Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/117 E. 2023/380 K. 21.08.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/117 Esas – 2023/380
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/117 Esas
KARAR NO : 2023/380

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 10/03/2023
KARAR TARİHİ : 21/08/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/08/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 10/03/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait tescilli markalar ile itiraz konusu markanın “…”ne yönelik olmaları, aynı sektörde, aynı konuda ve aynı alıcı/tüketici kitlesine hitap etmeleri, müvekkiline ait tescilli markalar ile itiraz konusu markanın 37. sınıftaki “inşaat hizmetleri” alanında birbirleri ile karıştırılması/ilişkilendirilmesinin kaçınılmaz hale getirmekte olduğunu, “… …” markasının 36. ve 37. Sınıflarda tescili halinde, müvekkili marka tescilleri işlevsiz hale gelecek, markaların ayırt edici vasfının tamamen ortadan kalkacağını, müvekkili “…” ana markası altındaki “… …” ve “… …” tescilli markalarını yaygın ve yoğun şekilde kullanmakta olup, söz konusu seri markaların önceki ve gerçek hak sahibi olduğunu, dava konusu “… …” markası asli unsur olarak müvekkiline ait “…” ana markasını içerdiğinden, ilk bakışta herhangi bir tereddüt yaşanmaksızın müvekkiline ait “…” projesi ve tescilli “… …” ve “… …” markaları ile ilişkilendirilmekte olduğunu ve bu proje kapsamındaki seri markalardan biri olarak algılanmakta olduğunu, itiraz konusu “… …” markasının gerek 36, gerekse 37. sınıfta tescili ihtimali, davalılardan başvuru sahibi …’nın da müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösterdiği, konut projeleri satışı yaptığı ve hedef kitlelerinin aynı olduğu dikkate alındığında, … tarafından da kabul edilen “markalar arasındaki benzerlik” sebebiyle üçüncü kişilerin “yanıltılmasına” yol açacak, hizmet alanlar ve genel olarak kamuoyu nezdinde hizmetin kaynağı konusunda yanılgı oluşmasının kaçınılmaz olduğunu ve “…” yoluyla müvekkiline ait markaların ticari değeri ve ayırt edicilik vasfını zayıflatılacağını, sonuç olarak, müvekkili marka tescilinden doğan mülkiyet hakkı ile markalarının ticari değeri fiilen yok edilmiş olacak, buna ilaveten kötü hizmet halinde müvekkili markasının ticari itibarına da telafisi imkansız zarar verileceğini, müvekkili tescilli markalar üzerinde önceki ve gerçek hak sahibi olduğunu ve yaygın kullanım, ciddi seviyede masraf ve emek ile markalarını ilgili sektörde maruf hale getirdiği dikkate alınarak, sadece 36. Sınıftaki gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri ile sınırlı olarak değil, davalılardan başvuru sahibi …’nın müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösterdiğini ve markasını da iltibas yaratacak konut projelerinde kullanacağı dikkate alınarak, sadece 36. sınıfta değil, davacı ve davalı firmaların bahsi geçen markaları konut projelerinde kullandıkları dikkate alınarak, benzer sınıf niteliğinde olan ve “inşaat hizmetlerini” içeren 37. sınıfta da tamamen reddedilmesi gerektiğini beyanla; davanın kabulüne ve itiraz konusu başvurunun tüm sınıflarda reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
CEVAP:
Davalı … vekili 21/03/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İptali talep edilen ve başvuru kapsamında kalan hizmetler yönünden markalar arasında
iltibas ihtimali bulunmamakta olduğunu, SMK 6/1 ve 6/3 hükmü olmak üzere 6’ncı maddesinin uygulanma koşulları gerçekleşmemiş olduğunu, verilmiş olan …kararının tüm yönleriyle hukuka uygun olduğunu, …’nın … sayılı kararının iptaline karar verilmesi isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili 14/04/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirket marka
başvurularını yaparken son derece özenli davranmakta olup; sahip
olduğu tanınmış marka itibarı ve değeri düşünüldüğünde, marka
hakkını bilen ve korunması hususunda da gerekli özeni gösteren bir
şirket olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan başvuru konusu “…
…” ile davacı yana ait “… …”, “… …” ve “… ” markaları arasında 6769 sayılı smk’nın 6/1.maddesi gereğince
ilişkilendirme/ karıştırılma ihtimali bulunduğu gerçeği
yansıtmadığını, … ait internet sitesinde yapılan
inceleme neticesinde 36. ve 37. sınıfta “…” ibaresi ile tescillenmiş bir
çok marka olduğunu, davacı yanın işbu markalara karşı herhangi bir
itiraz ileri sürmeyip, tescilli hizmet sınıfında dahi bulunmadığı 37.
sınıf için müvekkilinin tescil başvurusuna itiraz etmesinin kabul edilebilir
olmadığını, müvekkili şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü
niyetli olduğu iddialarının kabul edilebilir nitelikte olmayıp hukuki
dayanaktan yoksun olduğunu, davacı yanın iddia etmiş olduğu üzere müvekkili şirket tarafından
yapılan söz konusu başvuru ile davacı yana ait tescilli markaların
ayırt edici vasfının ciddi seviyede zarar göreceği ve …
(…) yolu ile ticari etkisinin azalacağı iddialarının somut bir
dayanağı bulunmamakta olduğunu, davacının markasının kronolojik olarak da müvekili şirket
markasından önce olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını beyanla; davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı … Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan …Kararının İptali istemine ilişkindir.
GEREKÇE:
Mahkememizce tahkikat işlemleri yürütülürken; davacı vekili 16/08/2023 tarihli dilekçesi ile; dava konusu iddia ve taleplerinden kayıtsız ve şartsız olarak tamamen feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili 18/08/2023 tarihli dilekçesi ile; davacı yanın davadan feragat etmiş olması karşısında taraflarının davacı yandan herhangi bir vekalet ücreti veya yargılama gideri talebi bulunmadığını beyanla davacı yanın feragat beyanı gereği davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu vekaletnamede açıkça feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. (HMK m.307) Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ya da mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (HMK m.309/2) Somut olayda davacı vekili dilekçe ile feragat beyanında bulunduğundan feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-DAVANIN FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu m.22 uyarınca alınması gereken 269,85/3*2=179,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin yatan 179,90 TL harçtan mahsubu ile bu hususta ayrıca harç ikmaline yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL başvurma harcı, 179,90 TL peşin harç, 51,20 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 247,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 703,42 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların beyan dilekçeleri dikkate alınarak; davalının yapmış olduğu 51,20 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların beyan dilekçeleri dikkate alınarak; davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3, m.6 ve m.13 hükümleri uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK m. 341 ve m.345 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.21/08/2023

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza