Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/77 E. 2022/253 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/77 Esas – 2022/253
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/77 Esas
KARAR NO : 2022/253

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 04/03/2022
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/11/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 04/03/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2004 yılında faaliyete başlamış olup, kullanmaya başladığı https://www…..com alan adını 22.08.2008 yılında, www…..com.tr alan adını 25.06.2020 yılında kaydettirmiş ve bugüne kadar siteleri aktif olarak kullanmaya devam ettiğini, müvekkilinin gerek unvan, gerekse internet alan adı dahilinde geçmişe dayalı olarak yoğun faaliyet göstermiş, belli bir zaman sonra ise markalaşma yönünde çalışmalara başlamış, bu yönde yatırımlar yaparak marka haklarını güçlendirmek ve müşteri potansiyelini arttırmak amacıyla yatırım ve emek harcamaya devam ettiğini, müvekkilinin markası olan ….com markası, hizmetin içeriğini gösteren tanımlayıcı sigorta ibaresi gereği tek başına karşılaştırma konusu yapılması mümkün olmayan bir marka olup, bütünsel olarak karşılaştırması zorunlu bir marka olduğunu, markalar arasında kavramsal, görsel ve işitsel benzerlik mevcut olmadığını ifade ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 29/03/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Somut olayda, hem markaların benzerliği, hem de markaların kapsadığı hizmetlerin aynı/aynı tür olması hususları birlikte gerçekleştiğinden dava konusu markalar arasında, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ortaya çıktığını, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan dava dilekçesinde Kurumca verilmiş bazı marka kararları ile yargı organlarınca verilmiş olan bazı yargı kararlarını örnek göstererek işbu yargılamaya dayanak olması gerektiği iddiasının haksız olduğunu, zira her somut olay, kendi özellikleri ve koşulları çerçevesinde “özgünlük derecesi, tasarımı, tescile konu mallar/hizmetlerin ve bu mal ve hizmetlerin tüketici grubunun özellikleri, markanın tescil kapsamındaki mal/hizmetler üzerindeki ayırt edici niteliği gibi unsurlar açısından” ayrı olarak değerlendirildiğini, marka başvurularının bahsedilen yapısı nedeniyle bu bakımdan da davacı vekili iddiaları mesnetsiz olup davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini beyan ederek; YİDK kararının iptali isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Sigorta ve Reasürans Brokerlik Hizmetleri A.Ş., davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2020/63825 sayılı “Şekil+….com” ibareli marka başvurusu ile redde mesnet alınan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacının gerçek hak sahipliği iddiasının nispi tescil engelini bertaraf etme kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 16.06.2020 tarihinde 2020/63825 sayılı “Şekil+….com” ibareli, 36 / 35.sınıfta bulunan hizmetleri için tescil başvurusunda bulunduğu, marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında Markalar Dairesi Başkanlığı’nca SMK m.5/1-b ve m.5/1-c hükmü bağlamında “Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler.” bakımından başvurunun kısmen reddine karar verildiği, kalan hizmetler bakımından başvurunun 28.09.2020 tarih 357 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlandığı, davalı şirketin 27.11.2020 tarihinde 2004 14689, 2014 02124, 2016 45610, 2016 45614, 2016 45617, 2016 45619, 2017 42949, 2020 43223, 2020 44992 sayılı markaları mesnet göstererek 6769 sayılı SMK m.6/1, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında yayıma itiraz dilekçesi sunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca ileri sürülen itirazların haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, davalı şirket tarafından 10.05.2021 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile SMK m.6/1 hükmü uyarınca itirazın kabulüne ve başvurunun reddine karar verildiği, bu kararın davacı marka vekiline 10.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmedir ki; Davacı vekili her ne kadar gerçek hak sahipliğinden kaynaklı olarak nispi tescil engelinin bertaraf edildiğini iddia etse de, davalı TÜRKPATENT’in SMK m.6/1 hükmü kapsamında ve nisbi tescil engeli bağlamında yaptığı değerlendirmede marka başvuru sahibinin gerçek hak sahibi olup olmadığını değerlendirme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Davacının bu iddiaları, redde mesnet markaların hükümsüzlüğü istemi bakımından ileri sürülebilecek ve değerlendirilmesi gereken iddialardır. Bu nedenle, davacının gerçek hak sahibi olduğu iddiasından bahisle dava konusu marka başvurusu bakımından, SMK m.6/1 hükmünde düzenlenen nisbi tescil engelinin aşılacağından söz edilemez.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka başvurusundan YİDK kararı ile çıkartılan ve eldeki davaya konu olan hizmetler ile redde mesnet 2004/14689, 2014/02124, 2016/45610, 2016/45614, 2016/45617, 2016/45619, 2016/45619 sayılı markaların kapsamlarında yer alan ve bilirkişi raporunda kırmızı ile renklendirilen hizmetlerin aynı veya aynı tür olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu “Şekil+….com” ibareli marka; mavi zemin üzerine, kalın, beyaz renkte, küçük harflerle “…” ibaresi ile bu ibarenin sağ alt köşesinde daha küçük puntolarla “.com” ibaresinin yer aldığı, basit şekil unsurunu da içinde barındıran karma bir markadır. Davaya konu hizmetlerin niteliği ile birlikte düşünüldüğünde; “…” ibaresinin bu hizmetler bakımından somut ayırt edici niteliği haiz olduğu, bu nedenle markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı şirkete ait redde mesnet markalar “…” ibaresini içeren, bu ibare ile birlikte “…”, “com”, “com.tr”, “… …”, “en ucuz” gibi ayırt edici niteliği zayıf ibarelerin yer aldığı, “Şekil+…….”, ibareli markada aile fertlerinin yer aldığı figüratif bir unsur içeren, “Şekil+en ucuz …….” ibareli markada “…”kafası figürü, diğer markalarda ise turuncu renkte şemsiyeye benzer figüratif unsurun yer aldığı karma markalar olduğu, redde mesnet markaların esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; hem dava konusu hizmetlerin tamamının redde gerekçe markaların kapsamında aynı/aynı tür olarak yer alması, hem de dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında işitsel, görsel ve kavramsal olarak ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi oluşturacak düzeyde benzerlik bulunması nedeniyle işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, redde mesnet markaları ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulamayan, daha önce görüp yararlandığı markaların aşağı yukarı … anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, dava konusu markanın kapsamındaki dava konusu hizmetler yönünden ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davacının “…” ibareli başvuru markasını gördüğünde veya işittiğinde, bu markanın davalıya ait “…” esas unsurlu markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, yanılgı yaşayabileceği, kapsamındaki hizmetler yönünden her iki markanın aynı işletmenin markası veya idari-ekonomik anlamda bağlantılı işletme markaları olarak algılayacağı, bu nedenle karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 23,00 TL vekalet harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 105,00 TL posta- tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.289,40 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … … Sigorta ve Reasürans Brokerlik Hizmetleri A.Ş. tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … … Sigorta ve Reasürans Brokerlik Hizmetleri A.Ş.’ye verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2022