Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/207 E. 2023/488 K. 17.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/207 Esas – 2023/488
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/207 Esas
KARAR NO : 2023/488

HAKİM : …..
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Terditli; Asli Talep: Markanın Kullanılmama Nedeniyle İptali, Fer’i Talep: Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 26/04/2023
KARAR TARİHİ : 17/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/11/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Terditli; Asli Talep: Markanın Kullanılmama Nedeniyle İptali, Fer’i Talep: Markanın Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 26/04/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma … A.Ş.’nin (“…”) uzun yıllardır …’de motorlu kara araçlarının alımı, satımı ve alım satımına aracılık yapmak ve sair alanlarda faaliyet göstermekte olduğunu, 2. el araç alım-satım platformu ile sınırlı kalmayan müvekkili şirketin, araba denilince akla gelecek her türlü hizmeti sunmak için yoğun bir çaba ve faaliyet yürütmekte olduğunu, bu alanda pek çok yenilikçi çalışmanın da girişimcisi olmuş olduğunu, müvekkilinin “…” ve “…” markalarının tek ve gerçek hak sahibi olduğunu ve markalarının sektörde tanınmış marka olduğunun da dikkate alınması gerekmekte olduğunu, SMK m.9 uyarınca dava konusu markanın kullanılmama sebebiyle iptal edilmesinin gerekmekte olduğunu, müvekkilinin iş bu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunmakta olduğunu, davalı tarafın, müvekkilinin tanınmış … ve … markaları ile ayırt edilemeyecek düzeyde benzer …. sayılı “… aracınızla yüzleşmenin vakti geldi g şekil” markasını … nezdinde, üstelik çevrimiçi pazar yeri olarak faaliyet gösteren müvekkilinin ana faaliyet alanlarını kapsayan hizmetler nezdinde kötü niyetli olarak tescil ettirmiş olduğunu, davalının, davaya konu markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde ciddi ve temel işlevine uygun şekilde, tescile konu tüm ürün ve hizmetler bakımından kullanılması yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğunu, markanın, temel işlevine uygun olarak “markasal şekilde” kullanılması gerektiğini, davalının, davaya konu markanın kanuna uygun şekilde kullanıldığı iddiasındaysa bunu ispatla yükümlü olduğunu, SMK m.6/1, m.6/3, m.6/4, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 uyarınca davaya konu markanın hükümsüz kılınması gerektiğini beyanla; davalıya ait … alan adlı internet sitesine iş bu davanın sonunda verilecek esas hükmün kesinleştiği tarihe kadar erişimin engellenmesine yönelik davalıya tebligat yapılmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve verilen ihtiyati tedbir kararının esas hakkında verilecek hükmün kesinleşmesine kadar devamına, davalıya ait … nezdindeki … sayılı “… aracınızla yüzleşmenin vakti geldi g şekil” markasının SMK m.9 uyarınca kullanılmama sebebiyle iptaline ve … sicilinden terkin ettirilmesine, davalıya ait … nezdindeki … sayılı “… aracınızla yüzleşmenin vakti geldi g şekil” markanın SMK m.9 uyarınca kullanılmama sebebiyle iptaline karar verilmesi mümkün olmazsa SMK m.6/1, m.6/3, m.6/4, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri uyarınca hükümsüzlüğüne ve sicilden terkin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C E V A P :
Davalı … vekili 09/06/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle müvekkili tarafından 5 yılı aşkın süredir kullanılan marka hakkında artık 5 yıllık hak düşürücü süre dolduğundan dolayı, davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, markanın, müvekkili şirket tarafından kullanılmakta olduğunu, … ‘un ayırt edici özelliğe sahip olmadığını, iki markanın birbirine benzemediğini, davacı markasının tanınmış olduğunu kabul etmediklerini beyanla; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, HMK m.111 hükmü uyarınca terditli olarak açılmıştır. Asli talep; Markanın Kullanılmama Nedeniyle İptali, Fer’i talep; Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Terditli olarak açılan davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
Asli Uyuşmazlığın; Davalıya ait … sayılı markanın, dava tarihinden önceki son 5 yıl içinde, tescilli olduğu emtialar bakımından ciddi surette kullanılıp kullanılmadığı, buna bağlı olarak, söz konusu markanın kullanmama nedeniyle iptal edilmesi koşulunun oluşup oluşmadığı,
Fer’i Uyuşmazlığın; Davalıya ait … sayılı markanın, SMK m.25, m.6/1, m.6/3, m.6/4, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri uyarınca hükümsüzlüğü koşulunun oluşup oluşmadığı, hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescili ile alâkalı kayıtlar getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların iddia ve savunmaları, ibraz ettikleri bilgi ve belgeler, celp edilen marka tescil belgeleri ile tüm dosya kapsamına göre;
Eldeki dava terditli olarak açılmıştır. Davacı vekilinin asli talebi; davalıya ait … sayılı markanın kullanılmadığı gerekçesi ile iptali istemine ilişkindir. Bu talebin kabul edilmemesi halinde fer’i talep olarak; … sayılı markanın hükümsüz kılınması istenmektedir.
6100 sayılı HMK m.111 hükmü uyarınca; mahkememizce ilk olarak davacı yanın asli talebi incelenmiştir. Zira asli talebin kabul edilmesi halinde, fer’i talep incelenmeyecek ve fer’i talep hakkında hüküm kurulmayacaktır.
6769 sayılı SMK m.9 hükmüne göre; Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından …’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.
Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı kullanma kabul edilir:
a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması.
b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması.
Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.
SMK m.26/1-a hükmüne göre; 9 uncu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hâllerin mevcut olması halinde … tarafından markanın iptaline karar verillir.
SMK m.27/2 hükmüne göre; 26 ncı madde gereğince markanın iptaline karar verilmesi hâlinde ise bu karar, iptal talebinin Kuruma sunulduğu tarihten itibaren etkilidir. Ancak talep üzerine, iptal hâllerinin daha önceki bir tarihte doğmuş olması hâlinde iptal kararının bu tarihten itibaren etkili olacağına karar verilebilir.
SMK Geçici 4.madde hükmüne göre; 26 ncı madde hükmü yürürlüğe girene kadar, iptal yetkisi, anılan maddedeki usul ve esaslara göre mahkemeler tarafından kullanılır.
SMK m.192/1-a hükmü uyarınca, dava tarihi itibariyle SMK m.26 hükmü henüz yürürlüğe girmediğinden, markanın kullanmama nedeniyle iptali istemleri SMK Geçici 4.madde hükmüne göre mahkemelerce değerlendirilecektir.
Belirtilen nedenlerle eldeki davayı görmeye kanunen mahkememiz görevlidir.
Dava, davalı markasının kullanılmama sebebiyle iptali istemine ilişkindir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9/1.maddesinde yer alan “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından …’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir” şeklindeki düzenleme ile kanun koyucunun Markalar Sicili’ni kullanılmayan markalardan arındırma amacını güttüğü anlaşılmaktadır. Anılan yasal düzenlemeden önce, mülga 556 sayılı Marka KHK’nın 42/1-c ve 14.maddesinde de en az beş yıldır kullanılmayan markaların, hükümsüzlük/iptal davaları ile sona erdirilmesinin hedeflendiği anlaşılmaktadır. Mülga 556 sayılı KHK henüz yürürlükte iken, 42/1-c maddesinin …’nin 09.04.2014 ve …. sayılı, 14.maddesinin ise 14.12.2016 tarih ve … sayılı kararıyla iptal edildiği, ikincisinin Resmi Gazete’de yayın tarihinin 06.01.2017 olduğu ve bu tarih itibariyle kullanmama nedeniyle hükümsüzlük/iptal davalarına ilişkin mülga KHK’da yer alan yasal dayanak ortadan kalkmış ise de markanın son beş yıllık süre içerisinde kullanılmaması bu tarihten önce … tarafından kabul edilen 22.12.2016 tarihli 6769 sayılı SMK’nın 9, 19, 25, 26 ve 27.maddelerinde, iptal ve def’i sebebi olarak kabul edilmiştir. Kural olarak kanunlar geriye yürümez ve ileriye etkili olarak sonuç doğurur ise de, …’nin geçmişe etkili olacak şekilde kanun çıkarmasına da bir engel bulunmamaktadır. Her ne kadar 6769 sayılı SMK’da kullanmama nedeniyle iptal ve def’i haklarını düzenleyen Kanun maddelerinin yürürlük tarihi konusunda özel bir düzenleme yapılmadığı için Resmi Gazete’de yayını tarihi itibariyle yürürlüğe girdiği anlaşılmakta ise de, Kanunun Resmi Gazetede yayın tarihinin 10.01.2017, kabul tarihinin ise 22.12.2016 olduğu dikkate alındığında, mülga 556 sayılı Marka KHK’nın 14.maddesinin iptaline dair … kararının 06.01.2017 tarihinde R.G.’de yayınlanması ve bu tarihte yürürlüğe girmesi nedeniyle, 14.maddenin bu tarihe kadar hukuki varlığını sürdürüyor olması karşısında, SMK’nin kabul tarihi konusunda kanun koyucunun iradesi 22.16.2016 tarihinde ortaya çıktığından, Kanun Koyucunun asıl amacının geçmişe etkili olacak şekilde kullanmama sebebiyle markanın iptalini öngördüğünün kabulünün gerektiği, Kanunun kabulünden sonra ve henüz yürürlüğe girmesinden önce, yürürlük konusunda öngörülemeyen … kararı ile ortaya çıkan kanun boşluğunun bu şekilde doldurulması gerektiği kabul edilmelidir. (….)
Tarafların iddia ve savunmaları, marka tescil belgeleri, taraflarca ibraz edilen deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacının eldeki davayı açarken dürüstlük kurallarına aykırı davranmadığı, iş bu davanın açılmasında hukuki yararın mevcut olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu … sayılı markanın; “… aracınızla yüzleşmenin vakti geldi g şekil” ibaresinden oluştuğu, “Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi. Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri. Sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri.” bakımından 31.05.2016 tarihinde tescil edildiği, tescil tarihi ile dava tarihi arasında 5 yılı aşkın süre bulunduğu, dava tarihinden önceki son 5 yıl içinde, davalının, dava konusu … sayılı markayı, tescilli olduğu hizmetler bakımından ciddi surette kullanma külfeti altında olduğu, başka bir deyişle; davalının tescil ettirdiği markasını …’de pazar payı oluşturacak şekilde ve ciddi surette kullanması gerektiği, kullanma olgusu söz konusu değilse buna ilişkin haklı sebebinin bulunduğunun sabit olması gerektiği, haklı sebebin ancak objektif kıstaslara ilişkin olduğu, davalının subjektif durumuna ilişkin engellerin haklı sebep teşkil etmeyeceği, bir markanın kullanıldığı iddiasını ispat yükünün o marka sahibi olan kimse üzerinde olduğu, buna göre eldeki davada, davalının markasını tescil ettirdiği hizmetler bakımından ciddi surette kullanması gerektiğine ilişkin ispat külfeti altında olduğu, dava dosyası ve cevap dilekçesi ile ekinde ibraz edilen delil mahiyetindeki evrak incelendiğinde; davalı yanın, dava konusu markasını ciddi surette kullandığına ilişkin yeterli nitelik ve nicelikte delil ibraz etmediği, “…” uygulaması ile taranan ekran görüntüleri, “…” ibareli web sitesi ve “…” ibareli youtube adreslerinin, dava konusu markanın, tescilli olduğu hizmetler bakımından, …’de pazar payı oluşturacak şekilde ve ciddi surette kullanımı bulunduğunu ispatlamaktan uzak olduğu, zira; davalı yanın, ciddi surette markasal kullanım varsa, buna ilişkin kullanımlardan kaynaklı olarak elde ettiği ciro hakkında herhangi bir evrak ibraz etmediği, fatura, vergi kaydı vb ispat aracı sunmadığı, davalı yan her ne kadar “…” oto ekspertizin sahibi olduğunu, bu ekspertiz şirketinin …’nin neredeyse her ilinde bulunduğunu, TV reklamları ve hizmet kalitesi ile 100’den fazla bayisi ile tanınmış marka olduğunu ileri sürse de, dava konusu markanın “…” ibaresinden oluşmadığı, dolayısıyla, davalının varsa “…” ibareli markasal kullanımların, iş bu davaya konu edilen markanın kullanımı olarak nitelendirilemeyeceği, sonuç olarak; davalı yanın, davaya konu … sayılı markasını, tescili kapsamında yer alan hizmetler bakımından, dava tarihinden önceki son 5 yıl içinde ciddi surette kullandığı savunmasını ispatlayamadığı, ayrıca markasını kullanamamasına ilişkin haklı somut sebep ileri süremediği, bu hale göre kullanılmayan davalıya ait … sayılı markanın iptaline ve sicilden terkinine, davacının asli talebi kabul edildiğinden, fer’i talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; Davalıya ait …. sayılı markanın İPTALİNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
2-6769 sayılı SMK Geçici 4.madde hükmü gereği karar kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen …’e gönderilmesine,
3-Davacının asli talebi kabul edildiğinden, fer’i talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,

4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 89,95 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL peşin harç, 179,90 TL başvurma harcı, 64,00 TL vekalet harcı, 162,25 TL posta-tebligat ücreti olmak üzere toplam 586,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 25,60 TL vekalet harcına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,

Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ….. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2023

Katip …..
E-imza

Hakim ….
E-imza