Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/237 E. 2023/442 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/237 Esas – 2023/442
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/237 Esas
KARAR NO : 2023/442

HAKİM : ….
KATİP : ….
DAVACI :….
VEKİLLERİ : Av. ….
Av. ….
DAVALI : 1- ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 2- ….
VEKİLLERİ : Av. ….
Av. ….
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 15/05/2023
KARAR TARİHİ : 18/10/2023
YAZIM TARİHİ : 20/10/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 15/05/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Markaların aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığını, … A. Ş.’nin haklı bir sebep olmaksızın “…” markasını tescilden itibaren hiçbir şekilde kullanmaması nedeni ile iş bu marka gerekçe gösterilerek başvurularının reddinin kabul edilemeyeceğini, …’nın kullanmadığı markayı yeniden tescilinin de kötü niyetinin bir diğer göstergesi olduğunu, …’ya ilişkin … kayıtlarında olağan dışı miktarda kullanılmayan başvuru olmasının da anılan şirket tarafından, başvuruların kötü niyetli amaçlarla yapıldığını ortaya koyduğunu, müvekkili şirketin de içinde bulunduğu şirketler grubu ve … yatırım bankası tarafından dava konusu ve “…” ibaresi içeren başkaca birçok marka ve ticaret unvanının ciddi şekilde kullanılmakta olduğunu, “…….” internet alan adı ise şirketlerine ait olmakla … sigorta tarafından alan adını alma yoluna dahi gidilmemiş olmasının markanın kullanılma amacının bulunmadığını ortaya koyduğunu, müvekkiline ait …. sayılı marka başvurusu ile redde mesnet alınan marka arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığını, redde mesnet marka hakkında hükümsüzlük davası açıldığını beyanla; … tarafından alınan 14.03.2023 tarihli, …. sayılı kararın iptaline, ….
başvuru numaralı ve “…” ibareli marka başvurusunun marka siciline tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 30/05/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkili şirketin eldeki dava bakımından taraf sıfatı bulunmadığını, markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, taraf markalarının aynı mal/hizmet sınıfında yer aldığını, davalı müvekkili şirket tarafından dava konusu markaların engelleme amacıyla tescil edilmesinin söz konusu olmadığını beyanla; davalı müvekkili şirketin dava yönünden taraf sıfatı olmaması nedeniyle, davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine, davacının bütünüyle suiniyete dayalı olan haksız ve mesnetsiz davasının bütünüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 01/06/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde, taraf markaları arasında SMK nın 5/1-ç maddesi kapsamında benzerlik bulunmadığı ve diğer davalının kötü niyetli olduğu iddia edilmekte ise de bu iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğunu, başvuru markası ile redde gerekçe olarak gösterilen markaların görsel, işitsel, anlamsal yönden ve bütünüyle bıraktıkları izlenimin ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkili kurum … nın SMK 5/1-ç maddesi gereği vermiş olduğu ret kararının tamamen hukuka uygun olduğunu belirterek; davadaki taleplerin reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı …. Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı … Anonim Şirketi’nin pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile redde mesnet alınan…. sayılı “…+…+…” ibareli marka arasında SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunup bulunmadığı, redde mesnet marka hakkında yürütülen hükümsüzlük davasının iş bu dava bakımından bekletici mesele yapılmasının gerekip gerekmediği, redde mesnet marka sahibinin markalarını kullanmadığı ve kötü niyetli olduğu iddiasının mutlak tescil engelini bertaraf etme kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka başvuru dosyası ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ….. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 27.10.2022 tarihinde … sayılı “…” ibareli, 09, 35 ve 36.sınıflarda bulunan mal ve hizmetler için tescil başvurusunda bulunduğu, …’nca SMK m.5/1-ç hükmü gereği marka tescil başvurusunun reddine karar verildiği, redde mesnet olarak …. sayılı markanın gösterildiği, davacı tarafından 15.12.2022 tarihinde karara itirazda bulunulduğu, itirazı değerlendiren …. sayılı … kararı ile; itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 14.03.2023 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilmezler. (6769 sayılı SMK m.5/1-ç)
Mutlak red nedenleri, marka olarak seçilmiş bulunan işaretin niteliğinden kaynaklı, yetkili mercilerce re’sen incelenmesi gereken tescil engelleridir. Söz konusu engellerin dayanağı kamu menfaati ve kamu düzenidir. Bu kategori içerisine giren işaretlerin, başka bir kişiye ait oldukları veya üzerlerinde üçüncü kişilerin hakları bulunduğu için değil, aksine herkesin kullanımına açık tutulmaları gerektiğinden üzerlerinde hiç kimsenin hak iddia edemeyeceği mülahazasıyla marka olarak tescilleri reddedilmektedir. Bunun tek istisnasını, daha önce, aynı türdeki mal ya da hizmetler için tescil olunmuş veya tescili için müracaat edilmiş bulunan bir markanın aynısı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzeyen marka başvuruları oluşturmaktadır. Bu olasılık, üçüncü bir kişinin marka hakkı temeline dayanmakla birlikte mutlak red nedenleri arasında sayılmıştır. (….) Marka hukukunda öncelik ilkesi hakimdir. Bu ilkeye göre, marka olarak tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir işaret, aynı mal ya da hizmetler için başkası tarafından tescil ettirilemez. Bu ilkenin görünümlerinden birini 6769 sayılı SMK m.5/1-ç bendinde düzenlenen mutlak red nedeni oluşturur.
SMK’nin 5.maddesi mutlak red nedenlerini düzenlemiş olup, bu maddede sayılan hususlar gerek …, gerekse mahkemelerce resen gözetilmesi gerekir. SMK’nin 6.maddesi ise, nisbi red sebeplerini düzenlemiş olup, bu maddede düzenlenen hususlar resen gözetilemez, ancak ilgili kişiler tarafından ileri sürülebilir.
SMK’nin 5/1-ç bendinde belirtilen “aynı” olma; karşılaştırılan işaretlerin özdeş, birbirinden farksız, birebir aynı, taklit v.b. olmalarını ifade eder. Bunun yanında, işaretlerin örneğin farklı renk veya büyüklükte olması, yazı karakteri ya da tipinin farklılaştırılması gibi değişiklikler de “aynı” olma durumunu etkilemez. “Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” ise, karşılaştırılan işaretler arasındaki farklılıkların markanın kapsadığı mal ve hizmetin orta düzeydeki alıcı kitlesi üzerinde bıraktığı genel izlenim itibariyle önemsenmeyecek derecede düşük olması nedeniyle aynı işaret gibi algılanmasıdır. Bu durumda, karşılaştırılan işaretlerin “aynı” ya da “ayırtedilemeyecek kadar benzer” olması halinde, markayı oluşturan işaretler arasında iltibasın varlığı ayrıca bir inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olduğu peşinen kabul edileceğinden; anılan Kanunun 5/1-ç bendinde ayrıca iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarının da araştırılması gibi bir koşul yer almamıştır. Bu bakımdan, yukarıda da ifade edildiği gibi bir ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik mevcut ise … tarafından re’sen başvurunun 6769 sayılı SMK 5/1-ç bendi uyarınca reddine karar verilebilecektir. Ancak, marka tescilinde nispi ret nedeninin düzenlendiği 6769 sayılı SMK 6/1 fıkrasına göre başvurunun reddedilebilmesi için, başvurunun bültende ilanı üzerine yasal sürede ilgililerin itirazı halinde Kurumca işaretler arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil halk tarafından karıştırılma ihtimaline neden olacak derecede benzerlik bulunup bulunmadığı hususu incelenecektir. Bir başka deyişle, anılan madde hükmüne göre yapılacak benzerlik incelenmesinde asıl olan karıştırılma ihtimalidir. Bu nedenle, 6769 sayılı SMK m.18. maddesi uyarınca Kurum tarafından 6. madde yönünden inceleme yapılırken, başvuru konusu işaretin üzerinde kullanılacağı mal veya hizmetlerin ortalama tüketicileri nezdinde sicilde daha önce tescilli bir marka veya marka başvurusu ile karıştırılma ihtimaline yol açılıp açılmayacağının da değerlendirilmesini gerektiren derecede, yani Kurumca takdir yetkisinin kullanılacağı bir benzerlik mevcut ise, bu takdirde işaretler arasında güçlü ve açık bir iltibasın varlığı peşinen kabul edilmiş sayılamayacağından “ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” bulunduğundan bahisle re’sen, başvurunun reddine karar verilemez. Çünkü, böyle bir durumda işaretlerin 6769 sayılı SMK m.6/1 fıkrası anlamında bir “benzer”liği söz konusu olacağından, artık bu husus nispi ret nedeni olarak ve ancak başvuruya itiraz halinde Kurumca değerlendirilebilecektir. Zira, nispi red sebepleri kamu menfaati ile ilgili olmadığından, mahkeme veya … tarafından re’sen dikkate alınması mümkün değildir. Bunların mutlaka 6769 sayılı SMK’nin düzenlediği prosedür çerçevesinde ilgili kişiler tarafından itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. SMK’nin 6/1 fıkrası kapsamında karıştırılma tehlikesine yol açıp açmadığının değerlendirilebilmesi ise ancak ilgililer tarafından anılan Kanun çerçevesinde itirazda bulunulmasına bağlıdır. Böyle bir değerlendirme yapılırken her tescil başvurusunun somut koşullarının gözetilmesi gerekliliği de göz ardı edilmemelidir. (Mülga KHK dönemine ilişkin değerlendirme; (….)
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesinde, markaların kapsadıkları mal veya hizmet gruplarına göre belirlenecek olan ortalama tüketiciler esas alınacak ve yapılacak karşılaştırma sırasında markalardaki ayırt edici özellik taşımayan tali ve jenerik unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Ortalama tüketicinin dikkat ve algı düzeyi, mal veya hizmetin niteliğine, türüne ve fiyatına göre değişebilmektedir. Markaların ortalama tüketici tarafından ne şekilde algılandıkları, ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesinde yapılacak global değerlendirme bakımından belirleyici role sahiptir. Ortalama tüketici; “İyi bilgilenmiş, makul derecede gözlem yapan, makul derecede dikkatli, makul derecede tecrübeli ve makul derecede ihtiyatlı kimse”dir. Bu farazi kişi, markayı bir bütün olarak algılar, değişik markalar arasında karşılaştırma imkanını nadiren bulabilir. Daha çok, markaları, hafızasında tutabildiği kadar görüntüsüne göre değerlendirme yapar, detayların analizine girmez. (….)
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, celp edilen marka işlem dosyası, redde mesnet marka tescil belgeleri ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmesi gerekir ki;…’nun yerleşmiş uygulamasına göre …. kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (…..) Eldeki talep de salt … kararının iptali istemini barındırdığından … karar tarihi olan 14.03.2023 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle; …. Esas sayılı dosyasında karşı dava olarak görülen ve iş bu davada redde mesnet gösterilen markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından, söz konusu yargılamanın sonucu bekletici mesele yapılmaksızın yargılama yürütülmüştür. Zira; iş bu davaya konu … karar tarihi itibariyle redde mesnet marka geçerliliğini sürdürmektedir.
Dava konusu marka başvurusu SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca reddedilmiş, davacı bu karara itiraz etmiş, itiraz neticesinde eldeki davaya konu …. kararı tesis edilmiştir. İptali istenen … kararının tesisinde davalı şirketin dahli bulunmadığından, bu kararın iptali istemine yönelik eldeki davada davalı şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bu sebeple, davalı şirkete yöneltilen davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca işlem yapıldığından, davacı yanın; davalı şirketin kötü niyetli olduğu ve tescil ettirdiği markalarını kullanmadığı iddialarının mutlak tescil engelini bertaraf etme kabiliyetinin bulunmadığı tespit edildiğinden bu iddialara itibar edilmeksizin yargılama yürütülmüştür.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve iş bu davaya konu olan 9, 35 ve 36.sınıfta yer alan mal ve hizmetler ile redde mesnet …. sayılı markanın kapsamında yer alan 9, 35 ve 36.sınıftaki mal ve hizmetler; aynı/aynı türdür.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; “…” ibaresinden oluşan standart yazı karakteri ile oluşturulmuş kelime markası olduğu tespit edilmiştir.
Redde mesnet marka incelendiğinde; “….” ibaresinden oluşan karma marka olduğu, yumuşak bir stilde “…” ibaresine yer verildiği, “…” ve “…” sözcüklerinin arasında ise; sağa dönük, kırmızı, koyu yeşil ve açık yeşil renklerden oluşan “yön” figürüne yer verildiği tespit edilmiştir.
Dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet marka global olarak karşılaştırıldığında; “…” ibaresinin müşterek bulunmasından kaynaklı, aralarında yüksek düzeyde benzerlik bulunsa da, karşılaştırılan markalar tıpa tıp aynı değildir. Dava konusu marka başvurusu salt kelime markası iken, redde mesnet marka kelime unsurlarının yanı sıra … unsurundan da oluşmaktadır. Redde mesnet markada yer alan ve yukarıda tasvir edilen … unsuru, bu markanın genel görünümüne asgari düzeyde somut ayırt edicilik katmaktadır. Kaldı ki; markalar arasında müşterek olarak bulunan “…” ibaresinin davaya konu mal ve hizmetler bakımından ayırt ediciliği düşük, zayıf karakterli tek harfli bir işaret olduğu ve “…” sözcüğünün davaya konu bir kısım hizmetler bakımından ayırt ediciliğinin bulunmadığı da düşünüldüğünde, redde mesnet markalarda yer alan “…” unsurunun, markaları genel olarak ayırt edilemeyecek derecede benzer olmaktan çıkardığı kabul edilmelidir. Ayrıca; kelime ibaresinden kaynaklı benzerliğin ilgili tüketiciler nezdinde bağlantı kurma ihtimali dahil karıştırılma tehlikesine yol açabileceği düşünülse bile, bu husus SMK m.6/1 hükmü bağlamında ancak nispi tescil engeli oluşturabilecektir. Bu durumda, davalı …’in SMK m.6/1 hükmü kapsamı içerisine girecek şekilde benzerlik değerlendirmesi yapması, gerek SMK m.5/1-ç bendinde belirtilen düzenlemeye, gerekse SMK m.5/1-ç bendinin uygulanmasını gösterir yerleşik yargı içtihatlarına aykırılık teşkil etmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki; SMK m.5/1-ç bendinde belirtilen mutlak tescil engeline ilişkin düzenleme, SMK’nin genel gerekçesinde … mevzuatıyla uyumunun arttırılmasını amaçladığını belirten açıklama karşısında, …. sayılı topluluk marka direktifi ile …. sayılı topluluk marka tüzüğünde mutlak tescil engeli olarak değil, nispi tescil engeli olarak düzenlenmiştir. SMK’nin … mevzuatıyla uyumunun arttırılmasına ilişkin Kanun Koyucunun amacı doğrultusunda SMK m.5/1-ç bendinin dar yorumlanması, Kanun Koyucunun amacına uygundur. Esasında markaların benzerliği problemi, içerisinde subjektif unsurları barındırdığından SMK m.5/1-ç bendi kapsamında yapılacak değerlendirmede ilk bakışta ve hemen aynılık veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olgularının mevcudiyetinin aranması elzemdir. Somut olayda, yukarıda yer verilen maddi tespitler karşısında, ilk bakışta ve hemen markaların aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunmadıkları, markalar arasında bulunan ve yukarıda açıklanan farklılıkların, marka başvurusunun yayıma çıkartılmasını zaruri kıldığı, davalı …’ce SMK m.5/1-ç bendi dayanak gösterilerek yapılan değerlendirmenin belirtilen gerekçelerle hatalı olduğu kabul edilmiştir.
Nitekim eldeki uyuşmazlığa emsal olabilecek nitelikteki bir uyuşmazlıkta; …. sayılı kararı ile; … markası ile … (Şekilli yazım karakterinde) markası arasında, SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca iltibas bulunmadığı yönünde karar verilerek, SMK m.5/1-ç hükmü, yukarıda ifade edildiği üzere, dar yorumlanarak mesele çözümlenmiştir.
Davacı vekili her ne kadar dava dilekçesinde dava konusu marka başvurusunun tescilini de talep etmişse de, ….. sayılı kararında belirtildiği üzere, markanın tescili 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (somut olayda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu) sisteminde idari bir sürecin neticesinde gerçekleşir. Marka başvuru sahibi, başvuru ile bir hukuki durum içine girer ancak başvuru, sahibine şarta bağlı bir talep hakkı verir. Söz konusu olan beklenen bir haktır. Gerekli şartların yerine getirilmesi ile birlikte bir sonuca (tescile) ulaşacaktır (….). Adı geçen KHK (somut olayda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu) kapsamında mahkemelere tescil isteminin kabulü ya da reddi yönünde tanınmış bir yetki bulunmamaktadır. Tescil işlemi idari nitelikte bir işlem olup Kurul kararının kabulüne bağlı doğal bir sonuçtur. Tescil istemi ayrı bir dava olarak değerlendirilemez. Bu nedenle yukarıda belirtilen gerekçelerle davaya konu …. sayılı … kararının iptali ile yetinilmiş, tescil istemi yönünde olumlu/olumsuz ayrıca hüküm kurulmamıştır.
HÜKÜM:
1-Davacının, davalı …’ne yönelttiği davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının, davalı …’e yönelttiği davanın KABULÜ ile; ….. sayılı … kararının İPTAL EDİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 89,95 TL’nin davalı …’ten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı …’ne yöneltilen dava PASİF HUSUMET YOKLUĞU nedeni ile reddedildiğinden ve davalı şirket kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.7/2 hükmü gereği hesaplanan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL peşin harç, 179,90 TL başvurma harcı, 102,40 TL vekaletname harcı, 90,00 TL davalı … ile yapılan tebligat masrafı olmak üzere toplam 552,20 TL yargılama giderinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından davalı … bakımından yapılan 70,00 TL posta-tebligat masrafına ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından yapılan 89,60 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
9-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ….. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2023
Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza