Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/97 E. 2023/146 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/97 Esas
KARAR NO : 2023/146

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 21/03/2022
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 21/03/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … nezdinde tescilli esas unsuru “…” olan 37 markanın mevcut olduğunu, davalı şirket adına “…” kelimesinden ibaret olan marka tescil başvurusunun yapıldığını, bu başvurunun ilanına yapılan itirazın … ve … tarafından reddedildiğini, müvekkilinin “…” esas unsurunu haiz markalarının, …ve yan ürünleri sektöründe, 2006 yılından beri kullanarak gerek yurt içinde gerekse yurt dışında tanınmış hale geldiğini, yurt içinde 200, yurt dışında 150 mağazada ürünlerini satışa sunduğunu, …’nin önde gelen e-ticaret sitelerinde de parfümeri ve yan ürünlerini satışa sunduğunu, müvekkilinin markasına ilişkin muhtelif basın yayın kuruluşunda haberleri yer alarak halk nezdinde tanınırlığının arttığını ve markasının tanınmış olduğunu, “…” markasının, müvekkil markaları ile iltibas yaratacak düzeyde benzer olduğunu, görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer davalı markasının; müvekkil markasının tanınmış ve seri marka hüviyetinde olan markaları üzerinden haksız yarar elde edebilir nitelikte olduğunu, müvekkilinin markalarının ve ticari itibarının zedelemesinin söz konusu olacağını, 02 / 03 / 05. emtia sınıflarında başvurusu yapılan davalı markasının, aynı-benzer emtia sınıflarında tescilli bulunan müvekkil markasıyla aynı sektörde kullanılacak olmasının, iltibas riskini ve buna bağlı olumsuz sonuçları artıracağını, “…” ibaresinin orijinalliği yüksek ve herkesin ilk etapta aklına gelemeyecek bir ibare olduğunu, markalar arasındaki tek farkın bir harf olduğunu, …-… markaları arasındaki tek fark “b” harfi olup karıştırılma ihtimallerinin açık ve kesin olduğunu, müvekkilinin, ürünleri ve internet sitesinin “…” esaslı unsuru üzerinde kurulmuş olduğunu ve 10 yılı aşkın bir süredir bu yönde hizmet verdiğini, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu belirterek … …’nın … sayılı kararının iptalini ve davalı tarafın … başvuru numaralı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 23/03/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Her iki markanın da 2, 3 ve 5. sınıftaki malları kapsayacak şekilde tescilinin yapıldığını, davalı “…” markasının tescil edilmek istendiği 5’inci sınıftaki mallar dikkate alındığında, hedef kitlesinin doktorlar, eczacılar, veterinerler, diş hekimleri gibi yüksek düzeyde titiz alıcılara hitap ettiğini, davacı markaları ile … başvuru numaralı davalı markası karşılaştırıldığında; davalı markasının … kelimesi ve ilk heceyi çerçeveleyen bir kenarlıktan oluştuğu, davacı markalarının ise çoğunlukla “… ” ibarelerini içeren işaretlerden oluştuğunu, davaya konu “…” markasında; hakim renk olarak mavi kullanıldığını, yan renkler olarak beyaz ve kırmızının tercih edildiğini, ilk hecenin, dikdörtgen bir çerçeve içerisine alınmış ve kırmızı bir alt çizgi ile vurgu yapılarak baskın hale getirildiğini, itiraza mesnet markanın “…” olduğunu, bir kısmında kelime unsurunun tamamını kapsayan oval çerçeve içerisine alınmış, bir kısmında ise siyah renkte düz bir yazı stiliyle ve yanına “…” gibi ibareler eklenerek kullanıldığını, davacının bazı işaretlerinde şekil unsuru yer alırken bazı markaları ise “slogan marka” şeklinde oluşturulduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimali oluşturacak bir benzerliğin olmadığını, “…” markasının davacı markadan farklılaştığını, markaların kapsadığı mal ve hizmetlerin hedef alıcı kitlesi de dikkate alındığında iltibas ihtimaline yol açabilecek bir benzerlikten söz edilemeyeceğini, davacının haksız ve mesnetsiz iddialarının reddi gerektiğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … San. Tic. Ltd. Şti. vekili 30/03/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; … markasının 2005 tarihinden beri kimyevi madde ve boya üretiminde müvekkili tarafından kullanıldığını, sektörde yıllardır saygın ve bilinir bir isme sahip olduğunu, “…” markasının “…” kelimelerinin kısaltmasından oluştuğunu, markanın alıntı olmadığını, yıllardır süregelen sektörel üretimlerin kısaltması olması nedeniyle özgün bir özellik gösterdiğini, müvekkilinin tescillediği … markasıyla gerçekleştireceği üretimin davacının üretimleriyle benzer nitelikte olmadığını, bu açıdan bir yararlanma veya benzemeye mahal vermeyeceğini, “…” markasının dezenfektan üretimi amacıyla yapıldığını, …ve benzeri ürünlerin üretimine dönük bir çalışmalarının olmadığını, “… Dezenfektan” ile … …arasında bir karıştırma veya benzetme oluşabileceği iddiasının makul ve mantıklı olmadığını, … ve … isimlerinin farklı üretim maddeleri ürettikleri halde farklı logo ve satış tarzlarına sahip oldukları halde karıştırılacaklarını iddia etmenin hukuka uygun olmadığını, müvekkilinin müktesep hakkının bulunduğunu belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … nolu “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca iltibas ve SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, hükümsüzlük davası bakımından davalı şirketin önceki tarihli tescilli markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı şirket markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin “…” ibaresinin 02, 03 ve 05.sınıfta bulunan emtiaların tescili amacıyla 17.09.2020 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.01.2021 tarih ve 364 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 10.03.2021 tarihinde “…” ibareli 53 adet markasını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/3, m.6/4, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, yayıma yapılan itirazın …’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 06.08.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren … ve …’nun … sayılı … kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 21.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 24.03.2022 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran 16/03/2023 havale tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan 16/03/2023 havale tarihli bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; davalı marka başvurusu 02, 03 ve 05. Sınıfları kapsamaktadır. 03 ve 05. Sınıflardaki mallar;…. sayılı markaları kapsamında aynen yer almaktadır. Yani taraf markalarının emtia listeleri 03 ve 05. sınıflar bakımından aynı/aynı tür ve benzer mallardan oluşmaktadır. Ancak davalı marka başvurusunun kapsadığı 02. sınıf bakımından taraf markalarının emtia listeleri farklı ve ilişkisiz mallardan oluşmaktadır.
Huzurdaki davada çekişme konusu olan ve yukarıda aynı/aynı tür ve benzer olduğu belirlenen 03 ve 05. sınıflardaki mallardır. Bu malların kullanıldıkları alan, giderdikleri ihtiyaç ve satın alma süreçleri de gözetilerek her birinin ilgili tüketici kesimi yönünden ayrı değerlendirme yapmak gerekmektedir.
“03/01 Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri.” emtiası gündelik hayatta herkesin kullandığı ve ihtiyaç duyduğu, sık tüketilen mallardan olup; market raflarından kolaylıkla temin edilebilen, görece ucuz ürünlerdir. Bu nedenle iş bu mallar yönünden orta seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
“03/02 Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç).” emtiası gündelik hayatta pek çok kişinin kullandığı ve ihtiyaç duyduğu mallar olup, çoğunlukla market raflarından kolaylıkla temin edilebilen, görece ucuz ürünlerdir. Bu nedenle işbu mallar yönünden orta seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
“03/03 Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç).” emtiası gündelik hayatta herkesin kullandığı ve ihtiyaç duyduğu, sık tüketilen mallardan olup; market raflarından kolaylıkla temin edilebilen, görece ucuz ürünlerdir. Bu nedenle işbu mallar yönünden orta seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
“03/04 Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları.” emtiası gündelik hayatta herkesin kullandığı ve ihtiyaç duyduğu, sık tüketilen mallardan olup; market raflarından kolaylıkla temin edilebilen, görece ucuz ürünlerdir. Bu nedenle işbu mallar yönünden orta seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
“03/05 Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, aşındırıcı pastalar.” emtiası çoğunlukla marangozluk ya da ağaç işleri ile uğraşan kişilerin kullandıkları mallardır. Bu mallar her ne kadar spesifik bir ihtiyacı gidermekteyse de; toplumun pek çok kesiminden kişilerce satın alınabilmektedir. “Ponza taşları” ise topuk taşı olarak bilinen ve herkesçe satın alınabilen yaygın bir banyo ürünüdür. Bu nedenle işbu malların tümü yönünden orta seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
“03/06 Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.” çoğunlukla deri, metal, ahşap işleri ile uğraşan kişilerin kullandıkları mallardır. Bu mallar her ne kadar spesifik bir ihtiyacı gidermekteyse de; toplumun pek çok kesiminden kişilerce satın alınabilmektedir. Bu nedenle işbu mallar yönünden de orta seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
“05/01 İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler.” emtiası bakımından iltibas değerlendirmesi yapılırken, son kullanıcı olan hastaların değil, bu ürünleri reçeteye yazan ve/veya hastalara/kullanıcılara tavsiye eden hekimler ile işbu ürünleri son kullanıcıya satan eczacıların dikkat ve algı düzeyinin dikkate alınması gerekmektedir. Zira ilaç emtiası diğer mallar gibi tüketicinin rasyonel tercihleri sonucu satın aldığı mallardan değildir. Çünkü bu malın asıl tüketicisi nihai olarak ilacı kullanan kişiler değil tercihleri belirleyen doktor ve eczacılardır. Reçete ile satılan ilaçlar söz konusu olduğunda herhangi bir tüketicinin gidip eczane rafından istediği ilacı seçip alması mümkün değildir. Bu sebeple ilacın öncelikle onu reçeteye yazan doktor nezdinde karıştırılma ihtimali olmamalı, ardından ilacı nihai tüketiciye veren eczacı ilacı ayırt edebilmelidir. Doktor ve eczacılar için ilaç emtiası söz konusu olduğunda çok küçük ayrıntılar bile fark edilebilir nitelik taşır. İlaç markalarında ayırt edicilik kadar mühim olan bir diğer husus da etken maddeye yapılan çağrışımla doktor ve eczacıya ilacın içeriği konusunda verilen mesajdır. Nitekim …. sayılı kararında; “…tescili istenen markanın ilaçlar için kullanılacağı, ilaçların ise nihai tüketicilerinin hastalar olmasına karşın, hastaların bunları reçetesiz satın alamayacakları, ancak doktorlar tarafından düzenlenen reçetelere göre eczacılar tarafından hastalara verilebileceği, doktor ve eczacıların ise bilinçli ve eğitimli kişiler olup tescili istenilen ‘LIPIDIL’ markası ile tescile engel olarak kabul edilen ‘…’ markası altında yeterli ve iltibası önleyecek derecede fark bulunduğunun …” kabulü gerektiği belirtilmektedir. Yani ilaç emtiası söz konusu olduğunda ‘orta seviyedeki alıcılar’ın karıştırma ihtimalinin değil, doktor ve eczacıların karıştırma ihtimalinin dikkate alınması gerekmektedir. Bu nedenle de iş bu mallar yönünden özen ve dikkati üst seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
“05/02 Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” bakımından da ilaçlar ile benzer bir durum söz konusudur. Zira bu ürünler çoğunlukla tedaviye destek ya da yardımcı olması için kullanılan, hekimler ya da diyetisyenler tarafından tavsiye edilen, çoğunlukla eczanelerde satılan ve son kullanıcıların sağlıkları ile doğrudan ilişkili olması sebebiyle maksimum özen ve dikkat göstererek satın aldıkları mallardır. Bu nedenle iş bu mallar yönünden de üst seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
“05/02 Bebek mamaları” emtiası ise 05/02 alt grubundaki diğer mallardan farklı olarak, çoğunlukla marketlerde, bebek beslenme ürünleri ile yan yana satılan, çocuk sahibi olan kişiler veya yakınları tarafından satın alınan, dolayısıyla toplumun hemen hemen her kesiminden kişilere hitap eden mallardır. Bu nedenle iş bu mallar yönünden orta seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
“05/03 Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri.”, diş hekimleri ya da diş teknisyenleri tarafından kullanılan veya satın alınan mallardır. Bu mallar profesyonel iş sahiplerine hitap etmekte olup, ilgili tüketicilerin tüketim sürecinde maksimum dikkat ve özeni gösterecekleri, kullanım deneyime dayalı bilgilerinin ve bağlılıklarının da oldukça yüksek seviyede olacağı değerlendirilmektedir. Bu nedenle iş bu mallar yönünden de üst seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
“05/04 Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler.” emtiası gündelik hayatta pek çok kişinin kullandığı ve ihtiyaç duyduğu mallar olup, çoğunlukla market raflarından kolaylıkla temin edilebilen, görece ucuz ürünlerdir. Bu nedenle iş bu mallar yönünden orta seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
“05/05 Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler.” emtiası evinde ya da bahçesindeki zararlı böcekleri, bitkileri, mantarları ya da kemirgenleri yok etmek isteyen kişilerin marketlerden ya da çiçekçilerden satın aldıkları, görece ucuz fiyatlı mallardır. Bu mallar her ne kadar spesifik bir ihtiyacı gidermekteyse de; toplumun çok geniş kesiminden kişilerce satın alınabilmektedir. Bu nedenle iş bu mallar yönünden de orta seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
“05/06 İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler.” ise özellikle iş yerlerinin ve kamusal kapalı mekanların iyi ve temiz kokması için kullanılan ürünler olup, marketlerde temizlik ürünleri ile aynı ya da yan raflarda satılan mallardır. Giderdikleri ihtiyaç, satın alınma sürecinde gösterilecek dikkat ve özen gözetildiğinde işbu mallar yönünden de orta seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
“05/07 Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” emtiası 2020 yılından sonra pandemi ile birlikte sıradan yurttaşların dahi hayatına giren, günlük tüketim ürünü hale gelen mallardır. Günümüzde marketlerde kolaylıkla bulunabilen bu mallar yönünden de orta seviyedeki tüketicilerin algısının ve iltibas eşiğinin değerlendirmeye esas alınması gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen; taraf ve mahkeme denetimine açık, söz konusu emtiaların mahiyetine uygun ve taraf itirazlarını da değerlendirecek şekilde tespitler içeren davaya konu emtiaların hitap ettiği tüketici kesiminin bilinç ve dikkat seviyesine ilişkin tespitler karşısında, bu hususa ilişkin tespitler içeren bir kısmı aksi yönde görüşler barındıran 15/08/2022 tanzim tarihli önceki bilirkişi raporunda yer verilen bu kısma ilişkin hususlara itibar edilmemiştir.
Davalıya ait … sayılı marka incelendiğinde; “…” hecesi lacivert renkli kare zemin üzerine beyaz renkte düz yazı karakteri ile yazılmış, “…” hecesi ise beyaz zemin üzerine lacivert renkte yazılmıştır. Markada “…” hecesinin altı kırmızı ile çizilerek vurgulanmıştır. … kelimesinin bir anlamı ya da ilaç emtiası bakımından etken madde çağrışımı bulunmamaktadır.
İtiraza/hükümsüzlüğe mesnet gösterilen davacı markalarının esas unsuru ise … kelimesi etrafında toplanmaktadır.
İlk olarak belirtilmesi gerekir ki; davaya konu … markası ile itiraza mesnet … markaları arasında 6769 sayılı SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmamaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü bağlamında taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; “03. Sınıf: Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks. 05. Sınıf: Bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” emtialarının hitap ettiği makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketicilerin önceden bildikleri … markasının benzeri olan … ibaresini, aynı emtialar üzerinde görmeleri ya da duymaları halinde; oluşturulan yeni ibarenin, önceki markaya dayanılarak yaratılmış yeni bir marka olduğu, önceki marka ile ilişkisi bulunduğu algısına kapılmaları muhtemeldir. Bu bağlamda dava konusu marka içerisinde, davacının ilk harf hariç, devamı harf diziliminin … şeklinde görsel ve işitsel olarak varlığını sürdürdüğü bir durumda, ortalama bir tüketicinin dava konusu markayı, davacı markaları ile ilişkilendirmesinin mümkün olduğu, en basit haliyle de davalının, … markalarını … şeklinde güncelleyerek yeni bir ticari işaret yarattığı şeklinde yorumlayabileceği değerlendirilmektedir. Bu durumun ise davalı markası lehine, davacı markalarından imaj transferi oluşmasına neden olabileceği açıktır. Başka bir deyişle; dava konusu başvuru ile davacı markalarını gören, işiten, duyan ortalama tüketicinin iki marka arasındaki farkları algılayabilse dahi, sonraki markanın önceki markalardan esinlenilerek yaratıldığı düşüncesine kapılma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olacağı, tüketicinin benzer nitelikteki bu işaretleri söz konusu benzer emtialarda gördüğünde işaretler arasındaki iktisadi bir bağ olduğu yanılgısı oluşabileceği, bu durumun ise imaj transferine yol açabileceği, tüketicinin iki farklı marka karşısında olduğunu algılasa dahi markalar arasında bağlantı kurması ve markaların aynı işletmeye ait seri markalar olduğunun ya da işletmeler arasında idari, ekonomik bir bağlantı bulunduğunun düşünülmesinin mümkün olduğu, karıştırılma ihtimalinin temelinde, ortalama tüketicinin, bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde, herhangi bir sebeple bir bağlantı kurmasının yeterli olduğu, izah edilen gerekçelerle; yukarıda yer verilen emtialar bakımından dava konusu marka ile itiraza mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davaya konu sair emtiaların ise dikkatli ve bilinçli tüketici kesimine hitap eden emtialar oldukları, dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin … ve … markaları arasındaki harf farklılığına odaklanacakları ve davaya konu markayı, itiraza mesnet markalardan farklı bir marka olarak algılayacakları gibi marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı da kurmayacakları, bu nedenle karşılaştırılan markalar arasında davaya konu sair emtialar bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı şirket vekili dava aşamasında müktesep hak iddiasında bulunduğundan; hükümsüzlük istemine murahhas olmak üzere bu iddia aşağıdaki şekilde irdelenmiştir:
…. sayılı “…” kararında kazanılmış hak teşkil eden önceki markaların tespiti yönünden bazı kıstaslar getirmiştir.
…. Sayılı kararına göre; Bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek ve markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. Bu tür markalar niteliği itibariyle 556 sayılı KHK’nın 55. maddesinde tanımlanan ortak markalara benzemekle birlikte; seri markalar, ortak markalarda mevcut olan bir grupta yer alan işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerden ayırt edilmesi fonksiyonu, teknik yönetmelik gibi özelliklere sahip olması gerekmeyen ve esasen ortak asli unsuru taşımakla birlikte her biri diğerinden bağımsız nitelikteki ticaret ve hizmet markalarıdır.
Bu karar içeriğinden de anlaşılabileceği üzere müktesep hakkın kabulü üç koşula bağlanmıştır. Bunlar:
• müktesep hak iddia edilen marka ile davaya konu markadaki asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markaya karşı hükümsüzlük davası açılacak sürenin dolmuş olması ve bu markanın çekişmesiz şekilde kullanılması,
• markalar arasında işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunması,
• dava konusu markada, müktesep hak iddia edilen markaya nazaran kapsamın genişletilmemiş olması.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder. Hemen belirtmek gerekir ki; yukarıdaki şartlar sağlansa bile, sonraki tarihli marka başvurusu, itiraza mesnet markaya yakınlaşma ve bu yolla haksız yararlanma tehlikesi oluşturmamalıdır. Burada irdelenmesi gereken husus; marka olarak seçilen işaretin önceki tarihli kök seri markaların yenilenmesi suretiyle mi oluşturulduğu, yoksa itiraza mesnet markalar ile yakınlaşarak onunla iltibas tehlikesi doğurma tehlikesi oluşturacak şekilde mi mizanpajının yapıldığıdır. Daha ilk bakışta başvurunun kök markanın değil de, itiraza mesnet markanın yeni düzenlenmiş bir versiyonu olduğu yönünde ortalama tüketici nezdinde izlenim doğuyorsa, önceki kök markalardan kaynaklı müktesep hak şartlarının doğduğundan söz edilemez. Bu itibarla seri marka olarak tescili talep edilen işaret, kök markadan esaslı farklılıklar göstermemeli ve seri marka seçilirken itiraza mesnet markaya yakınlaşacak font, renk, mizanpaj değişikliklerinden kaçınılmalıdır. (…)
Müktesep hak iddiası bakımından hemen belirtmek gerekir ki; önceki tarihli markanın çekişme konusu olmaktan çıkması hali tek başına müktesep hak şartlarının doğumunu sağlamaz. Önceki tarihli markanın başvuruya konu emtialar bakımından aynı zamanda fiili olarak kullanıldığının da ispatlanması gerekir. Zira, müktesep hak müessesesinin kabul edilmesinin amacı, önceki tarihli markanın uzunca süredir kullanımı nedeniyle ilgili tüketici kesiminde oluşan imajın, sonraki tarihli marka başvurusuna sirayet etmesini sağlamaktır. Bu nedenledir ki, fiilen kullanılmayan önceki tarihli markanın ilgili tüketici kesiminde bir imaj duygusu oluşturduğundan söz edilemez. Olmayan imajın yenilenen yeni bir marka başvurusuna aktarımı da dolayısıyla söz konusu olamaz. Müktesep hak şartları bakımından yukarıda ifade ettiğimiz görüşü destekler nitelikte, …sayılı kararında, önceki markanın fiilen kullanılmasını, müktesep hakkın doğumu bakımından gerekli görmüştür.

Somut olayda yapılan incelemede; Davalı yanın müktesep hak iddiasına mesnet gösterdiği markaların … sayılı “…” ve … sayılı “…” ibareli markalar olduğu tespit edilmiştir. … sayılı marka 2.sınıfta, … sayılı marka ise 2 ve 35.sınıflarda tescillidir. Gerek yukarıda izah edildiği üzere 2.sınıfta yer alan emtialar bakımından markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunmaması, 3 ve 5.sınıflar bakımından önceki tarihli markaların tescilli olmaması, gerekse; davalı şirketin önceki tarihli markalarını tescilli oldukları mal veya hizmetler üzerinde uzun süreli olarak kullanımını ispatlayamadıkları dikkate alındığında, iş bu davaya konu marka başvurusu bakımından davalı şirketin ileri sürdüğü müktesep hak iddiası yerinde bulunmamıştır.
SMK m.6/4 hükmüne göre; … Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/4 hükmü bağlamında tanınmış marka koruması için; toplumun her kesimince bilinme gerekli olmayıp, toplumun ilgili kesimindeki bilinilirlik düzeyi dikkate alınacaktır. Toplumun ilgili kesimi; markanın tanındığı iddia edilen ve kaynak ülkede markanın tescilli olduğu ve kullanıldığı sektörü ifade eder. (….) Bir markanın … Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın …’de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; … sayılı kararında belirtildiği üzere, …’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce …’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde …)
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davacının … markalarının tanınmış olduğuna ilişkin yeterli nitelik ve nicelikte, gerek marka işlem dosyasına, gerekse dava dosyasına ispat aracı sunmadığı tespit edildiğinden tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (….)
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markaların bir kısım emtialar bakımından iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.

Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “03. Sınıf: Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks. 05. Sınıf: Bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” emtiaları bakımından … sayılı … kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu … sayılı markanın “03. Sınıf: Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks. 05. Sınıf: Bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” emtiaları bakımından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen …’e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kısmen reddolunması ve davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
8-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 80,70 TL peşin karar ve ilam harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 23,00 TL vekalet harcı, 4.500,00 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 228,92 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.878,04 TL yargılama giderinin 1/2’si olan 2.439,02 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan 2.439,02 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin 1/2’si olan 5,75 TL’nin davacıdan alınarak davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine, bakiye 5,75 TL yargılama giderinin davalı … San. Tic. Ltd. Şti. üzerinde bırakılmasına,
11-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin ve Davalı Kurum vekilinin vekilinin yüzüne karşı, davalı şirket vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/03/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza