Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/53 E. 2022/229 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/53 Esas
KARAR NO : 2022/229

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 17/02/2022
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/10/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 17/02/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Dava konusu “… Rakısı” ibareli markanın “coğrafi işaret özelliklerine uygun rakılar”da tescili için dosyalanan … sayılı marka başvurusunun, davalı TÜRKPATENT tarafından re’sen hareketle …. sayılı tescilli markalar mesnet gösterilerek reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu, zira SMK m. 5/1-ç hükmü kapsamında aranan benzerlik boyutunun markaların daha ilk bakışta birbirinden ayrılmasına imkan vermeyecek derecede yakın bir benzerlik olduğunu, bir markanın esas unsurunun diğer bir markada farklı büyüklükte olması, farklı yazı biçimi ile ifade edilmesi, başka renk içinde verilmesi halinde bu madde hükmünün uygulanamayacağını, zira karşılaştırılan markalar arasında farklılıklar bulunduğunu, nitekim TÜRKPATENT’in emsal kararlarında birebir aynı ibareyi ihtiva eden markaların tescili hususunda SMK m. 5/1-ç hükmü kapsamında bir sakınca görülmediğini, emsal yargı kararlarında da SMK m.5/1-ç hükmünde aranan benzerliğin çok dar yorumlandığını, ayrıca redde mesnet alınan markaların 33. Sınıftaki “Şaraplar, likörler, alkollü içeceklerin hazırlanması için alkollü bileşimler, süt karışımlı alkollü içecekler, kokteyller ve aperatifler, konyaklar, viskiler, anasonlu içecekler, japon içkisi (sake)…” için tescilli olduğunu, dava konusu edilen markanın ise “rakı coğrafi işareti özelliklerine uygun rakılar” için tescil edilmek istendiğini, davacının markasının tescil edilmek istendiği bu emtianın ortalama seviyede bir tüketici kitlesine hitap ettiği düşünülse bile bu seviyedeki tüketicilerin de makul seviyede bilgilenmiş, özenli ve dikkatli kişiler olduklarını, davacının alkollü içki sektöründe 159 yıllık faaliyetleri neticesinde davacının markalarının hedef tüketicileri nezdinde ayırt ediciliklerinin yüksek olduğunu ve bu tüketicilerin dava konusu edilen markayı redde mesnet alınan markalar ile karıştırmasının mümkün olmadığını, nitekim “rakı” emtiasının kendine ait bir kullanıcı/tüketici birikimine sahip olduğunu, ortalama tüketicinin rakı almak isterken şarap ya da viski almasının mümkün olmadığını, redde gerekçe markaların “rakı” emtiası açısından tescilli olmaması nedeniyle SMK m. 5/1-ç hükümünün somut olayda uygulama alanı olmadığını, ayrıca davacının redde mesnet alınan markaların kullanmama nedeniyle iptali için bir dava açmış olduğunu, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas no tahtında yargılaması süren bu davanın huzurdaki davada bekletici mesele yapılması gerektiğini iddia ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 27.01.2022 tarihli ve … sayılı kararının iptalini ve … sayılı markanın tescil prosedürlerinin devamına karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 28/02/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Somut olayda karşılaştırılan markaların görsel, işitsel ve kavramsal açılardan ayniyete yakın derecede benzer olduklarını, davacının markasında tescil edilmek istendiği emtialar açısından markasal hüviyette ayırt ediciliği bulunmayan “rakısı” ibaresinin işarette yer alıyor olmasının bu gerçeği değiştiremediğini, zira davacının markasında esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, ayrıca davacının başvuru markasının kapsamında yer alan “rakı coğrafi işareti özelliklerine uygun rakılar” emtiasının redde mesnet markaların kapsamında yer alan 33. Sınıftaki alkollü içecekler ile aynı tür emtialar olduğunu, tescilli markalar varken aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer bir markanın aynı tür emtialar yönünden tescile bağlanmasının hukuken mümkün olmadığını, ayrıca TÜRKPATENT kararlarının iptali talepli davalarda mahkemeden markanın tesciline karar verilmesinin talep edilemeyeceğini, zira tescil hususunda münhasıran yetkili olan kurumun TÜRKPATENT olduğunu, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “… Rakısı” ibareli marka başvurusu ile redde mesnet alınan markalar arasında SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca iltibas bulunup bulunmadığı, redde mesnet markaların iptali için açılan davanın iş bu davanın neticesini etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 17.04.2021 tarihinde “… Rakısı” ibareli … sayılı başvuru ile 33.sınıftaki “Rakı coğrafi işareti özelliklerine uygun rakılar.” için tescil talebinde bulunduğu, yapılan ilk incelemeler sonrasında Markalar Dairesi Başkanlığı’nca SMK m.5/1-ç hükmü gereği başvurunun reddine karar verildiği, redde mesnet olarak … sayılı markaların gösterildiği, davacı şirketin 22.10.2021 tarihinde karara itiraz dilekçesi sunduğu, karara itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 02.02.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilmezler. (6769 sayılı SMK m.5/1-ç)
Mutlak red nedenleri, marka olarak seçilmiş bulunan işaretin niteliğinden kaynaklı, yetkili mercilerce re’sen incelenmesi gereken tescil engelleridir. Söz konusu engellerin dayanağı kamu menfaati ve kamu düzenidir. Bu kategori içerisine giren işaretlerin, başka bir kişiye ait oldukları veya üzerlerinde üçüncü kişilerin hakları bulunduğu için değil, aksine herkesin kullanımına açık tutulmaları gerektiğinden üzerlerinde hiç kimsenin hak iddia edemeyeceği mülahazasıyla marka olarak tescilleri reddedilmektedir. Bunun tek istisnasını, daha önce, aynı türdeki mal ya da hizmetler için tescil olunmuş veya tescili için müracaat edilmiş bulunan bir markanın aynısı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzeyen marka başvuruları oluşturmaktadır. Bu olasılık, üçüncü bir kişinin marka hakkı temeline dayanmakla birlikte mutlak red nedenleri arasında sayılmıştır. (Ünal Tekinalp;Fikri Mülkiyet Hukuku; Dördüncü Bası; İstanbul 2005; sh.376) Marka hukukunda öncelik ilkesi hakimdir. Bu ilkeye göre, marka olarak tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir işaret, aynı mal ya da hizmetler için başkası tarafından tescil ettirilemez. Bu ilkenin görünümlerinden birini 6769 sayılı SMK m.5/1-ç bendinde düzenlenen mutlak red nedeni oluşturur.
SMK’nin 5.maddesi mutlak red nedenlerini düzenlemiş olup, bu maddede sayılan hususlar gerek TÜRKPATENT, gerekse mahkemelerce resen gözetilmesi gerekir. SMK’nin 6.maddesi ise, nisbi red sebeplerini düzenlemiş olup, bu maddede düzenlenen hususlar resen gözetilemez, ancak ilgili kişiler tarafından ileri sürülebilir.
SMK’nin 5/1-ç bendinde belirtilen “aynı” olma; karşılaştırılan işaretlerin özdeş, birbirinden farksız, birebir aynı, taklit v.b. olmalarını ifade eder. Bunun yanında, işaretlerin örneğin farklı renk veya büyüklükte olması, yazı karakteri ya da tipinin farklılaştırılması gibi değişiklikler de “aynı” olma durumunu etkilemez. “Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” ise, karşılaştırılan işaretler arasındaki farklılıkların markanın kapsadığı mal ve hizmetin orta düzeydeki alıcı kitlesi üzerinde bıraktığı genel izlenim itibariyle önemsenmeyecek derecede düşük olması nedeniyle aynı işaret gibi algılanmasıdır. Bu durumda, karşılaştırılan işaretlerin “aynı” ya da “ayırtedilemeyecek kadar benzer” olması halinde, markayı oluşturan işaretler arasında iltibasın varlığı ayrıca bir inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olduğu peşinen kabul edileceğinden; anılan Kanunun 5/1-ç bendinde ayrıca iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarının da araştırılması gibi bir koşul yer almamıştır. Bu bakımdan, yukarıda da ifade edildiği gibi bir ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik mevcut ise TÜRKPATENT tarafından re’sen başvurunun 6769 sayılı SMK 5/1-ç bendi uyarınca reddine karar verilebilecektir. Ancak, marka tescilinde nispi ret nedeninin düzenlendiği 6769 sayılı SMK 6/1 fıkrasına göre başvurunun reddedilebilmesi için, başvurunun bültende ilanı üzerine yasal sürede ilgililerin itirazı halinde Kurumca işaretler arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil halk tarafından karıştırılma ihtimaline neden olacak derecede benzerlik bulunup bulunmadığı hususu incelenecektir. Bir başka deyişle, anılan madde hükmüne göre yapılacak benzerlik incelenmesinde asıl olan karıştırılma ihtimalidir. Bu nedenle, 6769 sayılı SMK m.18. maddesi uyarınca Kurum tarafından 6. madde yönünden inceleme yapılırken, başvuru konusu işaretin üzerinde kullanılacağı mal veya hizmetlerin ortalama tüketicileri nezdinde sicilde daha önce tescilli bir marka veya marka başvurusu ile karıştırılma ihtimaline yol açılıp açılmayacağının da değerlendirilmesini gerektiren derecede, yani Kurumca takdir yetkisinin kullanılacağı bir benzerlik mevcut ise, bu takdirde işaretler arasında güçlü ve açık bir iltibasın varlığı peşinen kabul edilmiş sayılamayacağından “ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” bulunduğundan bahisle re’sen, başvurunun reddine karar verilemez. Çünkü, böyle bir durumda işaretlerin 6769 sayılı SMK m.6/1 fıkrası anlamında bir “benzer”liği söz konusu olacağından, artık bu husus nispi ret nedeni olarak ve ancak başvuruya itiraz halinde Kurumca değerlendirilebilecektir. Zira, nispi red sebepleri kamu menfaati ile ilgili olmadığından, mahkeme veya TÜRKPATENT tarafından re’sen dikkate alınması mümkün değildir. Bunların mutlaka 6769 sayılı SMK’nin düzenlediği prosedür çerçevesinde ilgili kişiler tarafından itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. SMK’nin 6/1 fıkrası kapsamında karıştırılma tehlikesine yol açıp açmadığının değerlendirilebilmesi ise ancak ilgililer tarafından anılan Kanun çerçevesinde itirazda bulunulmasına bağlıdır. Böyle bir değerlendirme yapılırken her tescil başvurusunun somut koşullarının gözetilmesi gerekliliği de göz ardı edilmemelidir. (Mülga KHK dönemine ilişkin değerlendirme; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 05/10/2012 tarih 2012/11-154 E 2012/659 K)
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesinde, markaların kapsadıkları mal veya hizmet gruplarına göre belirlenecek olan ortalama tüketiciler esas alınacak ve yapılacak karşılaştırma sırasında markalardaki ayırt edici özellik taşımayan tali ve jenerik unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Ortalama tüketicinin dikkat ve algı düzeyi, mal veya hizmetin niteliğine, türüne ve fiyatına göre değişebilmektedir. Markaların ortalama tüketici tarafından ne şekilde algılandıkları, ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesinde yapılacak global değerlendirme bakımından belirleyici role sahiptir. Ortalama tüketici; “İyi bilgilenmiş, makul derecede gözlem yapan, makul derecede dikkatli, makul derecede tecrübeli ve makul derecede ihtiyatlı kimse”dir. Bu farazi kişi, markayı bir bütün olarak algılar, değişik markalar arasında karşılaştırma imkanını nadiren bulabilir. Daha çok, markaları, hafızasında tutabildiği kadar görüntüsüne göre değerlendirme yapar, detayların analizine girmez. (Uğur Çolak;Türk Marka Hukuku;4.Baskı;İstanbul; sh.134 vd)
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, celp edilen marka işlem dosyası, redde mesnet marka tescil belgeleri, maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; davacı vekili her ne kadar redde mesnet markaların iptaline ilişkin İstanbul …Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının neticesinin iş bu dava bakımından bekletici mesele yapılmasını talep etmişse de, söz konusu argümana itibar edilmemiştir. Zira; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21/01/2010 tarih 2008/4266 E. 2010/586 K. ve Hukuk Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19/11/2003 T. 2003/11-578 E. 2003/703 K.) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilebilmelidir. YİDK kararının verilmesinden sonra gerçekleşen olguların YİDK kararının iptali için açılan davalarda önemi haiz olmadığı, zira kurumun karar aldığı tarihteki koşulları değerlendirmek suretiyle dava konusu yapılan kararı oluşturduğundan hareketle; redde mesnet markaların iptali davasının görüldüğü İstanbul …Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı davanın sonucunun iş bu dava bakımından bekletici mesele yapılması isteminin reddine karar verilerek yargılama yürütülmüştür.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu … sayılı marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “Rakı coğrafi işareti özelliklerine uygun rakılar.” ile redde mesnet 2005/53894 ve 2005/53895 sayılı markaların kapsamlarında yer alan “Şaraplar, likörler, alkollü içeceklerin hazırlanması için alkollü bileşimler, süt karışımlı alkollü içecekler, kokteyller ve aperatifler, konyaklar, viskiler, anasonlu içecekler, japon içkisi (sake).” emtiaları; “alkollü içecekler” genel tanımına giren emtialardır. Gerçekten de; bu emtiaların hepsinin ön planda olan ve tüketiciler tarafından tercih edilmelerine sebep olan karakteristik özelliği, “alkollü içecek” olmalarıdır. “Alkollü içecek” genel tabiri açısından bakıldığında, bu tabir içerisinde yer alan “rakı” veya “şarap” veya “viski” ürünlerinin hepsi aynı alıcı çevresine hitap ederler, aynı ihtiyaçları giderirler, son kullanıcıları ve hedeflenen tüketici profilleri aynıdır, dağıtım kanalları ve satış yerleri de aynıdır, birbirlerinin yerine ikame edilebilirler ve bu emtialar üzerinde benzer markaları gören tüketiciler markalar ve işletmeler arasında bağlantı kurabilirler. Bu nedenle dava konusu marka başvurusundan çıkartılan emtialar ile redde mesnet markaların kapsamlarında yer alan ve yukarıda belirtilen emtiaların aynı tür emtialar oldukları tespit edilmiştir.
Dava konusu marka başvurusu;”… Rakısı” ibaresinden oluşmakta olup, söz konusu markanın esaslı unsuru “…” ibaresidir. “Rakısı” ibaresi dava konusu emtiaları tanımladığından somut ayırt edici niteliği haiz değildir.
Redde mesnet markalar incelendiğinde; “…” ve “…” ibarelerinden oluştukları, markaların esaslı unsurlarının bu sözcükler olduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; markaların aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer oldukları, karşılaştırıldıkları emtiaların da aynı tür oldukları, bu nedenle daha önce redde mesnet markaları gören, işiten, bu markalı “alkollü içecek” emtialarından yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu “… Rakısı” ibaresini, davaya konu emtialar üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, hemen ve ilk bakışta bu markayı redde mesnet markalardan biri olarak algılayacağı, bu nedenle karşılaştırılan markalar arasında SMK m.5/1-ç hükmü uyarınca ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davaya konu … sayılı YİDK kararının iptalini gerektirir hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta ayrıca harç tahsiline yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 23,00 TL vekalet harcı, 70,00 TL posta-tebligat masrafı, …580,00 TL bilirkişi ücretine esas olmak üzere toplam …834,40 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/09/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza