Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/55 E. 2023/299 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/55 Esas
KARAR NO : 2023/299

DAVA : Coğrafi İşaret (Coğrafi İşaret İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Coğrafi İşaretin Hükümsüzlüğü – Coğrafi İşaretin Davacıya Karşı Kullanımının Men’i)
DAVA TARİHİ : 18/02/2022
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/07/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Coğrafi İşaret (Coğrafi İşaret İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Coğrafi İşaretin Hükümsüzlüğü – Coğrafi İşaretin Davacıya Karşı Kullanımının Men’i) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 18/02/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davaya konu kırmızı biberin insan beslenmesinde önemli bir yeri olduğunu, taze olarak tüketilmesinin yanı sıra gıda işleme sanayiinde de kullanıldığını, baharatlık veya kurutmalık kırmızı biber denildiğinde akla ilk olarak “pul kırmızı biber” ve “…” geldiğini, … verilerine göre baharatlık kırmızı biber dahil …’deki toplam biber üretiminin … ve … Bölgelerinde yapıldığını, baharatlık kırmızı biberin ekiliş alanının … illerinden müteşekkil bir havza içinde yer aldığını ve kurutmalık biberin daha çok bu bölgesel havza içerisinde yetiştirildiğini ve işlendiğini, bölge üreticilerinin kendi tohumluklarını ürettikleri biberlerden veya biber işletmelerinden tedarik ederek ekim yaptıklarını, bu nedenle bu havza içerisinde yetiştirilen biber meyvelerinin çoğunluğunun saf bir çeşit olmadığını, yerel popülasyonlardan oluştuğunu ve her yıl açılımlarla genetik varyabilitesinin kısmen değiştiğinin bilindiğini, diğer sebze türlerinde olduğu gibi kırmızı biberlerde de tat ve aromaya etki eden mineral ve vitamin oranlarının iklim ve toprak yapısına bağlı olarak değişiklik arz etmesinin hatta aynı bölge içerisinde bile farklılık göstermesinin kaçınılmaz olduğunu, kaldı ki ürünün işlenme safhasında … göre ilave edilmesi gereken bitkisel sıvı yağ çeşidi ve oranının bile aromayı farklılaştırabildiğini, kurutmalık kırmızı biberde …’de coğrafi işaret çalışmasının ilk olarak … tarafından 2000 yılı içinde başlatıldığını, bu kapsamda … tarafından 29.04.2001 yılında kırmızı biber menşe işareti olarak … üzerine tescillendiğini, coğrafi sınırlarının sadece … olarak belirlendiğini, … ilinde ilk coğrafi işaret çalışmasının “…” üzerine müvekkiline … numaralı başvurusu üzerine kırmızı biber menşe işareti olarak tescillendiğini, …’nın davaya konu … numaralı “…” coğrafi işaret başvurusunun tescile bağlandığını, bu başvurunun ilanına “coğrafi alan sınırlarının çakışması” ve “başvuruya konu ürünün ayırt edici özelliğinin bulunmaması” sebepleriyle itiraz ettiklerini, itiraza konu coğrafi işaret başvurusunun coğrafi sınırının “… ili … ve … ilçelerinin kuzeyde … ve … dağları ile güneyde …’den … sınırına kadar olan alan” olarak belirtildiğini, ilk bakışta her ne kadar … ili içerisinde belirli bir bölge ile sınırlandırıldığı izlenimi verilse de … ilinin tamamının müvekkilinin adına tescilli “…” coğrafi işaret tescili kapsamında yer aldığını, bu ürünlerin ya kapsadıkları coğrafi alan farklılığı ya da diğer ürünlere nazaran ihtiva ettikleri ayırt edici özellikleri ispatlanarak tescil imkanının bulunduğunu, “…” olarak ifade edilen ürünün “… Biberinden” farklılaşan, ona ayırt edicilik kazandıran bir özelliğinin bulunmadığını, dava konusu biberin …’nin hiçbir ilinde ismen bilinmediğinin alışveriş siteleri ve/veya Google arama motorunda yapılacak bir araştırma ile ortaya çıkacağını, dava konusu … kararında “…” ile “…”nin değerlerinin aynı olmadığı ve bu nedenle “…”nin tescil edilebilir olduğuna ilişkin değerlendirmenin bilimselliğe ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, zira iki farklı il ve/veya ilçede değil aynı ilde bulunan ve birbirlerine çok da uzak olmayan iki farklı tarlaya ekilen aynı tohumların dahi meyve verdikten sonra veya işlendikten sonraki ürün değerlerinin birbirlerinden farklılık arz edebildiğini, dava konusu … kararında itirazlarına ilişkin esaslı bir araştırma yapılmadığını, davalının karşı görüşünde dayandığı bir takım çalışmaların tarihlerinin 15-20 sene öncesine ait çalışmalar olduğunu, bu çalışmaların güncel tarihli başvurulara bilimsel anlamda dayanak teşkil edemeyeceğini iddia ederek; … sayılı … kararının iptaline, … numaralı “…” ibareli coğrafi işaretin hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, dava konusu coğrafi işaret tescilinin kullanılmasının ihtiyati tedbir kararı ile önlenmesine, davaya konu … tescil numaralı “…” menşe işaretinin davacının kazanılmış tescil ve kullanım hakları sebebiyle coğrafi işaretin hak sahibine verdiği yetkilerin davacıya karşı ileri sürülemeyeceğinin tespitine ve davacıya karşı ileri sürülmesinin men’ine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 12/03/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu … kararının hukuka uygun olduğunu, coğrafi işaret başvurularının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 34 üncü maddesinde yer alan “Coğrafi işaret; belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işarettir.” şeklindeki tanım uyarınca incelendiğini, bu çerçevede başvurularda; başvuruya konu ürünün yöre ile özdeşleşmesi ve ayırt edici özelliklerinin hepsini ya da en az birini bölgeden kazanması hususlarının arandığını, yapılan araştırmalar ve incelemeler sonucunda internet ortamındaki bilgilerden … ilçesi ile başvuruya konu “biber” ürününün özdeşleşmiş olduğu kanaatine varıldığını, ilan/tescil metninde ürünün ayırt edici özelliklerinin ayrıntılı bir şekilde açıklandığını, ayrıca tablo halinde … özelliklerinin verildiğini, bu değerlerin … tescilinde yer alan değerlerle bire bir aynı olmadığının tespit edildiğini, başvuruya konu ürünün … ile özdeşleştiğine ilişkin kanıtların başvuru ve itiraz aşamasında Kuruma sunulduğunu, bu belgeler ve internet ortamında yapılan inceleme sonucunda ürünün … olarak bilinirliğinin bulunduğu kanaatine varıldığını, bu açıklamalar ışığında başvurunun coğrafi işaret tanımına uygun olduğuna karar verildiğini, 6769 sayılı Kanunda bir coğrafi işaretin coğrafi sınırı ile başka bir coğrafi işaretin sınırının çakışmaması gerektiğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, aynı coğrafi alan içerisinde birden fazla coğrafi işaret tescilinin mümkün olduğunu, bu nedenle Kurumun söz konusu başvuruyu Kanunda yer alan “coğrafi işaret tanımına uygunluk” bakımından ve başvuru şartları açısından değerlendirerek tescil etmesinin ve davacının itirazlarının reddine karar verilmesinin hukuka uygun olduğunu, … tescilinin dava dilekçesinde bahsi geçen … … kapsamında yapılacak çalışmalara da engel teşkil etmeyeceğini, … Biberinin 6 ili kapsayan çok geniş bir coğrafi sınır için tescil edilmesinin bu tescilden sonra bu illerin belirli yerlerinde doğal olarak gelişebilecek coğrafi işaretlere engel teşkil etmesinin, belli bir yörede üretilen ve orası ile ünlenmiş ürünlerin üreticilerinin hakları dikkate alındığında mümkün olmayacağını, yapılan denetimler ve yazışmalardan …’te … ifadesini kullanan üretici işletme olmadığının tespit edildiğini, dava konusu kararın usule ve hukuka uygun olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 23/03/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Coğrafi sınırdan dolayı oluşan farklılıkların coğrafi işaretlerin temelini oluşturduğunu, dava konusu coğrafi işaret için doğal unsurun iklim ve toprak farklılıkları olduğunu, bu farklılıklar aynı tohum kullanılsa dahi nihai ürün farklı olduğundan … Biberinin … Biberinden ayrıldığını, biberin özelliklerini fiziksel ve kimyasal olarak önemli derecede etkileyen faktörlerden biri olan toprak özellikleri için … tescilinde yer alan coğrafi sınırda …’tan farklı olarak bazaltik topraklar ve kireçsiz orman toprakları bulunduğunu, … ilçesinin …’in sınırları içerisinde kaldığından coğrafi yapısının …’ın iklim ve diğer özelliklerinden farklılık gösterdiğini, … tescil metninde biberin tuzlu topraklarda yetişmeyeceğinin belirtilmesine karşın belirlenen coğrafi sınırın toprak özelliklerinde tuzlu, kayalık, tarıma elverişsiz araziler gibi araziler de dahil edilerek çelişkili bir sınırın ortaya çıktığını, … coğrafi sınırının iklim ve toprak özelliklerinin … coğrafi sınırlarındakinden farklı olacağından … Biberinin diğer benzeri biberlerden farklı özelliklere sahip olduğunu, … Biberi … ile benzer tohum özelliklerine sahip olsa da iklim, toprak ve coğrafi alan özelliklerine bağlı olarak özellikleri gelişmiş ve … adlı tescilli üründen bariz olarak ayırt edici özellikleri olduğunu, bu durumun coğrafi işaret tanımına uygun olduğunu, … Biberinin geniş coğrafi alanda iklim, toprak ve coğrafi alan farklılığı yüzünden birebir aynı tohum ekildiğinde farklı özellikte ürünlerin çıkmasının doğal bir sonuç olduğunu, farklı özellikte ürünlerin tek bir coğrafi işaret kapsamına alınmasının tek yıllık bir ürün olan biber için sağlıklı sonuç vermeyeceğini, bahsedilen toprak ve iklimsel özellik farklılıklarının aynı tohum kullanılsa dahi … Biberinin … Biberinden farklılaşmasını ve kendine has özellikleri kazanmasını sağladığını ve bu yüzden … tarafından … Biberinin tescile uygun görüldüğünü, … Biberinin tescilinde yapılan değişiklikle kimyasal özellikler için aralığının çok geniş tutulduğunu ve birçok biberi kapsadığını, böyle geniş aralıkların bilimsel yaklaşıma da uygun olmadığını, iki coğrafi işaret arasındaki farkların sicil belgeleri incelendiğinde ortaya çıkacağını, … Biberinin yurt içi ve yurt dışı satışlarının bulunduğunu, davacının iddia ettiği gibi …’da bildirilen karşı görüşte sunulan çalışmaların hepsinin 15-20 yıl öncesine ait olmadığını, bilimsel çalışmaların büyük çoğunluğunun 2010 yılı sonrasına ait olmakla beraber sadece birkaç çalışmanın eski tarihli olduğunu, bilimsel bir çalışmanın eski tarihli olmasının o çalışmanın geçersiz olduğu anlamına gelmeyeceğini, bazı hususlar zamanla değişse bile değişmeyen ve geçerliliğini koruyan birçok hususun da olabileceğini, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi … coğrafi sınırının daraltılmasının söz konusu olmadığını, … ilçesinin bilinen bir ürününün tescil edildiğini, … kararının hukuka uygun olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava,… Kararının iptali – Coğrafi İşaretin Hükümsüzlüğü – Coğrafi İşaretin Davacıya Karşı Kullanımının Men’i istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davalı …’na ait … tescil numaralı “…” isimli coğrafi işaretin hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği, … tescil numaralı “…” isimli coğrafi işaretin verdiği yetkilerin davacıya karşı ileri sürülemeyeceğinin tespiti ve men’i istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, coğrafi tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi incelemeleri yapılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların iddia ve savunmaları, ibraz edilen deliller, coğrafi işaret başvuru dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 33’üncü maddesinde; “Doğal ve beşerî unsurların bir araya gelmesi sonucu gıda, tarım, maden, el sanatları ürünleri ve sanayi ürünlerinden bu Kitapta yer alan şartlara uygun olanlar, tescil edilmesi şartıyla, coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı korumasından yararlanır” düzenlemesiyle coğrafi işaretlerin koruma kapsamı belirlenmiştir. 34’üncü maddede ise coğrafi işaretin tanımına yer verilmiştir. Buna göre coğrafi işaret; belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işarettir ve menşe adı ya da mahreç işareti olarak tescil edilir. Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya istisnai durumlarda ülkeden kaynaklanan, tüm veya esas özelliklerini bu coğrafi alana özgü doğal ve beşerî unsurlardan alan, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerin tümü bu coğrafi alanın sınırları içinde gerçekleşen ürünleri tanımlayan adlar, menşe adıdır.
Coğrafi işaretler, …’nun yayınlamış olduğu başvuru kılavuzunda da ifade edildiği üzere; “temel olarak benzerlerinden farklılaşmış ve bu farkı kaynaklandığı yöreye borçlu olan yöresel ürün adlarını” ifade eder. Bu anlamda coğrafi işaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işarettir. Coğrafi işaretlerin amacı, tek bir üreticiyi değil, belirli şartlar altında üretim yapan kişi ya da firmaların tümünü korumak ve özünde de coğrafi işarete konu ürünün niteliğinin bozulmayarak tüketiciye ulaştırılmasını sağlamaktır. Dolayısıyla coğrafi işaret koruması ile hedeflenen, piyasada bir tekel yaratılması olmayıp, tam tersi ürünün özüne uygun olmadığı halde coğrafi işaretin ünü ve değerinden yarar sağlayanların önüne geçilmesidir. Bu sayede ürüne niteliğini veren unsurların değiştirilmesinin, denetim mekanizmaları aracılığıyla engellenmesi sağlanmaktadır. Zaten bunun aksi bir durumda, özü değiştirildiği halde coğrafi işaret ismi altında ürün satışının devam etmesi tüketici açısından direkt bir yanılgı sebebi oluşturacaktır.
Coğrafi işaret tescili ile … tarafından tescillenen ürünler koruma altına alınmaktadır. Koruma altına alınan bu ürünlerden bazıları da biber çeşitleridir. …’de coğrafi işaret olarak tescillenmiş 10 adedin üzerinde biber çeşidi bulunmaktadır.
Literatürde ifade edildiği şekliyle; patlıcangiller familyasına ait bir tür olan biber, dünya çapında yetiştirilir ve biberin birçok farklı çeşidi bulunmaktadır. Sivri biber, kırmızı biber, paprika biber, kapya biber ve dolmalık biber olarak çeşitleri bulunan biber dünyada ve ülkemizde üretilmektedir. Salata, söğüş, meze, sulu yemek, kebap gibi sınıflandırılması mümkün olan yemeklerin yapımında biber yaygın bir kullanım alanına sahiptir. Türk mutfak kültüründe, biber taze ve kurutulmuş, acı ve tatlı ya da salça olarak kullanılmaktadır.
…’de 9 ilde baharatlık kırmızıbiber üretimi yapılmaktadır. Bu iller üretim miktarlarına göre sırasıyla … illeridir. Bu illerde yetiştirilen baharatlık kırmızıbiber, toz ve pul biber üretiminde kullanılır. Yaygın olarak ülkenin güneyinde üretilen baharatlık kırmızıbiber sırasıyla en çok … illerinde üretilmektedir. Ekili alanın %43,37’sini karşılayan … ili, toplam üretimin de %53’ünü karşılamaktadır. …, … ve … illeri toplam baharatlık kırmızıbiber ekili alanın %48,80’ini karşılarken, üretimin de %37,43’ünü karşılamaktadır (…).
Mahkememize ibraz edilen 26/09/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; davaya konu coğrafi işaret ile itiraza/hükümsüzlüğe mesnet gösterilen … coğrafi işaretinin karakteristik özellikleri tablo halinde karşılaştırılmıştır. Bilirkişi heyetinin yapmış olduğu karşılaştırma neticesinde; davaya konu … başvuru numaralı ve … tescil numaralı “…” menşe adının SMK’nin 33, 34 vd maddelere aykırılık teşkil eder nitelikte olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz etmiş, raporu hazırlayan heyet içerisinde yer alan …’in … doğumlu olduğunu, davaya konu coğrafi işaretin de …’ne ilişkin olduğunu belirterek yeni oluşturulacak bir heyet vasıtasıyla yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması talebinde bulunmuştur.
Davacı vekilinin itirazı kabul edilerek mahkememizce oluşturulan yeni bir heyet vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mahkememize ibraz edilen 16/12/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; davaya konu … başvuru … tescil numaralı … biberinin menşe adının SMK’nin 34.maddesinde yer verilen tüm kriterleri karşıladığı, dolayısıyla SMK m.33, m.34 vd hükümlere aykırılık teşkil etmediği yönünde görüş bildirildiği müşahede edilmiştir.
Davacı vekili 16/12/2022 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz ederek yeni oluşturulacak bir heyet vasıtasıyla yeni bir bilirkişi incelemesi isteminde bulunmuştur.
Davacı yanın ileri sürdüğü itirazlar yeni oluşturulan bilirkişi heyeti vasıtasıyla irdelenmiştir.
Mahkememize ibraz edilen 15/03/2023 havale tarihli bilirkişi raporunda yer verilen teknik tespitlere göre; … ve … Biberinin sayısal olarak karşılaştırılabilir ve doğrulanabilir şekilde birbirinden farklı özelliklere sahip olduğu hususu Coğrafi İşaret Belgelerinin kıyaslanmasıyla önceki bilirkişi raporlarında ve … nin … kararında açıklanmıştır.
Bu çerçevede her iki coğrafi işaret belgesinde; hammadde renginin farklılığı (koyu kırmızı/bayrak kırmızısı), hasat sayısı (2 veya 3 hasat / 3 veya 4 hasat), kurutma sistemleri farklılığı (tüm hasatların doğal (güneş altında) kurutulması / ilk iki hasadın doğal ve sonraki hasatların kurutma makinelerinde yapılması), üretimde kullanılan alet ekipmanın yöresel adlarındaki farklılığı (kepertme makineleri/el ile kırma ve öğütücülerden geçirme) ve hammadde özelliklerinde yer alan sayısal (karbonhidrat, protein, yağ, nem miktarı ve enerji değeri) farklılıkları göz önünde bulunduğunda her iki coğrafi işaret belgesinde belirtilmiş özelliklerin birbiriyle uyuşmadığı hususu göz önünde bulundurularak SMK’nın 34 üncü madde birinci fıkra (a) bendine göre … coğrafi işaretinin SMK 34 üncü maddesinde açıklandığı şekilde “Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya istisnai durumlarda ülkeden kaynaklanan, tüm veya esas özelliklerini bu coğrafi alana özgü doğal ve beşerî unsurlardan alan, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerin tümü bu coğrafi alanın sınırları içinde gerçekleşen ürünleri tanımladığı” ve … coğrafi işaretinden farklı olduğu/ ayırt edici nitelik taşıdığı değerlendirilmektedir.
Ayrıca … coğrafi alanı olarak “… illeri” belirlenmiş olmasına rağmen, …’nin coğrafi alanı olarak “… ili … ve … ilçelerinin kuzeyde … ve … dağları ile güneyde …’den … sınırına kadar olan alan” olarak tanımlandığı Coğrafi işaret belgelerinde görülmekte olup, … coğrafi alan sınırları içerisinde kalacak şekilde … Coğrafi İşaret Belgesi’nin olduğu ve aynı zamanda da … ’nin de … Coğrafi İşaret Belgesi coğrafi alanı içerisinde yer aldığı görülmektedir. Bu husus; … da açıklandığı şekilde (….) coğrafi alan sınırları içerisinde kendine has özellikleri farklılık arz edecek şekilde Coğrafi İşaret Belgelerinin düzenlenmesine engel oluşturmamaktadır.
Ayrıca; … biberinin coğrafi işaret olarak tescil edildiği coğrafi alanı içerisinde Coğrafi İşaret Belgesinde fiziksel ve kimyasal özellikleri tanımlanmış ve özellikleri belirlenmiş ürünlerin belirlenmiş coğrafi alanın tamamında üretilmesinde engelleyici bir mevzuat düzenlemesi bulunmamaktadır. Bu çerçevede … coğrafi alanı içerisinde Coğrafi İşaret Tescil Belgesi sahibine başvuru yapıldığı ve başvuruya istinaden başvuru sahibinin geçireceği denetim sonucunda, tanımlanmış coğrafi alan içerisinde üretilen hammaddeden ilgili coğrafi işaret alanı içerisinde bulunan işletmede … üretilmesinde bir engel bulunmamaktadır. Aynı şartlar dahilinde … Coğrafi İşaret Belgesinde fiziksel ve kimyasal özellikleri tanımlanmış ve özellikleri belirlenmiş ürünlerin (hammaddenin) belirlenmiş coğrafi alanın tamamında yer alan işletmelerde üretilmesinde engelleyici bir durum bulunmamaktadır.
Önceki bilirkişi raporlarına yapılan itirazlarda; … Biberinin bilinirliğinin olmasına rağmen … Biberinin bilinirliği olmadığı ve akabinde … Biberinin sadece yerel satıcıların internet sayfaları üzerinden satışının yapıldığı beyan edilmiş olmasına rağmen, bilirkişi heyetince Google arama motorundan alışveriş sayfalarının “…” olarak sorgulanması sonucunda, ülkemiz genelinde online satış yapan ve ülkemiz genelinde bilinirliğe sahip olan “…” , “…” ve “…” internet sayfalarında davaya konu olan “…”nin satışta olduğu görülmüş olup ekran görüntülerinin kopyası bilirkişi raporu ekinde mahkemeye ibraz edilmiştir.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporlarına yapılan itirazlarda toprak ve iklim konusunda uzman bilirkişi olmamasına rağmen konu ile ilgili tespit ve değerlendirmeler yapıldığı belirtilmiştir. Daha önce belirtildiği gibi … biberinin coğrafi sınırları, … biberinin coğrafi sınırlarını da kapsamaktadır. Bir diğer ifadeyle, tescil belgelerinde … ilinin ortay payda olduğu görülmektedir. Her ne kadar … biberinin SMK 34’te belirtilen ve coğrafi (menşe) işaret tescili için gerekli ayırt edici özellikleri taşıdığı – fiziksel ve kimyasal özellikleri göz önüne alındığında- toprak ve iklim koşulları incelenmeksizin sağlanmakta ise de (bkz. Coğrafi işaret tescil belgeleri)- toprak ve iklim koşulları da bilirkişi marifetiyle ayrıca değerlendirilmiştir.
Buna göre:
… ili, … Bölgesi ile … Bölgesi’nin birleşme noktasında 36° 28′ ve 38° 01′ doğu boylamları ile 36° 38′ ve 37° 32′ kuzey enlemleri arasında bulunmaktadır. Doğusunda … kuzeyinde …, güneyinde …, kuzeydoğusunda … ve güneybatısında … illeri bulunmaktadır.
Killi kireçtaşı, tebeşirli kireçtaşı ve kireçtaşından oluşan bu formasyon yumuşak topografya gösteren killi kireçtaşı ve tebeşirli kireçtaşı şeklinde görülmektedir. Bazı yerlerde ise bu killi ve tebeşirli kireçtaşları yerine kalın tabakalı kireçtaşları gözlenmektedir. Killi kireçtaşları beyazımsı, gri, krem, kirli sarı renkli, gevşek, ince- orta tabakalı yer yer marn ara katkılı çok az çört ve tebeşirli düzeyler içermektedir. (….)
… ili 37° 11′ ve 38° 36′ kuzey enlemleri ile 36° 15′ ve 37° 42′ doğu boylamları arasında yer almaktadır. İlin kuzeyinde … ili il toprakları yer alır. K. …’ın arazi yüksekliği 350 m’den başlar, 3000 m’ye kadar devam eder. Bu sebeple yükseltisi 750 m’ye kadar olan yerlerde … iklimi, daha yüksek alanlarda ise karasal iklim hakimdir. Dağlık arazilerle çevrili olup, aşağı kesimler aluviyal oluşumludur. . … Merkez ve yakın çevreleri hem … hem de … bölgesinin iklim özelliklerine sahiptir. Bu sebeple yazları sıcak ve kurak kışları ise ılıman ve yağışlı özellik gösterir. … il sınırları içerisinde, genel olarak …. … uzantıları olan dağlarla bunlar arasında kalan çöküntü alanları bulunmaktadır. … ’na göre, … ilinin kapsadığı alan başlıca; kıvrımlı dağlar, kırıklı-kıvrımlı dağlar, lav, tüf platoları ve örtüleri, iç ve yüksek ovalar ile kıyı ve yakını alçak ovalar şeklinde sınıflandırılmaktadır. … ve çevresinde kireçtaşlı, kızıl kalker ve kil bulunmaktadır. (…). …; toz, pul (yaprak) ve pul (…) biber yapımında kullanılmaktadır. Ayrıca meyveleri konik yapılı, ince etli, kurutulmaya elverişli, tek yıllık bir bitki olarak bilinmektedir. Su tutma kapasitesi iyi, ağır olmayan toprakları sevmektedir. Ayrıca … biber tohumu, tuzlu toprakları sevmeyen bir biber çeşidi olarak kabul edilmektedir. …, büyük boyutu ve yağ oranıyla dikkati çekmektedir. … ise üçgen ucu ve küçük olmasıyla … biberinden ayrılmaktadır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; … tescil belgesinde ve … ilan metninde yer alan ayırt edici özellikler incelendiğinde verilerin birbirinin aynı olmadığı, … Biberinin ayırt edici özellikleri ve yöre ile ürün arasındaki ün bağının kanıtlandığı, başvuruya konu coğrafi işaretin SMK m.33 vd hükümlerde düzenlenen şartları sağladığı, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, … kararının hukuka uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı yan her ne kadar davaya konu … tescil numaralı “…” menşe işaretinin, müvekkilinin iyi niyetle kazanılmış tescil ve kullanım hakları sebebiyle coğrafi işaretin hak sahibine verdiği yetkilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğinin tespiti ve davaya konu coğrafi işaretin müvekkiline karşı ileri sürülmesinin men’i isteminde bulunmuşsa da, …’nin ayırt edici özellikleri dikkate alınarak; söz konusu istemin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 7.900,00 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 314,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 8.432,32 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekillerinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı … vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/06/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza