Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/85 E. 2022/182 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/85 Esas – 2022/182
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/85 Esas
KARAR NO : 2022/182

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 10/03/2022
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/07/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 10/03/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilli … Electronics, …’nin 2008 yılında efsanevi sanatçı ve müzik yapımcısı … “Dr. Dre” …. kurulduğunu, müvekkili şirketin “…” markalarının özellikle çok bilinir kulaklıklar, hoparlörler, müzik, ses, radyo sistemleri ve teknoloji ürünlerinin üretiminde, pazarlamasında ve satışında kullanılmakta olduğunu, sektörde lider konumda olduğunu, 2014 Temmuz ayında satın alınmasından bu yana, müvekkil şirketin, … Inc’in alt iştiraki haline gelmiş olduğunu, müvekkili şirketin, 12.01.2021 tarihli ve 364 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayınlanması üzerine davalılar … ve … Audio Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına, 09 ve 11. sınıflarda yer alan mallar için yapılan, 29.10.2020 tarihli ve 2020/133051 sayılı “… PLUS” marka başvurusundan haberdar olduğunu, davaya konu markanın müvekkil şirketin tescilli “… …” markası ile karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer olması nedeniyle 6769 sayılı SMK’nin 6/1 maddesi uyarınca birebir aynı/aynı tür mallar bakımından başvurunun kısmen reddi gerekirken, itirazlarının reddedilmesinin yerinde olmadığını, davaya konu markanın, müvekkili şirketin “… …” markası ile karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer olduğunu, davaya konu marka incelendiğinde ise; markanın tıpkı müvekkilin … … markasında olduğu gibi İngilizce dilinde iki kelimeli bir marka olduğu ve markada yer alan “PLUS” ibaresinin özellikle markanın tescili kapsamında yer alan 09.sınıftaki elektronik ürünler bakımından bu ürünlerin bir üst modeli olduğunu belirtmek amacıyla sıklıkla kullanılan ve herhangi bir ayırt ediciliği bulunmayan bir ibare olduğu dikkate alındığında markanın esas ve ayırt edici unsurunun müvekkilin “… …” markasında da esas unsur olarak yer alan “…” ibaresi ile birebir aynı “…” ibaresi olduğunun açık olduğunu, dava konusu 2020/133051 sayılı “… PLUS” markasının hâlihazırda davalılar … ve … Audio Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına tescilli olduğunu, bununla birlikte işbu dava sırasında davalıların dava konusu markayı üçüncü şahıslara devretmesinin pekâlâ mümkün olduğunu, böyle bir durumda davanın markayı devralan üçüncü şahıslara teşmili gerekeceğini, bunun da davanın lüzumsuz yere uzamasına neden olacağını, bu tarz kötü niyetli devir işlemlerinin, uygulama sıklığı görülen bir yöntem olduğunu, davalılar tarafından yargılama sürecini uzatmak için kullanılmakta olduğunu ve çoğu kez de ilk derece mahkemesi kararlarının Yargıtay tarafından usulen bozulmasına ve davacı tarafların birtakım maddi kayıplara uğramasına neden olduğunu, bu nedenle dava konusu markanın davalılardan … ve … Audio Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından dava sırasında üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi amacıyla TÜRKPATENT”e yazı yazılarak, dava konusu marka üzerine devir yasağının konulmasını talep etmek zorunda kaldıklarını beyan ederek; davalılardan … ve … Audio Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına 2020/133051 sayı ile tescilli “… PLUS” markasının, üçüncü şahıslara devrinin engellenmesini teminen, dava sonuna kadar dava konusu marka üzerine devir yasağının konulması hususunda takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve bu konuda TÜRKPATENT’e yazı yazılmasına tensiple birlikte karar verilmesine, davalı TÜRKPATENT YİDK tarafından verilen müvekkili itirazının reddine ilişkin 11.01.2022 tarih ve … sayılı kararın iptaline, davaya konu 2020 133051 sayı ile tescilli “… PLUS” markasının 09. sınıfta yer alan “Ses kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: hoparlörler, kulaklıklar” bakımından kısmen hükümsüzlüğüne, karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P :
Davalılar … ve … Audio Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili 29/03/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin müvekkiline ait … … tescilli markası ile müvekkiline ait tescilli … PLUS markasının 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6.maddesi ile düzenlenen hükmüne aykırılığı sebebiyle Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 11.01.2022 tarih … sayılı YİDK Kararının iptalini talep ettiğini, markalar arasında iltibasın varlığının tespiti için kanun ile düzenlenen, yargı kararları ve doktrin tarafından geliştirilen ve kullanılan ölçütlerin davaya konu olan marka ile davacının markası yönünden mevcut olmadığını, davacının dava dilekçesinde birden çok tescilli markası olduğunu beyan ettiğini, davacının beyanına göre davacıya ait bu markaların yoğunlukla birden fazla kelimeden oluşmakta olduğunu ve bu kelimelerin tamamının da “…” kelimesi ile başlamakta olduğunu, davacının belirleyici olarak … kelimesi uzantılı markaları adına tescil ettirmiş olduğunu, müvekkilinin tescil ettirdiği markanın başlangıcında ve uzantısında … kelimesinin yer almamakta olduğunu, davacı markası ile müvekkiline ait tescilli markanın karıştırılma ihtimali olmadığını ifade ederek; mahkemenin 14.03.2022 tarihli ara kararı ile davalılara ait 2020/133051 sayılı tescilli markanın nihai karar kesinleşinceye kadar HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca 3. kişilere devrinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine dair vermiş olduğu kararın kaldırılmasına, müvekkilleri aleyhine açılan davadaki, davacı taleplerinin tamamının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TÜRKPATENT vekili 30/03/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Markaların karşılaştırılmasında bütünsel karşılaştırmanın esas olması hususu dikkate alınarak; dava konusu markada “… PLUS” ibaresinin kullanıldığı, “… …” ibareli davacı markasında ise asli unsurun “…” ibaresi olduğu, markaların tertip tarzı yönünden kelimelerin farklı sıralarda kullanıldığını, markaların birbirinden ayrıldığını, markalar arasında görsel, kavramsal olarak SMK m.6/1 anlamında karıştırılma ve iltibas ihtimaline sebebiyet verecek düzeyde benzerlik bulunmadığını ifade ederek; haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan tescili halinde markanın kısmen hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, bir kısım davalılara ait 2020/133051 sayılı “… PLUS” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet 2012/72893 sayılı “… …” ibareli marka arasında “Ses kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: hoparlörler, kulaklıklar.” emtiaları bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, tescili halinde dava konusu markanın bu emtialar bakımından hükümsüz kılınmasının gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalılar … ve … Audio Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin “… PLUS” ibaresinin 9 ve 11.sınıfta yer alan bir kısım emtialar bakımından tescili amacıyla 29.10.2020 tarihinde gerçekleştirdiği 2020/133051 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.01.2021 tarih ve 364 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 12.03.2021 tarihinde 2012/72893 sayılı markayı mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın 6/1 hükmü kapsamında itirazda bulunduğu, dava konusu marka başvurusunun “Ses kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: hoparlörler, kulaklıklar.” emtiaları bakımından reddini talep ettiği, marka başvuru sahibi davalıların 19.04.2021 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettikleri, davacının 15.06.2021 tarihli yayıma itiraza ilişkin ek beyan sunduğu, yayıma yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 16.09.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 12.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu 22.02.2022 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet marka ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu 2020/133051 sayılı marka kapsamında yer alan ve dava konusu edilen “Ses kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: hoparlörler, kulaklıklar.” emtiaları ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet 2012/72893 sayılı marka kapsamında yer alan “Kulaklıklar.” emtiaları aynı veya benzerdir.
Şöyle ki; dava konusu marka kapsamında yer alan “kulaklıklar” emtialarının, itiraza/hükümsüzlüğe mesnet marka kapsamındaki emtialarla aynı olduğu her türlü kuşkudan uzaktır. Bununla birlikte; dava konusu markada yer alan “Ses kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: hoparlörler.” emtiaları ile itiraza/hükümsüzlüğe mesnet 2012/72893 sayılı marka kapsamında yer alan “Kulaklıklar.” emtiaları; aynı veya benzer tüketici kesimine hitap ederler, aynı yerlerde aynı veya birbirine yakın raflarda satılırlar, birlikte kullanılan emtialardır, dolayısıyla aralarında birbirini tamamlayıcı ilişki bulunur, dağıtım kanalları ortaktır. İzah edilen gerekçelerle; bu emtialar arasında da benzerlik ilişkisi bulunmaktadır.
Dava konusu 2020/133051 sayılı marka başvurusu incelendiğinde; “… PLUS” ibaresinden oluştuğu, markada yer alan “PLUS” kelimesinin “Artı” anlamına gelen İngilizce bir kelime olduğu, ancak bu ibarenin özellikle elektronik aletler bakımından ürünün kalitesine ilişkin tasviri anlamı bulunan, bu şekilde tanımlayıcı işlev ifa eden, dolayısıyla davaya konu emtialar bakımından somut ayırt edici niteliği bulunmayan tamamlayıcı bir kelime olduğu, markada yer alan “…” ibaresinin dilimize “STÜDYO” olarak geçen kelimenin Fransızca hali olduğu, dolayısıyla bu kelimeyi gören ilgili tüketici kesiminin, hemen ve ilk bakışta bu kelimeyi Türkçe’ye “STÜDYO” olarak geçen kelime anlamı ile algılayacağı açıktır. Stüdyo; “Sinema, televizyon ve radyo için film çekilen, ses alınan ve yayın yapılan yer.” anlamına gelmektedir. (Bkz; https://sozluk.gov.tr/). Kelime anlamı itibariyle davaya konu “…” ibaresi; davaya konu emtiaların karakteristik özelliklerinden birini doğrudan tanımlamasa bile, davaya konu emtiaların; sinema, televizyon ve radyo için film çekilen, ses alınan ve yayın yapılan yer olan stüdyolarda yaygın kullanım ağına sahip olması, dolayısıyla bu ibarenin telmih edici etkisi nedeniyle davaya konu emtialar bakımından somut ayırt edici gücü düşük, zayıf karakterli bir marka olduğu kanaatine varılmıştır. Başka bir deyişle; dava konusu emtialar üzerinde “…” kelimesini gören veya işiten ilgili tüketici kesiminin, davaya konu emtiaların; sinema, televizyon ve radyo için film çekilen, ses alınan ve yayın yapılan yerlerde kullanılacak şekilde algılaması da ihtimal dahilinde olduğundan, “…” ibaresinin ayırt ediciliği düşüktür.
Davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet 2012/72893 sayılı marka incelendiğinde “… …” ibaresinden oluştuğu, “…” ibaresinin İngilizce fizik terimi olarak “Girişim” anlamı bulunduğu (Bkz; https://….com/tr/turkce-ingilizce/…), bunun yanı sıra, söz konusu kelimenin İngilizce bir fiil olan “…” ibaresinin geniş zamanlı çekimlenmiş halini de oluşturduğu, bu çekimin yalın hali olan “…” ibaresinin ise; “Vurmak, atmak, kalp atımı, titreşim, darbe” gibi anlamlarının bulunduğu, davacının “…” ibaresinin yanı sıra, dava konusu emtiaları da kapsayan “… PILL”, “… EXECUTIVE”, “… SOLO”, “… SOLO PRO”, “… TOUR” gibi markalarının bulunduğu da dikkate alındığında, davacının “…” ibaresini çatı marka olarak kullandığı, “…” ibaresi çevresinde seri marka ailesi oluşturduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; görsel, işitsel ve kavramsal olarak davaya konu emtiaların hitap ettiği makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesimi nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi oluşturacak derecede benzerlik bulunmadığı, markalarda müşterek olarak bulunan “…” ibaresinin davaya konu emtialar bakımından somut ayırt edici niteliği düşük, zayıf karakterli bir ibare olduğu, davacı markasında yer alan “…” ibaresi her ne kadar “çatı marka” vasfını haiz ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.12.2018 tarih 2017/11-114 Esas 2018/1995 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; lider marka yanına eklenen unsurların ayırt edici niteliğinin zayıf bulunması halinde, her halükarda lider markanın ayırt edicilik incelemesinde dikkate alınmayacağı iddiasının kabul görmeyeceği, zira önemli olanın karşılaştırılan markaların hitap ettiği ilgili tüketici kesiminin, markaların ticari kaynağı noktasında yanılgıya düşme ihtimallerinin olup olmadığı hususu olduğu, bu ilke dikkate alınmak suretiyle her somut olayda iltibas tehlikesinin değerlendirilmesi gerektiği, buna göre somut olayda yapılan değerlendirmede, davacıya ait markada yer alan “…” kelimesinin, davaya konu emtialar bakımından ayırt edici niteliği düşük zayıf karakterli bir kelime olması nedeniyle, davacıya ait markanın ayırt edici unsurunun çatı markası olan “…” ibaresi üzerinde toplandığı, bu hale göre; daha önce davacıya ait “… …” markasını gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan ilgili tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “… PLUS” markasını davaya konu emtialar üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, davaya konu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı davacıya ait markadan farklı bir marka olarak algılayacağı gibi marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı anlaşıldığından, SMK m.6/1 hükmü koşulunun somut olayda oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 319,50 TL posta, tebligat masrafı olmak üzere toplam 492,40 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar … ve … Audio Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılar … ve … Audio Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalılar … ile … AUDİO Elektronik San. Ve Tic. Ltd. Şti vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/06/2022