Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/150 Esas – 2023/448
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/150 Esas
KARAR NO : 2023/448
HAKİM : ….
KATİP : ….
DAVACI : ….
….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 2- ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 28/03/2023
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 28/03/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı şahıs tarafından … başvuru numaralı “…” ibareli markanın …. Sınıflar için tescili talebinde bulunulduğunu, müvekkili şirket tarafından dava konusu marka başvurusuna …. sayılı markalar mesnet gösterilerek 6769 sayılı SMK’nın 6/1, 6/5, 6/6 maddeleri uyarınca itiraz edildiğini, itirazın … tarafından kısmen kabul kısmen reddedildiğini, kısmen ret kararına karşı müvekkili şirket tarafından itiraz edildiğini, itirazın … …’nın … sayılı kararı ile reddedildiğini, … kararının haksız olduğunu, dava konusu marka başvurusu ile müvekkili şirket markaları arasında işitsel, görsel ve anlamsal yönlerden benzerlik bulunduğunu, markaların ortalama tüketiciler nezdinde ilişkilendirilmesi ve karıştırılmasının kaçınılmaz olduğunu, dava konusu marka başvurusunun 29 ve 43. Sınıflarda tescilinin istendiğini, müvekkili markalarının 30. Sınıfta tescilli olduğunu, bu sınıfların kapsamındaki mal ve hizmetlerin tamamının da yiyecek, içecek ve bunların sağlanması hizmetlerine ilişkin olduğunu, markaların büyük oranda benzer mal ve hizmetleri kapsadığını, söz konusu sınıfların özellikle paketli ve hızlı tüketilebilen gıdalara ilişkin olduğunu ve tüketici kitlesinin de tümüyle aynı olduğunu, dava konusu markada müvekkili markalarındaki “…” ibaresinin aynen kullanıldığını, markaya eklenen “…” ibaresinin ayırt edici olmadığını, taraf markaları yönünden dikkate alınması gereken kitlenin herhangi bir uzmanlığı olmayan ortalama zeka seviyesindeki tüketici kitlesi olduğunu, çocukların asıl hedef kitle olduğunu, söz konusu mal ve hizmetlerin ”kolay alınan mallar” grubuna girdiğini, müvekkilinin itiraza mesnet markalarında yer alan “…” ibaresinin çatı marka niteliğinde olduğunu ve benzerlik değerlendirmesinde dikkate alınmaması gerektiğini, davalı şahıs başvurusunun müvekkili şirket markalarının ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın bilinirliğinden haksız yararlanmasına, marka itibarına zarar vermesine neden olduğunu, müvekkili şirket markalarının ayırt edici karakterini zedelediğini, dava konusu marka başvurusunun dürüstlük kuralına ve haksız rekabet kurallarına aykırı ve kötü niyetli olduğunu beyanla; …’nın … sayılı kararının iptaline, … sayılı markanın tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 14/04/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuru markasının itiraz gerekçesi markalara belli düzeyde benzer olduğunun itirazlar üzerine … tarafından da kabul edildiğini, davacı vekilinin iddialarının aksine başvuru kapsamında kalan mal/hizmetler bakımından dava konusu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6(1) maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davacının tanınmışlıkla ilgili iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafından itiraz aşamasında başvurunun kötü niyetle yapıldığına dair itirazda bulunulmadığını, başvurunun kötü niyetle yapıldığı iddiasının somut delillerle ispatlanmadığını, … kararının hukuka uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 05/05/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinden farklı alanda faaliyet gösteren davacının korunacak hukuki yararı bulunmadığından dava şartı noksanlığından davanın reddi gerektiğini, davacı şirket ile müvekkilinin faaliyet gösterdiği alanların farklı olduğundan iltibasın ortaya çıkmasının mümkün olmadığını, davacının sadece hazır paketli çikolata, şeker, gofret, meşrubat, kruvasan, bisküvi, kek, gazoz gibi ürünlerin satışını yaptığını, yemek sektörü ile uzaktan yakından alakası bulunmadığını, müvekkilinin 3-4 çeşit yemekten oluşan ve sıcak yemeği paket servis olarak sunan, ana yemek niteliğindeki yemekleri tam ve yemeğe hazır olarak tüketici ile buluşturan yemek firması olduğunu, davacının markaları ile müvekkilinin hizmet verdiği 29 ve 43. Sınıflardaki mal/hizmetler yönünden karıştırılma ihtimaline yol açacak derecede benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin sıcak yemek sektöründe tanınmış olduğunu, davacının markalarını aktif olarak kullanmadığını, davacı tarafından marka kullanım iddiasının ispatlanamadığını, davacı markalarının tanınmış marka niteliğinde olmadığını, davacının markalarındaki “…” ibaresinin asli unsur niteliğinde olduğunu, “…” ibaresi üzerindeki davacı taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, “…” ibaresinin neredeyse tüm markalarda zevk, beğeni ibaresinin belirtilmesi için kullanılan bir unsur olduğunu, piyasada çok yaygın olarak yer aldığını, davacının “…” kelimesi kullanımının tekelleşme amacı güttüğünü beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı … Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, dava aşamasında ileri sürülen kullanmama def’inin yerinde olup olmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şahsın kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, özel veya teknik hususlara ilişkin bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın 25.06.2021 tarihinde “…” ibareli … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.10.2021 tarih ve 383 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 13.12.2021 tarihinde …. sayılı markaları mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/5 ve m.6/6 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davalı şahsın 10.01.2022 tarihinde itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, yayına yapılan itirazın kısmen kabul edilerek …’nca SMK m.6/1 hükmü gereği bir kısım emtiaların başvurudan çıkartılmasına karar verildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 25.05.2022 tarihinde SMK m.6/1 hükmü uyarınca yeniden itirazda bulunulduğu, davalı şahsın 30.06.2022 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi sunduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 30/01/2023 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu tescil edilmemiştir.
İlk olarak belirtilmesi gerekir ki; dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden, markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
… kararının iptali istemi bakımından ise marka işlem dosyası ile sınırlı olarak aşağıdaki şekilde inceleme yapılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacıya ait … sayılı “… …” ibareli marka geçersiz durumda olduğundan değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka kapsamında yer alan “43. Sınıf: Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.”, davacı markalarında yer alan 30. sınıf emtialardan tamamen farklı olup, kullanım amacı ve doğası farklı, rekabet halinde olmayan mal ve hizmetlerdir.
Dava konusu marka kapsamında yer alan 29. sınıf emtialar ile “43. Sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” ise, davacı markalarında yer alan 30. sınıf emtialar gibi, gıda sektörüne ilişkin mal ve hizmetlerdir. Gıda sektörüne ilişkin olmalarına bağlı olarak, emtia bazında düşükten yükseğe değişebilen düzeylerde “benzer” nitelik taşımaktadır ve gıda sektöründe üretilen ürünler olmalarına bağlı olarak aralarında sektörel bazda benzerlik mevcuttur. Bu ürünlerin tamamı, yeme-içme amacına hizmet eden, aynı dükkanlarda bir arada/yan yana satılabilen, benzer tüketici kesimine hitap eden, tüketicinin aynı anda karşı karşıya kaldığı emtialardır.
Sonuç olarak; dava konusu marka kapsamında yer alan 29. sınıf emtiaların tamamı ile “43. sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” bakımından, taraf markaları arasında “emtiaların benzer olması” şartının sağlandığı kanaatine varılmıştır.
Davaya konu marka başvurusu; “…” ibaresinden oluşan bir kelime markasıdır. Marka kapsamında herhangi bir renk ya da şekil unsuru bulunmamaktadır.
Davacıya ait itiraza mesnet markalar; “…” kelimesini ortak olarak içeren “….” ibarelerinden oluşan seri markalardır. “…” ibaresi, Türkçe bir kelime olup, “Sevimli, cana yakın, hoş, güzel, hoşa giden” anlamına gelen bir sıfattır. “…” ibaresinin ise “…” olarak çevirisi yapılabilir. “…” ibaresi ise Türkçe’ye de “KONFETİ” olarak geçen İngilizce bir kelimedir. “… … …” ibareli markada yer alan “…” ibaresi İngilizce “sünger” anlamına gelmekte olup, “…” ibaresi anlamsız bir ibaredir. Fakat “…” ibaresinin İngilizce’de yer alan “…” kelimesinin yerine kullanılan bir kelime olduğu, yaygın olarak bilinmektedir. Davacıya ait … sayılı marka, bir ambalaj görselinden oluşmakta olup, davacıya ait diğer markalar ise birer kelime markasıdır. Davacının markalarında yer alan “…” ibaresi, bazı markalarda tek esas unsur iken, bazı markalarda “…”, “…” gibi ikinci bir esas unsur bulunmaktadır. Zira “…”, “…” ibareleri anlamı olan kelimeler olmakla birlikte, uyuşmazlık konusu edilen mal ve hizmetler bakımından herhangi bir anlamı bulunmamaktadır. Davacı markalarında yer alan “….” gibi ibareler ise yiyecek-içecek ürünleri bakımından ilgili ürünlerde ayırt ediciliği çok düşük olan/bulunmayan ibarelerdir. “…” ibaresi ise “…” ibaresini niteleyen sıfat konumunda olup, “…” ibaresine göre ayırt edicilik incelemesinde arka planda kalmaktadır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; dava konusu marka kapsamında yer alan “29.Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 43.Sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetleri bakımından karşılaştırılan markalar arasında emtia benzerliğinin bulunduğu, markalar arasında müşterek olarak bulunan unsurun “…” sözcüğü olduğu, her ne kadar söz konusu sözcüğün İtalyanca “Zevk, Beğeni, Lezzet” gibi anlamlara geldiği tespit edilmişse de İtalyanca’nın ülkemizde ortalama tüketici kesiminin aşina olmadığı yabancı bir dil olduğu, bu nedenle davaya konu mal ve hizmetlerin hitap ettiği makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin “…” sözcüğünü anlamsız bir kelime olarak algılayacağı, başvuru markasında yer alan “…” sözcüğünün İngilizce bir kelime olup Türkçe “Kutu” anlamına geldiği, İngilizce’nin ülkemizde ilköğretimden yüksek öğrenime kadar gerek devlet, gerekse özel okullarda öğretilen ve enternasyonel özelliği oldukça baskın olan ve ülkemiz ortalama tüketici kesiminin diğer yabancı dillere göre en aşina olduğu dil olup, “…” ibaresinin “Kutu” anlamına geldiğini ortalama tüketici kesiminin bilebileceği, buna göre; davaya konu markanın esaslı unsurunun “…” sözcüğü olduğu, zira söz konusu sözcüğün, anlamlı bir kelime olan “…” ibaresinin başında bulunduğu, anlamlı bir kelimenin başında bulunan söz konusu sözcüğün, markanın genel görünümü içinde ayrı ve bağımsız olarak algılanabildiği, davacıya ait itiraza mesnet bir kısım markaların esas unsurunun da “…” sözcüğü olduğu, buna göre; daha önce davacıya ait “…” esas unsurlu 30.sınıfta yer alan emtiaları gören, işiten, bu markalı ürünlerden faydalanan, makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı, markaları bir arada görüp karşılaştırma imkânından yoksun, markaların detaylarını analiz etmeyen, gözü ve kulağında kalan izi ile hareket eden ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “…” markasını, 30.sınıf emtialar ile benzer olduğu tespit edilen “29.Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 43.Sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetleri üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, bu mal ve hizmetlerden faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait markalar ile ilişkilendireceği, markaların aynı ticari kökenden geldiği hususunda yanılsamaya düşerek tüketim tercihinde bulunacağı, bir kısım tüketici kesiminin, markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılaması ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde kafa karışıklığı yaşayacağı, dolayısıyla; belirtilen mal ve hizmetler bakımından, markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Nitekim eldeki uyuşmazlığa emsal teşkil edebilecek başka bir uyuşmazlıkta; …. ‘nin 07/10/2021 tarih …. sayılı kararına konu olayda, “…” ibareli marka ile “…” markaları arasında iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzerlik bulunduğu yönünde karar verilmiştir.
…. ‘nun 08/06/2016 tarih …. sayılı kararı uyarınca; iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, bu yönden dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunun aksi yöndeki hukuki kanaatlerine itibar edilmemiştir.
… kararının iptali istemi bakımından; davacı yanın … kararına yönelik ileri sürdüğü yeniden itiraz dilekçesinde salt SMK m.6/1 hükmünü yeniden itiraz sebebi yaptığı, sair hususları bu aşamada yeniden itiraz sebebi yapmadığı anlaşıldığından; davacının hükümsüzlük istemi bakımından ileri sürdüğü tanınmışlık ve kötü niyet iddialarının incelenmesine, markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından dava konusuz kaldığından gerek görülmemiştir. … kararının iptali istemi bakımından ise; sair hususların yeniden itiraz sebebi yapılmadıkları gözetilerek, inceleme yapılmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; SMK m.6/1 hükmü koşulu kısmen oluştuğundan, “29.Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 43.Sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetleri bakımından … sayılı … kararının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
Aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “29.Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 43.Sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetleri bakımından … sayılı … kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 89,95 TL’nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kısmen reddolunması ve davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
7-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 179,90 TL peşin karar ve ilam harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL başvurma harcı, 25,60 TL vekalet harcı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 238,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.988,92 TL yargılama giderinin 1/2’si olan 1.994,46 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan 1.994,46 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından yapılan 25,60 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin 1/2’si olan 12,80 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, bakiye 12,80 TL yargılama giderinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
10-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şahıs vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2023
Katip …
E-imza
Hakim …
E-imza