Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/15 E. 2023/139 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/15 Esas
KARAR NO : 2023/139

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 10/01/2023
KARAR TARİHİ : 24/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/03/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı 10/01/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; … başvuru numaralı “…” ibareli marka tescil başvurusunun, …. tarafından incelenmesi sonucunda reddine karar verildiğini, redde gerekçe olarak SMK 5/1(ç) maddesinin gösterildiğini, fakat başvurduğu “…” ibareli marka ile redde konu olan … başvuru/tescil numaralı “…” markasının aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler içermemekte olduğunu, başvurduğu “…” ibareli ismin … balon balığı anlamına gelmekte olduğunu, redde gerekçe gösterilen “…” ibareli marka ise bir eğitim kurumu tarafından tescil edilmiş olup … balon balığı anlamına gelmemekte olduğunu, ayrıca söz konusu markanın birkaç ismin birleşimi gibi gözükmekte olduğunu ve herhangi bir dilde herhangi bir anlam içermediğini, başvuruda bulunduğu … balon balığı manasına gelen “…” ibaresini aynı zamanda doctor … ve … olarak 3 farklı müzik türünde müzisyen mahlası olarak sahne sanatları ve müzik üretim alanında 2014 yılından beridir kullanmakta olduğunu, başvurusunun reddine konu olan “…” ibareli markanın kendi hizmet ettiği sektörle yani müzik ve sahne sanatlarıyla içerik olarak bir benzerliği görülmediğini, sonuç olarak başvuruda bulunduğu “…” ibareli ismin “…” ile anlamsal olarak birbirinden tamamen farklı ve benzerlik göstermediğini beyanla; hakkında verilen .. kararının iptaline, marka başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 17/01/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, marka başvurusunun, 6769 sayılı Kanunun 5/1-ç hükmüne göre reddedilemeyeceğini iddia
etmekte olduğunu, davacı tarafın iş bu iddiası yerinde olmayıp reddi gerektiğini, dava konusu … sayılı marka incelendiğinde “…” ibaresinden oluştuğunun görülmekte olduğunu, markanın münhasıran … ibaresinden oluşmakta olduğunu, ibarede siyah zemin renk
unsuru kullanılmış olsa da bu durum ibarenin … olarak okunup algılanmasının önüne
geçmemiş olduğunu, markaya herhangi bir ayırt edicilik katmadığını, davacı markasının esas unsurunun
… ibaresi olduğunun sabit olduğunu, davacı markasının esas unsuru olan “…” ibaresinin, redde
mesnet markada da aynen yer almakta olup, esas unsur konumunda olduğunu, bu benzer durumun
yanı sıra, davacı markası, redde mesnet markanın tescilli olduğu hizmetlerle aynı/aynı türden
ilişkili hizmetlerde tescil edilmek istenmekte olduğunu, davacı tarafın bu ibareyi …. olarak “3 farklı müzik türünde
müzisyen mahlası olarak sahne sanatları ve müzik üretim alanında 2014 yılından beri kullandığını”
iddia etmekte olduğunu, fiili kullanım nedeniyle de marka başvurusunun reddedilemeyeceğini iddia
etmekte olduğunu, bu iddianın isabetli olmadığını beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan… Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalının tesis ettiği… sayılı… kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile redde mesnet alınan … sayılı “…” ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının “…” ibaresinin 41.sınıfta yer alan bir kısım hizmetler için 11.08.2022 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunda yapılan ilk incelemeler sonrasında SMK m.5/1-ç hükmü gereği marka tescil başvurusunun reddine karar verildiği, redde mesnet olarak … sayılı markanın gösterildiği, söz konusu ret kararına karşı davacı yanın 11.10.2022 tarihinde karara itiraz ettiği, yapılan itirazı değerlendiren …. ‘nun… sayılı… kararı ile itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 11.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilmezler. (6769 sayılı SMK m.5/1-ç)
Mutlak red nedenleri, marka olarak seçilmiş bulunan işaretin niteliğinden kaynaklı, yetkili mercilerce re’sen incelenmesi gereken tescil engelleridir. Söz konusu engellerin dayanağı kamu menfaati ve kamu düzenidir. Bu kategori içerisine giren işaretlerin, başka bir kişiye ait oldukları veya üzerlerinde üçüncü kişilerin hakları bulunduğu için değil, aksine herkesin kullanımına açık tutulmaları gerektiğinden üzerlerinde hiç kimsenin hak iddia edemeyeceği mülahazasıyla marka olarak tescilleri reddedilmektedir. Bunun tek istisnasını, daha önce, aynı türdeki mal ya da hizmetler için tescil olunmuş veya tescili için müracaat edilmiş bulunan bir markanın aynısı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzeyen marka başvuruları oluşturmaktadır. Bu olasılık, üçüncü bir kişinin marka hakkı temeline dayanmakla birlikte mutlak red nedenleri arasında sayılmıştır. (…) Marka hukukunda öncelik ilkesi hakimdir. Bu ilkeye göre, marka olarak tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir işaret, aynı mal ya da hizmetler için başkası tarafından tescil ettirilemez. Bu ilkenin görünümlerinden birini 6769 sayılı SMK m.5/1-ç bendinde düzenlenen mutlak red nedeni oluşturur.
SMK’nin 5.maddesi mutlak red nedenlerini düzenlemiş olup, bu maddede sayılan hususlar gerek …, gerekse mahkemelerce resen gözetilmesi gerekir. SMK’nin 6.maddesi ise, nisbi red sebeplerini düzenlemiş olup, bu maddede düzenlenen hususlar resen gözetilemez, ancak ilgili kişiler tarafından ileri sürülebilir.
SMK’nin 5/1-ç bendinde belirtilen “aynı” olma; karşılaştırılan işaretlerin özdeş, birbirinden farksız, birebir aynı, taklit v.b. olmalarını ifade eder. Bunun yanında, işaretlerin örneğin farklı renk veya büyüklükte olması, yazı karakteri ya da tipinin farklılaştırılması gibi değişiklikler de “aynı” olma durumunu etkilemez. “Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” ise, karşılaştırılan işaretler arasındaki farklılıkların markanın kapsadığı mal ve hizmetin orta düzeydeki alıcı kitlesi üzerinde bıraktığı genel izlenim itibariyle önemsenmeyecek derecede düşük olması nedeniyle aynı işaret gibi algılanmasıdır. Bu durumda, karşılaştırılan işaretlerin “aynı” ya da “ayırtedilemeyecek kadar benzer” olması halinde, markayı oluşturan işaretler arasında iltibasın varlığı ayrıca bir inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olduğu peşinen kabul edileceğinden; anılan Kanunun 5/1-ç bendinde ayrıca iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarının da araştırılması gibi bir koşul yer almamıştır. Bu bakımdan, yukarıda da ifade edildiği gibi bir ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik mevcut ise … tarafından re’sen başvurunun 6769 sayılı SMK 5/1-ç bendi uyarınca reddine karar verilebilecektir. Ancak, marka tescilinde nispi ret nedeninin düzenlendiği 6769 sayılı SMK 6/1 fıkrasına göre başvurunun reddedilebilmesi için, başvurunun bültende ilanı üzerine yasal sürede ilgililerin itirazı halinde Kurumca işaretler arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil halk tarafından karıştırılma ihtimaline neden olacak derecede benzerlik bulunup bulunmadığı hususu incelenecektir. Bir başka deyişle, anılan madde hükmüne göre yapılacak benzerlik incelenmesinde asıl olan karıştırılma ihtimalidir. Bu nedenle, 6769 sayılı SMK m.18. maddesi uyarınca Kurum tarafından 6. madde yönünden inceleme yapılırken, başvuru konusu işaretin üzerinde kullanılacağı mal veya hizmetlerin ortalama tüketicileri nezdinde sicilde daha önce tescilli bir marka veya marka başvurusu ile karıştırılma ihtimaline yol açılıp açılmayacağının da değerlendirilmesini gerektiren derecede, yani Kurumca takdir yetkisinin kullanılacağı bir benzerlik mevcut ise, bu takdirde işaretler arasında güçlü ve açık bir iltibasın varlığı peşinen kabul edilmiş sayılamayacağından “ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” bulunduğundan bahisle re’sen, başvurunun reddine karar verilemez. Çünkü, böyle bir durumda işaretlerin 6769 sayılı SMK m.6/1 fıkrası anlamında bir “benzer”liği söz konusu olacağından, artık bu husus nispi ret nedeni olarak ve ancak başvuruya itiraz halinde Kurumca değerlendirilebilecektir. Zira, nispi red sebepleri kamu menfaati ile ilgili olmadığından, mahkeme veya … tarafından re’sen dikkate alınması mümkün değildir. Bunların mutlaka 6769 sayılı SMK’nin düzenlediği prosedür çerçevesinde ilgili kişiler tarafından itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. SMK’nin 6/1 fıkrası kapsamında karıştırılma tehlikesine yol açıp açmadığının değerlendirilebilmesi ise ancak ilgililer tarafından anılan Kanun çerçevesinde itirazda bulunulmasına bağlıdır. Böyle bir değerlendirme yapılırken her tescil başvurusunun somut koşullarının gözetilmesi gerekliliği de göz ardı edilmemelidir. (Mülga KHK dönemine ilişkin değerlendirme; …)
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesinde, markaların kapsadıkları mal veya hizmet gruplarına göre belirlenecek olan ortalama tüketiciler esas alınacak ve yapılacak karşılaştırma sırasında markalardaki ayırt edici özellik taşımayan tali ve jenerik unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Ortalama tüketicinin dikkat ve algı düzeyi, mal veya hizmetin niteliğine, türüne ve fiyatına göre değişebilmektedir. Markaların ortalama tüketici tarafından ne şekilde algılandıkları, ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesinde yapılacak global değerlendirme bakımından belirleyici role sahiptir. Ortalama tüketici; “İyi bilgilenmiş, makul derecede gözlem yapan, makul derecede dikkatli, makul derecede tecrübeli ve makul derecede ihtiyatlı kimse”dir. Bu farazi kişi, markayı bir bütün olarak algılar, değişik markalar arasında karşılaştırma imkanını nadiren bulabilir. Daha çok, markaları, hafızasında tutabildiği kadar görüntüsüne göre değerlendirme yapar, detayların analizine girmez. (…)
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, celp edilen marka işlem dosyası, redde mesnet marka tescil belgesi ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “(41-1) Eğitim ve öğretim hizmetleri.(41-2) Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.(41-3) Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil).(41-4) Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil).(41-5) Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri.(41-6) Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri.(41-7) Fotoğrafçılık hizmetleri.(41-8) Tercüme hizmetleri.”, redde mesnet marka kapsamında aynen bulunmaktadır.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; siyah renkli kare bir zemin üzerinde dışı beyaz içi siyah renkler ile oluşturulmuş ve stilize bir görünüm verilmiş “…” ibaresinden oluştuğu tespit edilmiştir.
Redde mesnet marka incelendiğinde; yeşil renkler ile oluşturulmuş kelime ve şekilden oluşan karma bir marka olduğu, “…” ibaresine yer verildiği, “F” harfinin dikey çizgisinin devamı olarak “ağaç dalları” figürüne yer verildiği tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; “…” ve “…” ibarelerinden kaynaklı markalar arasında yüksek düzeyde benzerlik bulunsa da, karşılaştırılan markalar tıpa tıp aynı değildir. Başvuru markasının son harfi “U”, redde mesnet markanın son harfi ise “Ü”den oluşmaktadır. Bununla birlikte markaların tertip tarzı birbirinden farklıdır. Yine redde mesnet markada bulunan şekil unsuru, başvuru markasında bulunmamaktadır. Dolayısıyla; kelime ibarelerinden kaynaklı benzerliğin ilgili tüketiciler nezdinde bağlantı kurma ihtimali dahil karıştırılma tehlikesine yol açabileceği düşünülse bile, bu husus SMK m.6/1 hükmü bağlamında ancak nispi tescil engeli oluşturabilecektir. Bu durumda, davalı …’in SMK m.6/1 hükmü kapsamı içerisine girecek şekilde benzerlik değerlendirmesi yapması, gerek SMK m.5/1-ç bendinde belirtilen düzenlemeye, gerekse SMK m.5/1-ç bendinin uygulanmasını gösterir yerleşik yargı içtihatlarına aykırılık teşkil etmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki; SMK m.5/1-ç bendinde belirtilen mutlak tescil engeline ilişkin düzenleme, SMK’nin genel gerekçesinde … mevzuatıyla uyumunun arttırılmasını amaçladığını belirten açıklama karşısında, …’nin … sayılı topluluk marka direktifi ile … sayılı topluluk marka tüzüğünde mutlak tescil engeli olarak değil, nispi tescil engeli olarak düzenlenmiştir. SMK’nin … mevzuatıyla uyumunun arttırılmasına ilişkin Kanun Koyucunun amacı doğrultusunda SMK m.5/1-ç bendinin dar yorumlanması, Kanun Koyucunun amacına uygundur. Esasında markaların benzerliği problemi, içerisinde subjektif unsurları barındırdığından SMK m.5/1-ç bendi kapsamında yapılacak değerlendirmede ilk bakışta ve hemen aynılık veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olgularının mevcudiyetinin aranması elzemdir. Somut olayda, yukarıda yer verilen maddi tespitler karşısında, ilk bakışta ve hemen markaların aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunmadıkları, markalar arasında bulunan ve yukarıda açıklanan farklılıkların, marka başvurusunun yayıma çıkartılmasını zaruri kıldığı, davalı …’ce SMK m.5/1-ç bendi dayanak gösterilerek yapılan değerlendirmenin belirtilen gerekçelerle hatalı olduğu kabul edilmiştir.
Nitekim eldeki uyuşmazlığa emsal olabilecek nitelikteki bir uyuşmazlıkta; …. sayılı kararı ile; … … markası ile … (Şekilli yazım karakterinde) markası arasında, SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca iltibas bulunmadığı yönünde karar verilerek, SMK m.5/1-ç hükmü, yukarıda ifade edildiği üzere, dar yorumlanarak mesele çözümlenmiştir.
Davacı vekili her ne kadar dava dilekçesinde dava konusu marka başvurusunun tescilini de talep etmişse de, …. sayılı kararında belirtildiği üzere, markanın tescili 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (somut olayda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu) sisteminde idari bir sürecin neticesinde gerçekleşir. Marka başvuru sahibi, başvuru ile bir hukuki durum içine girer ancak başvuru, sahibine şarta bağlı bir talep hakkı verir. Söz konusu olan beklenen bir haktır. Gerekli şartların yerine getirilmesi ile birlikte bir sonuca (tescile) ulaşacaktır (…). Adı geçen KHK (somut olayda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu) kapsamında mahkemelere tescil isteminin kabulü ya da reddi yönünde tanınmış bir yetki bulunmamaktadır. Tescil işlemi idari nitelikte bir işlem olup Kurul kararının kabulüne bağlı doğal bir sonuçtur. Tescil istemi ayrı bir dava olarak değerlendirilemez. Bu nedenle yukarıda belirtilen gerekçelerle davaya konu… kararının iptali ile yetinilmiş, tescil istemi yönünde olumlu/olumsuz ayrıca hüküm kurulmamıştır.

Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kabulü ile… sayılı… kararının iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı… kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL peşin harç, 179,90 TL başvurma harcı, 171,00 TL posta-tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 530,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı … ve Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/03/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza