Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/745 E. 2022/223 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/745 Esas
KARAR NO : 2022/223

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : 1- … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … -…
DAVACI : 2- … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … –
….
VEKİLLERİ : Av. … -…
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 10/05/2010
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacılar vekilleri 10.05.2010 tarihli dava dilekçeleriyle özetle, davalı …’nun, müvekkilleri aleyhine 31.03.2010 vade tarihli ve 15.000’er TL’den toplam 30.000-TL tutarlı iki adet senede dayanarak … … Müdürlüğü’nün 2010/7269 sayılı dosyası ve 35.000-TL tutarlı 31.03.2010 vade tarihli bir adet senede dayanarak da … …İcra Müdürlüğü’nün 2010/7270 sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, ancak müvekkillerinin alacaklı görünen davalıya herhangi bir borçları bulunmadığından, bu davanın açılması gerektiğini; müvekkili …’ın diğer müvekkili ….’nin yetkilisi olup … adresinde 18 yıldan beri kitapçılık işi ile uğraştığını, diğer davacı …’ın da davacı …’ın kardeşi olduğunu; müvekkili Abdullah’ın 2008 yılında nakdi sıkıntılar yaşaması nedeniyle ve bir arkaşının tanıştırdığı davalının faiz karşılığı borç para verebileceğini belirtmesi üzerine davaya konu 15.000’er TL tutarında iki adet ve 35.000-TL tutarında bir adet olmak üzere toplam 65.000-TL tutarında teminat senedi vererek davalıdan 2008-2010 yılları arasında peyder pey borç para aldığını, ancak bu borçları ve faizini fazlası ile ödediğini, zira belgesiz yapılan ödemeler hariç ellerinde mevcut belgelere göre davalının isteği üzerine onun ağabeyi … …’na 117.380-TL., yine ağabeyine ait işyeri olan … Sarrafiye Kuyumculuk Firmasına da 247.715-TL olmak üzere böylece toplam 367.095-TL ödeme yaptıklarını; oysa davalının bu ödemelerin faize ilişkin olduklarını, senede bağlı anaparanın ise ödenmediğini iddia ederek davaya konu senetlere dayanarak icra takibi yapıp, müvekkillerinin banka hesapları ile araç ve tapu kayıtlarına haciz işleri uygulattığını; müvekkilinin, davalının bu şekilde tefecilik yaparak kendileri gibi bir çok insanı mağdur ettiğini öğrenmesi üzerine onun hakkında savcılığa şikayette bulunduğunu ve hakkında … …Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/277 E.sayılı dosyası ile dava açılıp, davanın derdest olduğunu; bu davanın hazırlık aşamasında davalının emniyette verdiği ifadede aynen, “… isimli şahsı tanırım, kendisi ile para alış-verişimiz oldu, kendisine güvendiğim için bu zamana kadar toplamda 65.000-TL civarında para verdim. şahsın beyan ettiği gibi kendisinden evrak almadım, ancak son dönemlerde işlerinin bozuk olduğunu öğrendiğim için senet aldım. … isimli şahıs ifadesinde sunmuş olduğu dekontlar doğrudur. … isimli şahsın yatırmış olduğu hesap sahibi abim … …’dur. … Sarrafiye Kuyumculuk da şu an benim çalıştığım işyeridir ve abim … …’na aittir. Ağabeyimin bu hesaplardan ve hareketlerden hiçbir ilgisi ve bilgisi yoktur” şeklinde beyanda bulunduğunu; davalının bu beyanına göre müvekkilinin davalıdan toplam 65.000-TL borç almasına karşın kendilerine yine toplam 367.095-TL ve böylece pek yüksek tutarda ödeme yaptığını, senetlerin de teminat olduğunu beyan ve ikrar etmiş bulunduğunu, böylece müvekkillerinin davalıya borcu bulunmadığı gibi, bizzat davalının yetkili emniyet birimi huzurunda verdiği ifadesinde belirtildiği gibi teminat senedi olan ve İİK.’nun 168/2 maddesi anlamında kayıtsız şartsız borç içeren bir belge vasfı taşımadığı sabit olan söz konusu senetlere dayanılarak icra takibi yapılamayacağını, yapılmış takibin de bu nedenlerle iptalinin gerektiğini, emsal Yargıtay kararlarının da bu yönde olduklarını belirterek; delilleri toplanıp değerlendirilerek takibe konu senetlerden dolayı müvekkillerinin davalıya borçlarının bulunmadığı gibi, yine senetlerin teminat senedi olmaları ve temin ettikleri borcun da ödendiği de belgelerle sabit olduğundan takibin iptali ile davalının %40’tan az olmamak üzere haksız takip tazminatına mahkum edilmesi ve ayrıca takibin de tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili 22.11.2010 tarihli cevap dilekçesi ile özetle, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, müvekkilinin alacağının usulünce düzenlenmiş senetlere dayalı olup, takibin bu senetler esas alınarak yapıldığını ve itirazsız kesinleştiğini, iddianın aksine senetler İİK. m.168/2 anlamında kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiğini, aksinin de ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini, davacı borçlunun iptal davası açmadığı gibi, senetlerin teminat senedi olduğuna dair protokol veya taahhütname de sunamadığını, davacının sunduğu ödeme belgesi ve dekontlarda da takibe konu senetler karşılığı yapıldığını gösterir bir bilgi ve açıklama yer almadığını, ödeme yapılan kişilerin de farklı olduklarını; müvekkilinin emniyetteki ifadesinde bu senetleri teminat senedi olarak belirtmesinin söz konusu senetleri teminat senedi vasfına dönüştürmeye yetmeyeceğini, senetlerde bu yönde bir açıklamanın yer almadığını belirterek; ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, davacı kötüniyetli olduğundan kendisinin %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit davasına ilişkindir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ” Madde 72 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” hükümlerini haizdir.
Dosyamız arasına icra dosyaları, ceza dosyası alınıp, incelenmiştir. … … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 04.07.2017 tarih ve 2015/394 E. Ve 2017/583 K. Sayılı hükmü ile avalının, davacı …’a karşı, zincirleme tefecilik suçunu işlediği kabul edilerek, hapis ve adli para cezasına hükmedildiği anlaşılmıştır. Gerekçede, yapılan yargılama sonucunda toplanan kanıtlardan, iddia, mağdur ve katılan anlatımları, kaçamaklı ikrar içeren savunmalar, icra dosyaları, emanet makbuzu, yakalama, iş yeri arama ve el koyma tutanakları, kolluk görevlileri tarafından düzenlenen diğer tutanaklar mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda toplanan kanıtlardan, iddia, mağdur ve katılan anlatımları, kaçakmaklı ikrar içeren savunmalar, icra dosyaları, emanet makbuzu, yakalama, iş yeri arama ve el koyma tutanakları, kolluk görevlileri tarafından düzenlenen diğer tutanaklar, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamından, sanıklardan …’nun olay tarihlerinde günlük %2,5 faizle katılan …’a … Birçok kez borç para verdikleri, uyguladıkları faiz oranı nazara alındığında eylemlerinin zincirleme tefecilik suçunu oluşturduğu anlaşılmış olmakla, üzerlerine atılı suçu işledikleri sabit olan sanıkların aşağıdaki şekilde mahkumiyetlerine karar vermek gerekmiştir, şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Ceza dosyasından, dava konusu bonoların tefecilik suçu kapsamında düzenlendiği bu haliyle 6098 sayılı TBK’nın “MADDE 27- Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.” hükümlerine aykırı temel ilişkiye dayandığı anlaşılmıştır. Temel ilişki ahlaka ve kamu düzenine aykırı olduğundan kesin olarak hükümsüzdür.
27/12/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle,
¸şeklinde kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, davacıların … … Müdürlüğünün 2010/7269 esas sayılı ve 2010/7270 esas sayılı dosyalarından borçlu olmadığının tespitine, bu dosyalara konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminat talebinin reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 4.440,15-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 965,25-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 3.474,90-TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 9.250,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan; 17,15-TL Başvuru Harcı, 965,25-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 66,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.048,90.TL’nin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilleri ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2022

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR