Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/47 E. 2022/208 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/47 Esas
KARAR NO : 2022/208

DAVA : Markaların Hükümsüzlüğü / Marka Hakkının İhlâli
DAVA TARİHİ : 11/02/2022
KARAR TARİHİ : 19/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Markaların Hükümsüzlüğü / Marka Hakkının İhlâli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili olduğunu söyleyen Av…. 11/02/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; ….’nin New York/ABD merkezli uluslararası bir spor giyim ve ayakkabı perakende şirketi olduğunu, … markasının ABD ve dünya çapında yayılan ünü ve başarısı nedeniyle şirketin 2001 senesinde isminin … Inc. olarak değiştiğini, müvekkili ….’in ise … INC şirketinin bir kuruluşu olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde tescilli 2003/30986 sayılı “…”, 2018/70211 sayılı “Şekil+… SINCE 74” ve 108995 sayılı “…” ibareli markaları bulunduğunu, “…” markasının Paris Sözleşmesi ve 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca tanınmış marka olduğunu, nitekim müvekkilinin birçok tescili bulunmakta olup birçok ülkeye satış gerçekleştirdiğini, ayrıca müvekkilinin yalnızca kelime değil, aynı zamanda şekil markaları da mevcut olup, uluslararası marka tescillerinden “Şekil+… scholar athletes” marka tescillerine ait bilgilerin ekte ibraz edildiğini, yine müvekkil markasının google arama motorunda aratılması sonucunda da benzer görsellerin elde edildiğini, müvekkil markası ile davalı markasının aynı ve ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olup, aynı tür ve benzer malları kapsadığını, davalının basiretli bir tacirden beklenen özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve kötü niyetli olduğunu, nitekim, davalının dava dışı …sayılı “Şekil+…” marka başvurusuna yapılan itiraz üzerine, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından SMK m.6/9 hükmü uyarınca başvurunun reddine karar verildiğini, davalının markasal kullanımlarının aynı zamanda müvekkiline ait marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini, zira, davalının, müvekkiline ait tanınmış görsel ve logoyu taklit ederek kullandığını, davalı kullanım görselleri ile mağaza fotoğraflarının dilekçe ekinde yer aldığını, davalı eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu, yine davalının; “http://www…..com/SideEvrenseki/” web sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden de kullanımlarını sürdürdüğünü belirterek; öncelikle iş bu dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeksizin davalının çevrimiçi kullanımlarının tespiti yönünden “http://www…” web sitesi ve sosyal medya hesaplarının bilirkişi marifetiyle incelenerek delil tespiti işlemi gerçekleştirilmesini, akabinde; davalıya ait …. sayılı markaların hükümsüzlüğüne, davalının, müvekkiline ait marka haklarına tecavüz oluşturan eylemlerde bulunduğunun tespitine, bu eylemlerin men ve ref’ine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı, dava dilekçesi kendisine tebliğ edilmiş olmasına rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden, 6100 sayılı HMK m.128 hükmü uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 6769 sayılı SMK m.25 hükmü uyarınca açılan markaların hükümsüzlüğü ile SMK m.29 ve 149 vd. hükümlerine göre açılan marka haklarına ihlal eylemlerinden kaynaklı hukuki korunma istemlerine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davacıya ait markalarla davalıya ait ….sayılı markalar arasında 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalının marka tescil başvurularında kötü niyetli olup olmadığı, davalının, davacıya ait marka haklarını ihlal eden ve davacı aleyhine haksız rekabet oluşturan eylemlerinin bulunup bulunmadığı, bunlara bağlı olarak; davalıya ait 2020/47948 ve 2020/47954 sayılı markaların hükümsüzlüğü, davacıya ait marka haklarına tecavüzün tespiti, men ve ref’i istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

GEREKÇE:
Davacı vekili olduğunu söyleyen Av….’nun mahkememize ibraz ettiği 11/02/2022 tarihli dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde; davacı asıl tarafından kendisine verilmiş bir vekaletnamenin dosya kapsamında mevcut olmadığı, UYAP ortamında yapılan incelemede; müşarünileyha tarafından 11/02/2022 havale tarihli ve “vekaletname” başlıklı bir evrakın dava dosyasına ibraz edildiği anlaşılmışsa da, bu evrak açıldığında; sadece boş bir sayfadan ibaret olduğu, içinde yazılı herhangi bir evrak bulunmadığı tespit edilmiştir.
Vekâletnameye ilişkin eksiklik; mahkememizin 15/06/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında tespit edilmiş olup, bu husus, aynı celsede hazır bulunan, davacı vekili olduğunu söyleyen Av….’ndan sorulduğunda; “Müvekkil yabancı uyruklu olduğundan dava açarken vekaletname ibraz edememiştik, vekilliğimizin kabulüne karar verilsin, ayrıca vekaletname sunmak üzere tarafımıza süre verilsin.” şeklindeki beyan ve talebi üzerine, aynı celsede, mahkememizce; “HMK m.77 hükmü gereği Av. …’nun iki haftalık kesin süre içerisinde vekaletname ibraz etmek kaydı ile davacı vekili olarak dava ve duruşmalara kabulüne, verilen kesin süre içerisinde vekaletname ibraz edilmemesi ve bu süre içerisinde asıl tarafın da yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkememize bildirmemesi halinde gerçekleştirilen işlemlerin yapılmamış sayılmasına ve davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği ihtaratı ile (İHTARAT YAPILDI) tefhimle açık yargılamaya devam olundu.” şeklinde ara karar kurulmuştur.
Davacı vekili olduğunu söyleyen müşarünileyhaya 15/06/2022 tarihi itibariyle vekaletname sunmak üzere iki hafta kesin süre verilmiş olması, bu süreye uyulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususu ihtar edilmiş olmasına rağmen, belirtilen süre içinde vekaletname mahkememize ibraz edilmemiştir.
6100 sayılı HMK m.77/1 hükmüne göre; Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.
Yukarıda yer verilen emredici kanun hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere; Verilen kesin süre içinde vekaletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemi kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış sayılır (Pekcanıtez H., Pekcanıtez Usûl Medeni Usûl Hukuku, 15.Bası, İstanbul 2017, s.682).
Davacı vekilinin vekaletnamesinin dava dilekçesine ekli olmadığı fark edilmeden dava dilekçesi mahkemece kabul edilmiş ise, bunun fark edilmesi üzerine, mahkemenin, başkaca bir işlem yapmadan, vekaletnamesi olmayan vekile vekaletnamesini mahkemeye vermesi için kesin süre vermesi gerekir. Bu süre içinde vekaletname verilmez ve aynı süre içinde asıl kendisi adına dava açılmış olmasını kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse, vekaletnamesiz açılmış olan dava açılmamış sayılır (Kuru, Baki / Arslan, Ramazan / Yılmaz, Ejder (2013) Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 24.Baskı, Ankara, Yetkin Yayınları, s.236.).
Yukarıda yer verilen açıklamalara göre somut olayda yapılan incelemede; Davacı vekili olduğunu söyleyen avukat …’na, davacı tarafından kendisine verilmiş veya verilecek vekaletnameyi mahkememize ibraz etmek üzere iki haftalık kesin süre verilmiş olmasına rağmen, müşarünileyha, mahkememize vekaletname sunmamış olup, yine aynı süre içerisinde, davacı asıl da, avukat tarafından yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkememize bildirmemiştir. Bu nedenle, HMK m.77/1 hükmü uyarınca eldeki davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
HMK m.77/2 hükmü uyarınca; Vekâletnamesiz işlem yapmasına izin verilen ancak haklı bir sebep olmaksızın süresi içinde vekâletname ibraz etmeyen avukat, celse harcı ile diğer yargılama giderleri ve karşı tarafın uğradığı zararları ödemeye mahkûm edilir. Bunu kötüniyetle yapan avukat aleyhine, ceza ve disiplin soruşturması açılmasını sağlamak üzere, Cumhuriyet başsavcılığına ve vekilin bağlı olduğu baro başkanlığına durum yazıyla bildirilir.
Yukarıda yer verilen emredici kanun hükmü uyarınca; Av….’nun, celse harcı ve diğer yargılama giderleri bakımından sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. Müşarünileyhanın kötü niyetli olarak vekaletnamesiz dava açtığına ilişkin delil bulunmadığından, ceza ve disiplin soruşturması bakımından, Cumhuriyet Başsavcılığına veya vekilin bağlı olduğu baro başkanlığına bildirimde bulunulmamıştır.
HÜKÜM:
1-6100 sayılı HMK m.77/1 hükmü uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından harç ikmaline yer olmadığına,
3-HMK m.77/2 hükmü uyarınca; davacı vekili olduğunu söyleyen Av. … tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 80,70 TL karar ve ilam harcı, 580,00 TL delil tespitine ilişkin bilirkişi ücreti, 125,50 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 878,40 TL yargılama giderinin müşarünileyha üzerinde bırakılmasına,
4-HMK m.77/2 hükmü uyarınca; 80,70 TL celse harcının davacı vekili olduğunu söyleyen Av. …’ndan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.19/07/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı