Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/1 E. 2021/746 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2008/1 Esas
KARAR NO : 2021/746

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : 1-… – …
DAVACI MİRASÇILARI 2- … – …
3- … – … …
VEKİLİ : Av. …
4- … – …
5- … – …
…, …
DAVALI : 1- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. … – …
Av. …
2- …….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 05/07/2004
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … …’un …Bankası AŞ. Ulus – Ankara şubesinde çalışırken, müvekkili adına çalıştığı banka şubesinde hesap açılması halinde yüksek oranda faiz kazanacaklarını, paralarının özel havuz sitesinde değerlendirilmesi halinde fazla gelirleri olacağını beyan ederek müvekkilinden para aldığını, …Bankası Ulus Ankara Şubesinde banka hesaplarında bir kısım hesap hareketlerinin banka yönetiminin dikkatini çekmesi sonucunda banka hesapları üzerinde müfettiş incelmesi yaptırıldığını, 209.12.2003/01-05-16 tarih ve numaralı… Teftiş Kurulu Raporunda yapılan incelme neticesinde davalı … …’un … isimli şahıslarla birlikte hareket ederek banka müşterilerinin hesaplarından müşterilerin bilgisi ve onayı olmadan para transferleri yaptıkları, almış oldukları paralara ilişkin olarak da sahte hesap cüzdanları düzenleyip, yine müşterilerin bilgi ve onayı olmadan diğer bankacılık işlemlerini gerçekleştirdiklerinin tespit edildiğini, davalı … … hakkında Ankara … Ceza mahkemesinin 2004/107 E. Sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, diğer davalı …Bankası A.Ş. Ulus Ankara Şubesi Bireysel Pazarlama Yönetici Yardımcısı olarak hizmet akdiyle görevini ifa eden … …’un, iş ve eylemlerinden dolayı gerekli özen, denetim, kontrol ve işin gereği gibi ifa edilmemesinden dolayı adam çalıştıran sıfatı ile sorumluluğu olduğundan bu sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmediğini, … …’un organize hareketleri ve banka şubesinin gerekli denetim ve kontrol etme görevini yapmaması neticesinde müvekkilinin mağdur edildiğini, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,000.000 TL’nin davalılarca haksız edinim tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve mütesselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Banka vekili cevap dilekçesinde özetle; :Banka eski personeli … …’un davalı bankada çalışmaya başlamadan önce Fona devredilen…’ta çalıştığını, …fona devredildikten sonra, … şubesinde çalışmaya başladığını, … şubesinin 17.05.2002 tarihinde faaliyete geçtiğini, … …’un yakın akraba ve arkadaş çevresini…’ta çalışırken dolandırmaya başladığını, Dışbank’ta çalışırken de devam ettiğini, çalışanın, dolandırıcılık yaptığı banka yetkililerince anlaşılınca 17.10.2003 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğunu, … …’un Ankara … Ceza Mahkemesinin 2004/107 Esas sayılı dosyası ile tutuklu olarak yargılandığını, … … özellikle yakın arkadaş ve akraba çevresini, kişisel yeteneklerini kullanarak, güven vererek banka dışında elden para alarak ve sahte banka cüzdanı vererek, müşterilerine kolaylık sağladığına inandırarak boş kasa fişleri imzalatarak, hesaplarının havuz hesabında değerlendirdiğini, Etibank’ın…’a devrolduğunu, bu nedenle hesaplarının otomatikman…’a geçtiğini ve … …’un benzeri yalan beyanlarla müşterileri ve arkadaşlarını dolandırdığını, dolandırılan kişilerin bankaya ibraz ettikleri hesap cüzdanlarının Ulus şubesi açılmadan aylar öncesi tarihleri taşıdığını, bu kişiler … …’a güvenerek, banka dışında bankacılık işlemlerini gerçekleştirerek, güven kurumu olan bankalar yerine banka çalışanının şahsına güvenerek ilişki içine girdiklerini, davacının, müvekkili banka kayıtlarında hesap hareketi bulunmadığını, bu nedenle müvekkili bankanın “adam çalıştıranın sorumluluğu”ndan sorumlu tutulamayacağını, Davacının banka çalışanına güvenerek para teslim etmesi, karşılığında banka cüzdanı, dekont gibi belgeler almaması bankaya değil çalışanın şahsına güvenmesi sonucunu doğurduğunu, davacının ağır kusurlu davrandığını, Davacı, dava dilekçesinde tasarruflarının “havuz hesabında” değerlendirildiğini beyan ettiğini, Müvekkili bankada “havuz hesabı” şeklinde hesap türü bulunmadığını, belgeler arasında bulunun … Ceza Mahkemesi’nin 2004/107 esas sayılı dosyasındaki, sanık ve tanık ifadelerinden görüleceği gibi, havuz hesabı … …’un …döneminde çalışırken müşterilerine uyguladığı bir hesap şekli olduğunu, Davacının dava dilekçesindeki beyanları da iddialarını doğrulayarak, davacı ile … …’un uzun zamandır tanıştığı ve tasarruflarını …döneminde … …a verdiğini, Davacının alacağının haksız fiil alacağı olduğunu, Davacının davasını sadece … …’a yönlendirmesi gerektiğini, bir an için davacının davasını müvekkil bankaya yöneltebileceğini düşünülse dahi; bu durumda davacının kendi kusursuzluğunu veya zararının bankanın kusuru ile meydana geldiğini ispat etmesi gerektiğini, Davacının ise hiçbir belge, makbuz, hesap cüzdanı istemeden … …’a bankada veya banka dışında para teslim etmesinden dolayı ağır kusurlu olduğunu, müvekkili bankanın ise ortada hiçbir işlemi olmadığı için kusursuz olduğunu, bu nedenle davalı bankanın adam çalıştıran sorumluluğundan veya haksız fiil alacağından dolayı sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, savunarak; haksız olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; bankacılık işlemleri nedeniyle doğduğu iddia edilen zararın tazminine yönelik alacak davasıdır
Mahkememizin 13/04/2005 tarih 2004/426 Esas, 2005/194 Karar sayılı görevsizlik kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Dairesi Başkanlığı’nın 05/12/2006 tarih 2005/12617 Esas 2006/12829 Karar sayılı ilamı ile Mahkememizin iş bu dosyada görevli olduğu belirtilmiş ve dosya yukarıdaki esası almıştır.
Davacı vekili 16/12/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini 22.069 TL olarak ıslah etmiştir.
Ankara … Ceza Mahkemesi’nin 2013/158 Esas 2014/79 Karar sayılı dosyasının akıbeti hakkında mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş olup, gelen cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır. Dosyanın incelenmesinde; davacı müteveffa …’ın davalı … …’a verdiği paranın 26.095 TL olduğu ve adı geçen davalı tarafından davacıya yapılan 4.026 TL tutarındaki ödemenin tenzili ile kalan zimmet miktarının 22.069 TL olduğunun belirtildiği, sanık hakkında verilen mahkumiyet kararının kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasında yargılama devam ederken davacı …’ ın vefat ettiği ve mirasçılara yönelik vekaletname ibraz işlemleri tamamlandığı ve taraf teşkilinin sağlandığı görülmüştür.
Dosyanın konusunda uzman bankacı bilirkişiye tevdine karar verilerek tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, Ankara … Ceza Mahkemesinin 2013/158 esas sayılı dava dosyasını yerinde incelemek suretiyle ayrıca davacı banka tarafından düzenlenmiş bulunan teftiş inceleme raporu incelenerek mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere varsa davacı alacağının tespitinin yapılması istenilmiş, gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
16/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının, davalı Banka nezdinde açıldığını iddia ettiği 30001-1163 numaralı TL hesabına ilişkin ekstrelerinin ve bu ekstrelerdeki her bir işlemin dayanağı fiş ve talimatların dava dosyasına davalı Bankaca ibrazının, davacının davalı bankadan talep ettiği ve müfettiş raporunda sahte olduğu belirtilen 1597 pay B tipi likit fon olduğunu gösterir 103.000.000.000-TL tutarlı dekontun ve dekont üzerindeki imzaların grafolojik incelemesi yaptırılması sonucu düzenlenecek raporun ibrazının, Davalı banka müfettişi tarafından hazırlanan 29.12.2003/01-05-16 tarih ve sayılı inceleme raporun tüm eklerinin, Ankara … Ceza Mahkemesi’nin 18.11.2014 tarihli, 2013/158 E., 2014/379 Karar Sayılı kesinleşen kararının 10. sayfsında belirtilen Ankara …. ACM’nin 2004/348 E. sayılı dosyasının celbinin veya tasdikli bir suretinin dosyaya ibrazının gerektiği belirtilmiştir. Eksiklikler giderilmiş ve dosya yeniden Bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi Raporunda Özetle: Davalı … … hakkında açılan ve Ankara … Ceza Mahkemesinin 2013/158 esas nolu dosyası üzerinden görülen ceza davasından verilen K: 2014 / 379 sayılı, 18.11.2014 tarihli ilamda, davacının davalı … …’a verdiği paranın 26.095 TL olduğu ve adı geçen davalı tarafından davacıya yapılan 4.026 TL tutarındaki ödemenin tenzili ile kalan zimmet miktarının 22.069 TL olduğu yönünde hüküm tesis edilmiş olup , Ağır Ceza Mahkemesinin bu kararının ise Yargıtay tarafından onandığı, dolayısıyla, Ankara … Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş olan söz konusu kararının esas alınarak, davaya konu zarar miktarının 22.069 TL olarak kabul edilmesi gerektiği, dosya kapsamında mevcut mahkeme kararları, Müfettiş Soruşturma İnceleme Raporu ve tüm bilgi ve belgelere göre, davalı … …’un gerek mülga …A.Ş.’de gerekse davalı Banka’da çalıştığı dönem içerisinde müşterilerin hesaplarından usulsüz işlemlerle para çektiği ve müşterilerin tevdii ettiği paraları hesaplarına yatırmayıp zimmetine geçirdiği hususu sabit olup, bu bağlamda, davalı … …’un, Ankara … Ceza Mahkemesinin onanan kararı ile tespit olunan zarar miktarının tamamından sorumlu olduğu, davaya konu zarar davalı … …’un dava dışı mülga …A.Ş.’de çalıştığı dönemde gerçekleşmiş olmakla birlikte, davalı Banka kaşesini taşıyan ve davacının 1597 adet B tipi Likit Fonu bulunduğunu gösteren belgenin davalı Banka Şubesinde ve davalı Banka çalışanı diğer davalı … … tarafından davacıya verildiği, bu suretle, söz konusu tutar kadar parası bulunduğu hususunda davacı nezdinde bir güven tesis edildiği, yine davacı tarafından talep edilen 3.000,000.000 (eski) TL ve 1.000.000.000 (eski) TL tutarlarındaki EFT havalelerin, diğer müşterilerin hesaplarından usulsüz olarak çekilmek suretiyle davalı … … tarafından davacıya ödendiği, dikkate alındığında, davalı … …’un, davalı Bankada çalışmaya başladığı tarihten sonra da davacı hesaplarından yaptığı zimmeti gizlemek yönündeki usulsüz işlemlerine devam ettiği, her ne kadar, davaya konu zararın oluştuğu dönemde davalı Banka elemanı olmasa da, davacıya 1597 adet B Tipi Likit Fon bulunduğuna ilişkin belgenin verilmesi, talep edilen paraların başka hesaplardan çekilmek suretiyle karşılanması gibi eylemlerle güven telkin edilerek mevcut zimmet eyleminin devam ettirildiği süreçte davalı … …’un davalı Banka çalışanı olduğu, yanı sıra davalı Bankada çalışmaya başladığı ilk tarihlerden itibaren gerek …A.Ş.’de çalıştığı dönemden tanıdığı müşteriler gerekse davalı Banka müşterileri bazında usulsüz işlemlerini kolaylıkla sürdürdüğü; bu bağlamda, bir denetim boşluğu bulunduğu hususunun Müfettiş Soruşturma Raporunda yer alan bilgilerle sabit olduğu, gözetilerek, davaya konu olayda davalı Bankanın denetim noksanlığına bağlı olarak sorumluluğunun bulunduğu ve sorumluluk nispetinin ise % 50 oranında dikkate alınmasının uygun olacağı, bankacılık işlemlerinde genel kaide; mevduat hesabı açma, para yatırma ve para çekme işlemlerinin Banka içinde ve yapılan işlemleri tevsik eden belgeler karşılığında yapılması gerektiği yönünde olup bu genel kaide içinde Banka çalışanına değil Bankaya güvenin esas olduğu, davaya konu olayda ise, davacı tarafın bu genel kaide dışına çıkarak, Banka çalışanına olan güveni ön plana aldığı, bu bağlamda, Bankaya yatırdığı paralar ve yaptığı işlemleri teyit eder belgelerin alınmayıp Banka çalışanının sözlü beyanlarına itibar edildiği, davacının komşusu ve tanıdığı olması hasebiyle davalı … … ‘a olan ve Bankacılık işlemleri yönünden olağan kabul edilemeyecek bu güveni dolayısıyla davalı … …’un zimmet eylemini yapma ve sürdürme olanağına sahip olduğu, dikkate alınarak, davacı …’ın davaya konu zararın oluşmasında müterafik kusurunun bulunduğu ve sorumluluk oranının % 50 nispetinde dikkate alınmasının uygun olacağı, davalıların sorumluluk durumlarına ve sorumluluk oranlarına ilişkin olarak yukarıda belirtilen görüşlere Sayın Mahkemece itibar edilmesi halinde; davacının dava tarihi 02.01.2008 itibariyle davalı … …’dan talep edebileceği tutarın 124.598,55 TL, davacının dava tarihi 02.01.2008 itibariyle davalı Bankadan talep edebileceği tutarın 16.004,70 TL olarak dikkate alınmasının uygun olacağı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya yeniden bilirkişiye tevdii edilerek, tarafların beyan ve itirazlarını karşılar dava tarihini 05/07/2004 olduğunu göz önünde bulundurur ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş olup, gelen bilirkişi ek raporu dosyamız arasına alınmıştır.
08/02/2021 tarihli bilirkişi Ek Raporunda Özetle; Tarafların itirazlarına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede, kök Raporda yer verilen tespitlerde değişiklik yapılmasını gerekli kılacak bir husus bulunmadığı, dava tarihi 05.07.2004 tarihine göre ve Mahkemece takdir olunan % 50-50 sorumluluk nispetine yapılan uyarlamada, davacının, davalı … …’dan talep edebileceği tutar; gr Altın 101.349,02 USD Döviz Satış Kuru 74.767,16 Enflasyon 101.619 88 Toplam 277.736,06 ortalama 92.578,68 şeklinde olmak üzere 92.578,68 TL, davacının, % 50 sorumluluk nispetine göre davalı Bankadan talep edebileceği tutar; 12.442,67 USD Döviz Satış Kuru 9.206,41 Enflasyon 14.012,78 35.661,86 11.887,29 şeklinde olmak üzere 11.887,29-TL olduğu belirtilmiştir.
Bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı ve katılım fonlarını sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan ve hem mudileri hem de üçüncü kişileri koruyucu tedbirler almak ile yükümlü kuruluşlardır. Bankalar sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumundadırlar. Bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir (Battal, Ahmet; Güven Kurumu Nitelendirmesi Işığında Bankaların Hukuki Sorumluluğu, Ankara, 2001, s. 106). O hâlde, bankalar, ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2’nci maddesi gereğince; tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. Nitekim bankaların, tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğü herhangi bir tacirden farklıdır. Bu sebeple bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlüğü şüphesiz daha ağırdır.

YHGK 1994 /11-178 E., 1994/398 K. Sayılı, 15.06.1994 tarihli kararı;”…. Davalı banka ayrıca adam çalıştıran sıfatı ile de sorumludur. Adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmayıp, olağan sebep sorumluluğudur. Burada yasa; Adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü, bir gözetim ödevi yüklemiştir. Adam çalıştıranın sorumluluğu kendisine veya emrinde çalışanı yardımcı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Adam çalıştıran, görülecek işe uygun fikri, mesleki bilgi ve yeteneklere sahip bir kişi seçmekle yükümlüdür. Davalı bankanın adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluktan kurtulabilmesi için, gerekli özeni göstermiş olması halinde de zararın gerçekleşeceğini kanıtlaması gerekir, O halde BK’nın 100. md. doğrultusunda bir kurtuluş kanıtı getirememiştir. Birer güven kurumu olan bankalar, aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorundadır. Objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlardan dahi sorumludurlar.” şeklindedir.
Davacı vekilinin 11/07/2007 tarihinde davalı … …’a yönelik davayı takip etmediklerini beyan ettiği anlaşıldığından, bu davalı yönünden HMK’ nın 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı …’ın davalı Banka nezdinde vadesiz mevduat hesabı bulunduğu, davaya konu zararın davalı … …’un davalı Bankada çalıştığı dönemde değil mülga …A.Ş.’de çalıştığı dönemde oluştuğu, davalı… A.Ş. Ulus Şubesinin 17.05.2002 tarihinde açıldığı ve davalı … …’un da …A.Ş.’nin Fon’a devrini müteakip davalı Bankada çalışmaya başladığı, davalı … …’un, davalı Bankada çalışmaya başladığı tarihten itibaren usulsüzlüklerini devam ettirdiği, davaya konu zararın oluştuğu dönemde davalı Banka elemanı olmasa da, davacıya 1597 adet B Tipi Likit Fon bulunduğuna ilişkin belgenin verilmesi, talep edilen paraların başka hesaplardan çekilmek suretiyle güven telkin edilerek mevcut zimmet eyleminin devam ettirildiği süreçte davalı … …’un davalı Banka çalışanı olduğu, Ankara … Ceza Mahkemesi’nin 2013/158 Esas, 2014 / 379 Karar sayılı ilamında, müteveffa … ile ilgili olarak davalı … …’a verdiği paranın 26.095 TL olduğu ve adı geçen davalı tarafından davacıya yapılan 4.026 TL tutarındaki ödemenin tenzili ile kalan zimmet miktarının 22.069 TL olarak kabul edildiği, ceza yargılaması sonunda davalı hakkında verilen mahkumiyet kararının kesinleştiği, davacı müteveffa …’ ın davalı …’nın tanıdığı olduğu ve ilgili işlemler gerçekleştiğinde gerekli özeni göstermediği ve davacının davaya konu zararın oluşmasında % 50 oranında müterafik kusurunun bulunduğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davalı … …’a yönelik açılan davanın HMK 150/5. Maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davalı Banka aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 11.887,29-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Bankadan tahsili ile davacı mirasçılara ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 812,02-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 360,00-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 452,02-TL harcın davalı Bankadan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı Bankadan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı Banka kendisini vekil ile temsil ettirdiginden reddedilen kısım yönünden A.A.Ü.T’göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Bankaya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 360,00-TL Islah Harcı, olmak üzere toplam 360,00TL harcın davalı Bankadan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan; 1.400,00-TL Bilirkişi ücreti, 538,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.938,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.043,89-TL lik kısmının davalı Bankadan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
9- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı Banka vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda kararın tebliğden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay ilgili Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza