Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/80 E. 2022/265 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/80 Esas – 2022/265
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/80 Esas
KARAR NO : 2022/265

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 07/03/2022
KARAR TARİHİ : 14/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/11/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 07/03/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait 2020/57107 sayılı “…” ibareli marka başvurusuna davalı şirket tarafından yapılan itirazın ilk etapta Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile kısmen reddedilmiş olduğunu, akabinde ise davalı şirketin ikinci itirazının TÜRKPATENT YİDK’nin … sayılı kararı ile kabul edilmiş olduğunu, müvekkiline ait dava konusu markanın, 05. Sınıfta yer alan ürünlerle ilgili başvurusu hakkında, yalnızca “ Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler.” hususunda benzerlik olduğu görüşüne varılmış olduğunu, geri kalan ürünler hakkında kabul kararı verilmiş olduğunu, akabinde davalı şirket tarafından yapılan itiraz üzerine, kötü niyetli olarak değerlendirilen başvurularının tümden reddedilmiş olduğunu, davalı şirkete ait redde dayanak markanın 2019/25574 numaralı “…” ibareli 03. Sınıfta “ıslak mendiller” emtiasında tescilli marka olduğunu, müvekkili … İNŞAAT NAKLİYAT GIDA TİC. A.Ş. ve dava dışı … SAĞLIK VE GIDA ÜRÜNLERİ A.Ş.’nin Gaziantep’te mukim ve 1980’den beri varlık gösteren … Şirketler Grubu’nun bünyesindeki iki şirket olduğunu, her iki şirketin de aralarında üretim/pazarlama ilişkisi söz konusu olduğunu ve özetle müvekkili şirket ile dava dışı … firmasının organik bağ içinde olduğunu, dava dışı … firması, “ıslak mendil” ve “bebek bezi” üretimi yaparken, … İnşaatın da bu ürünlerin yurt dışına satışını gerçekleştirmekte olduğunu, müvekkilinin 2016 yılından bu yana dava dışı Alamanah firmasından aldığı yetki ile bu markayı Türkiye’de üretmekte ve yurt dışına yoğun bir şekilde ihracını gerçekleştirmekte olduğunu, davalı ise bu durumu bilmesine rağmen müvekkili ve markalarının itibarından haksız şekilde faydalanmak saikiyle huzurdaki redde dayanak 2019/25574 numaralı başvuruyu kötüniyetli olarak gerçekleştirdiğini ve buna ilişkin davalarının derdest olduğunu, “kötüniyetli” olduğu gerekçesi ile reddedilen müvekkili markası üzerinde müvekkilinin hem tescilden kaynaklı hem de kullanıma dayalı üstün (eskiye dayalı) hakkından kaynaklı hak sahibi olduğunun tartışmasız bir gerçek olduğunu beyan ederek; müvekkiline ait 2020/57107 no.lu “…” ibareli marka başvurusuna davalı şirket tarafından yapılan itirazın kabul edildiği Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararının iptali ile müvekkiline ait 2020/57107 numaralı markanın SMK md.6/9 uyarınca kötüniyetli başvuru olmadığının da tespiti ile tescil işlemlerinin, tescilinin talep edildiği tüm sınıflar yönünden kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 28/03/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle;Başvuru markası ile itiraza dayanak marka arasında küçük farklılıkların olmasının, tüketicilerin işaretler arasındaki benzemeyen unsurları değil benzer unsurları hatırlama eğiliminde oldukları dikkate alındığında, karşılaştırılan ibareler arasındaki yüksek düzeyde benzerliği ortadan kaldıramadığının açık olduğunu, markaların bazen portföylerini büyütmeleri ve farklı alanda ve imajla ürünleri göstermek için markayı biraz değiştirmelerinin normal olduğunu ve halkın bu markaları doğrudan karıştırabileceği gibi aynı firma tarafından ya da birbiri ile ilişkili firmalar tarafından üretildikleri izlenimine kapılarak ürünleri aynı ve/veya benzer işletmenin sanabileceklerini, esasen markaların bütüncül olarak bıraktığı genel izlenim itibariyle mevcut farklılıkların küçük olduğunu ve markaları birbirinden ayrıştırmaya yeterli olmadığını, başvuru markasının yeterli düzeyde ayırt edici nitelik taşımadığını, bunun yanında kısmen ret kararına konu olan ve başvuru markası kapsamında tescili talep edilen mallar ile redde mesnet markanın kapsadığı mallar/hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer mahiyette olduğunu, SMK 6/1 maddesi hükmü çerçevesinde ortalama dikkat sahibi tüketici kitlesi üzerinde markaların aynı ticari kaynaktan geliyor oldukları ya da marka sahipleri arasında iktisadi ve idari bir bağ bulunduğu izlenimi oluşabileceğini ve bu durumda ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimali söz konusu olacağını, bir işaretin marka olarak tescilsiz kullanımı kişiye sadece marka tescil başvurusuna itiraz etme ya da markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep etme hakkı tanımakta olduğunu, tescil edilmiş bir marka hakkında kesinleşmiş iptal kararı veya hükümsüzlük kararı verilmemiş ise önceye dayalı kullanım nedeniyle gerçek hak sahipliği iddiasının kişiye markasını tescil ettirme hakkı vermeyeceğini, bu nedenle davacı tarafça ileri sürülen önceye dayalı kullanım / gerçek hak sahipliğine ilişkin iddia ve taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, başvuru konusu marka ile itiraza mesnet ….sayılı markanın renk, şekil ve tasarım itibariyle ayniyete varan oranda benzer olduğunu, itiraz sahibi ile başvuru sahibinin aynı/benzer alanda faaliyet gösterdikleri hususu da göz önüne alındığında, başvuru sahibinin itiraz sahibinin markasından haberdar olduğunu, başvuru markasının seçiminde bu markadan esinlendiği kanaatini oluşturduğunu, bu derece benzer bir markanın tesadüfi olarak seçilmiş olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu başvurunun iyi niyetle yapılmış bir başvuru olarak kabul edilemeyeceğini, davacı başvurusunun reddine dair müvekkili Kurum kararının haklı ve hukuka uygun olduğunu, başvuru sahibinin önceki tarihlerde tescilli “…” ibareli markalarının bulunduğu tespit edilmiş ise de; başvuru sahibinin önceki tescillerine bağlı seri markadan/müktesep hakkın varlığından söz edilebilmesi için sicilde bir başkası adına tescilli bir marka ile yakınlaştırma, benzeştirme yoluyla iltibas tehlikesine veya iyi bilinen markadan haksız yarar sağlanmasına ya da bu markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesine yol açılmaması zorunluluğu söz konusu olup; bu itibarla başvuru sahibinin önceki tescillerine bağlı olarak herhangi bir kazanılmış hakkının varlığının kabulünün mümkün olmadığını, davacı vekilince dava dilekçesinde 2020/57107 sayılı marka başvurusunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesi talep edilmiş ise de işbu talebin yasal dayanağının bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Gıda Koz. İtr. Temz. Ürün. San. ve Tic. Ltd. Şti vekili 04/04/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının TPMK nezdinde 2020/57107 başvuru numaralı … ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkili tarafından yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen reddedildiğini, verilen karara müvekkilinin itiraz etmesi üzerine YİDK tarafından itirazlarının kabulü ile davacı marka başvurusunun reddine karar verildiğini, kötü niyetli başvuru yapan davacının kendisi olmasına rağmen müvekkilinin kötü niyetli olduğunu iddia ederek YİDK tarafından verilen kararın kötü niyete ilişkin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğunu ve bu hususta delil olarak müvekkiline açtığı Bakırköy 1 Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı hükümsüzlük davasını emsal olarak göstermiş olduğunu, ancak davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili markasına ilişkin Bakırköy 1 Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasınca verilen ve kesinleşen bir hükümsüzlük kararının bulunmadığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, asıl kötü niyetli başvurunun davacı tarafından yapılmış olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının davalı şirketin itirazının kabulüne ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2020/57107 sayılı marka başvurusunun kötü niyetli olarak tescil başvurusuna konu edilip edilmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası UYAP ortamında temin edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 03.06.2020 tarihinde 2020/57107 sayılı “Şekil+…” ibareli, 05.sınıfta bulunan emtialar için tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun 13.07.2020 tarih ve 352 sayılı Resmi Marka Bülteninde yayımlandığı, davalı şirketin 08.09.2020 tarihinde 2004/07300, 2004/07301, 2010/04552, 2019/25574 sayılı markaları mesnet göstererek 6769 sayılı SMK m.6/1, m.6/3, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında yayına itiraz dilekçesi sunduğu, davacı şirket tarafından 15.10.2020 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz edildiği, dilekçesinde 2010/04552, 2004/07300, 2004/07301 sayılı markalara ilişkin olarak kullanmama def’i ileri sürdüğü, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca SMK m.6/1 hükmü uyarınca marka tescil başvurusundan “Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Bebek bezleri, hijyenik pedler, hasta bezleri.” nin çıkarılmasına, tescil işlemlerinin kalan emtialar için devam ettirilmesine karar verildiği, davalı şirket tarafından 26.05.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davacı şirket tarafından 16.06.2021 tarihli itiraza karşı görüş bildirildiği, itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile; muteriz … Gıda Koz. İtr. Temz. Ürün. San. ve Tic. Ltd. Şti tarafından yapılan itirazın kabulüne ve başvurunun kötü niyetli olduğu gerekçesi ile reddine, başvuru sahibi tarafından yapılan itirazın reddine karar verildiği, bu kararın davacı marka vekiline 06.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki davada da YİDK kararının iptali istemi bakımından; YİDK karar tarihi olan 05.01.2022 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle marka işlem dosyasına sunulmayan, ancak dava aşamasında ibraz edilen bilgi ve belgeler değerlendirme dışı bırakılmıştır.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötü niyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi, 12.06.2019, E:2018/2285 K:2019/4361)
Somut olayda yapılan değerlendirmede; Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile dava konusu marka başvurusu ve davalı şirkete ait itiraza mesnet 2019/25574 sayılı marka arasında “Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Bebek bezleri, hijyenik pedler, hasta bezleri.” emtiaları bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğuna kanaat getirilmiştir. Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararı ile ise; her ne kadar dava konusu marka başvurusu kapsamında kalan emtialar ile itiraza mesnet 2019/25574 sayılı marka kapsamında yer alan emtiaların aynı veya benzer olmadığına karar verilmişse de, dava konusu marka başvurusu ile itiraza mesnet 2019/25574 sayılı markanın renk, şekil ve tasarım itibariyle ayniyete varan oranda benzer oldukları, bu derece benzer bir markanın tesadüfi olarak seçiminin çok olası olmadığı ve itiraz sahibi ile aynı/benzer alanda faaliyet gösteren başvuru sahibinin iş bu davaya konu markanın seçiminde itiraz sahibi markasından haberdar olarak bu markadan esinlendiği kanaati ile başvurunun iyi niyetle yapılmış bir başvuru olarak kabul edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; sarı renk tonları ile oluşturulmuş dikdörtgen bir zemin üzerinde kırmızı renk ile ve stilize bir şekilde “…” ibaresine yer verildiği, bu ibarenin altında üç adet papatya çiçeği figürüne yer verildiği tespit edilmiştir. İtiraza mesnet 2019/25574 sayılı marka incelendiğinde; başvuru markasına göre daha açık sarı renk tonları ile oluşturulmuş dikdörtgen bir zemin üzerinde kırmızı renk ile ve stilize bir şekilde “…” ibaresine yer verildiği, bu ibarenin hemen altında mavi renk ile “baby wipes” ibaresinin yer aldığı, bu ibarenin de altında üç adet papatya çiçeği figürüne yer verildiği tespit edilmiştir.
Dava konusu marka başvurusu ile itiraza mesnet 2019/25574 sayılı marka umumi intiba olarak karşılaştırıldığında; görsel, işitsel ve kavram olarak yüksek düzeyde benzer oldukları mahkememizin de kabulündedir. Ancak; dava konusu marka başvurusu ile itiraza mesnet 2019/25574 sayılı markanın bir kısım emtialar bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi doğuracak derecede benzer olmalarının haricinde, davacının ticari dürüstlük kurallarına aykırılık oluşturacak şekilde; sözgelimi spekülasyon, engelleme, şantaj, tuzak, yedekleme amaçlı olarak davaya konu marka tescil başvurusunda bulunduğuna ilişkin marka işlem dosyasında somut ve objektif niteliği haiz delil bulunmadığı, markalar arasında bir kısım emtialar bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunması durumunun tek başına dava konusu marka başvurusunu bir bütün halinde kötü niyetli hale getirmeyeceği (Aynı yönde bkz; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi, 25.02.2021, 2020/1837 E 2021/1722 K), 4721 sayılı TMK m.3 hükmü uyarınca aslolanın iyi niyet olduğu, marka işlem dosyasına göre davacı yanın marka tescil başvurusu esnasında kötü niyetli olarak hareket ettiği hususuna ilişkin yeterli ispat aracı bulunmadığı anlaşılmakla; davalı TÜRKPATENT YİDK kararının salt karşılaştırılan markalar arasında yüksek düzeyli benzerlik bulunması nedeniyle davacı yanın kötü niyetli olduğu saptamasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı YİDK kararının davalı şirketin itirazının kabulüne ilişkin kısmının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 89,50 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 262,40 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … Gıda Koz. İtr. Temz. Ürün. San. ve Tic. Ltd. Şti tarafından yapılan 23,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/10/2022