Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/132 E. 2023/320 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/132 Esas
KARAR NO : 2023/320

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 20/03/2023
KARAR TARİHİ : 16/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/07/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 20/03/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmaya ait markanın yalnızca “…” kelimesine indirgenerek, markanın bütüncül unsurları ayrıştırılarak davalı …’ce değerlendirilmiş olduğunu, markayı oluşturan unsurların bir bütün olarak göz önünde bulundurulmamış olduğunu ve bu nedenle de marka hukukunun temel prensiplerinden olan, “aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzer olup olmama durumunun tespitinde markanın bir bütün olarak bıraktığı izlenimin göz önüne alınması ve değerlendirmenin bu çerçevede yapılması” ilkesine ters düşülmüş olduğunu, davalı firmanın marka adındaki ayırt edicilik arz eden unsurun “…” olup, söz konusu sözcüğün “…” konumunda olduğunu, nitekim davalı firma … Bulvarında faaliyet göstermekte olup, bu şartlar göz önünde bulundurulduğunda marka ismi olarak “…” kelimesinin tescil ettirilmesinin, markaya dar bir koruma sağlayacağının doktrin görüşleri ve yargı kararlarıyla da sabit olduğunu, müvekkili davacı firmanın ise markanın ayırt edici unsuru olarak “…+…” sözcüklerini tercih etmiş olduğunu, ayırt ediciliği düşük olan “…” kelimesinin peşine, ayırt ediciliği yüksek olan “…” kelimesini de ekleyerek marka ismini özgünleştirmiş olduğunu, müvekkili davacınının marka isminin sebeplerinden biri de, polikliniğinin bulunduğu site isminin de “… … sitesi” olduğunu, bu şartlar altında, markasını özgünleştirmiş olan, marka isimleri, yazı stilleri, logo şekli ve renkleri birbirinden tamamen farklı olan iki markanın birbiri ile karıştırılma ihtimali olduğundan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, …. sınıf, içeriği itibariyle … alıcı gurubuna hitap etmekte olduğunu, ayrıca tüketicinin dikkat seviyesi mal ve hizmetlerin niteliğine göre değişmekte olup, somut olaya konu … tedavisi hizmetinde; tüketici kitlesinin/hastaların … kliniğine randevu alarak gelmeleri ve hastanın hangi doktordan randevu aldığı, randevu saati, klinik adresi, adı bilgilerinin net bir şekilde hastaya aktarıldığı hususları göz önüne alındığında, hastaların gidecek olduğu … polikliniğini bir başkasıyla karıştırma ihtimalinin imkan dahilinde olmadığının anlaşılacağını beyanla; … sayılı ve 20.01.2023 tarihli … Kararının iptaline, “… … … …” markasının sicile tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalı … vekili 30/03/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Dava konusu marka başvurusuna ilişkin …kararının, usul ve hukuka
tamamen uygun olduğunu, bu nedenle taraf markaları arasında işaret anlamında benzerlik
bulunmakta olup, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesinde iltibas tehlikesi için
aranan ilk şart olan işaret benzerliği şartının oluşmuş olduğunu, başvuru markasının diğer davalı markalarına
işaret anlamında benzerliği ve anılan markalar kapsamında yer alan hizmet
benzerliğinin de bulunması sebebiyle somut olayda başvuru markası açısından
nispi tescil engeli oluşmuş olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 09/04/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İtiraza konu markanın, müvekkiline ait markalar ile 6769 sayılı SMK madde 6/1 kapsamında iltibasa neden olacak derecede benzer olduğunu, marka tali unsuru olan “…” kelimesinin, ticari çevrelerce ve müşterilerce tanınmış olan müvekkiline ait “… …” markasından ayırt ediciliği sağlayacak nitelikte olmadığını, aksine “…” ibaresinin … kelimesinin sonuna konmak suretiyle kullanımı mezkûr markanın müvekkiline ait markanın bir serisi olduğu izlenimini uyandırmakta olduğunu, müvekkili firmaya ait markanın mal/hizmet sınıfları ile itiraza konu başvurunun mal/hizmet sınıfları … numaralı mal/hizmet sınıflarında ortaklık oluşturmakta olup; halk nezdinde karıştırılmaya neden olacak düzeyde benzer olduğunu, markanın … sağlığından bağımsız olan … kelimesini içermesi nedeniyle tescilli markanın koruma seviyesinin yüksek olduğunun kabulünün gerektiğini, herhangi bir nitelendirme içermeyen kelime … sağlığı hususunda müvekkili aracılığıyla markalaşmış olduğunu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu md. 6/5 uyarınca müvekkili markasının tanınmış bir marka olduğunu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu md. 6/6 kapsamında … ibaresi müvekkili firmanın ticaret unvanı olduğunu, itiraza konu marka başvurusunun Sınai Mülkiyet Kanunu md. 6/9 uyarınca kötü niyet teşkil ettiğini, ortalama tüketici kitlesi dikkate alınarak itiraza konu markanın halk nezdinde görsel, işitsel ve kavramsal açıdan karıştırılmaya yol açacak düzeyde müvekkili firmaya ait marka ile benzerlik göstermesi, mal/hizmet sınıflarının aynı olması, markalar arasında Sınai Mülkiyet Kanunu ve Marka İnceleme Kılavuzunda belirtildiği şekliyle iltibas oluşturacak derecede benzerlik bulunması ve Kurum … tarafından alınan dava konusu kararın usule ve hukuka uygun olduğu gözetilmek suretiyle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı … Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan …Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı …kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet… ve … sayılı markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 16.02.2022 tarihinde “…” ibareli … sayılı, ….sınıfta yer alan bir kısım hizmetlerin tescili amacıyla başvuruda bulunduğu, … ‘nca başvurunun 28.03.2022 tarih ve 393 sayılı … ‘nde yayımlandığı, davalı şirketin 27.05.2022 tarihinde SMK m.6/1, m.6/3, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri uyarınca … sayılı markaları mesnet göstererek yayına itiraz ettiği, davacı yanın 26.09.2022 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, yayına yapılan itiraz sonucu … ‘nca SMK m.6/1 hükmü uyarınca tescil başvurusunun reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı tarafından 17.11.2022 tarihinde itirazda bulunulduğu, itirazı değerlendiren …’nun … sayılı …kararı ile; itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 23.01.2023 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, … izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. … değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet markalar ve tüm dosya kapsamına göre;
…’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (…) …kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (….) Eldeki talep de salt …kararının iptali istemini barındırdığından …karar tarihi olan 20.01.2023 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “Tıbbi hizmetler. Güzellik bakımı hizmetleri. Veterinerlik ve hayvan üretme, besicilik, nalbantlık ile ilgili hizmetler. Tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ile ilgili hizmetler; peyzaj tasarımı hizmetleri. İşyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri.”, redde mesnet … sayılı markada aynen bulunmaktadır. Başvuru markasından çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “Tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ile ilgili hizmetler; peyzaj tasarımı hizmetleri. İşyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri.”, redde mesnet… sayılı marka kapsamında aynen bulunmaktadır.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; kelime, renk ve … unsurlarından oluştuğu, gri renkli … minesi figürü içinde, birbirini kesen beyaz renkli çizgilerle oluşturulan … şekline yer verildiği, … minesi ve … şekillerinin altında “… … … …” ibarelerine yer verildiği, “…” sözcüğünün davaya konu hizmetler bakımından açıklayıcı işlev gördüğü ve markasal fonksiyonunun bulunmadığı, “…” ibarelerinin gerek davaya konu “Tıbbi hizmetler”i tanımlaması, gerekse markasal mizanpajda arka planda kalması nedeniyle markasal ayırt edicilik incelemesinde “… …” sözcüklerine göre ikincil konumda kaldığı, “…” ibaresinin; “Şehir içinde ağaçlı, geniş cadde.” anlamına gelen …’dan … geçmiş bir sözcük olduğu, anlamı itibariyle davaya konu hizmetleri veya bu hizmetlerin karakteristik özelliklerinden herhangi birini doğrudan tanımlamadığı, davacı yan her ne kadar söz konusu sözcüğün zayıf karakterli bir marka olduğunu ileri sürse de, söz konusu iddiasını ispatlayacak şekilde marka işlem dosyasına yeterli ispat aracı ibraz etmediği, söz gelimi; “…” sözcüğünün davaya konu hizmetlerin bulunduğu sektörde, çok sayıda farklı teşebbüs tarafından bu ibarenin kullanıldığı veya bu ibarenin davaya konu hizmetlerin işlevlerinden birine ilişkin kullanım alışkanlığı bulunduğu hususunda delil ibrazında bulunmadığı, davacı yanın marka işlem dosyasında bulunmayan ancak dava aşamasında ibraz ettiği delil evrakının ise iş bu davanın niteliği gereği dava malzemesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, mahkememizce ancak marka işlem dosyasında yer alan bilgi ve belgeler çerçevesinde davaya konu …kararının denetiminin yapıldığı, dolayısıyla davacı yanın “…” sözcüğünün davaya konu hizmetler bakımından zayıf karakterli olduğu argümanına mahkememizce itibar edilmediği, başvuru markasında yer alan “…” sözcüğünün … “…” anlamına gelen … bir sözcük olup, anlamının davaya konu hizmetlerin hitap ettiği ilgili tüketici kesimince bilinebileceği, bu sözcüğün de davaya konu hizmetleri doğrudan tanımlamadığı dikkate alındığında, başvuru markasının esaslı unsurunun “… …” sözcükleri olduğu, gerek “…”, gerekse “…” sözcüklerinin başvuru markasında kavramsal bağımsızlıklarını korudukları tespit edilmiştir.
Redde mesnet markalar incelendiğinde; … sayılı markanın kelime, renk ve … unsurlarından oluştuğu, markanın başında stilize bir şekilde oluşturulmuş … minesi figürü bulunduğu, bu figürün yanında büyük harflerle “…” ibaresine yer verildiği, bu ibarenin altında nispeten küçük punto ile “…” ibaresine yer verildiği, söz konusu markanın genel görünümü içinde esaslı unsurunun “…” sözcüğü olduğu tespit edilmiştir. … sayılı markanın salt kelime markası olduğu, “… …” ibarelerinden oluştuğu, söz konusu markanın genel görünümü içinde esaslı unsurunun “…” sözcüğü olduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları … olarak karşılaştırıldığında; kapsamlarında yer alan hizmetlerin aynı olduğu, davaya konu hizmetlerin günlük, sıradan, görece ucuz hizmetler olmadıkları, nispeten pahalı, günlük ve sıradan olmayan, bazılarının spesifik bir alıcı kesimine hitap eden hizmetler oldukları, bu nedenle söz konusu hizmetlerin hitap ettigi ilgili tüketici kesiminin dikkat ve bilinç düzeyinin, sıradan ve ucuz ürün alıcılarına göre görece yüksek olduğu, ancak ilgili tüketici kesiminin dikkat ve bilinç düzeyinin görece yüksek olmasının her zaman markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi kurmayacakları anlamına da gelmeyeceği, emtialar arasında benzerlik düzeyinin artmış olması halinde markalar arasındaki iltibas tehlikesinin bertaraf edilmesi için markaları oluşturan işaretler arasındaki farklılık derecesinin artmış olmasının gerekeceği (…), somut olayda; karşılaştırılan markaların kapsamlarındaki hizmetlerin aynı olması nedeniyle ilgili tüketici kesimi nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin bertaraf edilmesi için markaları oluşturan işaretler arasında farklılık derecesinin artması gerektiği, redde mesnet markaların esaslı unsurunun “…” sözcüğü olduğu, başvuru markasının esaslı unsurunun “… …” sözcükleri olduğu, başvuru markasında “…” sözcüğünün kavramsal bağımsızlığını koruduğu, başka bir deyişle; markanın genel görünümü içinde “…” sözcüğünün anlamından uzaklaştığının söylenemeyeceği, her ne kadar “…” sözcüğünün de ayırt edici bir unsur olduğu mahkememizce kabul edilmişse de, bu hususun, markaları birbirinden yeter derecede farklı kıldığının söylenemeyeceği, buna göre; daha önce redde mesnet “…” esas unsurlu markaları gören, işiten, bu markalı hizmetlerden yararlanan ilgili tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “…+… … … …” markasını gördüğünde veya işittiğinde, davaya konu hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı redde mesnet markalar ile ilişkilendireceği, markaların aynı ticari kökten geldiği hususunda yanılsamaya düşeceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşeceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından ayrıca harç ikmaline yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL peşin harç, 179,90 TL başvurma harcı, 51,20 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 207,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 663,42 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 51,20 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza