Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/194 E. 2023/508 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/194 Esas – 2023/508
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/194 Esas
KARAR NO : 2023/508

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
….

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 17/04/2023
KARAR TARİHİ : 24/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/11/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 17/04/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin tescilini talep ettiği marka “… ” ibaresinden oluşmaktayken, davalı şirketin markası “…” ibaresinden ibaret olduğunu, müvekkili markasında yer alan “…” ibaresi “…” olarak telafuz edilmekte iken; davalıya ait markada yer alan “…” ibaresi “… …” olarak telafuz edilmekte olduğunu, “…” ve “…” ifadesinin “çikolata, gofret, şekerleme, bisküvi vb” sektörlerde faaliyet gösteren işletmeleri tanımlayan düşük ayırt edicilikte kelimeler olması nedeniyle markalar bir bütün olarak değerlendirildiği takdirde markaların telaffuzlarının benzer olmadığını, bütün olarak bakıldığında tescilini talep ettikleri marka başvurusunun; davalının dayanak markasından uzaklaştığı, markaların bütünsel olarak ilişkilendirilebilir olmadığı, taraf markalarının tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunmadığı, somut uyuşmazlık bakımından tüketicinin farklı marka ile karşı karşıya olduğunu anlayabilmesinin mümkün olduğu, taraf markaları arasında anlamsal, fonetik ve görsel olarak benzerlik bulunmadığının görüleceğini beyanla; …’nun 15/12/2022 tarih ve … sayılı kararının iptaline ve müvekkilinin … başvuru numaralı “… ” ibareli markasının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 25/04/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuruya konu marka ile itiraz gerekçesi markalar arasındaki görsel ve işitsel yönden benzerliğin yanı sıra, markaların aynı/benzer mal/hizmetleri kapsaması hususu da dikkate alındığında, ilgili tüketici kesimi nezdinde marka sahipleri arasında iktisadi yönden bir bağlantı bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceğini, diğer bir ifade ile markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6(1) maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ŞİRKETİ vekili yasal cevap verme süresi geçtikten sonra ibraz ettiği 10/07/2023 tarihli dilekçesinde özetle; Davanın süresi içerisinde açılmamış olduğunu, süresi içinde açılmayan davanın usulden reddini talep ettiklerini, dava konusu markalar arasında SMK m.6/1 uyarınca iltibas olgusu koşullarının oluştuğunu, dava konusu olayda davacının tescil talebinde bulunduğu markası ile müvekkiline ait markanın, birebir aynı olup aynı mal ve hizmet sınıfında tescilli olduğunu, markaların kavramsal, görsel ve fonetik açıdan oldukça benzer olduğunu, markaların tescil edildiği mal veya hizmet sınıfı 30. sınıf olup bu mal ve hizmet sınıfındaki tüketicilerin genellikle çocuklar olduğunu, bu tüketici kitlesi, mal ve hizmetleri ayırt ederken daha düşük bir dikkat gösterdiğini, dolayısıyla her marka, tescilli olduğu mal ve hizmet sınıfındaki tüketiciye göre değerlendirileceğinden dava konusu olayda müvekkili ile davacı markasının karıştırılma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu, …’nın kararının yerinde olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı … Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…+…. …” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet … sayılı marka arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ….Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 15.12.2021 tarihinde “…+…. …” ibareli … sayılı tescil başvurusunda bulunduğu, …’nca 12.01.2022 tarih ve 388 sayılı …’nde başvurunun yayınlandığı, davalı şirketin 02.03.2022 tarihinde SMK m.6/1, m.6/3, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri kapsamında … sayılı markayı mesnet göstererek yayına itiraz dilekçesi sunduğu, davacının 12.04.2022 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, …’nca SMK m.6/1 hükmü gereği marka tescil başvurusunun reddine karar verildiği, redde mesnet olarak … sayılı markanın gösterildiği, bu karara karşı davacı tarafından 02.09.2022 tarihinde itirazda bulunulduğu, itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile; itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 16.12.2022 tarihinde tebliğ edildiği, 120 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hükümleri dikkate alındığında, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.” emtiaları, redde mesnet marka kapsamında aynen bulunmaktadır.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; kelime ve … unsurlarından oluştuğu, mavi dalgalı bir zemin üzerinde sol kısımda yapraklı içi açılmış hindistan cevizi figürüne yer verildiği, bu figürün hemen yanında büyük punto ile “…. …” ibaresine yer verildiği, bu ibarenin altında yer alan “…” ve bunun İngilizce ve Arapça yazım şeklinin oldukça küçük punto ile dizayn edildiği, “…. …” ibaresinin sağında ise dışı çikolata içi hindistan cevizli ürün görseline yer verildiği, umumi intiba olarak markanın ayırt edici unsurunun “…. …” ibaresi olduğu, “Söz görünümden yüksek sesle konuşur.” ilkesi uyarınca; … unsurunun, “…. …” unsuruna göre arka planda kaldığı, yine; “…” ve bunun …. yazım şeklinin oldukça küçük punto ile dizay edilmesinden mütevellit “…. …” ibaresine göre arka planda kaldığı tespit edilmiştir.
Redde mesnet marka incelendiğinde; “…” ibaresinden oluşan kelime markası olduğu tespit edilmiştir. Markanın esas unsuru; bu ibaredir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; markaların kapsamlarında yer alan emtiaların aynı oldukları, emtialar arasında benzerlik düzeyinin artmış olması halinde markalar arasındaki iltibas tehlikesinin bertaraf edilmesi için markaları oluşturan işaretler arasındaki farklılık derecesinin artmış olmasının gerekeceği (….), somut olayda da; karşılaştırılan markaların kapsamlarındaki emtiaların aynı olması nedeniyle ortalama tüketici kesimi nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin bertaraf edilmesi için markaları oluşturan işaretler arasında farklılık derecesinin artması gerektiği, ancak gerek redde mesnet markanın, gerekse başvuru markasının esaslı unsurlarının “…” ve “…. …” olarak görsel, işitsel ve kavramsal olarak yüksek düzeyde benzer oldukları, buna göre; somut olayda olduğu gibi, gerek karşılaştırılan markaların kapsamlarında yer alan emtialar arasındaki yüksek benzerlik düzeyi, gerekse markaların esaslı unsurlarının yüksek düzeyde benzer oluşları nazara alındığında, daha önce redde mesnet markayı gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra başvuru markası ile karşılaştığında, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı, redde mesnet markanın serisi niteliğinde zannederek tüketim tercihinde bulunabileceği, markaların aynı ticari kökenden geldiği hususunda yanılsama yaşayabileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökenlere işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde kafa karışıklığı yaşayabilecekleri, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 89,95 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL peşin harç, 179,90 TL başvurma harcı, 25,60 TL vekalet harcı, 120,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 505,40 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Şirketi tarafından yapılan 25,60 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Şirketi’ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,

Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/11/2023

Katip ….
E-imza

Hakim ….
E-imza