmaları ile toplanan deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde;

Dava; usulsüz kredi kullandırmak suretiyle banka zararına sebebiyet verdiklerinden bahisle banka yönetici ve çalışanlarına yönelik açılan sorumluluk davasıdır.

Davacı bankanın, dava dışı şirkete usulsüz kredi kullandırılmak suretiyle banka zararına sebebiyet verdiklerinden bahisle, şube yetkilisi, kredi tahsis yetkilisi ve yönetim kurulu üyelerinden oluşan davalılardan zararın tahsilini istediği, davalıların ise açılan davanın zamanaşımına uğradığı, yapılan işlemlerin bankacılık mevzuatına ve usule uygun yapıldığı, kredi işlemlerinde her zaman risk faktörünün bulunduğu, banka zararının oluşmadığı, bir kısım davalılar ise yönetim kurulu üyesi olmadıklarından kendilerine husumet yöneltilemeyeceği savunmaları ile davanın reddini istedikleri görülmüştür.

Davalılar tarafından davanın zamanaşımına uğradığı iddia edilmiş ise de 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 309/3.maddesi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 560.maddesi gereğince; davacının zararı ve sorumluluğu öğrendiği tarihten itibaren 2 ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, şu kadar ki fiilin cezayı gerektirmesi halinde ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağının belirtildiği, ayrıca dava tarihi itibariyle alacağın semeresiz kaldığına ilişkin bilgi ve belgenin de dosyaya sunulmadığı, zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, dava süresi içerisinde açıldığından davalıların zamanaşımı itirazlarına itibar edilmemiştir.

Davalı taraflarca husumet itirazında bulunulmuş ise de; davalıların davacı banka çalışanı olup, kusurlu eylemden ötürü zarardan müteselsilen sorumlu olduklarından husumet itirazına bu nedenle itibar edilmemiştir.

Birbiri ile uyumlu bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere; kredi talebi üzerine düzenlenen istihbarat raporunda sonuç olarak kesin olumsuzluk olmadığı, şubenin, yönetim kurulu kararına uygun kredi kullandırdığı, bankanın hesap kat tarihi 01-07/08/2000 tarihinde 1.716.603,36 TL nakti ve g.nakti riske karşılık 3.325.776,37 TL toplam teminatının bulunduğu, 01/08/2000 tarihindeki risk karşılaştırıldığında riskin %22 fazlası, 07/08/2001 tarihindeki riski %94 fazlası rehin bulunduğu, riskin sadece maddi teminat açısından değerlendirilmesinde bile alınan teminatların yeterli olduğu, şirket ortaklarının da kefaletlerinin alındığı, teminatların risk teminat dengesine uygun alındığı, davacı bankanın kredi borçlularından talep edebileceği tutarın üzerinde tahsilat yaptığı, davalılarca yapılan işlemlerde bankacılık mevzuatına ve teamüllerine uygun hareket edildiği, aykırı davranıldığının ispatlanamadığı kanaatine varılarak, davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına takdir edilen 91.826,93 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalılara ödenmesine,
5-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

Dair, Davacı vekili , davalı … vekili ve davalı … ve arkadaşları vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)