Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/475 E. 2023/366 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/475 Esas – 2023/366
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/475 Esas
KARAR NO : 2023/366

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 19/12/2022
KARAR TARİHİ : 17/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/08/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 19/12/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının 2002 yılından bu yana …’nin önde gelen eğitim kurumlarından biri olduğunu; toplamda 100 kampüsü ile eğitim faaliyetlerine devam eden “…” nın sahibi ve işleteni olduğunu; müvekkili davacı tarafından 16.10.2020 tarih ve … başvuru numarasıyla tescil başvurusu yapıldığını; “…” ibaresinin marka olarak tescilinin talep edildiğini; davalı … A.Ş’nin … sayılı ‘’…’’ markalarını gerekçe göstererek marka başvurusuna itiraz etmiş olduğu; … tarafından verilen … sayılı 10.05.2022 tarihli karar ile itiraz sahibinin haksız ve dayanaksız iddiaları üzerine marka başvurusunun reddine karar verildiğini; ret kararının kaldırılması talebiyle 19.07.2022 tarihinde itiraz edildiğini; 08.11.2022 tarihli ve … sayılı … kararı ile itirazın kısmen kabul edildiğini; 16. ve 41. sınıflarda yer alan mal ve hizmetlerin davacıya iade edilmesine karar verildiğini, kararın iptali ile reddedilen sınıflar yönünden de tescil talebinin kabulüne karar verilmesi için davanın açıldığını; itiraz sahibinin, itirazına dayanak olarak gösterdiği markaları beş yıl içinde …’de ciddi bir şekilde kullandığını ispatlayamadığını; müvekkili şirketin sahip olduğu “…” esas unsurlu pek çok tescilli markası bulunduğunu, bu markalar üzerinde öncelikli hakka sahip olduğunu; markaya bakıldığında markada asıl unsurun … ibaresi olduğunu; müvekkilinin … sayılı ‘’e-…’’ ibareli markasında öncelikli hak sahibi olduğu kanaatine varılmış olmasına rağmen, başvurunun 16. ve 41. sınıflar yönünden reddinin açıkça hukuka aykırı olduğunu; 6769 sayılı Kanun’un 6/1 maddesine göre talep edilen tüm emtialar yönünden engel bulunmadığını; 08.11.2022 tarihli kararın, çelişkili olup tüm emtialar yönünden markanın tescili gerektiğini beyan ederek dava konusu … sayılı … kararının iptaline, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 29/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın 16.10.2020 tarihinde tescilini talep ettiği, … başvuru numaralı, “…” ibareli marka başvurusunun; davalı adına tescilli ve itiraza gerekçe olarak gösterilen … sayılı; “…” ibareli markalar ile talep edilen sınıfta yer alan mal veya hizmetlerin tamamı açısından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını iddia ettiğini; bu iddianın haksız ve hukuka aykırı olduğunu; somut olayda bütüncül değerlendirme yapılarak tescil edilen mal veya hizmetler yönünden karıştırılma ihtimalinin mevcut olmadığının tespit edildiğini; davaya konu marka başvurusu ile itiraza mesnet gösterilen markaların, sadece tescil edildiği mal veya hizmetler yönünden benzerliği söz konusu olmadığından tüketici zihninde bir ilişkilendirmeye yol açmasının da mümkün olmadığını; çıkarılan mal veya hizmetler açısından markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu; müvekkili kurum tarafından, başvuru sahibi adına kayıtlı … sayılı ”e-…” ibareli markanın varlığı ve başvuru sahibinin öncelikli hak sahibi olması dikkate alındığında, ret kapsamından Sınıf 16 ve Sınıf 41’de yer alan mal veya hizmetlerin çıkarılması ve söz konusu mal veya hizmetlerin başvuru sahibine iade edilmesinin hukuka uygun ve yerinde bir karar olduğunu; tescili talep edilen marka ibaresinin tescil edilen mal veya hizmetler yönünden, ret kararına mesnet gösterilen markalar ile karıştırılma ihtimalinin olmadığını; tescil kapsamından çıkarılan mal veya hizmetler yönünden ise benzerlik veya karıştırılma ihtimalinin olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 31/01/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ağır sanayi ve madencilik olmak üzere, gayrimenkul, girişim ve bilişim sektörlerinde faaliyet gösteren güçlü kuruluşları ve eğitim alanındaki köklü iştirakleri ile 20’nin üzerinde kurumsal markayı temsil ettiğini; … ve … esas unsurlu ve ibareli birçok seri markanın maliki olduğunu; … ibareli markalar üzerinde öncelikli ve kazanılmış hak sahibi olduğunu, markasını uzun yıllardan beri yoğun ve ciddi surette kullanmakta olduğunu; “… koleji” ve “… okulları” ibareli markaların ilk olarak müvekkil, adına tescil edilmiş ve tanınmış marka haline getirilmiş olduğunu; müvekkil markasının aynı zamanda müvekkil şirketin ticaret unvanının kök unsuru olması nedeniyle Kanun kapsamında korunduğunu; davacının kanundan doğan haklarını kötü niyetli olarak kullanmış olduğunu; müvekkilinin “…” esas unsuru üzerindeki öncelikli ve gerçek hak sahipliğini bildiği halde müvekkil ile hukuki uyuşmazlık içerisinde olan dava dışı kötü niyetli … ile birtakım marka devirleri yapmış olduğunu, usul ve yasaya aykırı marka devirlerini de dayanak göstererek 16.10.2020 tarih ve … no’lu “…” ibareli marka başvurusunda bulunmuş olduğunu; başvurusunun kötü niyetli olduğunu; müvekkili şirketin bir marka yarattığını; bu markayı aktif bir biçimde kullandığını, geliştirmiş ve ülke çapında tanınır hale getirdikten sonra yine tanınmış bir marka olarak dava dışı …’ne devrettiğini; müvekkil şirket kurucusu ile dava dışı taraf arasında imzalanan 10.05.2016 tarihli ek protokole göre; dava dışı taraf … markası ve K12 özel öğretim kurumu faaliyetlerine devam ettiği sürece, kamu nezdinde … Okulları Kurucusunun müvekkil şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve kurucusu olan … olduğunun daimi olarak bilinmesini ve okulun kurucusunun belirtilmesi gereken yayın ve haberlerde …’in kurucu olarak anılmasını sağlayacak şekilde gerekeni yapacağını beyan ve taahhüt etmiş olduğunu; dava dışı tarafın söz konusu ek protokolü ihlal ettiğini; dava dışı firmaya karşı dava açıldığını; dava derdest iken dava dışı firmanın “…” esas unsurlu markaları devrettiğini; davacı ile dava dışı … firmasının birlikte hareket ederek müvekkilinin haklarını gasp etmek yönünde çalışmalar yürütmekte olduğunu; … esas unsurlu markanın müvekkilinin “…” markaları ile aynı mallarda kullanıldığını; müvekkil markalarının tescilli olduğu 09. / 16. / 35. / 38. / 41. / 42. / 43 ve 45. sınıfta yer alan mallar ve hizmetlerin itiraza konu markanın tescil edilmek istendiği 09. / 16. / 35. / 38. / 41. / 42. / 43. ve 45. sınıftaki mallar ve hizmetler ile aynı olduğunu; “E-” ibaresinin “…/…” kelimelerinin yaygın olarak kullanılan ve bilinen kısaltması olduğunu; davacının ‘’…’’ esas unsurlu marka ibaresinin başına ‘’e’’ harfini koyarak; ‘’…’’ ibaresinin kısaltmasını ifade ettiğini; “…” ibaresi ile müvekkiline ait “…” ibaresi ile başlayan markalar arasında SMK 6/1 hükmü uyarınca ayırt edilemeyecek ölçüde benzerlik bulunduğunu; itiraz sürecinde davacının müvekkilden kullanım ispatı talep etmiş olup, müvekkili tarafından itiraza mesnet marka kullanımlarının davalı kuruma ibraz edilmiş olduğunu; …. sayılı dosyasından verilen 20.02.2019 tarihli kararda, davalının ‘’…’’ ibareli marka başvurusunun reddine dair … … kararı yerinde bulunarak müvekkili lehine hüküm oluşturulduğunu; karara karşı dava dışı …’in istinaf taleplerinin de reddine karar verildiğini; … Sayılı Dosyasından verilen 14.10.2020 Tarihli kararda, dava dışı …’in ‘’…’’ ibareli marka başvurusunun reddine dair … … kararı yerinde bulunarak müvekkili lehine hüküm oluşturulduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “e …” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet alınan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı tarafından ileri sürülen kullanmama def’inin yerinde olup olmadığı, davacının önceki tarihli markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, bilirkişi kök ve ek raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Dava konusu … no’lu marka başvurusunun davacı tarafından 16.10.2010 tarihinde 9, 16, 35, 38, 41, 42, 43 ve 45. sınıfta yer alan mal ve hizmetler için yapıldığı, …’nca marka başvurusunun SMK.m.5/1-ç gereği … tescil no’lu …’ne ait “e-…” ibareli marka nedeniyle “Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler.Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri.Matbaa ve ciltleme malzemeleri.Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar.Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları.Büro makineleri.Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.Eğitim ve öğretim hizmetleri.Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil).Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil).Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri.Fotoğrafçılık hizmetleri.Tercüme hizmetleri.” mal ve hizmetleri bakımından reddine kalan mal ve hizmetler açısından yayımlanmasına karar verildiği, davacı tarafından 16.03.2021 tarihinde kısmi ret kararına itiraz edildiği, davacı tarafından 01.03.2021 tarihinde redde gerekçe olan … tescil no’lu markanın davacıya devrinin … marka siciline işlenmesi için başvuru yapıldığı, …’nun 31.08.2021 tarih ve … sayılı kararı ile davacının itirazının kabulüne ve redde konu mal ve hizmetler için de markanın yayımlanmasına karar verildiği, davalı şirket tarafından 26.03.2021 tarihinde SMK m.6/1, 6/3, 6/4, 6/5, 6/6, 6/9 hükümlerine ve …. sayılı markalarına dayanarak yayıma itiraz edildiği, …’nın 10.05.2022 tarihli kararı ile tüm mal ve hizmetler bakımından marka başvurusunun reddine karar verildiği, davacı marka başvuru sahibi tarafından 19.07.2022 tarihinde …’nın 10.05.2022 tarihli kararına itiraz edildiği, …’nın 08.11.2022 tarih ve … sayılı kararı ile itirazın kısmen kabulüne ve Sınıf 16 ve 41’de yer alan tüm mal/hizmetlerin başvuru sahibine iade edilmesine karar verildiği, … kararının davacı marka vekiline 17.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu marka kapsamından çıkartılan ve iş bu davaya konu … kararı ile başvuruya iade edilmeyen mal ve hizmetlerin; 9, 35, 38, 42, 43 ve 45. Sınıfta yer alanlar olduğu tespit edilmiştir. 16 ve 41.sınıfta yer alan mal ve hizmetler iş bu davanın konusu dışında kalmaktadır.
Dava konusu marka başvurusu; yeşil renkli küçük “e”harfi ve alacalı çok renkli “…” ibaresinden oluşmaktadır. Küçük “…” örneklerinde olduğu gibi bir önek olarak kullanıldığında, kelimeleri “…” olarak niteleyen, “’-…” kelimesinin kısaltması olarak algılanmaktadır ve internette bir şey olduğunu veya interneti kullandığını belirten kelimeler oluşturmak için kullanılır. Bu nedenle dava konusu marka başvurusunun esas ve ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olduğu değerlendirilmiştir.
Davalının redde dayanak markalarında da “…” ibaresinin esas ve ayırt edici unsur olduğu, markalarda yer alan “üniversitesi, grup, girişim, gayrimenkul vb.” ibarelerinin, tanımlayıcı ve herkesin kullanımına açık, markasal ayırt ediciliği bulunmayan ve/ya düşük kelimeler olması nedeniyle ortalama tüketici açısından markasal ayırt ediciliği bulunan bir unsur olarak algılanmayacağı düşünülmektedir. Açıklanan nedenlerle davalı şirketin …. sayılı markalarının esas ve ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olduğu değerlendirilmiştir.
Taraf markalarının esas ve ayırt edici unsurunun “…” kelimesi olduğu, böylece dava konusu marka ile davalının redde dayanak markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi kök raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve iş bu davaya konu olan 9, 35, 38, 42, 43 ve 45. Sınıfta yer alan mal ve hizmetler ile redde mesnet markaların kapsamlarında yer alan ve kök raporda koyu renk ile gösterilen mal ve hizmetlerin aynı, aynı tür veya benzer olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu … kararına göre ; (A) İtiraz gerekçesi …. tescil numaralı markalar için belirtilen kullanım ispatı talebi, markaların itiraza konu başvurunun başvuru/rüçhan tarihinde …’de en az beş yıldır tescilli olmamaları nedeniyle söz konusu markalar bakımından dikkate alınmamıştır. (B) …. sayılı markalar için belirtilen kullanım ispatı talebi söz konusu markaların halihazırda hüküm ifade etmediği tespit edildiğinden dikkate alınmamıştır. (C) İtiraz sahibi tarafından … tescil numaralı markaların kullanımının ispatına ilişkin sunulan delillerin yeterli bulunmadığı tespit edildiğinden söz konusu markalar md.6/1 kapsamında yapılan incelemede dikkate alınmamıştır.
(B) grubu davalı şirket markaları hüküm etmediği için dikkate alınmamış olup, (C) grubu markaların kullanımının ispatına ilişkin sunulan delillerin yeterli bulunmadığı tespiti yapılmıştır.
… kararının iptali talebi davacı tarafından yapılmış olduğu için, “A” grubunda bulunup, yukarıda iltibas değerlendirilmesinde dikkate alınan ve tescil tarihleri her bir markanın yanında parantez içinde gösterilen … (Tescil Tarihi: 18.04.2017) , … (Tescil Tarihi: 06/11/2015 ), … (Başvuru Tarihi: 30.12.2014) , …. (Tescil Tarihi: 20.02.2017) … (Tescil Tarihi: 14.06.2016) , … (Tescil Tarihi: 22.02.2016 ), … (Tescil Tarihi: 11.07.2017) , … (Tescil Tarihi: 13.04.2017) sayılı markalar açısından kullanım def’inin yerinde olup olmadığı incelendiğinde, dava konusu marka başvurusunun 16.10.2020 tarihinde yapılmış olduğu SMK.m.19/2 gereğince itiraza konu başvurunun başvuru tarihinde …’de en az beş yıldır tescilli olma koşulunun oluşmadığı; açıklanan gerekçelerle davacı tarafından ileri sürülen kullanmama def’inin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, dava konusu marka başvurusu ile davalı şirketin redde dayanak markaları arasında işaret benzerliği bulunduğu; dava konusu marka başvurusu kapsamından çıkartılıp iş bu davaya konu olan mal ve hizmetler ile davalı şirketin redde dayanak markalarının kapsamındaki mal ve hizmetler arasında ayniyet/benzerlik bulunduğu, bu nedenle, dava konusu marka başvurusu ile davacının redde dayanak markaları arasında, davaya konu mal ve hizmetler bakımından, ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı yan müktesep hak iddiasında bulunduğundan bu husus aşağıdaki şekilde incelenmiştir:
….’nin 19.09.2008 tarih ve … sayılı “…” kararında kazanılmış hak teşkil eden önceki markaların tespiti yönünden bazı kıstaslar getirmiştir.
… Sayılı kararına göre; Bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek ve markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. Bu tür markalar niteliği itibariyle 556 sayılı KHK’nın 55. maddesinde tanımlanan ortak markalara benzemekle birlikte; seri markalar, ortak markalarda mevcut olan bir grupta yer alan işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerden ayırt edilmesi fonksiyonu, teknik yönetmelik gibi özelliklere sahip olması gerekmeyen ve esasen ortak asli unsuru taşımakla birlikte her biri diğerinden bağımsız nitelikteki ticaret ve hizmet markalarıdır.
Bu karar içeriğinden de anlaşılabileceği üzere müktesep hakkın kabulü üç koşula bağlanmıştır. Bunlar:
• müktesep hak iddia edilen marka ile davaya konu markadaki asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markaya karşı hükümsüzlük davası açılacak sürenin dolmuş olması ve bu markanın çekişmesiz şekilde kullanılması,
• markalar arasında işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunması,
• dava konusu markada, müktesep hak iddia edilen markaya nazaran kapsamın genişletilmemiş olması.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder.
Bu üç şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder. Hemen belirtmek gerekir ki; yukarıdaki şartlar sağlansa bile, sonraki tarihli marka başvurusu, itiraza mesnet markaya yakınlaşma ve bu yolla haksız yararlanma tehlikesi oluşturmamalıdır. Burada irdelenmesi gereken husus; marka olarak seçilen işaretin önceki tarihli kök seri markaların yenilenmesi suretiyle mi oluşturulduğu, yoksa itiraza mesnet markalar ile yakınlaşarak onunla iltibas tehlikesi doğurma tehlikesi oluşturacak şekilde mi mizanpajının yapıldığıdır. Daha ilk bakışta başvurunun kök markanın değil de, itiraza mesnet markanın yeni düzenlenmiş bir versiyonu olduğu yönünde ortalama tüketici nezdinde izlenim doğuyorsa, önceki kök markalardan kaynaklı müktesep hak şartlarının doğduğundan söz edilemez. Bu itibarla seri marka olarak tescili talep edilen işaret, kök markadan esaslı farklılıklar göstermemeli ve seri marka seçilirken itiraza mesnet markaya yakınlaşacak font, renk, mizanpaj değişikliklerinden kaçınılmalıdır. (…)
Müktesep hak iddiası bakımından hemen belirtmek gerekir ki; önceki tarihli markanın çekişme konusu olmaktan çıkması hali tek başına müktesep hak şartlarının doğumunu sağlamaz. Önceki tarihli markanın başvuruya konu emtialar bakımından aynı zamanda fiili olarak kullanıldığının da ispatlanması gerekir. Zira, müktesep hak müessesesinin kabul edilmesinin amacı, önceki tarihli markanın uzunca süredir kullanımı nedeniyle ilgili tüketici kesiminde oluşan imajın, sonraki tarihli marka başvurusuna sirayet etmesini sağlamaktır. Bu nedenledir ki, fiilen kullanılmayan önceki tarihli markanın ilgili tüketici kesiminde bir imaj duygusu oluşturduğundan söz edilemez. Olmayan imajın yenilenen yeni bir marka başvurusuna aktarımı da dolayısıyla söz konusu olamaz. Müktesep hak şartları bakımından yukarıda ifade ettiğimiz görüşü destekler nitelikte, …. ayılı kararında, önceki markanın fiilen kullanılmasını, müktesep hakkın doğumu bakımından gerekli görmüştür.

Somut olayda yapılan incelemede; Davacı tarafın müktesep hak olarak dayandığı … tescil no’lu marka ile dava konusu marka karşılaştırıldığında, dava konusu marka başvurusunun, dayandığı markanın asli unsurunu korumuş olduğu, bununla birlikte 09, 35, 38, 42, 43 ve 45.sınıflarda yer alan mal ve hizmetler bakımından tescilli koruma altında olmadığından, öncelikle 09, 35, 38, 42, 43 ve 45.sınıflarda yer alan mal ve hizmetler açısından müktesep hak koşullarının oluşmadığı, zira; önceki tarihli markanın tescili kapsamında bu mal ve hizmetlerin bulunduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca; bilirkişi ek raporunda yer verilen tabloda mavi renkle vurgulanmış olan … tescil nolu markaların dava konusu … no’lu marka başvuru tarihi olan 16.10.2020 tarihinde tescilli olmamaları nedeniyle … tarafından benimsenen müktesep hak ilkelerinden markanın tescilli olarak uzun süre kullanılması koşulunu karşılamadığından, müktesep iddiasına konu olamayacakları,
Bilirkişi ek raporunda yer verilen tabloda yeşil renkle vurgulanmış olan markalar, dava konusu … başvuru no’lu marka ile karşılaştırıldığında, müktesep hak iddia edilen iş bu davacı markalarının esas ve ayırt edici unsurlarının tek başına “…” ibaresi olmadığı, renk, şekil ve grafik tasarımı unsurları ile birlikte tüketici nezdinde davacının “e …” ibareli markası ile aynı görsel ve kavramsal izlenimi yaratmayacağı dikkate alındığında, … tarafından benimsenen müktesep hak ilkelerinden “başvurunun müktesep hak sağlayan markanın asli unsuru koruyarak, işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması” koşulunu karşılamadığından, müktesep iddiasına konu olamayakları değerlendirildiğinden, sadece tabloda her hangi bir renkle vurgulanmamış olan markalar açısından mal ve hizmet karşılaştırılması yapılmıştır. Buna göre; davacının müktesep hakka dayanak gösterdiği markalardan, iş bu dava konusu emtialara ilişkin aynı mal ve hizmetleri kapsayan, esas unsurları “…” ibaresi olan markaların ise tescil tarihleri (2017, 2018 , 2019 ) itibariyle dava konusu markanın başvuru tarihi olan 16.10.2020 tarihi itibariyle tescil tarihinden itibaren 5 yıl boyunca hükümsüzlük davası açılması riski devam ettiği için, bir başka ifade ile … tarafından benimsenen müktesep hak ilkelerinden “Müktesep hak sağlayan markanın tescilli olarak uzun süre kullanılması (kullanım ve tescilin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkması, kabullenilmesi) koşulunu karşılamadığı için müktesep iddiasına dayanak olamayacağı, sonuç olarak; dava konusu mal ve hizmetlerin tamamı bakımından, davacı yanın önceki tarihli markalarından kaynaklı olarak iş bu davaya konu marka üzerinde müktesep hakkının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile alınması gereken 189,15 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 62,70 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 246,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.015,52 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 25,60 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/07/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza