Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/76 E. 2022/224 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/76 Esas
KARAR NO : 2022/224

DAVA : Faydalı Model Hakkının İhlali
DAVA TARİHİ : 04/03/2022
KARAR TARİHİ : 28/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/10/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Faydalı Model Hakkının İhlali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 04/03/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 2013 tarihinde TÜRKPATENT’te … başvurusu ile kayıtlı 2013/000070 sayılı “Çift Bıçaklı Taş Kesme Makinesinin” tek yetkilisi faydalı model sahibi olduğunu, söz konusu … 007 makinenin üreticisi ve yetkili satıcısı olduğunu, dava konusu makinenin davacının sağlık sorunları sebebi ile hastanede yattığı süreçte makinenin bulunduğu depodan rızası ve bilgisi dışında çıktığının tespit edildiğini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … hazırlık sorgusu ile şikayetlerinin devam ettiğini, Sivrihisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … hazırlık soruşturma dosyasında yer alan arama tespit tutanağı ile müvekkili deposundan çıkartılan makinenin yer ve durumunun tespit edildiğini, Sivrihisar Jandarma Komutanlığı yetki alanında davalıya ait mermer ocakları alanlarında dört mermer ocağının faaliyet alanlarının ayrı ayrı arandığını, en son gösterilen ve aranan davalı şirketin işlettiği granit mermer ocağında yapılan aramada makinenin tamamının bulunduğunu, davalı şirket tarafından ticari mermer granit üretiminde ve devamında makinenin aktif olarak kullanıldığını, davalının bu makineyi haksız kullanmaya devam ettiğini, dava konusu makinenin yargılama inceleme aşaması gelme anına kadar saklanabileceğini, sökülebileceğini, yahut üzerinde ciddi değerli aksamların sökülebileceğini, değişiklik yapılabileceğini, haksız edinilen ve kullanılan Çift Bıçaklı Taş kesme Makinesinin (2013/00070) mühürlenerek bağlanması ve kullanımının yasaklanması için ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, gerekçeli karar kesinleştirilene karar tedbirin devamına karar verilmesini, delillerin kaybolmasının önüne geçmek adına keşif yapılarak delil tespiti talebinin kabul edilmesini, keşif sırasında bilirkişilerce ürünlerin fotoğraflanmasını, ürünlerde buluş istemlerinin yer alıp almadığı hususunda bilirkişilerden rapor alınmasını, müvekkiline ait sınai mülkiyet hakkına tecavüzün tespitini, tecavüzün önlenmesini, davalının patent hakkına tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulmasını, kaldırılmasını, el konulan ürünlerin mali bedelinin SMMM, maden mühendisi, makine mühendisi bilirkişisi vasıtası ile tespitini, tespit edilen meblağın maddi zarar olarak müvekkiline ödenmesini, Türk Borçlar Kanununun 446/1 maddesi uyarınca müvekkilinin malvarlığının mevcut durumu ile yasaya aykırı davranılmış olmasaydı arz edeceği durum arasındaki farkın hesaplanarak haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini, makinenin halen kullanılması sebebi ile yıpratılmış olması dikkate alınarak satış bedelinin haksız fiil tarihinden başlatılacak ticari faizi ile $ bedelinin ekskale edilmesi ile tespit edilecek bedelin ödenmesini, belirsiz alacak olarak şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınmasını, manevi zararın tazmini için 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasını, verilecek hükmün tirajı en yüksek üç gazeteden birinde masrafı davalıya ait olmak üzere ilan edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 29/03/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın dava dilekçesinde, Çift Bıçaklı Taş Kesme Makinesi … 007 nin üreticisi ve yetkili satıcısı olduğunu iddia etmekte olduğunu, davacının söz konusu makinanın müvekkili şirkette olduğunu ve bunun da mülkiyet hakkının ihlalini ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia etmekte olduğunu, davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davacı yanın, davasında iyi niyetli olmadığını, davacı firmanın sözde iddiası ile söz konusu makinanın üreticisi ve yetkili satıcısı olduğunu beyan etmekte olduğunu, davacı şirketin, bu tür konularda mağdur olmamak adına şirket olarak bir sigorta poliçesi de tanzim etmiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, bu nedenle davanın, ilgili sigorta şirketine / şirketlerine ve de ilgili 3. kişilere ihbarnın gerektiğini, davaya konu taşınır makina müvekkili tarafından 28/05/2021 tarihinde yapılan protokol uyarınca …’tan bedelini ödemek suretiyle satın alınmış olduğunu, söz konusu makinenin bedelini ödeyen ve zilyetliği altında bulunduran müvekkili şirketin söz konusu makinanın maliki olduğunu, yasal koşullara haiz olmayan ve mesnetter ari bu talebin reddine dair karar verilmesi gerekmekte olduğunu belirterek; öncelikle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, akabinde müvekkil aleyhinde davacı yanca açılan haksız ve mesnetsiz iş bu davanın reddine, müvekkile ait taşınır mal üzerine konulması istenilen tedbir talebinin kanunun aradığı yasal koşulların olmamasından ötürü tedbir talebinin reddine, davanın sigorta şirket / şirketlerine, 3. kişilere ihbarına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava; faydalı model hakkının ihlali iddiasından kaynaklı hukuki korunma taleplerine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalının pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davada ileri sürülen maddi ve manevi tazminat istemleri bakımından mahkememizin görevli olup olmadığı, davalının, davacıya ait olduğu iddia edilen faydalı model hakkına tecavüz oluşturan eylemlerde bulunup bulunmadığı, varsa bu eylemlerin tespiti, önlenmesi, kaldırılması, maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanı istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin 28/09/2022 tarihli duruşmasında; dava konusu yapılan maddi ve manevi tazminat istemleri bakımından kanunen mahkememizin görevli olmadığı gerekçesiyle söz konusu istemler iş bu dava dosyasından tefrik edilerek mahkememizin 2022/360 Esas sayılı dava dosyasına kaydedilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, faydalı model ile alâkalı kayıtlar getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların iddia ve savunmaları, ibraz ettikleri deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Davacı vekilinin davasının esasını müvekkiline ait olduğunu iddia ettiği 2013/00070 sayılı faydalı model belgesine dayalı hakların ihlali iddiasına dayandırdığı, bu iddiasına mesnet olarak ileri sürdüğü maddi vakıanın ise; müvekkiline ait olduğunu iddia ettiği “Çift Bıçaklı Taş Kesme Makinesi”nin müvekkilinin rızası dışında deposundan çıktığı ve Sivrihisar’da yer alan davalıya ait granit mermer ocağında yapılan jandarma aramasında tespit edildiği olgusuna dayandırdığı, davacının ileri sürdüğü olgulara göre, davalının, davacıya ait olduğu iddia edilen faydalı modele konu makineyi izinsiz olarak kısmen veya tamamen üretmediği, taklit etmediği, taklit suretiyle meydana getirilen makineyi ticari olarak elinde bulundurmadığı, faydalı model hakkını gasp etmediği, başka bir deyişle, davacı vekilinin ileri sürdüğü iddiaların 6769 sayılı SMK m.141 hükmünde düzenlenen “faydalı model hakkına tecavüz” oluşturan eylemlerden birine karşılık gelmediği, davacı vekilinin ileri sürdüğü iddiaların esasen “bir sınai mülkiyet hakkının ihlali”ne değil, mülkiyet hakkına yönelik haksız fiilden kaynaklı vakıaya ilişkin olduğu, davacı yanın genel hükümlere göre ispatlayabildiği takdirde davalı yanın haksız fiilinden kaynaklı hukuki korunma talebinde bulunabileceği kabul edilse bile 6100 sayılı HMK m.26 hükmü gereği hakimin talep sonucu ile bağlı olduğu, eldeki davada da; iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı başlamadan evvel davacı yanın ileri sürdüğü talep sonucu incelendiğinde; sınai mülkiyet hakkının ihlal edildiğinin tespiti, bu eylemlerin önlenmesi, kaldırılması ve hükmün ilanı istemlerinde bulunulduğu, yukarıda izah edildiği üzere; eldeki uyuşmazlıkta dava konusu yapılan malzemeye göre sınai mülkiyet hakkı ihlali oluşturan maddi bir olgunun ileri sürülmediği, dolayısıyla davacı yana ait sınai mülkiyet hakkının ihlal edildiğine yönelik ileri sürülen maddi vakıa bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteminin reddine,
3-Davacının peşin yatırdığı 1.707,75 TL peşin nisbi harçtan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile arta kalan 1.627,05 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL karar ve ilam harcı, 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 95,90 TL dosya masrafı, 94,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 362,80 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı Asil Şirket Yetkilisi ‘in yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza