Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1439 E. 2021/249 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2014/1439 Esas – 2021/249
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1439
KARAR NO : 2021/249

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 13/12/2011
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; müvekkilinin, davalı şirketin azınlık haklarına sahip paydaşı olduğunu, 11.04.2005 tarihli yönetim kurulu toplantısında müvekkilinin imza yetkisinin kaldırılmasından bu yana şirketin işleyişinden ve resmi toplantılarından haberdar edilmediğini, bu nedenle 06.04.2011 tarihinde davalı şirkete özel denetçi atanması, şirketin genel kurul tutanakları ile bilanço örnek ve kar-zarar hesabı çizelgesinin taraflarına bildirilmesi ile şirketin sahip olduğu taşınır ve taşınmaz malları ile varsa bunlar üzerindeki kayıtlara ilişkin bilgi ve belgelerin onaylamış örneklerinin taraflarına bildirilmesi için ihtarname gönderildiğini, davalı şirketin böyle bir yasal zorunluluk olmadığı gerekçesi ile belgeleri göndermekten kaçındıklarını, şirketin iyi yönetilemediğini, müvekkilinin son 6 yıl içinde davalı şirketten kâr payı almadığını, müvekkilinin şirketten çıkma isteğinin muhik sebeplere dayandığını belirterek, müvekkilinin davalı şirketten haklı sebeple çıkarılmasına izin verilmesini, davacının şirkette ortak olduğu döneme ait olan kar payları ile sermaye payının ihtarname tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Davalı Şirket vekili savunmasında özetle; davacının şirket içerisinde aktif rol alan şirket ortağı olduğunu, şirkette alınan kararların onaylanması ve uygulanmasında aktif olarak görev aldığını, davacının müvekkili şirketin kayıtlarının denetime açık olmadığı iddiasının doğruluk payının bulunmadığını, şirketin tüm ortakları gibi davacının da şirkete ait belgeleri randevulaşmak kaydıyla her zaman inceleyebileceğini, davacı tarafından talep edilen son 5 yılın genel kurur tutanakları ile bilanço örnekleri ve kar-zarar hesabının gönderilmesi yönünde yasal bir zorunluluk bulunmadığını, davacının istediği belge ve şirket kayıtlarını uygun olan her zamanda şirket merkezinde inceleyebileceğini, davacının şirketten çıkma isteğinin kötü niyetli olarak şirketin sorumluluklarından kaçış olarak nitelendirilebileceğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

3.İflas İşlemlerini Yürüten davalı İflas Müdürlüğüne, dava dilekçesi ve duruşma günü usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen temsilcisi davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.

4.Deliller: Tarafların dayandığı tüm deliller, ticaret sicil kaydı ve dosyası getirtilmiş, şirkete ait malvarlığı tespit edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.

5.Bilirkişi Raporunda; şirket karar defteri incelendiğinde, davacının son olarak 05/07/2006 tarihli toplantıya katıldığı, son ortaklar kurulu toplantısının 21/06/2011 tarihinde yapıldığı, 05/07/2006-21/06/2011 tarihleri arasında toplantı yapılmadığı, karar alınmadığı, davacının bu dönemde şirketle irtibatının bulunmadığı, şirketin karar alınmadan diğer ortaklarca yönetildiği, 2011 yılında şirketin kar etmesine rağmen karın ne yapılacağının kararlaştırılmadığı, ortaklar arasında aynı amaç uğruna birlikte çalışma unsurunun kalmadığı, ortaklık ilişkisinin devam etmesi imkanının kalmadığı belirtilmiştir.

6.İddia, savunma ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Dava, TTK m.551’e dayalı haklı sebeple şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesinin ödenmesi taleplidir.

… Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı, 09/09/2014 tarihli kararı ile davalı şirketin iflasına, aynı gün saat 13:00 itibari ile iflasının açılmasına karar verilmiş, karar 07/07/2016 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı şirket hakkında Ankara … İcra (İflas) Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip edilen iflas işlemleri sırasında, 07/05/2019 tarihinde yapılan ikinci alacaklılar toplantısı sonucunda tasfiye işlemlerinin İflas Müdürlüğü tarafından yürütülmesine karar verilmiştir.

TTK 636/1-c maddesi uyarınca limited şirket “iflasın açılması” ile sona erer. İflas durumunda, tasfiye müdürler veya tasfiye memurları tarafından değil, iflas idaresi tarafından gerçekleştirilir. Ayrıca iflas durumunda TTK’nun limited şirket tasfiye hükümleri değil, İİK’nun iflasa ilişkin hükümleri uygulanır (Oruç Hami Şener, Limited Ortaklar Hukuku, Birinci Baskı, s.939).

Somut olayda, dava açıldıktan sonra, yargılama sırasında, … Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı, 09/09/2014 tarihli kararı ile davalı şirketin iflasına, aynı gün saat 13:00 itibari ile iflasının açılmasına karar verildiğinden, TTK 636/1-c maddesi uyarınca davalı limited şirket “iflasın açılması” ile sona ermiş, bu sebeple açılan dava konusuz kalmıştır.

Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder (HMK m.331/1).

Bilirkişi raporunda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davacının son olarak 05/07/2006 tarihli toplantıya katıldığı, son ortaklar kurulu toplantısının 21/06/2011 tarihinde yapıldığı, 05/07/2006-21/06/2011 tarihleri arasında toplantı yapılmadığı, karar alınmadığı, davacının bu dönemde şirketle irtibatının bulunmadığı, şirketin karar alınmadan diğer ortaklarca yönetildiği, 2011 yılında şirketin kar etmesine rağmen karın ne yapılacağının kararlaştırılmadığı, bu şartlarda ortaklık ilişkisinin devam etmesi imkanının kalmadığı anlaşılmakla, dava tarihi itibari ile davacının dava açmakta haklı olduğu kanaatine varılmıştır.

Buna göre, açılan dava yargılama sırasında konusuz kaldığından, karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihi itibari ile davacı dava açmakta haklı olduğundan, HMK 331/1. maddesi uyarınca davacının yaptığı yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline, bu kapsamda yargılamada vekille temsil edildiğinden lehine vekalet ücreti takdir edilerek aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Açılan dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında peşin alınan 18,40 TL harçtan mahsubu 40,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 140 TL tebligat ve posta gideri, 600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 740 TL yargılama gideri ile 36,80 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan 34344
E imzalıdır
Üye 36838
E imzalıdır
Üye 189528
E imzalıdır
Katip 152234
E imzalıdır