Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/427 E. 2023/274 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/427 Esas
KARAR NO : 2023/274

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 16/11/2022
KARAR TARİHİ : 26/05/2023
YAZIM TARİHİ : 12/06/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 16/11/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının “…” ibareli markasının tescili için davalı … nezdinde dosyaladığı … sayılı başvurunun, davalı şahsın itirazları üzerine davalının … sayılı markası mesnet gösterilerek davalı … tarafından “çaylar, buzlu çaylar” emtiaları açısından kısmen reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu, zira taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan birbirlerinden çok farklı olduklarını, davalının markasının hem ibarelerden hem de baskın bir … ve renk unsurlarından oluşan karma bir marka olduğunu, markada geçen ve uyuşmazlık konusu olan “…” ibaresinin bir yan unsur olduğunu, taraf markalarında yan unsur hüviyetinde kullanılmış olan ve zaten de yerleşik/bilinen anlamı itibariyle markasal hüviyette ayırt edicilikten yoksun olan “…” ibaresinin ortaklığından hareketle taraf markalarının karıştırılacağının söylenmesinin mümkün olmadığını, ayrıca her ne kadar davalının kısmi redde mesnet markasının sadece “çaylar, buzlu çaylar” emtialarında ciddi biçimde kullanılıyor olduğu davalı … tarafından kabul edilmişse de, davalının kullanım ispatı için sunmuş olduğu faturaların ciddi kullanımın ispatı açısından yetersiz olduğunu ve zaten de bu faturaların davalı şahıs tarafından kesilmemiş olduğunu, davalının sunmuş olduğu 7 faturadan iki tanesinin birebir aynı fatura olduğunu, diğer faturaların da “çay” gibi yüksek miktarlarda tüketilen bir emtianın ciddi kullanımını tevsik edebilecek miktarlarda satışı içermediğini, bu ürünün sadece yılda bir kez ve/veya 8-10 ayda bir fatura edilerek satılmasının ciddi ve etkin bir kullanım sayılamayacağını ileri sürerek, … …’nın dava konusu edilen 18.10.2022 tarih ve …sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 24/11/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan birbirleriyle karıştırılma ihtimali doğuracak derecede benzer olduğunu, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresi nedeniyle tüketiciler açısından markaların aynı şirkete ait olduğu izleniminin uyanma ihtimalinin yüksek olduğunu, dolayısıyla karşılaştırılan markalarda esas olarak korunan/korunmak istenen unsurun ortak “…” ibaresi olduğunun kabulünün gerektiğini, dava konusu edilen markanın kapsamından çıkartılmış olan emtialar özelinde, taraf markalarının aynı veya ilişkili emtialarda kullanılacağını, zira kısmi ret kararına mesnet alınan markanın davalı şahıs tarafından “çay” emtiasında ciddi bir biçimde kullanıldığının davalı tarafından tevsik edilebildiğini, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili 03/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Somut uyuşmazlıkta karşılaştırılan taraf markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davacının “…” ibaresinden müteşekkil markasını gören tüketicilerin zihninde davalının “… …” unsurlu markalarının canlanmasının kaçınılmaz olduğunu, bunun sonucu olarak da taraf ürünlerinin karıştırılması ihtimalinin doğacağını, davacının …’ye çay satışı yapan bir firma olarak davalının “…” markasının ülkemizdeki tanınmışlığından ve piyasadaki yerinden faydalanmak amacıyla bu şekilde bir marka tescil ettirmek ve haksız kazanç elde etmek istediğini, ayrıca her iki markanın da “çay” emtiasında kullanılmak istendiğini, halbuki davalının “… …” markasıyla yüksek miktarda satışlarının bulunduğunu, bu hususun dava dosyasına sunulan 2017-2018 ve 2019 yıllarına ait mizanlardan da anlaşılabileceğini, davacının, davalının markasının ciddi biçimde kullanılmadığı yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, somut uyuşmazlığa benzer bir uyuşmazlıkta … Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunun da davalının huzurdaki davadaki savunmalarını teyit eder nitelikte olduğunu, ayrıca davalının … sayılı markasının ciddi biçimde kullanıldığına ilişkin delillerin …. sayılı dava dosyasının içeriğinde de mevcut olduğunu, zaten davacının iddialarının aksine tek bir fatura ile 17.000 adet ürün satışı yapıldığını gösteren faturanın ürün satışının ciddi rakamlarda olduğunu tevsik etmek açısından yeterli bir delil olduğunu, davalının “…” markasının …’de özellikle “kaçak çay” olarak tabir edilen ithal çay içilen bölgelerde en çok tercih edilen ve bilinen bir marka olduğunu, davacının iddialarının aksine davalının 2014 yılından bu yana 8 yıldır istikrarlı ve artan şekilde bu marka ile yoğun satış yapmakta olduğunu, bu bağlamda davalının ticari defter ve kayıtlarının dahi incelenebileceğini iddia ederek, davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı … Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan… Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği …sayılı… kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davalı şahsa ait redde mesnet … sayılı marka arasında “Çaylar, buzlu çaylar.” emtiaları bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı tarafından ileri sürülen kullanmama def’inin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, bilirkişi raporu aldırılmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı şirketin 09.02.2021 tarihinde … sayılı “…” ibareli 30 ve 31.sınıfta bulunan emtialar bakımından marka tescil başvurusunda bulunduğu, marka başvurusunun 12.08.2021 tarih ve 378 sayılı …’nde ilan edildiği, davalı şahıs tarafından 20.09.2021 tarihinde SMK m.6/1, m.6/6 ve m.6/9 hükümleri kapsamında … sayılı markalar itiraza mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, davacı şirketin 24.11.2021 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz ettiği, dilekçesinde … sayılı markaya ilişkin olarak kullanmama def’i ileri sürdüğü, davalı şahsın 29.12.2021 tarihli marka kullanım ispatı evrakı sunduğu, itirazı değerlendiren …’nca marka tescil başvurusundan “çaylar, buzlu çaylar” emtiasının çıkarılmasına karar verdiği, redde mesnet olarak SMK m.6/1 hükmü ve … sayılı markanın gösterildiği, bu karara karşı davacının 05.05.2022 tarihli karara itiraz dilekçesi ibraz ettiği, davalının 26.05.2022 tarihli itiraza karşı görüş ibraz ettiği, 18.10.2022 tarihinde …’nun yapmış olduğu incelemede, …sayılı kararı ile; itirazın reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 19.10.2022 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, … izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. … değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; …’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (…) … kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (…) Eldeki talep de salt… kararının iptali istemini barındırdığından… karar tarihi olan 18.10.2022 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmıştır.
SMK m.19/2 hükmüne göre, davalının itirazına mesnet aldığı … sayılı markasının davacının dava konusu edilen markasının başvuru tarihinde en az 5 yıl süreyle tescilli olması gerekir. Davalının kısmi redde mesnet markasının tescil tarihi olan 23.01.2015 tarihinin, dava konusu edilen markanın başvuru tarihi olan 09.02.2021 tarihinden geriye dönük beş yıl hesaplandığında ulaşılan 09.02.2016 tarihinden önce olduğu tespit edildiğinden, davalının bu markasının davacının kullanım ispatı talebine muhatap olabileceği değerlendirilmiştir.
Somut olayda; davalının kullanmama def’ine muhatap … sayılı markasının;
✓ Davalı tarafından,
✓ Tescilli olduğu emtialarda,
✓ … sınırları içerisinde,
✓ Ciddi bir şekilde,
✓ Markasal hüviyette,
✓ 09.02.2016-09.02.2021 tarihleri aralığında ve
✓ Tesciline uygun olarak, kullanıldığının marka işlem dosyası kapsamında ispat edilip edilemediği aşağıdaki şekilde incelenmiştir.
Öncelikle, davalının marka işlem dosyasına sunmuş olduğu çok sayıdaki fatura örneğinin bir kısmının dava konusu edilen markanın başvuru tarihinden sonraki veya yukarıda belirtilen dönemden önceki tarihlerde kesilmiş olduğu, bir kısmının davalı şahıs tarafından kesilmemiş olduğu, bir kısmının ise dava dışı “…” markalı çaylarla ilgili kesilmiş olduğu ve çok sayıdaki fatura içerisinde aynı faturaların birden fazla kere de sunulmuş olduğu tespit edildiğinden, davalının bu özellikleri haiz faturaları somut uyuşmazlıkla ilgili markasal kullanımları tevsik edemeyeceğinden, değerlendirmelere dahil edilmemiştir. Ayrıca, davalının marka işlem dosyasına sunmuş olduğu ürün görsellerinin fotoğraflarından tarih bilgisi tespit edilemediğinden, bu deliller de kullanım ispatı yönünden yeterli görülmemiştir. Ancak; davalının marka işlem dosyasına sunduğu,
✓ 08/01/2020 tarihli fatura ile 5 kg çay,
✓ 08/01/2020 tarihli fatura ile 5 kg çay,
✓ 29/01/2020 tarihli fatura ile 7000 ve 10000 adet çay,
✓ 27/09/2020 tarihli fatura ile 600 adet çay,
✓ 04/01/2019 tarihli fatura ile 300 kg ve 330 adet çay, satışlarına yönelik hususun ispat edilebilmiş olduğu, bu satışların davalı şahıs tarafından, …’de, 09.02.2016-09.02.2021 tarihleri aralığında ve “… …” markalı çayların satışına ilişkin olması itibariyle, somut uyuşmazlıkta, davalının dava konusu edilen kısmi ret kararına mesnet alınan … sayılı markasının yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak, tescili kapsamına giren; “çaylar” emtialarında ciddi biçimde kullanıldığının yeterli nitelikte, nicelikte ve içerikte delil ile ispat edilebildiği, dolayısıyla bu markanın, sadece “çaylar” yönünden SMK m.6/1 hükmüne esas bir korumadan yararlanabileceği ve sadece bu emtia yönünden bu madde hükmü kapsamındaki değerlendirmelere dahil edilebileceği kanaatine varılmıştır (… kararında belirtilen; kullanımın ispatına ilişkin mesnet gösterilen 27/09/2020 tarihli fatura ile 600 adet çay faturası mükerrer gösterilmiş olup, yine 06/01/2020 tarihli fatura ile 45 kg çay emtiasına ilişkin faturanın davalı şahıs tarafından değil, dava dışı üçüncü kişi tarafından tanzim edildiği dikkate alınmış ve bu iki fatura yukarıda listelenmemiştir. Bu faturalar değerlendirme dışı bırakıldığında da; yukarıda listenen faturalar birlikte değerlendirildiğinde; redde mesnet markanın “çaylar” emtiası bakımından ciddi surette kullanıma konu edildiği kanaati mahkememiz nezdinde değişmemiştir).
Dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve iş bu davaya konu olan “Çaylar, buzlu çaylar.” emtiaları ile davalı şahsa ait redde mesnet markanın kullanımı ispat edilebilen “Çaylar.” emtiaları; aynı veya aynı türdür.
Dava konusu marka başvurusu; “…” ibaresinden oluşurken, redde mesnet marka; “…+… …” ibaresinden oluşmaktadır.
Taraf markaları … olarak karşılaştırıldığında; taraf markalarının esas unsurlarının “…” ibaresini ortak olarak içermesinin, bu ibarenin dava konusu edilen emtialar açısından somut ayırt ediciliğine yeterince haiz olması da dikkate alındığında, işaretleri görsel, işitsel ve kavramsal açılardan yakınlaştırdığı değerlendirilmiştir. Bu benzerlik sebebiyle; potansiyel müşterilerin daha önce denedikleri markaların hafızalarında kalan kısımlarına dayanarak tekrar marka tercihi yaptıkları ve bu nedenle de markalardaki farklı unsurlardan ziyade ortak unsurlara odaklanacakları gerçeği gözetildiğinde, davalının “… …” markasını görmüş ve tanımış olan bir tüketicinin, davacının “…” ibaresini tek unsur olarak ihtiva eden markasıyla karşılaştığında bu markaları “benzer bulması” ihtimalinin doğduğu değerlendirilmiştir. Ayrıca; davacının markasının kısmen reddedildiği emtialar ile davalının markasının kullanıldığının ispat edilebildiği emtiaların aynı/aynı tür emtialar olduğu ve bu emtiaların hitap ettiği ortalama tüketici kitlesinin bilgi/bilinç/dikkat/özen/algı/seçicilik seviyelerinin, bu emtiaları satın aldıkları anda yüksek olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenlerle, söz konusu ürünlerde “…”/“… …” ibarelerinin/işaretlerinin markasal hüviyette farklı firmalar/tacirler tarafından kullanılması halinde alıcıların söz konusu ürünlerin aynı şirketten veya ekonomik olarak bağlantılı şirketlerden/işletmelerden geldiği düşüncesine kapılma tehlikesinin ilişkilendirilme ihtimalini yarattığı, alıcıların iki farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamaları halinde bile, her iki markanın sahibi arasında idari/işletmesel bir bağlantı bulunduğunu, ortak bir çalışma kapsamında iş yapıldığını düşünebilecekleri, davacının markasının, davalının markasının kullanıldığı bu emtialar açısından davalının hedef pazarındaki tüketici/müşteri kitlesi nezdinde karışıklık yaratabileceği değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak; yukarıda detaylı olarak incelendiği üzere; taraf markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzerlik bulunduğundan ve davalının markasının korunduğu emtialar ile davacının markasının kısmen reddedildiği emtialar aynı olduğundan, dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet alınan marka arasında, davaya konu emtialar bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 48,60 TL vekalet harcı, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 234,00 TL posta-tebligat ücreti olmak üzere toplam 3.989,42 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı …’in yapmış olduğu 11,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/05/2023
Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza