Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1462 E. 2021/351 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2014/1462 Esas
KARAR NO : 2021/351

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 12/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı şirketlerin oluşturmuş olduğu … İnş. San.ve Tic. Ltd. Şti. ve …nin iş ortaklığı ile davacı şirket arasında 24.08.2012 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre Taşeron olarak “…. Bankası A.Ş.”nin İstanbul “da bulunan Genel Müdürlük Binasının büyük onarımı kapsamında tadilat, bakım, Onarım, dekorasyon ve statik güçlendirme işleri” ile ilgili olarak sözleşmeyle belirlenmiş olan işlerin yerine getirilmesinin üstlenildiğini, bunların davacı şirket tarafından süresinde ayıpsız ve eksiksiz olarak yapıldığını, davalıların sözleşme ile belirlenmiş olan davacının hak etmiş olduğu alacağı ödemediğini, bu durumun davalı iş ortaklığına Beyoğlu …. Noterliğinin 29 Kasım 2012 gün ve… yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ihtar ve ihbar edildiğini, davalı iş ortaklığının 07.12.2012 tarihinde bu ihtarı tebliğ aldığını, ihtarnamede 7 günlük ödeme süresine riayet edilmemesi nedeniyle davalıların temerrüde düştüğünü beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 24/12/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 55.909,91 TL ye çıkarmıştır.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının alacak miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilecek durumda olduğunu, bu sebeple belirsiz alacak davası açılmasının HMK 114. Madde gereği reddedilmesi gerektiğini bu sebeple davanın usulden reddini, esas yönünden ise, davacının üstlendiği işleri zamanında ve tam olarak yerine getirmediğini, eksik işlerin davalılarca tamamlandığını, sözleşmeye göre davacıya ödenecek toplam bedelin 151.906,66 TL olduğu, oysa müvekkillerince davacı tarafa 117.000,00 TL banka havalesi yapıldığını, bunun dışında 98.300,00 TL makbuzlarla ödeme yapıldığını, ayrıca 4.000,00 TL SGK primi ödendiğini, toplam ödemenin 219.300,00 TL olduğunu, bu tutardan sözleşme bedeli 151.906,66 TL mahsup edildiğinde davacıya 67.393,34 TL fazla ödeme yapıldığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davanın konusu, eser sözleşmesine dayalı ödenmeyen sözleşme bedelinin tahsilidir.
Davacı ile davalıların oluşturduğu iş ortaklığı arasında; 24/08/2012 tarihli alt yüklenicilik sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında davacı tarafın “… Bankası A.Ş nin İstanbul’daki Genel Müdürlük binasının onarım, güçlendirme” işlerini üstlendiği, işin süresinin 29/08/2012-15/09/2012 tarihleri olarak kararlaştırıldığı hususları tartışmasızdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının üstlendiği işi tam olarak yapıp yapmadığı, hak ettiği iş bedelinin ne kadar olduğu, davalılarca yapılan ödeme tutarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanılmış, bu kapsamda; Taşeronluk Sözleşmesi, Karşılıklı gönderilen ihtarnameler, dava dışı işverenden temin edilen ihale dosyası, projeler, ödeme belgeleri dosyaya kazandırılmış ve bilirkişilerden 20/07/2016 tarihli rapor ve 03/12/2018 tarihli ek rapor alınmıştır.
Öncelikle davacının üstlendiği işi yapıp yapmadığı ve hak ettiği iş bedelinin tespiti gerekmektedir. Üst işveren konumunda olan ….Bank’tan gelen ihale dosyası incelenerek oluşturulan ek raporda, dava konusu işin tamamlandığı, yapılan imalatlar ve birim fiyatlar gözetildiğinde dava konusu işin toplamda 178.759,91 TL bedelli olduğu, davacı ile davalılar arasında imzalanan sözleşmenin götürü-sabit bir bedel içermediği, birim fiyat üzerinden yapıldığı, ek raporda imalat kalemleri ve birim fiyatlar esas alınarak yapılan hesaplamada bulunan 178.759,91 TL iş bedelinin sözleşmeye uygun olduğu, yine dava dışı işverenden gelen ihale evrakları incelendiğinde işin tam ve eksiksiz olarak yapıldığının belirlendiği, davalı tarafça, işin eksik bırakıldığı ve eksik işin davacı dışında kendilerince giderildiği yönündeki iddialarını ispatlayacak herhangi bir delil getirilmediği, işin geciktiğine dairde aynı şekilde ortaya delil konulmadığı gözetildiğinde davacının, taşeronluk sözleşmesi kapsamında üstlendiği işi zamanında ve tam olarak yerine getirdiği, sözleşme birim fiyatlarının yapılan imalata uygulanması neticesinde 178.759,91 TL ücrete hak kazandığı mahkememizce kabul edilmiştir.
İkinci olarak davalıların yaptığı ödeme tutarının belirlenmesi gerekmektedir. Davalıların iddiasına göre davacıya toplamda 219.300,00 TL ödenmiştir. Bu ödemenin 117.000,00 TL si bankadan havale suretiyle ödenmiş olup ödeme tutarı davacının da kabulündedir. Bunun dışında davalılar 4.000,00 TL davacı adına SGK ya yapılan prim ödemesini de hesaba katmakta olup söz konusu ödemenin davacı adına yapıldığı davacı vekilince 14/10/2019 tarihli celsede kabul edilmiştir.
Davalıların kalan ödeme iddiaları ise 6 adet makbuza dayanmaktadır. Davacı vekili 28/10/2019 tarihli dilekçesiyle 25 nolu 200,00 TL tutarlı, 27 nolu 700,00 TL tutarlı ve 29 nolu 950,00 TL tutarlı makbuzlardaki imzayı kabul etmiş, 26 nolu 2.900,00 TL tutarlı makbuzdaki imza atan …’ın şirket ile herhangi bir alakası olmadığını bildirmiş, 32 nolu makbuzu ise tümden reddetmiştir. Bu durumda davalıların ödeme iddiası içerisinde yer alan 26 nolu 2.900,00 TL lik makbuz, 32 nolu 91.100,00 TL ve 30 nolu 2.450,00 TL tutarlı makbuzdaki ödemenin davacıya yapılmış gerçek bir ödeme olduğunu ayrıca ispat etmeleri gerekmektedir.
Davalılar vekili 15/01/2020 tarihli dilekçesinde 26 nolu 2.900,00 TL tutarlı makbuzda imzası bulunan …’ın kim olduğu hakkında bilgiye ulaşılamadığı, 30 nolu 2.450,00 TL tutarlı makbuzdaki imzanın Suriye uyruklu bir kişiye ait olduğunu, 32 nolu 91.100,00 TL tutarlı makbuzdaki imzanın ise …’e ait olduğunu bildirmiştir.
26 ve 30 nolu makbuzlardaki imzanın sıhhatinin tespiti bu bilgiler ışığında mümkün olmadığından ve bu ödemeler davacı defterinde de gözükmediğinden yemin delili haricinde başvuracak başkaca delil olmadığı değerlendirilmiş, davacı tarafça 32 nolu 91.100,00 TL tutarlı makbuz ilk sunulduğu anda isim ve imza kısmı haricinde boş olarak sunulduğu, davalılar vekilinin 14/02/2019 tarihli dilekçesi ekinde tekrar sunulduğunda ise bedel kısmının doldurulduğu, davalı defterlerinde dahi makbuzun yer almamış olması, önceki halinin boş olmasının başlı başına açığa imzalı olarak verilen belgenin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun ispatı olduğu, 91.100,00 TL lik ödeme hesaba katıldığında davalıların 67.393,34 TL fazla ödemede bulunmuş olacakları, ödemenin yapıldığı 2014 yılından günümüze kadar yapılan fazla ödemenin tahsilinin talep edilmemesinin basiretli bir tacirden beklenilemeyeceği ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu gözetilerek davalı tarafa 3 makbuz yönünden gerçek bir ödeme bulunduğunu ispat açısından yemin deliline dayanıp dayanmayacakları 26/10/2020 tarihli celse de hatırlatılmış ancak davalı tarafça kesin süre içerisinde yemin deliline dayanılmadığından davalıların ispatladığı ödeme tutarının 117.000,00 TL banka havalesi, 200,00 TL 25 nolu makbuz, 700,00 TL 27 nolu makbuz, 950,00 TL 29 nolu makbuz ve 4.000,00 TL SGK prim ödemesi olmak üzere toplam 122.850,00 TL olduğu mahkememizce kabul edilmiş, yukarıda tespit edilen davacının hak ettiği iş bedeli olan 178.759,91 TL den 122.850,00 TL mahsup edildiğinde kalan 55.909,91 TL tutarında davacının ödenmeyen iş bedeli alacağı olduğu, davalıların davacıya gönderdiği Ankara …. Noterliğinin … yevmiye numaralı 11/12/2012 tarihli karşı ihtarlarında davacı tarafın 07/12/2012 tarihli ihtarının tebliğ edildiği kabul edildiğinden ve davacı ihtarında 91.270,00 TL nin 7 gün içerisinde ödenmesi istendiğinden davadan önce davalıların 14/12/2012 tarihinde temerrütlerinin oluştuğu gözetilerek bu tarihten itibaren avans faizi yürütülmesi suretiyle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Davanın kabulüne,
55.909,91 TL.nin 14/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.819,21 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin ve ıslah ile alınan harcın mahsubu ile kalan 2.864,38TL harcın davalılardan müteselsilen alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yapılan 983,80 TL harç giderinin davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 196,30 TL dosya masrafı, tebligat ve posta gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.696,30 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 8.068,29 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,

Dair, davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre Elektronik olarak imzalanmıştır.