Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/465 E. 2023/354 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/465 Esas
KARAR NO : 2023/354

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 13/12/2022
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
YAZIM TARİHİ : 02/08/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 13/12/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı şahıs tarafından … sayısı ile “…” ibaresinin tescili için 07. ve 30. Sınıflarda marka başvurusunda bulunulduğunu, başvurunun kısmen yayına çıktığını, yayına çıkan kısma müvekkilinin itirazlarının reddedildiğini, verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin önceki tarihli markalarının bulunduğunu, bu markalardan dolayı müktesep hakkının mevcut olduğunu, müvekkilinin itirazlarının ret sebebinin SMK 19/2 maddesi olduğunu, oysaki taraf markalarının kapsamlarının benzer olduğunun Kurum tarafından da kabul edildiğini, müvekkilinin “…” markasını 2005 yılından bu yana kullandığını, bu markanın aynı zamanda … A.Ş tarafından da kullanıldığını, bu şirketin müvekkilin çatı şirketi olduğunu, anılan şirketler arasında bağlantı olduğunu, müvekkili markasının tanınmış olduğunu, davalı şahsın müvekkili markasından yararlanmayı amaçladığını, kötü niyetli olduğunu iddia ederek; … sayılı … kararının iptaline ve dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.
CEVAP:
Davalı … vekili 28/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen marka başvurusu ile ret kararına gerekçe olarak gösterilen marka arasında, tescil edilen mal veya hizmetler yönünden benzerlik veya karıştırılma ihtimali bulunmadığını beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının davacının itirazının reddine ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şahsa ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait … sayılı marka arasında “Doğrama, öğütme, ezme, çırpma ve ufalama için mutfakta kullanılan elektrikli aletler; yıkama makineleri (çamaşır/bulaşık yıkama makineleri, ısıtmalı olmayan santrifüjlü çamaşır kurutma makineleri dahil); zemin, halı veya döşeme temizleme amaçlı elektrikli makineler, elektrikli süpürgeler ve bunların parçaları.” emtiaları bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, marka işlem dosyasında ileri sürülen kullanmama def’inin yerinde olup olmadığı, davacı markasının tanınmış olup olmadığı, davalı şahsın kötü niyetli olup olmadığı, davacının grup şirketine ait olduğu belirtilen … sayılı markalar bakımından somut olayda bu markaların dava konusu markanın hükümsüzlüğüne mesnet olup olamayacakları, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şahsın “…” ibaresinin 07 ve 30.sınıfta bulunan malların tescili amacıyla 07.01.2021 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında SMK m.5/1-f hükmü gereği “Çaylar, buzlu çaylar.” emtiaları bakımından başvurunun kısmen reddine karar verildiği, kalan mallar bakımından başvurunun 17.05.2021 tarih ve 372 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 01.07.2021 tarihinde … sayılı markasını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın 6/1, m.6/3 ve m.6/6 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davalı şahsın 15.09.2021 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, itiraza mesnet … sayılı marka bakımından kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürdüğü, davacının 04.11.2021 tarihli marka kullanım ispat formu ibraz ettiği, yayına yapılan itirazın incelenmesi sonucunda …’nca davacının itirazlarının reddedildiği, ancak; dava dışı şirketin itirazı doğrultusunda bir kısım emtiaların daha başvurudan çıkarıldığı, ayrıca; davacıya ait mesnet markanın kullanıldığına ilişkin sunulan delillerin yeterli görülmediği ve bu markanın SMK m.6/1 bağlamında değerlendirmeye alınmadığı, bu karara karşı davacı şirket tarafından 27.05.2022 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile davacı tarafından yapılan itirazları reddettiği, bu kararın davacı marka vekiline 28.10.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu marka başvurusu tescil edilmemiştir.
İlk olarak belirtilmesi gerekir ki; dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
… kararının iptali istemi bakımından ise; marka işlem dosyası ile sınırlı olarak ve iş bu dava sebebi yapılan ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bağlamında aşağıdaki şekilde değerlendirme yapılmıştır:
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı yanın … sayılı ve “…+…” markasına dayalı olarak itirazda bulunduğu, davalı başvuru sahibi tarafından bu itiraza karşı SMK m.19/2 uyarınca kullanmama def’i ileri sürüldüğü, davacı yanın … evrak kayıt numaralı işlem formu ile kullanıma yönelik delillerini sunduğu, deliller incelendiğinde;
– … linkinden alınma bir adet ekran görüntüsü,
– Tarih bilgisi ihtiva etmeyen web sitesi ekran görüntüleri,
– 100’e yakın 2017 – 2021 yılları aralığına ait, davacı firma tarafından kesilmiş fatura örneği (fatura içeriklerinde “davacı yanın “…+…” ibaresinin markasal kullanıma konu ettiği hususunda mutlak bir bilgi edinimi mümkün olmamıştır. Faturalarda bu görsel yer almadığı gibi fatura içeriklerine konu ürün açıklamalarında da “…” markası açıkça yer almamaktadır. Çok sayıda farklı ürün ve ürün açıklamasının yer aldığı faturalarda “…” şeklinde kodlanmış ürünler olduğu görülmekte ise de faturaların büyük bir bölümünde bu kodlama yer almadığı gibi yer alan faturalarda da anılan kısaltmanın doğrudan “…” markasına yönelik olup olmadığı da mutlak olarak anlaşılabilir değildir) şeklinde deliller sunulduğu görülmüştür.
Davacı yanın, işlem dosyasında dayanak tuttuğu tek marka olan … sayılı markası ile ilgili olarak, davalı tarafça SMK m.19/2 uyarınca ileri sürülen kullanmama def’ine karşı sunduğu, yukarıda listelenen delillerden, davacı yan markasının kullanıldığı konusunda tereddütsüz bir kanaate varılması hasıl olunamadığından, anılan markanın işlem dosyası bakımından SMK m.6/1 kapsamında ileri sürülen itirazlar yönünden dikkate alınması, SMK m.19/2 düzenlemesi uyarınca mümkün olamayacaktır.
Bu nedenle davacıya ait … sayılı markanın SMK m.19/2 hükmü uyarınca SMK m.6/1 hükmü bağlamında değerlendirmeye alınmaması ve bu nedenle SMK m.6/1 hükmü bağlamında yapılan itirazın reddedilmesi hukuka uygundur.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; … kararının iptali isteminin reddine karar verilmiştir.
Aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-… kararının iptali isteminin REDDİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 189,15 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … kendisi vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 455,00 TL posta, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 4.173,32 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı …’ın yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/07/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza