Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/440 E. 2023/267 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/440 Esas – 2023/267
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/440 Esas
KARAR NO : 2023/267

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 24/11/2022
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/06/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 24/11/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … başvuru numaralı “…” ibareli marka başvurusuna davalı şirket tarafından itiraz edildiğini, davalı şirketin itiraza mesnet gösterdiği … sayılı markalar ile müvekkili başvurusunun benzer görülerek marka başvurusunun reddine karar verildiğini, ret kararına karşı müvekkili şirket itirazının … … sayılı kararı ile reddedildiğini, müvekkili şirketin 1995 yılında faaliyete başladığını, davalı şirket markaları ile müvekkili şirket marka başvurusunun iltibas derecesinde benzer olmadığını, müvekkili markasının bir bütün halinde “…” olarak görüldüğünü ve telaffuz edildiğini, davalı şirket markalarının “…” ibaresinden meydana geldiğini, müvekkili markasında yer alan “…” hecesinin gerekli ayırt ediciliği sağladığını, müvekkili markasının “…” olarak hecelendiğini, davalı şirket markasında yer alan “…” ibaresinin … “…” anlamlarına geldiğini, ibarenin günümüzde çok yaygın kullanıma sahip olduğunu, davalı şirketin markalarında kullandığı “…” ibaresinin herkesin kullanımına açık, anlamı herkesçe bilinen ve hatta zayıf marka olarak tabir edilebilecek mahiyette olduğunu, taraf markaları arasında iltibasa sebebiyet verecek düzeyde işaretsel benzerlik bulunmadığını, … nezdinde “…” ibaresini içeren 05. sınıfta tescilli pek çok marka bulunduğunu, müvekkili marka başvurusunun tescil edilmek istendiği 05. sınıfta yer alan malların bilinçli tüketiciye hitap ettiğini, tarafların farklı sektörde faaliyet gösterdiklerini, markaların farklı alanlarda, farklı zamanlarda ve farklı tüketici kitlesine hitap ettiklerini beyanla; …’nın … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı… vekili 09/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İtiraza mesnet markalar ile marka başvurusu kapsamında yer alan mal/hizmetlerin aynı/aynı tür olduğunu, başvuruya konu marka ile redde mesnet markalar arasında yüksek düzeyde işitsel, görsel ve kavramsal benzerlik bulunduğunu, markaların karıştırılma olasılığı bulunduğunu, başvuru markasında yer alan “…” ibaresinin başında davacı markalarının asli unsuru olan “…” ibaresinin birebir yer aldığını, markalarda yer alan diğer unsurların yeterli ayırt edicilik sağlamadığını, … kararının usule ve hukuka uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili 03/01/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait “…” ibareli markalar ile davacıya ait marka başvurusu arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunduğunu, başvuru marka kapsamında yer alan emtiaların müvekkili markaları kapsamında da yer aldığını, tüketicinin, davacıya ait marka başvurusunu, müvekkiline ait markalar ile karıştıracağını, davalı kurumun tesis ettiği … kararının hukuka uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı … Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet … ve … sayılı markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, özel veya teknik hususlar bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 01.06.2021 tarihinde … sayılı “…” ibareli, 05.sınıfta bulunan emtialar için tescil başvurusunda bulunduğu, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 27.08.2021 tarih ve 379 sayılı …’nde yayınlandığı, davalı şirketin 26.10.2021 tarihinde … sayılı markalarını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/3, m.6/4 ve m.6/5 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davacı şirketin 17.01.2022 tarihinde itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, itirazın incelenmesi sonucunda …’nca SMK m.6/1 hükmü uyarınca marka tescil başvurusunun reddine karar verdiği, redde mesnet olarak … sayılı markaların gösterildiği, davacı yanın 07.04.2022 tarihinde karara itirazda bulunduğu, davalı yanın 16.05.2022 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, davacı tarafından yapılan itirazı değerlendiren …’nun 27.09.2022 tarih … sayılı … kararı ile; başvuru sahibi tarafından yapılan itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 03.10.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de… tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre… tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, … izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. … değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu marka başvurusu, 05. sınıf emtialar bakımından tescil edilmek istenmektedir. Davalıya ait redde mesnet markalar ise, halihazırda 05. sınıf emtialar bakımından tescillidir. Taraf markalarında ayniyet taşıyan mal ve hizmetler, bilirkişi raporunda yer verilen tabloda altı çizili olarak gösterilmiştir.
Sonuç olarak, dava konusu marka kapsamında yer alan tüm emtialar bakımından taraf markaları arasında “emtiaların aynı veya benzer olması” şartının sağlandığı tespit edilmiştir.
Davaya konu 5/1 ve 5/3 altsınıfta bulunan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri.” emtiaları, doktorlar, veterinerler, eczacılar ve diş hekimlerine hitap eden emtialar olup, söz konusu uzman kimselerin bilinç düzeyi dikkate alınarak iltibas değerlendirmesi yapılması gerektiği, buna karşılık bu emtialar haricinde kalan emtiaların ise, salt ihtisas sahibi bilinç düzeyi yüksek kimselere hitap etmedikleri, içerisinde farklı sosyo-ekonomik toplumsal kesimlerden gelen bireylerin oluşturduğu halk kesimine de hitap ettikleri, ilgili tüketicinin makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu marka başvurusu; kapsamında herhangi bir şekil ya da renk unsuru barındırmayan bir kelime markasıdır. Dava konusu markanın tek ve esas unsurunu oluşturan “…” ibaresi, standart bir yazı karakteri ve siyah renk ile yazılmıştır. “…” ibaresi, anlamlı bir kelime değildir. Markada yer alan, … “…” anlamına gelen “…” ibaresinden hareketle, markanın “…-…” şeklinde telaffuz edilmesi olasıdır.
Davalıya ait redde mesnet markalar ise; “…” ve “… …” ibaresinden oluşmaktadır. Davalının “…” ibareli markası, standart bir yazı karakteri ve siyah renk ile yazılmış olup, bir kelime markasıdır. Davalının “… …” ibareli markası ise, mavi renk ile yazılmış ve markada 3 adet su damlası şekline yer verilmiştir. “…” ibaresi, okunmayacak derecede küçük yazılmış olup, “…” ibaresi, … “su” anlamı taşımaktadır. “…” ibaresi, davalı markalarının esas unsuru konumundadır. “…” ibaresi, … bir kelime olup, “…” şeklinde okunmaktadır.
“…” ibaresi; ücretsiz, bedava anlamlarına gelen … bir kelime olup, bu kelime, düşük düzeyde … bilen kişiler tarafından dahi bilinmesi mümkün, basit bir … kelimedir. Dolayısıyla, anlam itibarıyla ne olduğu fark etmeksizin tüm emtialar için “…” ibaresi, ayırt edici niteliği bulunmayan bir ibare olarak değerlendirilmelidir. Zira herhangi bir ürün üzerinde yer alan “…” ibaresi, marka algısı yaratmasından ziyade, ürünün “bedava, ücretsiz” bir ürün veya promosyon ürün olduğu ve bedelsiz dağıtıldığı izlenimi yaratacaktır. Fakat, davalıya ait markanın marka olarak tescil edildiği hususu da gözetildiğinde, tescilli bir markaya sağlanan korumadan yararlandırılması gerekmektedir. Bu nedenle, davalı markalarının ayırt edici niteliğinin oldukça düşük olduğu değerlendirilerek, benzerlik değerlendirmesi yapılacaktır.
“…” ibaresi, herhangi bir etken madde adı olmadığı gibi, taraf markalarında herhangi bir etken madde ismi bulunmamaktadır.
Davacı markasının esas unsuru “…” ibaresi iken, davalının markalarının esas unsuru “…” ibaresidir. “…” ve “…” ibarelerinin ilk dört harfi aynıdır. Buna karşın, davacı markası toplamda altı harf üç heceden oluşmakta iken, davalı markası dört harf iki heceden oluşmaktadır. Taraf markalarında ortak unsurun “…” kelimesi olduğu tespit edilmiş olup, somut olayda uyuşmazlık “…” kelimesinin ortaklığından kaynaklanmaktadır.
Taraf markaları görsel olarak incelendiğinde; davalı markalarının esas unsuru olan “…” ibaresi ile dava konusu markanın esaslı unsuru olan “…” ibaresinde “…” ibaresinin ortak olduğu görülmektedir. Ancak ortak olan bu ibare, davaya konu olan markanın oluşmasını sağlayan bir unsur olup, markanın sadece bir parçasıdır. Zira dava konusu markada, “…” ibaresi ön plana çıkarılmamış, markayı oluşturan tüm harfler aynı satırda, birleşik bir şekilde aynı punto ile yazılmıştır. Dava konusu markada “…” ibaresi dikkat çekmemekte, kelime bir bütün olarak “…” olarak algılanmaktadır. Bu bağlamda markaların göz ve hafızada bıraktığı etkinin farklı olması sebebiyle, tüketiciler nezdinde markaların ayırt edilmesi kolay olacağından, davalının redde mesnet markaları ile davaya konu olan marka görsel olarak farklıdır.
Taraf markalar arasında her ne kadar bazı harfler yönünden benzerlik olsa da davaya konu “…” ibaresi ile redde mesnet olan “…” esas unsurlu markaları görsel ve işitsel olarak farklıdır. Taraf markalarında ortak olan unsurun, ayırt edici niteliğinin çok düşük olduğu da gözetildiğinde, bu ibarenin ortaklığının taraf markalarını benzer kılmayacağı, ayrıca dava konusu markada “…” ibaresinin bağımsız varlığını sürdürmediği, orijinal bir kelimenin bir parçası olduğu, dava konusu markada tüketicilerin “…” ibaresini marka olarak algılamasının mümkün olmadığı gözetildiğinde, dava konusu markanın, davalı markalarından farklılaştığı değerlendirilmiştir.
Taraf markaları … olarak karşılaştırıldığında; dava konusu marka bir bütün olarak “…” ibaresinden oluşurken, davalıya ait redde mesnet markaların esas unsurunun ise “…” ibaresinden oluşması, taraf markaları ortak olarak “…” kelimesini içermekle birlikte, ortak olarak işaretlenen bu kelimenin tüm emtialar için anlamlı bir kelime olduğu, fakat “…” ibaresinin tescilli bir marka olduğu da gözetildiğinde, ayırt edici niteliğinin düşük olarak kabul edilmesi gerektiği, görsel ve işitsel olarak yapılan değerlendirmede taraf markalarının benzer olmadığı, dava konusu markada “…” ve “…” ibarelerinin farklı bir tertip tarzı ile bir araya getirildiği ve bütün olarak bakıldığında davalının redde mesnet markalarından uzaklaştığı, dava konusu markanın bir bütün olarak “…” olarak algılandığı, dava konusu markada “…” kelimesinin ön plana çıkarılmadığı ve bir bütünün içinde kaybolduğu, dava konusu markada yer alan kelimelerin/ibarelerin bir araya getirilişlerinin orijinal olması, bütün olarak bakıldığında dava konusu markanın davalı markalarının imajından uzaklaşması, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” kelimesinin orijinal bir ibare olmayıp, hali hazırda anlamı olan bir kelime olması, tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olması, taraf markalarında aynı/aynı tür olarak yer alan emtiaların genel olarak bilinç düzeyi yüksek ve/veya makul seviyede bilinç ve dikkat düzeyine sahip tüketiciler olduğu da gözetildiğinde taraf markalarının birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunmaması nedeniyle, somut olay bakımından markaların karıştırılması/ilişkilendirilmesi ihtimaline dayalı olan nispi tescil engeline ilişkin şartların oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; somut olayda SMK m.6/1 hükmü koşulu oluşmadığından, aksi yönde değerlendirmeler içeren … sayılı … kararının iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; … sayılı … kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 37,10 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 268,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.011,92 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … Şirketi tarafından yapılan 62,70 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2023

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza