Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/426 E. 2023/219 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/426 Esas – 2023/219
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/426 Esas
KARAR NO : 2023/219

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 16/11/2022
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 16/11/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … 26.10.2021 tarihinde … nolu tasarım için yapılan tescil başvurusuna davalı … Şirketi tarafından … numaralı tasarım mesnet gösterilerek itiraz edildiğini, kısmi ret kararına karşı müvekkili tarafından itiraz edildiğini, … tarafından müvekkilinin haklı itirazlarının reddine karar verildiğini; davalı yanın itirazına konu tasarımı ile davacı tasarımı incelendiğinde, başvuruya konu ürünün yan bölümlerinin oturma alanına kavuştuğu kısımların, sırt yaslama kısımlarından başlayan eğimli yapının yeni ve ayırt edici bir tasarım ortaya koyacak şekilde farklılaştığını, oturma yüzeylerinin, sırt ve kol yüzeylerinin tümünde oval yapıların hakim olduğunu, dörtgen yapıda iki adet kol tasarlanarak tamamlanmış bir tasarımla, beşgen yüzey ile tasarlanmış kol yapısına ve keskin hatlarla oluşturulmuş sırt ve oturma alanı ihtiva eden iki farklı ürünün bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bırakacağı izlenimin “aynı tasarımcının ürünleri” olacağı ve hatta söz konusu ürünlerin “bire bir aynı olduğu” iddiasının hayli yanıltıcı bir yaklaşım olacağını, söz konusu ayırt edici unsurların sıra ürünlerin ayak yapılarında da dikkat çekici şekilde farklılıklar konusu olduğunu belirterek …’nun 14.09.2022 tarihli … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 07/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu somut olay incelendiğinde, davacı şahsa ait itiraza konu … sıra numaralı tasarım ile diğer davalı şirkete ait itiraza gerekçe olarak gösterilen … sıra numaralı tasarımın, itiraza gerekçe olarak gösterilen önceki tarihli ürün görsellerinin, katalogların, teknik dokümanların ve faturaların genel görünüm itibariyle benzer olduğunu, davacı vekilinin iddialarının aksine, davacı şahsa ait … sıra numaralı tasarımın, itiraz gerekçesi tasarıma nazaran ayırt edici bir tasarım olmadığını, davacı şahıs vekili tarafından beyan edilen farklılıkların, tasarımları ayırt edici kılmayan ve ayrıntı seviyesinde farklılıklar olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili 14/12/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; … firmasına ait tasarımın tanıtımının yapıldığı ve satışa sunulduğu …. uzantılı resmi internet sitesine ilişkin olarak “…” sitesinde yapılan araştırma sonucunda, “…” isimli ürünlerin 11.05.2017 tarihinde yüklendiğini, davacıya ait tasarımın başvuru tarihinin 26.10.2021 olduğunu, ürünün başvuru tarihinden önce kamuya sunulmuş olduğunu ve bu nedenle yenilik kriterinin sağlanamadığını, bununla birlikte, müvekkilinin 20.08.2004 tarihinden bu yana tescilli ve piyasada bulunan tasarımı ile birebir aynı olan davacıya ait tasarımın yenilik basamağından yoksun olduğunu, müvekkiline ait tasarımların, davacıya ait tasarımdan önce, “…” adı altında kamuya sunulduğunu ve tescil ettirildiğini, dolayısıyla tasarımın yeni olmadığını; tasarımların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ayırt edilemeyeceğini ve dolayısıyla dava konusu tasarımın ayırt edicilik kriterini de taşımadığını, karşılaştırmaya konu ürünler arasında, belirgin farklılıklar olmadığını ve genel görünüm itibariyle tasarımların aynı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı … Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait …sayılı tasarımın yeni ve ayırt edici olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 26.10.2021 tarihinde …. sayılı çoklu tasarım başvurusunda bulunduğu, …’nca 24.11.2021 tarih ve 377 sayılı … sayılı başvurunun ve tescilin ilan edildiği, davalının yayıma itiraz dilekçesi sunduğu,… sayılı kararı ile itirazın kabulüne ve …. sıra numaralı tasarımın tescilinin hükümsüzlüğüne karar verdiği, verilen kararın davacı marka vekiline 17.09.2022 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tasarım, bir ürünün veya onun bir kısmının görmek veya dokunmak gibi insan duygularıyla fark edilen görünümüdür. Görünüm, ürünü veya onun üstündeki süslemeyi oluşturan çizgilerin, özel şekillerin, çevre çizgisinin, renklerin, biçimin ve/veya malzemenin sonucudur.
6769 sayılı SMK’nın 56. maddesinde koruma koşulları düzenlenmiş olup, bir tasarımın tescili için yeni ve ayırt edici nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. 6769 sayılı SMK’nın 56/4. maddesine göre bir tasarımın “yeni” olması o tasarımın aynısının daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması anlamına gelir. Eğer herhangi iki tasarım arasında sadece küçük ayrıntıda farklılık varsa o tasarımlar aynı kabul edilir. Yenilik değerlendirmesinde temel alınan kriter mutlak yenilik, yani dünyada yenilik ilkesidir. Yenilik mutlaktır; çünkü, tescili istenen tasarımın aynısının kamuya sunulması halinde, …’de dünyanın neresinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, yenilik ortadan kalkar. Bundan tescil başvurusunda bulunan tasarımcının haberinin bulunup bulunmaması, hiçbir etki yapmaz.
Ayırt edicilik kriterini düzenleyen 56/5. Madde uyarınca, “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” Bir tasarımın ayırt edici nitelikleri o tasarıma has, yani sadece o tasarıma ait özelliklerdir. Yine 56/5. maddeye göre tasarımlar arasındaki kıyaslama bilgilenmiş kullanıcı tarafından yapılacak olup, 56/6. maddeye göre ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınacaktır.
Bilgilenmiş kullanıcı, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı, sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği tasarımın önemli özelliklerini fark eder. Ama bir tasarım uzmanı kadar da bilgi birikimine sahip olmadığı için ayrıntılarla ilgilenmez.
Seçenek özgürlüğü kavramı ile ilgili olarak, koruma dışı hallerin değerlendirildiği 58/2. Maddede “Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” ifadesi yer almaktadır. Bir ürün, tasarımcısına ne kadar seçenek özgürlüğü bırakıyorsa koruma kapsamı da o denli genişler; seçenek özgürlüğü ne denli darsa koruma kapsamı da o denli daralır. Bir ürün işlevini yerine getirebilmesi için ancak belirli bir şekilde tasarlanması zorunluysa, bu ürünün tasarımı hiç koruma görmez.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, tasarım işlem dosyası, hükümsüzlüğe mesnet gösterilen dokümanlar, hukuki nitelendirme hariç maddi tespitler barındıran bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu tasarımlar “koltuk” tasarımına ilişkindir. Uyuşmazlık kapsamında konu edilen koltuk
tekli koltuktur. Koltuk tasarımlarında kullanıcının oturabildiği bir tanımlı alan teknik zorunluluk olmakla
birlikte, koltuğun sırt kısmının bulunup bulunmaması, şekli, koltuğun ayakları, kol koyma yerleri ve
biçimi gibi ürüne albeni kazandıran dış kabuğun tasarlanması alanında tasarımcının görünümü
şekillendirme özgürlüğü bulunmaktadır. Dolayısıyla; tasarıma konu edilen “koltuk” emtiası bakımından
belli birtakım standardizasyonlar oluşmuş olmakla birlikte, genel görünüm açısından seçenek
özgürlüğünün fazla olduğu değerlendirilmektedir.
Somut olay bakımından bilgilenmiş kullanıcı; emtianın geniş kitleler tarafından kullanıldığı
varsayımından hareketle bir mobilya ürünü almaya niyetli sıradan tüketici ve satışını yapan satış
temsilcisi olarak belirlenmiştir. Bilgilenmiş kullanıcı; mobilya ve/veya koltuk konusunda uzman
olmayan, uzman olması gerekmeyen ancak ihtiyacı doğrultusunda farklı seçenekler içerisinden
tercihte bulunabilecek kişidir.
Dava konusu …. sayılı tasarım ile hükümsüzlüğe mesnet alınan …. sayılı tasarım karşılaştırıldığında;

Bilirkişi raporunda kırmızı oklarla da belirtildiği üzere;
koltuk ayak tasarımlarının birebir aynı olduğu, metal uzun ve silindir bir ayak üzerine koltuğun taban
kısmının oturtulduğu, tabanın yukarı doğru bir verevle sırt kısmına bağlandığı görülmektedir. Her iki
tasarımda da ayak ve koltuğun sırt kısmı arasında aynı açı oluşturulmuştur ve tasarımlar özellikle
ayak ve kol kısımlarının görülebildiği yan kısımlarda genel görünümde ayırt edilemeyecek derecede
benzer görünümdedir.

Farklara bakıldığında ise, davacı tasarımında kol koyma kısmı çıkıntı yapmadan yuvarlak bir hat
çizerek aşağı doğru taban ile bağlanırken, davalı tasarımında kol koyma kısmı çıkıntı ile yukarı doğru
uzamış ve oturma yeri ile kol koyma yeri keskin bir biçimde ayrılmıştır.

Davalı tarafından sunulan kataloglardaki görseller bakımından, ….
adresinden davalının tasarımın 11 Mayıs 2011 tarihinde alınan ekran görüntüsü teyit edilmek
suretiyle bilirkişi heyeti marifetiyle karşılaştırma yapılmıştır.
Bunlara göre;
yukarıda davalı tasarım tescili ile davacı tasarım tescili arasında yapılan karşılaştırmalar aynı şekilde
geçerli olup, davalı kullanımlarında koltuğun ön kısmının oturma yerine alanına doğru yaptığı verev
daha net görülmektedir. Bu durum, tasarımların önden görünümünün de benzer olduğunu ortaya
koymaktadır.

Tespit edilmiş olan benzerlikler ve farklılıklar göz önüne alındığında, tasarıma ana karakterini veren
unsurun koltuğun ayak tasarımı ve bu tasarım ile elde edilen koltuğun yandan görünümü olduğu da
göz önüne alınarak, koltukların kol koyma yeri formundaki çıkıntı ve kavislerin farklılığının söz
konusu ürün tasarımları için küçük ayrıntı olarak nitelendirilmesi gerektiği, tasarımlar arasındaki
farklılıkların iki tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bırakacağı genel izlenimi değiştirmeye
yetmediği, bu nedenle dava konusu tasarımın yenilik kriterini taşımadığı, bilgilenmiş kullanıcı
gözünde ayırt edicilik kriterini karşılamadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:

1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,

4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 4.500,00 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 177,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.895,32 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Şirketi tarafından yapılan 37,10 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Şirketi’ne verilmesine,

6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/05/2023

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza