Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/145 E. 2023/496 K. 17.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/145 Esas – 2023/496
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/145 Esas
KARAR NO : 2023/496

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
….
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 25/03/2023
KARAR TARİHİ : 17/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 25/03/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı yanın … sayısı ile “…” ibaresinin tescili için başvuruda bulunduğunu, başvuru kapsamında 41 ve 42. Sınıf hizmetlerin yer aldığını, başvuruya dönük itirazlarının Kurum tarafından reddedildiğini, verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin tanınmış “…” markasının sahibi olduğunu, ayrıca “…” format altında da çok sayıda mağazaya sahip olduğunu, “…” markasının tanınmış bir marka olduğunu, bu durumun Kurum tarafından da tespit edildiğini, dava konusu “…” ibareli marka başvurusunun tescili halinde, tüketiciler nezdinde bu markanın müvekkili firmanın “…/…” ibareli olan seri markaların devamı olduğu veya bir firmayla iş birliği yapıldığı yönünde intiba oluşacağının açık olduğunu, davalı yanın bu sayede müvekkili markasının tanınmışlığından haksız fayda sağlayacağını, başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerin tamamının, müvekkilinin markaları kapsamında da yer aldığını, “…” ibareli marka başvurusunun, müvekkiline ait esas unsuru “…” ve “…” ibareleri olan markalar ile görsel anlamda ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, bu şekilde birbirlerinin serisi algısı yarattıklarını, yine markaların işitsel olarak benzerlik taşıdıklarını, dava konusu markanın “…” sesini birebir barındırdığını, taraf markaları arasında bu bağlamda karıştırılma ihtimalinin ortaya çıktığını, …’ın “… ” gibi markaları müvekkili markalar ile benzer gördüğünü, yine diğer davalı Kurum’un da müvekkili lehine vermiş olduğu kararlarının bulunduğunu, müvekkilinin aynı zamanda … alan adının da sahibi olduğunu, bu nedenle de dava konusu marka başvurusunun tescilini engelleyebileceklerini, davalı başvurusunun kötü niyetle yapılmış bir başvuru olduğunu, iddia ederek … sayılı … kararının iptali ve dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı … vekili 29/03/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Markalar arasında yapılan bütüncül değerlendirme sonucunda; benzerlik ve iltibas şartlarının oluşmadığı, markaların görsel, işitsel, kavramsal ve genel görünümleri itibariyle farklı olmaları sebebiyle ilgili tüketici kitlesi nezdinde karıştırılmayacağı, birbirleriyle ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma olasılığının bulunmadığını, öte yandan iddia edilen diğer hususlar hakkında sunulan delillerin yeterli olmadığı, bu nedenle bu kapsamda aranan şartların somut olayda gerçekleşmediğini, … kararının hukuka uygun ve yerinde olduğunu beyanla; … sayılı kararının iptali isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … ŞİRKETİ, dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen yasal süre içinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, 6100 sayılı HMK ….128 hükmü uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı … Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ….15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK ….25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, marka işlem dosyasında ileri sürülen kullanmama def’inin yerinde olup olmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davacıya ait alan adı ile dava konusu marka arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, özel veya teknik hususlara ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 25.12.2020 tarihinde “…” ibareli … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.04.2021 tarih ve 371 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 28.06.2021 tarihinde “…/…” esas unsurlu markaları mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın ….6/1, ….6/3 ….6/5, ….6/6 ve ….6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davalı şirketin 31.08.2021 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, dilekçesinde …. sayılı markalara ilişkin kullanmama def’i ileri sürdüğü, davacının 01.11.2021 tarihli marka kullanım ispat formu ibraz ettiği, yayına yapılan itirazın …’nca reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 28.02.2022 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davalı şirketin 04.04.2022 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, yeniden yapılan itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 30.01.2023 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka 15.03.2023 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Marka işlem dosyasında davacıya ait bir kısım itiraza mesnet markaların kullanılmadığına yönelik def’i ileri sürülmüştür.
Davacı yanın markasal kullanımlarını göstermeye yönelik olarak işlem dosyasına sunduğu deliller incelendiğinde;
– … A.Ş. isimli bir firma tarafından davacıya kesilen 2 adet fatura (Fatura içeriklerinin davacı yanın 41 ve 42. Sınıf hizmetlerdeki kullanımlarını gösterir nitelikte değerlendirilemeyeceği, bu faturaların davacı yan tarafından yapılan birçok farklı ürünün satın alımına yönelik olduğu görülmüştür.
– Üzerinde hiçbir tarih bilgisi yer almayan “… …” markalarının tanıtımı ile ilgili broşürler
– “…” markaları ile ilgili tarihsiz tanıtım dokümanları,
– “…” isimli yayının 2016-2017-2018-2019 tarihli basımlarından alınan ekran görüntüleri,
– “…” şeklindeki davacı markasının tanıtımını içerir tarihsiz belgeler gibi deliller oldukları görülmüştür. Bu delillerin hiçbiri davacı yanın 41 ve 42. Sınıf hizmetlerde aktif, yoğun ve ciddi markasal kullanımlar gerçekleştirdiğini ortaya koymaya yeterli deliller olarak görülmemiştir.
Bu halde davacı yana ait …. sayılı markaların uyuşmazlık konusu hizmetlerde kullanımları ispatlanamadığından, … kararının iptali istemi bakımından SMK ….6/1 itirazı kapsamında bu markaların incelenmesi mümkün olamayacaktır.
Bununla birlikte davalı taraf, dava dosyasına herhangi bir cevap sunmamış olup, hükümsüzlük talebi açısından usulüne uygun olarak ileri sürülen kullanmama def’i bulunmadığından, yukarıda belirtilen markalar, hükümsüzlük istemi bakımından SMK ….6/1 itirazı kapsamında değerlendirme kapsamına alınmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka kapsamında yer alan 41 ve 42.sınıftaki hizmetler ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markaların kapsamlarında yer alan ve bilirkişi raporunda koyu renk ve altı çizili olarak vurgulanan 41 ve 42.sınıftaki hizmetler aynı/aynı türdür.
Dava konusu markanın “…” şeklinde kırmızı ve beyaz renklerin kullanımı ile tasarlanmış, “…” sözcüğünün kırmızı ve markanın ön kısmında, “…” kelimesinin ise beyaz/kırmızı renkte ve markanın ikincil sözcük unsuru olarak kullanıldığı, markadaki “…” ve “…” sözcüğünün “K” harflerinin büyük yazımı tek parça halinde yazılan sözcüğün homojen bir yapıda algılanmamasını sağlandığı ve “…” ve “…” sözcüklerinin bir araya gelmesi ile oluşturulduğu bilgisinin tüketiciye yansıtımının mevcut olduğu, tespit edilmiştir.
Davacı yan markaları ise başta “…” görselini haiz ve ayrıca … sicil kayıtlarında da … sayısı ile tanınmış markalar sicilinde kaydı olan markası başta olmak üzere “…/…” ibarelerini esas ya da tali unsur olarak ihtiva edecek şekildeki muhtelif markalardan oluşmaktadır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; davaya konu marka umumi intiba olarak incelendiğinde, markayı oluşturan “…” unsurunun, markanın genel görünümü içinde ayrı ve bağımsız bir şekilde algılanabildiği, dava konusu marka kapsamında yer alan 41 ve 42.sınıf hizmetler ile bilirkişi raporunda yer verilen davacıya ait markaların kapsamındaki 41 ve 42.sınıf hizmetlerin aynı/aynı tür olduğu, davacıya ait “…/…” esas unsurlu markalar ile dava konusu marka arasında “…” ibaresinin müştereklinden kaynaklı olarak görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunduğu, söz konusu benzerliğin, … Hukuk Genel Kurulu’nun 15.12.2022 tarih …. sayılı karar içerikleri de dikkate alındığında, ilgili tüketici kesimi nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi doğmasına sebep olacağı, dolayısıyla, davaya konu marka kapsamında yer alan tüm hizmetler bakımından SMK ….6/1 hükmü koşulunun somut olayda oluştuğu kanaatine varılmıştır.
… sayılı kararı uyarınca; iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, bu yönden dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunun aksi yöndeki hukuki kanaatlerine itibar edilmemiştir.
Dava konusu marka kapsamında yer alan tüm hizmetler bakımından SMK ….6/1 hükmü koşulu somut olayda gerçekleştiğinden, davacı yanın tanınmışlık, alan adı nedeniyle iltibas ve kötü niyet iddialarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı … kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK ….27/6 hükmü uyarınca hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen …’e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 89,95 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT ….3 hükmü gereği hesaplanan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL peşin harç, 179,90 TL başvurma harcı, 25,60 TL vekalet harcı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 170,00 TL posta-tebligat ücreti olmak üzere toplam 4.100,82 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan 25,60 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-HMK ….333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK ….341 ve ….345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2023

Katip …
E-imza

Hakim ….
E-imza