Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/431 E. 2023/82 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/431 Esas
KARAR NO : 2023/82

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 18/11/2022
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili 18/11/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı kurumun, müvekkilleri tarafından yapılan “…” ibareli markanın tescil talebini benzerlik/karıştırılma ihtimali sebebiyle reddettiğini, bu kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, “…” ibaresi ile “…” markasının, sadece çoğul eki sebebiyle benzerlik/karıştırılma ihtimali ihtiva ettiğini söylemenin doğru olmadığını, itiraza mesnet markanın ayırt ediciliği hususu ve ilgili tüketici kesimi ile dikkat düzeyi gibi faktörleri değerlendirmenin zaruri olacağını, ‘‘…’’ isimli müzik grubunun, piyasaya çıktıkları gün itibariyle müzik listelerine girerek büyük bir ses getirmiş olduğunu, kısa bir süre içerisinde tanınmış bir marka haline gelmeyi başarmış olduklarını, itiraz eden “…” markasının, tanınmışlık düzeyine ve ayırt edici niteliğe sahip olmadığını, önceki markanın ayırt edici niteliğinin düşük olmasının, karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmakta olduğunu, itiraz eden markanın tescilinin kötü niyetli olduğunu, başkasına ait markadan haksız menfaat elde etmek amacıyla yapılan tescillerin kötü niyetli tescil olduğunu, kötü niyetli tescil yoluyla yapılan marka tescillerinin hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, kötü niyetli tescil edilen markaya dayanarak yapılan itirazın da kötü niyetli olduğunu, müvekkilleri tarafından, itiraz edenlere ait “…” isimli kötü niyetli şekilde tescil edilen markanın hükümsüz kılınması talebi ile …. Esas sayılı dosyasında dava açılmış olup hali hazırda derdest durumda olduğunu beyanla; kötü niyetli şekilde tescil edilen “…” isimli markaya dayanarak yapılan itiraz kapsamında müvekkillerin tescil talebinin reddedilmesi kararının iptali ile müvekkillerine ait “…” ibareli markanın tesciline karar verilmesini, “…” ibaresi ile “…” markasının, sadece çoğul eki sebebiyle benzerlik/karıştırılma ihtimali ihtiva ettiğine dair kararın itiraza mesnet markanın ayırt ediciliği hususu ve ilgili tüketici kesimi ile dikkat düzeyi gibi faktörlerin de göz önünde bulundurularak iptaline, müvekkilerine ait “…” ibareli markanın marka siciline tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 24/11/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmünde aranan şartların somut olayda gerçekleşmiş olduğunu, davacı ve davalı markası arasında görsel, anlamsal veya işitsel yönden
bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde
benzerlik bulunduğundan ve taraf markalarının aynı/aynı tür hizmetlerde kullanılacak
olması ve aynı/aynı tür olarak belirtilen hizmetlerin tüketici özellikleriyle birlikte marka
işaretlerinin benzerliğinin etkisi dikkate alındığında, tüketicinin ihtilaf konusu markaları
aynı/ aynı tür ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, farklı marka ile karşı karşıya
olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olmaması, ilgili tüketicilerin hizmetlerin aynı
ticari kaynak tarafından sunulduğu, veyahut marka sahipleri arasında iktisadi yönden bir
bağlantı bulunduğu yönünde izlenim oluşabileceği, iş bu nedenlerle 6769 sayılı SMK’nın 6(1)
maddesi anlamında ihtilaf konusu markalar arasında bütünüyle bıraktıkları izlenim
itibariyle ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek
derecede benzerlik bulunduğu kanaatine varılmış olduğunu ve müvekkili kurumca hukuka uygun
… sayılı … kararı tesis edilmiş olduğunu beyanla; davanın reddine
karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 06/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … adına Kurum nezdinde tescilli “…” ibareli markanın, üç kişiden oluşan bir müzisyen ekibin bir araya gelmesiyle bir sanat icra ettikleri müzik grubunun ismi olarak tescile uygun bir şekilde kullanılmakta olduğunu, müvekkilinin kurucusu olduğu müzik grubu, her ne kadar mazisi çok daha eski olsa da 2017 yılı itibariyle … (….) olarak üç kişiyle birlikte “…” ismiyle kendini duyurmuş olduğunu, çoğul eklerinin benzerliği ortadan kaldırdığı yönündeki iddiaların herhangi bir hukuki karşılığının bulunmadığını, davacının yüksek tanınmışlık düzeyi olduğu gerekçesiyle ayırt edici niteliğe sahip olduğu yönündeki iddialarını kabul etmediklerini, her ne kadar davacılar dava dilekçesinde belirtilen müzik platformlarında belli bir düzeyde tanınmışlığa sahip olsalar da bu hususun, müvekkiline ait markanın hükümsüzlüğü sonucunu doğurmayacağını, aksi halde marka korumasının hukuki bir menfaati kalmayacağını, öyle ki bu durumun, davacıların başvurularının kabulü ile başvurunun reddi kararının ortadan kaldırılması için de haklı bir gerekçe olmadığını, kurumun, müvekkili talebini haklı ve hukuka uygun bularak müvekkilinin marka tescilinin kabulüne karar vermiş olduğunu, davacıların tescil başvurusunun kötü niyetli olarak görülmesi gerektiğini, davacıların müzik piyasasına giriş için kullanmış olduğu “…” ibaresinin kötü niyetle seçilmiş bir ibare olduğunu, yıllardır müvekkili tarafından kullanılan ve tescil edilen bu markanın, davacılar tarafından açıkça ve kötü niyetle ihlal edilmiş olduğunu ve ihlal edilmeye de devam etmekte olduğunu, kötü niyetli olan tarafın müvekkili değil bir çok yönden müvekkili ile benzerlik taşıyan ismi kullanan davacılar olduğunu beyanla; davacının, haksız açılan davasının ve davadaki tüm taleplerinin hem usul hem de esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacılara ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davalı şahsa ait redde mesnet …sayılı “…” ibareli marka arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı yanın tanınmışlık ve davalı şahsın kötü niyetli olduğu iddiasının nispi tescil engelini bertaraf etme kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka başvuru dosyası ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şahısların 25.12.2020 tarihinde … sayılı “…” ibareli, 41.sınıfta bulunan hizmetler için tescil başvurusunda bulunduğu, başvurunun …’nca 12.03.2021 tarih ve 368 sayılı …’nde yayınlanmasına karar verildiği, davalı şahsın 06.05.2021 tarihinde …sayılı markayı mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın m.6/1, m.6/5, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davacılar tarafından 05.07.2021 tarihli itiraza karşı görüş ibraz dilekçesi edildiği, yayına yapılan itirazın …’nca SMK m.6/1 hükmü uyarınca kabul edildiği, marka başvurusunun reddine karar verildiği, davacılar tarafından 18.11.2021 tarihinde karara itirazda bulunulduğu, davalı şahsın 23.12.2021 tarihli karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, itirazı değerlendiren …’nun … sayılı … kararı ile itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 25.10.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka ve tüm dosya kapsamına göre;
… ‘ nun yerleşmiş uygulamasına göre (…) … kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (….) Eldeki davada da; … karar tarihi olan 07.10.2022 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır. Bu nedenle marka işlem dosyasına sunulmayan, ancak dava aşamasında ibraz edilen bilgi ve belgeler değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet rezervasyonu ve bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete vb. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.”, redde mesnet marka kapsamında 41.sınıfta aynen bulunmaktadır. Bu nedenle markaların kapsamlarındaki hizmetler arasında ayniyet bulunmaktadır.
Dava konusu marka başvurusu “…”, redde mesnet marka ise “…” ibaresinden oluşmaktadır. …; …kökenli bir kelime olup, “İçkili toplantılarda içki dağıtan kimse.” anlamına gelmektedir. Anlamı itibariyle söz konusu sözcüğün davaya konu hizmetler bakımından somut ayırt edici niteliği haiz olduğu tespit edilmiştir.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; kapsamlarındaki hizmetlerin aynı olduğu, müşterek olarak “…” sözcüğünü içerdikleri, başvuru markasında yer alan “-…” ekinin çoğul eki olup markaları aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlikten uzaklaştırsa da, benzer olmaktan uzaklaştıracak yeterli ayırt ediciliğinin bulunmadığı, zira markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer kalmaya devam ettikleri, bu nedenle karşılaştırılan markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacılar vekili her ne kadar tanınmışlık ve davalı şahsın kötü niyetli olduğunu ileri sürse de, bu hususlar somut olayda davalı kurumun SMK m.6/1 hükmü uyarınca tespit ettiği nispi tescil engelini bertaraf edecek kabiliyette değildir. Davacılar yanın bu iddiaları, redde mesnet markanın hükümsüzlüğü davasında veya redde mesnet marka başvurusunun tescili aşamasında itiraz veya hükümsüzlük sebebi olarak ileri sürülebilirse de, somut olaydaki gibi dava konusu marka başvurusu bakımından davalı …’in SMK m.6/1 hükmü uyarınca redde mesnet markayı baz alarak yaptığı değerlendirmede bu hususları değerlendirme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin müteselsilen davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin müteselsilen davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 37,10 TL vekalet harcı, 170,00 TL posta-tebligat ücreti olmak üzere toplam 368,50 TL yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin müteselsilen davacılardan alınarak davalı … ‘e verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacılar vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şahıs vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/02/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza