Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/189 E. 2023/490 K. 17.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/189 Esas
KARAR NO : 2023/490

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … ….
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : 2- … – …

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 14/04/2023
KARAR TARİHİ : 17/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/11/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 14/04/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının ülkemizde yıllardır medya alanında faaliyet gösteren köklü firmalardan biri olduğunu, bünyesinde görsel, işitsel ve yazılı medya alanlarında pek çok saygın medya kuruluşunu bulundurduğunu, uyuşmazlık konusu olan “…” markasını da medya sektöründe kullandığını, hal bu iken davalı şahsın …. başvuru sayılı “…” ibareli markasının tesciline davacının önceki tarihlerde tescil edilmiş olan … sayılı “…”lı markalarına dayalı olarak dosyaladığı itirazların diğer davalı … tarafından nihai olarak reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu, zira taraf markalarının görsel, işitsel ve umumi intiba açısından yakın benzer olduğunu, taraf markalarında birebir aynı “…” ibaresinin esas unsur hüviyetinde kullanılmış olduğunu, ayrıca dava konusu edilen markanın 35. Sınıfa giren hizmetler yönünden tescil edilmek istendiğini, davacının markalarının da bu hizmetler yönünden tescilli olduğunu, zaten taraf markalarının esas unsurları birebir aynı olduğundan aralarında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunun kabulünün gerektiğini ve davalı …’in de, dava konusu edilen markayı ilan etmeden önce SMK m. 5/1-(b), (c) ve (ç) hükümlerine göre kısmen reddine karar vermiş olduğunu, davacıya ait “…” esas unsurlu markaların reklamcılık faaliyetlerinin yanı sıra kanal içeriği ve yayın akışının düzenlenmesi bile davacının bu markaya yatırdığı emek ve mesaisinin niteliğini gösterdiğini, bu sebeple “…” esas unsurlu herhangi bir markanın tescil edilmesi halinde davacının markalarıyla karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğunu, ayrıca davacının tanınmış markalarının sahip olduğu ayırt edici karakterin zedeleneceğini ve bundan haksız kazanç elde edileceğini, davalı şahsın davacının tanınmış markasına bu derecede benzeyen bir işareti kendisine marka olarak seçmesinin davalının kötü niyetinin ve davacı ile haksız rekabet yapma saikinin açık bir tezahürü olduğunu iddia ederek, … …’nın dava konusu edilen 14.02.2023 tarihli ve … sayılı kararının iptaline ve … başvuru sayılı markanın tescil edilmesi durumunda hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 02/05/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu edilen markanın kapsamından SMK’nın m. 6/1 hükmü gereğince çıkartılmamış olan emtialar yönünden somut uyuşmazlıkta taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, ayrıca somut olayda davacının SMK m. 6/5 ve m. 6/9 hükümlerinin uygulanması koşullarının oluştuğunu da ispat edemediğini, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı …, davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı …. Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait …. sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacıya ait markaların tanınmış olup olmadığı, davalı şahsın kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, özel veya teknik hususlara ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın 12.01.2021 tarihinde “…” ibareli …. sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında …’nca SMK m.5/1-b, m.5/1-c, m.5/1-ç hükümleri gereği bir kısım hizmetlerin reddine karar verildiği, kalan mal ve hizmetler bakımından başvurunun 27.05.2021 tarih ve 373 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 13.07.2021 tarihinde … sayılı markayı mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/3 m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davalı şahsın 15.10.2021 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, yayına yapılan itirazın …’nca reddedildiği, ancak dava dışı üçüncü kişinin yayıma itirazı kabul edilerek bir kısım hizmetlerin başvurudan çıkartıldığı, bu karara karşı davacı şirket tarafından 15.08.2022 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davalı şahsın 24.08.2022 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, yeniden yapılan itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 15.02.2023 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu tescil edilmemiştir.
İlk olarak belirtilmesi gerekir ki; dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden, markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
… kararının iptali istemi bakımından ise; marka işlem dosyası ile sınırlı olarak ve iş bu davada ileri sürülen taleplerle bağlı kalınarak aşağıdaki şekilde değerlendirme yapılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı yan marka işlem dosyasında itiraza mesnet olarak sadece … sayılı markayı mesnet göstermiştir. Dava aşamasında bildirdiği 2016/88483 sayılı marka, marka işlem dosyasında itiraza mesnet gösterilmediğinden, sadece … sayılı marka değerlendirme kapsamına alınmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Elektrik enerjisi. Kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrikli motorlar, bunların parçaları ve tertibatları: hidrolik, pnömatik kontroller, kara taşıtları için olanlar hariç frenler, balatalar, krank milleri, dişliler, silindirler, pistonlar, türbinler, filtreler; kara taşıtlarında kullanılan ve bu sınıfta yer alan parçalar: taşıtlar için yağ, yakıt ve hava filtreleri, egzozlar, egzoz manifoldları, silindirler, silindir başları, pistonlar, karbüratörler, yakıt dönüşüm cihazları, enjektörler, yakıt tasarruf cihazları, pompalar, valfler, marşlar, dinamolar, bujiler Rulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar. Lastik sökme ve takma makineleri. Alternatörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Boya makineleri, otomatik boya püskürtme tabancaları, elektrikli, hidrolik ve pnömatik zımbalama makineleri ve tabancaları, elektrikli yapıştırıcı tabancalar, basınçlı hava veya sıvı püskürtücü makineler için tabancalar, elektrikli el matkapları, motorlu el testereleri, dekupaj makineleri, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler, kompresörler, araç yıkama makineleri ve yukarıda sayılan makine ve araçlarla aynı işleve sahip robotlar. Her türlü malzemeden mamul alet sapları. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler. Değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Kampçılar için uyku tulumları. Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri ile davacıya ait itiraza mesnet marka kapsamında yer alan ve bilirkişi raporunda tablolaştırılarak ifade edilen emtiaların 35.sınıfta satışı hizmetleri benzerdir. Zira; bunların bir kısmının birbirini ikame özelliği bulunur, bir kısmı benzer ihtiyaçları giderir, bir kısmı benzer alıcı çevresine hitap eder, bir kısmının birbirlerini tamamlayıcı ilişki bulunur, bir kısmının dağıtım kanalları ve satış yerleri aynıdır, bir kısmının aralarında ham madde/yarı mamul/mamul ilişkisi bulunur.
Dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Bisikletler ve bunların gövdeleri, gidonları, çamurlukları. Bebek arabaları, tekerlekli sandalyeler, pusetler. El arabaları, pazar arabaları, tek veya çok tekerlekli el arabaları, market arabaları, ev eşyaları için tekerlekli taşıyıcılar. Raylı taşıtlar: Lokomotifler, trenler, tramvaylar, vagonlar, teleferikler, telesiyejler. Deniz taşıtları ve parçaları (motorları hariç). Hava taşıtları ve parçaları (motorları hariç). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” ile davacıya ait itiraza mesnet marka kapsamında yer alan mal ve hizmetler arasında ise, yukarıda yer verilen kıstaslara göre, benzerlik ilişkisi tespit edilememiştir.
Dava konusu marka başvurusu “…” ibaresinden oluşmaktadır. İtiraza mesnet … sayılı marka da “…” ibaresinden oluşmaktadır. İtiraza mesnet marka; siyah renkli kare bir zemin üzerinde, beyazdan griye geçişken özellikli “a” harfi ve hemen yanında bulunan turuncu renkli “5” harfinden oluşmaktadır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; dava konusu marka kapsamında yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Elektrik enerjisi. Kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrikli motorlar, bunların parçaları ve tertibatları: hidrolik, pnömatik kontroller, kara taşıtları için olanlar hariç frenler, balatalar, krank milleri, dişliler, silindirler, pistonlar, türbinler, filtreler; kara taşıtlarında kullanılan ve bu sınıfta yer alan parçalar: taşıtlar için yağ, yakıt ve hava filtreleri, egzozlar, egzoz manifoldları, silindirler, silindir başları, pistonlar, karbüratörler, yakıt dönüşüm cihazları, enjektörler, yakıt tasarruf cihazları, pompalar, valfler, marşlar, dinamolar, bujiler Rulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar. Lastik sökme ve takma makineleri. Alternatörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Boya makineleri, otomatik boya püskürtme tabancaları, elektrikli, hidrolik ve pnömatik zımbalama makineleri ve tabancaları, elektrikli yapıştırıcı tabancalar, basınçlı hava veya sıvı püskürtücü makineler için tabancalar, elektrikli el matkapları, motorlu el testereleri, dekupaj makineleri, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler, kompresörler, araç yıkama makineleri ve yukarıda sayılan makine ve araçlarla aynı işleve sahip robotlar. Her türlü malzemeden mamul alet sapları. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler. Değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Kampçılar için uyku tulumları. Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri ile davacıya ait itiraza mesnet marka kapsamında yer alan bir kısım hizmetlerin benzer olduğu, belirtilen bu hizmetlerin bir kısmının dikkatli ve bilinçli tüketici kesimine, diğer bir kısmının ise makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesimine hitap ettiği, emtialar arasında benzerlik düzeyinin artmış olması halinde markalar arasındaki iltibas tehlikesinin bertaraf edilmesi için markaları oluşturan işaretler arasındaki farklılık derecesinin artmış olmasının gerekeceği (….), bununla birlikte; emtialar arasında benzerlik düzeyinin ayniyetten uzaklaşması halinde iltibas tehlikesinin oluşması için markaları oluşturan işaretler arasındaki farklılık derecesinin azalmış olmasının gerekeceği, somut olayda; yukarıda belirtilen dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan hizmetler ile davacıya ait itiraza mesnet marka kapsamında yer alan bir kısım hizmetlerin ayniyet düzeyinde benzer olmasa da, markaları oluşturan işaretlerin müşterek olarak “…” ibarelerini içermelerinden kaynaklı olarak, görsel, işitsel ve kavramsal düzlemde yüksek düzeyde benzerlik bulunduğu, markalarda yer alan farklı renk ve yazım stilinin, markaların birebir aynı olmasını engellediği düşünülse de, söz konusu markaların birbirinden ayırt edilemeyecek derecede benzer olmalarını bertaraf edemediği, dolayısıyla; somut olayda, karşılaştırılan hizmetler arasındaki benzerlik düzeyinin ayniyet derecesinde benzer olmaması olgusunun, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik düzeyinin ayırt edilemeyecek derecede olması olgusu ile dengelendiği, buna göre; daha önce davacıya ait itiraza mesnet markayı gören, işiten, bu markalı hizmetlerden yararlanan gerek dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin, gerekse makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu marka başvurusunu, yukarıda belirtilen hizmetler üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, bu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı, itiraza mesnet marka ile ilişkilendireceği, her iki markanın da ayı ticari kökenden geldiği hususunda yanılsamaya düşerek tüketim tercihinde bulunacağı, bir kısım tüketici kesiminin, markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde kafa karışıklığı yaşayacağı, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında, yukarıda belirtilen hizmetler bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu, davaya konu sair hizmetler bakımından, mal-hizmet benzerliği karşılanmadığından, bu yönde bir tehlikenin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacının marka işlem dosyasına sunduğu delillerden, davacının “…” markasının, dava konusu edilen markanın kapsamına alınmak istenen mal ve hizmetlerin hitap ettiği sektörlerdeki bilinirliği, bu markaya ve markanın tanıtımına yapılan yatırımlar, bu markanın piyasa payı anlaşılamadığından, bu markanın bu sektörde “tanınmış” olduğunun söylenmesi mümkün görülmemiştir. Hatta davacı taraf, “…” markasının kullanımına ilişkin dahi, marka işlem dosyasına herhangi bir delil sunmuş değildir. Dolayısıyla, davacıya ait itiraza mesnet markanın tanınmış marka olduğu ispatlanamadığından SMK m.6/5 hükmü koşulunun somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (….)
Somut olayda; davaya konu marka başvurusu ile itiraza mesnet markanın bir kısım hizmetler bakımından iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şahsın kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; somut olayda, davaya konu bir kısım hizmetler bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu anlaşıldığından, “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Elektrik enerjisi. Kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrikli motorlar, bunların parçaları ve tertibatları: hidrolik, pnömatik kontroller, kara taşıtları için olanlar hariç frenler, balatalar, krank milleri, dişliler, silindirler, pistonlar, türbinler, filtreler; kara taşıtlarında kullanılan ve bu sınıfta yer alan parçalar: taşıtlar için yağ, yakıt ve hava filtreleri, egzozlar, egzoz manifoldları, silindirler, silindir başları, pistonlar, karbüratörler, yakıt dönüşüm cihazları, enjektörler, yakıt tasarruf cihazları, pompalar, valfler, marşlar, dinamolar, bujiler Rulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar. Lastik sökme ve takma makineleri. Alternatörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Boya makineleri, otomatik boya püskürtme tabancaları, elektrikli, hidrolik ve pnömatik zımbalama makineleri ve tabancaları, elektrikli yapıştırıcı tabancalar, basınçlı hava veya sıvı püskürtücü makineler için tabancalar, elektrikli el matkapları, motorlu el testereleri, dekupaj makineleri, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler, kompresörler, araç yıkama makineleri ve yukarıda sayılan makine ve araçlarla aynı işleve sahip robotlar. Her türlü malzemeden mamul alet sapları. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler. Değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Kampçılar için uyku tulumları. Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri bakımından … sayılı … kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Elektrik enerjisi. Kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrikli motorlar, bunların parçaları ve tertibatları: hidrolik, pnömatik kontroller, kara taşıtları için olanlar hariç frenler, balatalar, krank milleri, dişliler, silindirler, pistonlar, türbinler, filtreler; kara taşıtlarında kullanılan ve bu sınıfta yer alan parçalar: taşıtlar için yağ, yakıt ve hava filtreleri, egzozlar, egzoz manifoldları, silindirler, silindir başları, pistonlar, karbüratörler, yakıt dönüşüm cihazları, enjektörler, yakıt tasarruf cihazları, pompalar, valfler, marşlar, dinamolar, bujiler Rulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar. Lastik sökme ve takma makineleri. Alternatörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Boya makineleri, otomatik boya püskürtme tabancaları, elektrikli, hidrolik ve pnömatik zımbalama makineleri ve tabancaları, elektrikli yapıştırıcı tabancalar, basınçlı hava veya sıvı püskürtücü makineler için tabancalar, elektrikli el matkapları, motorlu el testereleri, dekupaj makineleri, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler, kompresörler, araç yıkama makineleri ve yukarıda sayılan makine ve araçlarla aynı işleve sahip robotlar. Her türlü malzemeden mamul alet sapları. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler. Değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Kampçılar için uyku tulumları. Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri bakımından … sayılı … kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 89,95 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kısmen reddolunması ve davalı …’in kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
6-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
7-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 179,90 TL peşin karar ve ilam harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL başvurma harcı, 64,00 TL vekalet harcı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 544,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.288,40 TL yargılama giderinin 1/2’si olan 2.144,20 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 2.144,20 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin ve Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı …’ın yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza