Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/62 E. 2023/297 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/2 Esas – 2023/307
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/2 Esas
KARAR NO : 2023/307

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 02/01/2023
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 02/01/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş. kurulduğu 1961 yılından bugüne kadar
özellikle; bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler ve sair ürünlerin imali, ithali,
ihracı ve ticareti alanında faaliyet göstermekte olduğunu, müvekkili şirket sadece … ibaresi ile değil birçok başka ibarelerde markalar yaratmış olduğunu ve bu
markaları da tüketici nezdinde bilinir, tanınır hale getirmiş ve hepsi müvekkili şirketin uzun
yıllardır oluşturduğu güven içerisinde piyasada yerini almakta olduğunu, davaya konu gerek marka örneği gerekse emtia
listesi bakımından müvekkilinin çok tanınmış
markalarına benzemekte olup, aralarında iltibas ve
ilişkilendirme riskinin mevcut olduğunu, bu nedenle … kararının hukuken yerinde olmadığını, davaya konu “…” marka başvurusu ile müvekkili adına tescilli “…” esas unsurlu markaların iltibas oluşturabilecek düzeyde benzer olduğunu, davaya konu marka başvurusunun kapsadığı malların, müvekkili markalarının kapsadığı mallar ile bire bir aynı olduğunu, davaya konu marka başvurusu ile müvekkiline ait markalar arasında ortalama
tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunduğunu, müvekkiline ait “…” markaları ile aynı/ayırt edilemeyecek derecede
benzer ve markalar arasında karıştırılma ihtimali olduğu gerekçesiyle benzer
ihtilaflarda verilen ve huzurdaki davaya emsal nitelikte olan birçok mahkeme kararının mevcut olduğunu, müvekkili şirketin “…” ibareli markalarının ayırt ediciliği
yüksek, tanınmış markalar olup, davalı kurumun
tanınmışlık itirazlarını reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu, davaya konu marka başvurusunun kötü niyetle yapılmış olduğunu beyanla; davalı …’in 03.11.2022 tarih ve … sayılı … kararının
iptaline,
davalı marka sahibinin … nezdinde 13.04.2021 tarih ve …
başvuru numarası ile kayıtlı “…” ibareli marka başvurusunun tescil edilmesi
halinde hükümsüzlüğüne ve markalar sicilinden terkinine,
dava konusu 13.04.2021 tarih ve … başvuru numaralı “…”
markasının huzurdaki dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin
önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 17/01/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu “…” markası ile davacıya ait “…” ibareli
markaların, bir bütün olarak ele alındığında, ortalama tüketici nezdinde
karıştırılacak derecede benzer olmadığını, taraf markaları arasında karıştırılacak derecede benzerlik olmadığı için
tanınmışlık koşulları oluşmadığını, davalı markasının davacı markalarının çıkarlarına zarar
vermesi ve itibarından haksız yararlanmasının da mümkün olmadığını, bu nedenle davacı vekilinin
tanınmışlık ile ilgili iddialarının da kabul edilebilir olmadığını, başvurunun kötü niyetle yapıldığını gösterir kanıtların itiraz ekinde sunulmadığından ve Kurul’da başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönünde
kanaat oluşmadığından kötü niyet iddiasının yerinde olmadığını, dava konusu marka başvuru
kötü niyet açısından irdelendiğinde, markanın yasada öngörülen amacına ve kendisinden
beklenen iktisadi işlevlerine aykırı amaçlarla yapılmış bir tescil başvurusu olduğu yönünde
yeterli kanaate ulaşılmamış olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Limited Şirketi, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen yasal süre içinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, HMK m.128 hükmü uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı … Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … kararının iptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, marka işlem dosyasında ileri sürülen kullanmama def’inin yerinde olup olmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 13.04.2021 tarihinde … sayılı “…” ibareli 30.sınıfta bulunan emtialar bakımından tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 28.06.2021 tarih ve 375 sayılı …’nde yayımlandığı, davacının 17.08.2021 tarihinde …. sayılı markaları mesnet göstererek SMK m.6/1, m. 6/5 ve m.6/9 hükümleri uyarınca yayıma itiraz dilekçesi sunduğu, davalı şirketin 25.10.2021 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, …sayılı marka bakımından kullanmama def’i ileri sürdüğü, …’nca ileri sürülen itirazların reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 20.07.2022 tarihli yeniden itiraz edildiği, itirazı inceleyen …’nun … sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 04.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 16.02.2023 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, … izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. … değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmesi gerekir ki; marka işlem dosyasında hakkında kullanmama def’i ileri sürülen …sayılı markanın, dava konusu marka başvuru tarihi itibariyle beş yılı aşkın süredir tescilli olduğu, bu marka hakkında ileri sürülen kullanmama def’ine karşı davacı yanın kullanıma ilişkin evrak ibraz etmediği, bu nedenle; … kararının iptali istemi bakımından SMK m.19/2 hükmü uyarınca söz konusu marka değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından; dava aşamasında davalı şirketçe kullanmama def’i ileri sürülmediğinden, davacı yanın hükümsüzlüğe mesnet gösterdiği tüm markalar değerlendirmeye alınmıştır.
Dava konusu marka kapsamında yer alan 30.sınıftaki emtialar ile; davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet …. (sadece hükümsüzlüğe mesnet alınmıştır), … sayılı markaların kapsamlarında yer alan 30.sınıftaki emtialar ile aynı veya aynı türdür.
Dava konusu marka; “…” ibaresinden oluşmaktadır. Davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar ise; “…” esas unsurlu markalardan oluşmaktadır.
Taraf markaları … olarak karşılaştırıldığında; markaların kapsamlarında 30.sınıfta yer alan emtiaların aynı veya aynı tür oldukları, başvuru markasında yer alan “…” sözcüğünün tamamının davacıya ait markaların kapsamlarında da yer aldığı, “…” ibaresinin ortaklığından kaynaklı olarak markalar arasında benzerlik bulunduğu, nitekim iş bu davaya emsal teşkil eden …. sayılı kararında; “…” ve “…” ibareli markalar arasında 30.sınıfta yer alan emtialar bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi doğuracak derecede benzerlik bulunduğu hususunun benimsendiği, söz konusu emsal karar dikkate alındığında; iş bu davaya konu “…” ibareli marka ile davacıya ait “…” esas unsurlu markalar arasında davaya konu 30.sınıfta yer alan emtialar bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Somut olayda davaya konu tüm emtialar bakımından SMK m.6/1 hükmü koşulunun oluştuğu tespit edildiğinden, davacı yanın; tanınmışlık ve kötü niyet iddialarının irdelenmesine gerek görülmemiş, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı … kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen …’e gönderilmesine,

4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca tahsiline yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL peşin harç, 179,90 TL başvurma harcı, 51,20 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 161,00 TL posta, tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 617,42 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … Limited Şirketi tarafından yapılan 51,20 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/06/2023

Katip …
E-imza

Hakim ….
E-imza