Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/380 E. 2023/211 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/380 Esas – 2023/211
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/380 Esas
KARAR NO : 2023/211

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının Kısmen İptali – Markanın Kısmen Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 11/10/2022
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/05/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının Kısmen İptali – Markanın Kısmen Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 11/10/2022 tarihli dava, 11/11/2022 ve 29/11/2022 tarihli replik dilekçelerinde özetle; Davalı şirketin …. sayılı “… …” ibareli 35 ve 43. sınıflarda tescil için yaptığı marka başvurusunun yayınına müvekkili şirket tarafından itiraz edildiğini, itirazlarının davalı Kurum tarafından reddedildiğini, ret kararının hatalı olduğunu, müvekkili şirketin …. yılından bugüne özellikle bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler vs. ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkiline ait “…” markasının … nezdinde tanınmış marka olarak kabul edildiğini, yine bu markanın … nezdinde 23.02.2000 tarih ve …. no ile tescil edildiğini, müvekkili şirketin “…” ibaresi dışında birçok başka marka yarattığını ve bu markaları da tüketici nezdinde bilinir, tanınır hale getirdiğini, müvekkiline ait “…” ve “…” esas unsurlu markalarının ilk defa müvekkili tarafından kullanılan ve tüketici kitlelerince tanınan markalar olduğunu, müvekkili şirkete ait “…” ve “…” ibareli çok sayıda marka bulunduğunu, ayrıca “…” ibaresini içerir endüstriyel tasarımlarının da mevcut olduğunu, dava konusu markanın müvekkili markaları ile iltibas oluşturabilecek düzeyde benzer olduğunu, dava konusu markanın “… + …” ibaresinden oluştuğunu, müvekkili şirket markalarını doğrudan içerdiğini, müvekkiline ait seri markaları bilen tüketicilerin dava konusu markayı müvekkili şirket ile özdeşleştireceğini, dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, “…” ibaresinin tamamlayıcı konumda olduğunu, dava konusu markanın 35 ve 43. sınıflarda tescil edilmek istendiğini, müvekkili şirketin itiraza mesnet markalarının 29, 30, 32. sınıflarda tescilli olduğunu, dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan ve 05. sınıftaki “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler” mallarının müvekkili şirket markalarının tescilli olduğu mallar ile benzer ve/veya birbirleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu, davalının marka başvurusunun kapsamında 35. sınıfta yer alan “Müşterilerin elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların bir araya getirilmesi” şeklindeki hizmet sınıfının müvekkili şirketin iştigal alanı olan ve markalarının tescilli olduğu 05 ve 32. sınıflardaki emtiaları kapsadığını, dava konusu marka başvurusunun 35. sınıf altında tescil edilmek istendiği “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmetlerinin müvekkili markasının kapsamındaki emtia ile aynı/benzer ve doğrudan bağlantılı nitelikte olduğunu, markaların aynı tüketici kitlesine yöneldiğini, ilgili tüketici kitlesinin hızlı karar veren, algılama ve dikkat düzeyi düşük tüketicilerden oluştuğunu, dava konusu markanın müvekkili markalarının serisi olarak algılanabileceğini, davalı şirketin marka başvurusunda kötü niyetli olduğunu, müvekkili markalarının ayırt ediciliğinin düşük olmadığını, davalı şirketin kullanmama def’i iddialarının yerinde olmadığını, müvekkili şirketin “…” ve “…” ibareli markalarını aktif şekilde kullandığını beyanla; … …’nın … sayılı kararının 35. Sınıf içerisinde yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için mallarının bir araya getirilmesi hizmetler” hizmet sınıfının altında mevcut; 05. Sınıfta yer alan “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” mallar ile 32. sınıfın tamamı yönünden iptaline ve davalı şirket adına kayıtlı …. başvuru numaralı markanın 35. Sınıf içerisinde yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için mallarının bir araya getirilmesi hizmetler” hizmet sınıfının altında mevcut; 05. Sınıfta yer alan “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” mallar ile 32. sınıfın tamamı yönünden iptaline, tescili halinde hükümsüz sayılmasına ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili 27/10/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarının karıştırılacak derecede benzer olmadıklarını, davacıya ait “… …” ya da “…” ibareli markalarda “…” ibaresinin çatı marka olduğunu, “…” ibaresinin günlük hayatta herkes tarafından sıklıkla kullanılan bir kelime olduğunu, gıda ürünleri ile ilgili ürünlerde ticari hayatta çok sık kullanıldığını, “…” ibaresinin ayırt ediciliği düşük ve zayıf marka konumunda olduğunu, aynı şekilde “…” ibaresinin de günlük hayatta sıklıkla kullanılan kelimelerden olduğunu, kimsenin tekeline verilemeyecek nitelikte olduğunu, “…” ibaresinin zayıf marka konumunda olduğunu, dava konusu markanın bir bütün olarak davacı markalarından yeterince farklılaştığını ve ayırt edici hale geldiğini, markalar arasında işaret benzerliği şartı gerçekleşmediği için kapsamlarında yer alan emtia açısından iltibas tehlikesinin doğmayacağını, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğunun davacı tarafça ispat edilemediğini, … kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ŞİRKETİ vekili 14/11/2022 tarihli cevap ve 19/12/2022 tarihli düplik dilekçelerinde özetle; Müvekkili şirketin … yılından beri gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, 52 farklı tescilli markası bulunduğunu, tescilli markalarından ikisinin …. sayılı “… … …” ibareli markalar olduğunu, müvekkili şirketin 2010 yılından beri fiziki ve sanal ortamlarda etkin ve yaygın bir şekilde dava konusu kelime öbeğini aralıksız olarak kullandığını, “… …” ibarelerinin müvekkili şirket ile özdeşleştiğini, “… …” ibaresinin halk dilinde kullanılan bir deyiş olmadığını, ilk olarak müvekkili şirket tarafından kullanılarak bir marka yaratıldığını, dava konusu marka başvurusunun hukuka uygun olduğunu ve herhangi bir iltibasa neden olmadığını, davacı şirketin markaları kapsamında bulunan mal ve hizmetler ile müvekkili şirket marka başvurusunun kapsamının aynı veya benzer olmadığını, davacı şirketin Kurum nezdinde yaptığı itirazda sadece “…” ibaresine ve 30. sınıf için itiraz edildiğini, dava dilekçesinde ise “…” ve “…” ibareleri için 05. sınıfın bir kısmı ile 32. sınıf için itiraz edildiğini, davacı şirketin sadece “… …” ibareli tescilli markası bulunmadığını, markalar arasında iltibasa yol açacak derecede görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunmadığını, müvekkili markasında “… …” ibaresinin öbek olarak kullanıldığını, davacı şirket markalarında kullanılan “…” ve “…” kelimelerinin tek başına ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, davacının bu ibareleri içeren tanınmış markası bulunmadığını, davacı şirketin “…” ve “…” ibareli markalarını yaygın ve ciddi bir şekilde kullanmadığını, davacıya karşı markalarını kullanmama def’i ileri sürdüklerini, “…” ve “…” kelimelerinin kullanımının yaygın kelimeler olduğunu ve tek kişiye özgülenmelerinin mümkün olmadığını, davacı şirketin kötü niyet iddialarının haksız olduğunu, tarafların farklı tüketici kitlelerine hitap ettiklerini, davacı şirket markalarının ürün markası, müvekkili şirket markasının hizmet markası olduğunu, ortalama tüketici nezdinde markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığını, şirketler arasında ekonomik/idari bağ olduğu düşüncesinin oluşmayacağını beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı… Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan … Kararının Kısmen İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Kısmen Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı … kararının “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri bakımından davacının itirazının reddine ilişkin kısmının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … sayılı “… …” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza/hükümsüzlüğe mesnet markalar arasında yukarıda belirtilen hizmetler bakımından ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, dava aşamasında davalı şirketçe ileri sürülen kullanmama def’inin yerinde olup olmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı şirkete ait markanın yukarıda belirtilen hizmetler bakımından hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren …. İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Dava konusu …. sayılı marka başvurusu, 35 / 43. sınıf için tescil edilmek üzere 18.12.2020 tarihinde yapılmıştır. Marka başvurusu 29.03.2021 tarih ve 369 sayılı …’nde yayımlanmıştır. Dava konusu başvurunun yayımına davacı şirket tarafından “benzerlik/karıştırılma ihtimali” gerekçesine dayanılarak itiraz edilmiştir. Dayanak gösterilen marka; …. sayılı markadır. Davalı şirket tarafından itiraza karşı görüş bildirilmiştir. Davacı şirketin yayıma itirazı … tarafından 12.05.2022 tarih ve …. sayılı karar ile reddedilmiştir. Davacı şirket tarafından … kararına itiraz edilerek, yayıma itirazın yeniden incelenmesi talep edilmiştir. Davalı şirket tarafından itiraza karşı görüş sunulmuştur. İtiraz üzerine verilen ve dava konusu yapılan 12.08.2022 tarihli ve … sayılı … kararı ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir:
“… Yapılan değerlendirme sonucunda, başvurunun ihtiva ettiği tüm kelime unsurları ile birlikte bir bütün olarak ele alındığında itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar ile karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmadığı anlaşıldığından başvuru ile itiraza mesnet markalar arasında ilişkilendirme/karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.”
İş bu … kararı davacı marka vekiline 15.08.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki dava açılmıştır. Dava konusu marka başvurusu, tescil ücreti ödenmediğinden geçersiz durumdadır.
İlk olarak belirtilmelidir ki; dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
… kararının iptali istemi bakımından ise; marka işlem dosyası ile sınırlı olarak, somut olayda SMK m.6/1 hükmü koşulunun oluşup oluşmadığı aşağıdaki şekilde incelenmiştir:
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre … tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, …izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. …değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacının, itiraz aşamasında gerekçe olarak gösterdiği markalar 30. Sınıfta yer alan emtialarda tescillidir. Dava konusu marka kapsamında yer alan ve iş bu davaya konu edilen emtialar ise, (05 ve 32. Sınıf emtia satışına yönelik) 35. Sınıf hizmetlerdir. Taraf markaları kapsamında aynı/aynı tür emtia bulunmamaktadır.
Dava konusu marka kapsamında yer alan emtialar da, davacı markaları kapsamında yer alan emtialar gibi, birer gıda ürünüdür. Dava konusu marka başvurusu, bir kısım gıda emtiaların satışı hizmeti bakımından tescil edilmek istenmektedir. Taraf markalarında yer alan emtiaların birer gıda ürünü olması sebebiyle, aralarında düşük/orta düzeyli benzerlik/ilişki olduğu kabul edilebilir. Fakat bu seviyede bir benzerliğin, işaretler arasındaki benzerlik seviyesi ile dengelenerek, karıştırılma ihtimali yol açıp açmayacağı ayrıntılı olarak değerlendirilmelidir.
Dava konusu marka başvurusu, kelime ve şekil unsuru barındırmayan, “… …” ibaresinden oluşan bir kelime markasıdır. Dava konusu marka başvurusu, bir cümle yapısında oluşturulmuş olup, yazıldığı gibi okunmaktadır. “…” şeklinde telaffuz edilen marka, iki kelime, altı hece, on beş harften oluşmaktadır. Markada, herhangi bir unsur ön plana çıkarılmamış, kelimelerin tamamı aynı satırda aynı punto aynı renk ile yazılmıştır. Dava konusu marka başvurusunun esas unsuru, bir bütün olarak “… …” ibaresidir.
Davacıya ait markalar ise, iki farklı gruptan oluşmaktadır. Davacı markalarının bir kısmı ortak olarak “…”, bir kısmı ise ortak olarak “…” ibaresinden oluşmaktadır. Davacının “…” kelimesini içeren markaları “… iz bırakır, … yüzünden belli olsun, … bulaşsın her gününe, … denince akla” gibi sloganların yanı sıra “…” gibi markalardan oluşmaktadır.
Davacının “…” ibareli markaları ise, “…” kelimesinden sonra gelen ve ürünün çeşidini belirten bir kelime unsuru (çilekli, fındıklı, muzlu, çikolata fındık, çikolata çilek, çikolata muz) ve en sonda konumlanan “…”, “…” ve “… …” kelimelerini içeren markalardır. “…” markası, davacının çatı markası niteliğindedir. Benzerlik değerlendirmesi, çatı marka gözetilmeksizin yapılmalıdır. Davacı markalarında yer alan “çilekli, fındıklı, muzlu, çikolata fındık, çikolata çilek, çikolata muz” kelimeleri ise, ürünün çeşidini belirten kelimeler olup tali unsur niteliğindedir. Davacı markalarının esas unsuru “…”, “…” ve “… …” ibareleridir. Davacının salt “…” kelimesini içeren bir adet markası da bulunmaktadır.
Davacının “…” ibareli markası ile dava konusu marka, karşılaştırmaya gerek dahi duyulmayacak derecede farklıdır. Davacının… “…” ibaresinden oluşan, … de “…” kelimesinden oluşan markaları bulunmakla birlikte, bu kelimelerin birlikte yer aldığı herhangi bir markası bulunmamaktadır. Davacının “…” kelimesi ile birlikte kullandığı kelime “…” kelimesidir. “…”, “…” gibi kelimeler, benzer şekilde soyut kelimeler olmakla birlikte, … farklı uzunluktaki kelimeler (… ) olmaları, … de anlam olarak birbiri ile ilişkilendirilebilir olmamaları nedeniyle, aralarında bağlantı kurulamamıştır.
Davacının “…” kelimesinden oluşan markaları ile dava konusu marka arasında “…” kelimesinin ortaklığı bulunmakta ise de, “…” kelimesi, yüksek bir ayırt ediciliğe sahip olmayan, her yaştan her kesimden kimsenin sıklıkla kullandığı, marka başvurularında yer verdiği kelimelerden olup, bu kelimenin ortaklığının taraf markalarını benzer kılmayacağı değerlendirilmiştir. Zira davacının markalarında “…” kelimesi, çok farklı sloganlar olarak ve “gönüllüler, fabrika” gibi çok farklı kelimeler ile birlikte kullanılmış olup, markalar arasında cümle/kelime yapısı olarak da benzerlik bulunmamaktadır.
Davacının salt “…” kelimesini içeren bir adet markası da bulunmaktadır. Fakat, dava konusu marka başvurusunda kullanılan “…” kelimesi ile farklı bir kelime grubu oluşmuş ve “…” kelimesinden anlam olarak uzaklaşılmıştır.
Sonuç olarak; taraf markalarının emtia sınıflarının tamamının gıda ürünlerinden oluşması nedeniyle ilişkili kabul edilebilecekleri, fakat, bu ürünler arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi oluşması için, markaların işaretsel anlamda yüksek seviyede benzerlik taşıması gerektiği, davacının… “…” … “…” ibareli markaları bulunmakla birlikte, davacının markaları arasında “…” ve “…” kelimelerinin bir arada kullanıldığı bir markanın bulunmadığı, davacının markalarında “…” ve “…” kelimelerini farklı kelime grupları ile kullandığı, farklı slogan yapıları/kelime grupları oluşturduğu, “…” ve “…” gibi kelimelerin ayırt edici niteliklerinin yüksek olarak nitelenemeyeceği, bu nedenle bu ibareleri ortak olarak içeren kelimelerin ortaklığının markaları benzer kılmayacağı, markaların sınıfsal olarak da yüksek seviyede bir benzerlik içermediği gözetildiğinde, bu kelimelerin ortaklığının karıştırılma ihtimaline yol açmayacağı, taraf markalarının esas unsur bazında bir benzerlik taşımadığı, dava konusu markada “…” ya da “…” kelimesinin ön plana çıkarılmaması ve bir bütün olarak anlamlı bir ibare olması nedeniyle bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, bütün olarak bakıldığında dava konusu markanın davacının markalarından uzaklaştığı, markaların bütünsel olarak ilişkilendirilebilir olmadığı, “…/…” ibaresi gibi orijinal olmayan bir ibareyi ortak olarak içeren taraf markalarının tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunmadığı, tüketicinin taraf markalarını benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olması, taraf markalarının birbiri ile ilişkilendirilme ihtimalinin bulunmaması nedeniyle, somut olay bakımından markaların ilişkilendirilmesi ihtimaline dayalı olan nispi tescil engeline ilişkin şartların oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; … kararının iptali isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-… kararının iptali isteminin REDDİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 88,30 TL vekalet harcı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 45,42 TL dosya kapağı masrafı, 220,00 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.015,12 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … Şirketi tarafından yapılan 62,70 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Şirketi ‘ne verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/05/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza