Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/450 E. 2023/231 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/450 Esas – 2023/231
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/450 Esas
KARAR NO : 2023/231

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 02/12/2022
KARAR TARİHİ : 10/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/05/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 02/12/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının “…” ibaresinin marka olarak tescili için davalı … nezdinde dosyaladığı … sayılı başvurunun tesciline diğer davalı firmanın SMK m. 6/1 hükmüne dayalı olarak dosyaladığı itirazının … … tarafından kısmen kabul edilerek davacının markasının kısmen reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu, zira kısmi redde mesnet alınan “…” markasının “…” alanında tescil edilmiş olduğunu ve insan sağlığı için üretilen ilaçlarda kullanıldığını, davacının ise “…” markası kapsamında gıda takviyesi üretmekte olduğunu, taraf markalarının kullanıldığı emtiaların 05. Sınıfta yer almasının somut uyuşmazlıkta emtia benzerliği şartının gerçekleştiği anlamına gelmeyeceğini, zira bu sınıf altında farklı birçok ürünün yer aldığını, “…” markalı ürünlerin solunum hastalıkları için kullanılan ve reçeteli olarak yalnızca eczanede satılabilen bir ilaç olduğunu ve bilinçli bir tüketici kitlesine hitap ettiğini, piyasada “…” markalı ilaçlarla aynı etken maddeleri (parasetamol, fenilefrin hidroklorür, klorfeniramin maleat) içeren yaklaşık 10 tane ilaç bulunduğunu, tıpatıp aynı içeriğe sahip veya benzer içerikler içeren ve solunum hastalıkları için kullanılan diğer ilaçların “aynı mal” kategorisine girebileceğini, zira solunum ilaçlarının … sınıflandırmasına göre R sınıfında yer aldığını, ancak başka hastalıkları tedavi amacıyla kullanılan başka ilaçların dahi farklı kategorilere girdiğini, zaten davacının “…” markası kapsamında ürettiği ürünlerin gıda takviyesi olduğunu, yani ilaç dahi olmadıklarını, ambalajlarının üzerinde de açıkça ilaç olmadığının yazdığını, ilaçların yalnızca hastalığı bulunan kişiler tarafından kullanılırken, gıda takviyelerinin herkes tarafından kullanılabildiğini, dolayısıyla taraf markalarının kullanıldığı ürünlerin farklı emtialar olduğunun kabulünün gerektiğini, ayrıca taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan da benzemediğini, mavi-beyaz damla şeklinin yanında “…” markasının yazılış şekli ve arka planın turuncu olması dolayısıyla taraf markalarının fiiliyatta kullanımlarının görünümlerinin çok farklı olduğunu, ayrıca “…” ibaresinin İngilizce’de, “…” ibaresinin ise … davacının soyadının karşılığı olan “…” anlamına geldiğini, “…” ibaresinin ise herhangi bir dilde karşılığı bulunmadığını, dolayısıyla taraf markalarının okunuşlarının ve tüketici zihninde oluşturdukları algıların da farklı olduğunu, davalının itirazlarının diğer davalı …’in … tarafından reddedilmiş olması üzerine davacının markasını kullanmaya başladığını, bu markaya oldukça önemli yatırımlar yaptığını, hal bu iken davalı …’in sonradan davacının markasını kısmen reddetmesi üzerine davacının ciddi bir zarara uğradığını, dava konusu edilen … kararının bu yönü itibariyle de haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu ileri sürerek, … …’nın dava konusu edilen 05.10.2022 tarih ve … sayılı kararının kısmen kabul kısmının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 13/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarının birbirleriyle karıştırılma ihtimali doğuracak derecede benzer olduğunu, bu nedenle davacının markasının kısmen reddedildiği emtiaların hitap ettiği ortalama tüketiciler açısından markaların aynı şirkete ait olduğu izleniminin uyanma ihtimalinin yüksek olduğunu, ayrıca davacının markasının kısmen reddedildiği emtialar açısından davalı firmanın markasının tescilli olduğunu, dolayısıyla taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı … Şirketi vekili 29/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalının 1886 yılında …’de kurulduğunu, bugün 5 kıtada, 140 ülkedeki 17.000’i aşkın çalışanıyla faaliyet gösteren büyük bir ilaç firması olduğunu, …’deki faaliyetlerine 2001 yılında başladığını ve 2020 yılı itibariyle 38 ülkenin bulunduğu …, bölgesini “…” olarak …’den yönettiğini, uyuşmazlık konusu edilen “…” markasının davalının tescilli ve tanınmış “…” markası ile görsel, işitsel ve kavramsal açılardan iltibas yaratır derecede benzediğini, ayrıca her iki markanın kullanıldığı ürünlerin eczanelerde satıldığını ve ortalama seviyedeki tüketici tarafından tüketilmekte olduğunu, her iki markanın da 6 harften oluştuğunu ve “…” hecesiyle başlayıp “al” hecesiyle bittiğini, her ne kadar davacı taraf dilekçesinde uyuşmazlık konusu olan markaların kullanıldığı ürünlerin ambalajlarındaki yazı karakterlerinin farklı olduğunu ve bu sebeple markaların benzer olmadığını ileri sürmüşse de bu açıklamaların gerçeği yansıtmadığını, davalının “…” markasının davacının iddia ettiğinin aksine “…” şeklinde değil, “…” şeklinde okunduğunu ve yaklaşık 50 yıldır …’de markanın bu şekilde bilindiğini, ayrıca davacının markasının kısmen reddedildiği emtialar özelinde taraf markalarının benzer/türdeş emtialarda kullanılacağını, davalının “…” markalı ilaçlarının da davacının “…” markalı gıda takviyelerinin de eczanelerde satıldığını, ayrıca davacının iddia ettiğinin aksine davalının “…” markalı ürünlerinin reçetesiz şekilde eczanelerden temin edilebilmekte olduğunu, bu ürünlerin soğuk algınlığı ve grip tedavisi için kullanılmakta olduğunu, özellikle ülkemizde tüketicilerin soğuk algınlığı tedavisi için hekime danışmaksızın reçetesiz ilaç tüketme alışkanlığı da göz önünde tutulduğunda, bu markaların hitap ettiği kesimin ortalama tüketici olduğunun kabulünün gerektiğini, her ne kadar davacı taraf dava dilekçesinde “…” markasını ilaç ürünlerinde değil yalnızca gıda takviyesi ürünü üzerinde kullanacağını iddia etmişse de davacının marka başvurusunda 05. Sınıfta yer alan “insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler” mallarına da yer verildiğini, zaten somut uyuşmazlıkta taraf markalarının fiilen kullanıldığı emtiaların değil, kapsamına giren/alınmak istenilen emtiaların karşılaştırılması gerektiğini, davacının …’nın marka başvurusuna itiraz ile ilgili vereceği kararı beklemeden markasına yatırım yapmış olmasının basiretli bir tacir tarafından yapılacak bir davranış olmadığını ileri sürerek, davadaki taleplerinin reddinin gerektiğini savunmuştur.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı … Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının davalı şirketin itirazının kabulüne ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet 94/006604 sayılı marka arasında “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” emtiaları bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 27.01.2021 tarihinde … sayılı “…” ibareli, 05 ve 35. sınıfta bulunan mal ve hizmetler için tescil başvurusunda bulunduğu, …’nca 12.07.2021 tarih ve 376 sayılı … ‘inde başvurunun yayımlanmasına karar verildiği, muteriz tarafından 03.09.2021 tarihinde yayına itirazda bulunulduğu, davacı tarafından 16.10.2021 tarihinde itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz edildiği, itirazın …’nca reddine karar verildiği, muterizin 21.04.2022 tarihinde yeniden itirazda bulunduğu, davacı yanın 27.05.2022 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile; itirazın kısmen kabulüne ve başvurunun “SINIF 5: İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” bakımından kısmen reddine karar verildiği, bu kararın davacı marka vekiline 11.10.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, … izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. … değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran ve kısmen iştirak edilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacının markasının kısmen reddedildiği “insan sağlığı için ilaçlar” ile davalı şirketin redde mesnet markasının tescilli olduğu “…”, farklı kelimelerle ifade edilmiş birebir aynı emtialardır. Ayrıca “…” teriminin aslında “her türlü ilaç”ı kapsadığı fiili gerçeği gözetildiğinde, diğer bir ifadeyle “hayvanlar için …” diye bir ayırım bulunmadığından, bu terimin “hayvan sağlığı için ilaçlar”ı da kapsadığı değerlendirilmektedir. Davacının markasının kısmen reddedildiği “tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler” de, “ilaçlar”ın yapımında kullanılan kimyasal ürün ve maddeleri ve “ilaçlar”dan yapılmış kozmetikleri ifade ettiğinden, bu emtiaların da aynı amaca hizmet ettiği, birbirlerini tamamladığı ve aralarında ham madde/mamul ilişkisi olduğu değerlendirildiğinden, bu emtiaların da benzer/türdeş olduğu söylenebilecektir.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan “zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar” emtiaları, redde mesnet marka kapsamında yer alan “….” kapsamında kaldığından, başka bir deyişle, tıbbi müstahzarların çeşitlerinden biri olduğundan redde mesnet marka kapsamındaki emtialar ile aynı türdür.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda her ne kadar “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” emtialarının, redde mesnet marka kapsamındaki “….” emtiaları ile benzer olduğu ileri sürülmüşse de, bu görüşe mahkememizce iştirak edilmemiştir. Zira; …’nin 11/04/2016 tarih …. sayılı kararında belirtildiği üzere, … emtiası 5/1. sınıfta yer alan ürünlere karşılık gelmekte olup, 5. sınıfta bulunan diğer ürünlerin, kullanım amaçları, hedeflenen halk kesimleri ve dağıtım kanallarının farklı olması nedeniyle birbiri yerine ikame edilebilme veya kullanılabilme olanakları bulunmamaktadır. (….)
Sonuç olarak; dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” emtiaları ile redde mesnet marka kapsamındaki “….” emtialarının aynı veya benzer olmadığı, “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar.” emtialarının redde mesnet marka kapsamındaki emtialar ile aynı veya aynı tür olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusu incelendiğinde; “…” ibaresinden oluştuğu, redde mesnet marka incelendiğinde; “…” ibaresinden oluştuğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları … olarak karşılaştırıldığında; dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” emtiaları, redde mesnet marka kapsamında yer alan emtialar ile aynı veya benzer olmadığından, bu emtialar bakımından markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahi karıştırılma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar.” emtiaları bakımından ise; markaların kapsamlarında yer alan emtiaların aynı veya aynı tür olduğu, “…” ve “…” markalarının, ilaç etken madde, jenerik unsur içermedikleri, davaya konu emtialar bakımından somut ayırt ediciliklerinin bulunduğu, farklı kavramsal nesnelere çağrışım oluşturmadıkları, davaya konu emtiaların hitap ettiği ihtisas sahibi, dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin her hal ve şartta markaları karıştırmayacağının söylenemeyeceği, somut olayda; karşılaştırılan markaların altı harften oluştukları, beş harfi müşterek olarak içerdikleri, markaların aynı hece ile başlayıp aynı harflerle sona erdikleri, markaların ortasında yer alan harf farklılığının markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olmasını bertaraf ettiği söylenebilirse de, dikkatli ve bilinçli tüketici kesimi nezdinde markaların birbiri ile benzer olduğunu bertaraf etme kabiliyetinin bulunmadığı, buna göre; daha önce redde mesnet markayı gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan dikkatli ve bilinçli tüketici kesiminin, daha sonra davaya konu marka başvurusunu, yukarıda belirtilen emtialar üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, bu emtialardan faydalanmak için ayıracağı sınırlı süre içerisinde, bu markayı, redde mesnet marka ile ilişkilendirebileceği, markaların aynı ticari kökenden geldiği hususunda yanılsamaya düşerek tüketim tercihinde bulunabileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi bu kez marka sahipleri arasında idari ya da ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, dolayısıyla karşılaştırılan markalar arasında yukarıda yer verilen emtialar bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın kısmen kabulü ile; “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” emtiaları bakımından … sayılı … kararının davalı şirketin itirazının kabulüne ilişkin kısmının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” emtiaları bakımından … sayılı … kararının davalı şirketin itirazının kabulüne ilişkin kısmının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
6-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 80,70 TL peşin karar ve ilam harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma ve 62,70 TL vekalet harcı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 148,00 TL tebligat-posta masrafı olmak üzere toplam 3.836,82 TL yargılama giderinin 1/2’si olan 1.918,41 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 1.918,41 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … Şirketi tarafından yapılan 62,70 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin 1/2’si olan 31,35 TL’nin davacıdan alınarak davalı … Şirketi’ne verilmesine, bakiye 31,35 TL yargılama giderinin davalı … Şirketi üzerinde bırakılmasına,
9-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/05/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza